Jüpiter ve Venüs Karşı Karşıya

15 Mayıs 2018, 21:00, İstanbul gökyüzü. Venüs batı, Jüpiter güneydoğu yönünde. (Görüntü Stellarium programıyla oluşturuldu. )

Günbatımında açık bir alandaysanız, Batı yönüne bakın. Gökyüzünde dikkatinizi parlak bir gökcismi çekecek, işte o Venüs.

Venüs, Güneş’in gökyüzündeki sağ kolu gibidir.  Yılın bazı dönemlerinde onu takip eder ve Güneş battıktan kısa bir süre sonra batar, yılın bazı dönemlerinde ise Güneş doğmadan önce O’nun gelişini haber verir.

Venüs Güneş’e bizden daha yakın. Bir düşünün, Dünya’dan baktığımızda ikisini hep yan yana görmeyi bekleyebiliriz. Tabii Venüs de Güneş’in etrafında dönüyor. Bu 225 gün süren dönüş sırasında Dünya’dan bakıldığında bazen Güneş’in arkasında kalacak, bazen de Güneş’in önünde olacak. Bu durumlarda O’nu göremeyiz. Diğer zamanlarda Venüs ya gündoğumu ya da günbatımında, en fazla 2-3 saatliğine gökyüzünü süsler.

Venüs gökyüzünde Güneş ve Ay’dan sonraki en parlak gökcismi.  O’nu bulmak bu yüzden oldukça kolay. Parlaklığıyla insanları etkilemiş Venüs’ün başka birçok ismi var:  Çoban Yıldızı, Akşam Yıldızı, Zühre bazıları.

15 Mayıs akşamı 20:50’de İstanbul gökyüzünde Venüs. Stellarium programı kullanılarak oluşturuldu.

Gözyüzünde gözünüze çarpan gökcisimlerinin gezegen mi yıldız mı olduklarını anlamak için ışıklarının titreşip titreşmediğine bakmanız yeterli. Yıldızlar çok uzakta olduklarından onları noktasal ışık kaynağı gibi düşünebiliriz.  Bu noktasal ışık kaynaklarından gelen ışık atmosferden geçerken, buradaki sıcaklık, yoğunluk dalgalanmaları nedeniyle sapar ve yıldızlardan gelen ışık bize kesikli şekilde ulaşır. Gezegenler ise yıldızlara göre çok daha yakın dolayısıyla onlar aslında minik ışık diskleri, ve bu nedenle ışıkları atmosferdeki dalgalanmalardan yıldız ışığı gibi etkilenmiyor.  Bize ulaşan ışık kesintisiz ulaşıyor, ve gezegenlerin oldukça sabit bir parlayışları var.

Kafanızı çevirip Güneydoğu’ya bakarsanız yine çok parlak ve ışığı titreşmeyen başka bir gök cismi göreceksiniz. Bu da Jüpiter ve Venüs’ten sonra gökyüzündeki en parlak gökcismi. Bu ikisini ışık kirliliğinin çok yoğun olduğu kentlerde bile görebilirsiniz.

Galileo Galilei,  Hollanda’da teleskobun icat edildiğini duymuş ve 1609 yılında gökyüzüne bakmak için kendi teleskobunu yapmıştı. Bundan sonra Galileo çığır açan keşifler yaptı. Galileo’nun yaptığı en gelişmiş teleskop 20 kez yakınlaştırıyordu.

Galileo’nun keşiflerinden birisi Jüpiter’in etrafında dönen dört uydusuydu.  Bu uyduları 15 kez büyüten bir teleskop veya dürbünle görebilirsiniz. Galileo bu uyduları gördüğünde insanlar evrendeki her şeyin Dünya’nın etrafında döndüğünü düşünüyorlardı. Bu keşif sayesinde en azından Jüpiter’in uydularının Dünya’nın etrafında dönmediği anlaşıldı. Bu dört uydu bugün de Galileo uyduları olarak anılıyor, isimleri IoEuropaGanymede ve Callisto.

Soldaki Jüpiter ve Aylarının basit bir teleskopla görebileceğiniz görüntüsü. Sağda Galileo gözlemlediği dört uydunun farklı zamanlardaki konumlarını işaretlemiş, bu şekilde Jüpiter’in etrafında döndükleri sonucuna varmış.

Galileo Venüs gözlemleriyle de çok önemli bir şey gösterdi. Dünya merkezli Evren modelini yanlışlayan şekilde Venüs’ün fazları vardı.  Güneş’in merkezde olduğu bir Güneş sistemi modelinde Venüs yıl boyunca farklı fazlarda bulunmalıydı, ayrıca Dünya’dan uzaklığı değiştiğinden boyutu da değişmeliydi.

Solda 2004 yılı Şubat’tan Haziran’a kadar Satürn’ün farklı fazları (Statis Kalyvas – VT-2004 programme), Sağda Galileo Galilei’nin notlarından Venüs’ün fazları.

Eğer elinizin altında basit bir teleskop varsa, Galileo’nun ayak izlerini takip edip Jüpiter’in aylarına bakabilirsiniz. Gece boyunca farklı zamanlarda bakarsanız ayların konumların değiştiğini fark edebilirsiniz. Venüs’ün fazlarını izlemek daha dikkatli bir gözlem planı gerektirse de şu sıralar neredeyse tamamı aydınlık olan Venüs’ün yaz ayları boyunca aydınlık yüzünün küçüldüğünü izleyebilirsiniz.

Defne Üçer Şaylan