Ankara’da bir Fin kimyacı

Kauko ailesi arşivinden. (Kauko’nun kızı Riitta Mattila’nın özel izniyle kullanılmıştır.)

Finlandiya’nın küçük kasabası Kuopio’da fakir bir aileye doğsa da iyi bir eğitim almış bir çocuk olan Yrjö Kauko (1886-1974) inorganik kimya profesörü olmuş, hem Finlandiya’nın Tampere Üniversitesi’nde hem de Estonya’nın Tartu Üniversitesi’nde başarılı bir akademik hayatın ardından 64 yaşında emekli olmuştu. Emekli olsa da yerinde duramayanlardan olduğundan kendine yeni meşgale arayan Kauko’ya, Finlandiya’nın Ankara Büyükelçisi Aarno Yrjö-Koskinen Türkiye’de çalışmasını önerdi. Üniversite reformunun üzerinden bir süre geçmiş olsa da o dönemde hâlâ birçok yabancı profesör Türkiye’de çalışıyordu. Bunlardan biri olan Estonyalı Adolf Parts (ki Kauko’nun Tartu’dan öğrencisiydi) Avustralya’ya taşındığından Ankara Üniversitesi’ndeki kadrosu boşalacaktı.

Ankara kelimesi Fincede sert, zor anlamına gelse de Kauko bu kadroya başvurdu ve kabul edildi. Görevine 1952 Mart’ında başladı. Kendisini şüpheyle karşılayacaklarını sanıyordu ama büyük oranda yanılmıştı. Bu göreve neden bula bula çoktan emekli olmuş, yaşlı, İngilizce de bilmeyen bir adamın alındığını ömrü boyunca merak eden Bahattin Baysal gibileri olsa da çok sıcak karşılandı.

Kauko’nun kızı Riitta Mattila’nın babası hakkında yazdığı kitap “Bilim ve öğretim tutkusu. Yrjö Kauko’nun Kuopio’dan Patagonya’ya kadar olan yaşam evreleri”

İmkânlar beklediğinden kötüydü. Bölümün kendi binası henüz inşa edilmediğinden geçici yerlerde idare ediliyordu. Kimya laboratuvarının suyu ve gazı yoktu. Başka bir binadaki laboratuvarı ayarlamak zorunda kaldı. Bu imkânlarla özellikle elektrokimya ve elektrokimyasal termodinamik araştırmaları yaptı. Öğrencileri Kauko’yu nazik, samimi ancak karşıt görüşe biraz tahammülsüz biri olarak hatırlıyor.

Kauko’nun derslerini Süreyya Aybar ve Okyay Alpaut Almanca’dan, Cemil Şenvar ise Fransızca’dan tercüme ediyorlardı. Onlarla birlikte Saadet Üneri ve Bahattin Baysal doktoralarını veya doçentliklerini bu dönemde aldılar ve ileride kimya profesörleri oldular.

Kauko, Ankara’nın iklimini sevmişti. Akciğerlerine ve romatizmasına iyi geldiğini ama çabuk yaşlandırdığını düşünüyordu. Atçılığı eskiden beri sevdiğinden, gelir gelmez Ayfer ve Pembe adlı iki at almış, boş zamanlarını Balgat “köyü”ndeki harada onları sürerek geçiriyordu.

Kauko 1955’te Ankara Üniversitesi’nden ayrıldı. Ayrılma sebebi ne istifa dilekçesinde ne de şahsi mektuplarında geçiyor. Bir ihtimal, üniversitedeki sözleşmelerin birer yıllık olması ve her dönem yenilenmesi ihtiyacından kaynaklanan belirsizlik olabilir. Kauko’yu Ankara’da tren istasyonundan kalabalık bir grup uğurladı. Pembe ve Ayfer’i unutmadı, onlar da Kauko ile Finlandiya’ya göç ettiler.

Kauko 1959’da iki yıl önce kurulmuş Atatürk Üniversitesi’ne atandığı haberini aldı. Ne var ki üniversitede yabancı hocalara ne kadar ihtiyaç olduğuna dair tartışmalar Kauko’ya o daha Erzurum’a gelmeden ulaşmıştı. (Bu üniversite özellikle ABD’den gelen maddi destekle kurulmuştu ve halihazırda elli kadar Amerikalı öğretim üyesi vardı [1].) Kauko yine de geldi. Okyay Alpaut’un ağzından anlatılan hikayede Kauko Erzurum’a varınca trenden çıkmasına dahi müsaade etmeden, dönüş biletini verip geldiği gibi İstanbul’a geri gönderdiler. Kauko’nun Türkiye macerası böylece tamamen sona erdi.

Çağrı Yalgın
Biyoloji ve Çevre Bilimleri Fakültesi, Helsinki Üniversitesi, Finlandiya

[1] Riitta Mattila: Intohimona tiede ja opetus. Yrjö Kaukon elämänvaiheita Kuopiosta Patagoniaan (Bilim ve öğretim tutkusu. Yrjö Kauko’nun Kuopio’dan Patagonya’ya kadar olan yaşam evreleri) Tekniikan Historian Seura. Tampere, 2011.

Çağrı Yalgın’ın hem Kauko’yu hem de Okyay Alpaut’un babasının hikayeyle bağlantısını  anlattığı videosu:

 

Önceki İçerikRahmi Güven
Sonraki İçerikYine ve yeniden deprem
Çağrı Yalgın

Çağrı Yalgın, Finlandiya’daki Helsinki Üniversitesi’nde Howy Jacobs Laboratuvarı’nda araştırmacıdır. Bornova Anadolu Lisesi’nden ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Japonya’daki RIKEN Beyin Bilimleri Enstitüsü’ndeki Adrian W. Moore Laboratuvarı’nda yaptığı araştırmalarla Saitama Üniversitesi’nden doktora derecesi aldı.

Hücrelerin enerji santralleri olan mitokondriler üzerinde araştırma yapıyor. Sirke sineklerini (Drosophila melanogaster) kullanarak, mitokondri arızalarının sinir sistemini nasıl etkilediğini ve bunun tedavi yollarını araştırıyor. Bir yandan da Fin tarihi ve kültürü ile ilgileniyor.

Blog: Onlar Finli değil, Fin!