Primo Levi’nin “Periyodik Tablo”su

Primo Levi'nin 1948'den 1977'ye kadar çalıştığı İtalya, Torino'da bulunan Siva Boya Fabrikasındaki çalışma odası (ve duvarda periyodik tablo) Kaynak: Shutterstock
Primo Levi, 1950’ler. Kaynak: Wikipedia

Periyodik Tablo, Primo Levi, Çevirmen: Feza Özemre, Kırmızı Kedi Yayınları, 2014

İtalyan kimyacı Primo Levi Torino’da Yahudi cemaatinde büyümüş, İtalya’da faşizmin iktidarda olduğu yıllarda bu şehirde kimya okumuş, çevredeki dağlarda gezmiş, tırmanmış, madenlerde, başka kimya işlerinde çalışmış, sonra partizanlara katılmış, kısa süre sonra yakalanıp Kuzey İtalya’da kurulan Nazi kuklası hükümet ve Alman işgali döneminde Auschwitz’e gönderilmiş, savaşın son yılını burada, Buna lastik fabrikasında, yılın son aylarını ise kimyacı olduğu için seçilip çalıştırıldığı laboratuvarda geçirmiş. Levi, bu ayrıcalıktan akıllıca yararlanmış. Esirler arasındaki dayanışma ve değiş tokuşlarla, biraz da şans eseri, korkunç toplama kamplarından kurtulabilen çok az kişiden biri olarak İtalya’ya dönen Levi, savaş sonrasında da kimyager olarak çalışmış. Sonra gazete yazıları ve daha sonra otobiyografik hikâye ve romanlarıyla yavaş yavaş tanınmış. 1987’de Torino’da oturduğu apartmanın üçüncü katından avluya düşerek ölmüş. Herhalde kaza eseri; intihar olduğunu düşünenler de var. 

Birçok doğa bilimcisi gibi Primo Levi de bilimi, kimya okumayı dünyaya anlam vermek için seçmiş. O yıllarda faşizmin dayattığı iklime ve eğitim ortamına hâkim olan sahte “Ruh” vurgusuna karşılık, akıl ve deneyle, çalışıp didinmeyle anlaşılmaya açık olan madde, Levi’nin dünyayı anlama, anlam vermeğe çalışma, şaşırma, öğrenme ve sağ kalma yolu olmuş. Levi, kendi deyişiyle “Periyodik Tablo”da “Lisede yuttuğumuz bütün şiirlerden daha görkemli ve vakur bir şiir” buluyor, “hattâ kafiyesi bile var.”

1975’ta yayımlanan “Periyodik Tablo”nun İtalyanca baskısının kapağı.

Levi’nin bütün kitaplarında İkinci Dünya Savaşı öncesi, faşizm ve nazizmin yükselişi, savaş, toplama kampları, savaş sonrası İtalya ve Avrupası var. Kitaplarındaki hikâyelerin bazıları doğrudan otobiyografik, bazıları da başkalarından duyduğu ve okuduğu olaylar üzerine inşa edilmiş kurgu. “Periyodik Tablo” kitabı ise “Kurşun” ve “Civa” başlıklı iki kurgu hikâye dışında hepsi otobiyografik parçalardan oluşuyor. Her birinin başlığında periyodik tablodan bir elemanın adını taşıyan 21 parça bulunuyor. Bunların kimisinde söz konusu eleman arka planda. Mesela “Çinko” bölümünde çinkoyla bir deney ve ardından evine bıraktığı sınıf arkadaşı Rita’dan ve kendi tutuk gençliğinden söz ediyor. Demir parçası dağlarla, ona dağları tanıtan arkadaşı Sandro ve demirle ilgili. Asal gaz “Argon” bölümünde argon sadece bir metafor; toplumla sıkı ilişkiler içindeyken kendi içine kapalı ve saklı da kalan Yahudi topluluğunu, amcaları, teyzeleri anlatıyor. “Nikel”de bir madende kimyager olarak çalışırken madende çalışanları, ofisi, madeni ve nikeli anlatıyor. “Altın” parçasında İtalya’da 1940’larda hâlâ dededen babadan gelen meslek olarak derelerde altın arayanlar var. “Titanyum”da bembeyaz boya yapan boya ustası ile onu seyreden küçük kız, sade ve aydınlık bir resimde gösteriliyor. Oysa kimya çoğu zaman şaşırtıcı sonuçlara giden bir dedektiflik işi. “Krom” bölümünde imalâttaki kusurun sebebi çözülüyor. “Arsenik”te kimyasal analizle bir cinayet teşebbüsü anlaşılıyor. “Azot” bölümünde öpüşünce bozulmayan ruj arayışından yılan gübresine varılıyor. “Uranyum”da bir komplo teorisi, atmasyon çıkıyor. Hatıralarla ilgili “Gümüş” bölümünde yine imalât kusuruyla yanan röntgen filmleri ve çevre kirliliği hikâyesi var. Toplama kampı ile ilgili iki bölümden “Seryum,” kampta laboratuvardan yürütülen seryum kırıntıları ile çakmaktaşı yapıp bunu bayat ekmek tayınlarıyla değiş tokuş etme hikâyesi. “Vanadyum” ise savaştan sonra bir kimya şirketinde çalışan Primo Levi’nin şirket yazışmalarında toplama kampındaki amiri Alman kimyacı ile yüzleşmesi. Çarpıcı.

2014 tarihli Türkçe baskının kapağı, Kırmızı Kedi Yayınları.

Kitabın son parçası “Karbon” nefis bir popüler bilim denemesi. Primo Levi burada bir tanecik karbon atomunun serüvenini, girdiği çıktığı canlı cansız nesne ve süreçleri anlatıyor. Bu parça da bence otobiyografik, çünkü yazar kimyayı, bilimi öylesine özümsemiş ki bunu anlatmakla kendisini, kendi yolculuğunu ortaya koyuyor. Nature dergisinde, Mendeleev’in periyodik tabloyu bulmasının 150. yılı (2019) periyodik tablo özel sayısında, The Guardian’ın eski bilim editörü Tim Radford, Primo Levi’nin “Periyodik Tablo” kitabı üzerine yazdığı yazıda, masasında bulunan dört popüler bilim antolojisinin hepsinde Primo Levi’nin eserlerinden parçalar, bunlardan üçünde ise “Karbon” parçasının yer aldığını belirtmiş. Gerçekten Levi’nin ve özellikle “Periyodik Tablo” kitabının popüler bilim yazımında ve edebiyatta ayrı bir yeri var.

Kitabı Türkçe’ye çeviren Feza Özemre, İtalyan Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü mezunu. Demek ki bu kitabı çevirmek için gereken donanıma sahip. Bu özel şartların ötesinde iyi bir çevirinin vazgeçilmez şartı olan akıcı, nefis bir Türkçe ile yazarak kitabın bilimsel olduğu kadar edebî anlamda da hakkını vermiş. Kitabı yıllardan sonra ikinci kez okudum, bu tanıtım ve hatırlatma yazısını bu güzel çevirinin yeni bir baskısıyla Türkçe’de yeniden ulaşılır olması ümidiyle yazdım. 


“Bu yazı yayınlanınca Bilim Akademisi üyesi sayın Sedat Ölçer sağolsun kendi blog sitesinde yayınladığı ‘Periyodik Tablo’ tanıtım yazısını iletti. Kitabın ve Primo Levi’nin bu çok güzel takdimine de buradan ulaşabilirsiniz.”


Ali Alpar

Bilim Akademisi üyesi- Sabancı Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi 

“Periyodik Tablo”dun çeşitli dönemlerde Türkçe, İngilizce, italyanca dillerinde yayımlanmış nüshalarının kapak çalışmaları.

 

Önceki İçerikBu Ay Gökyüzü: Şubat 2024
Sonraki İçerikNakibe Topuz Uzgören: Matematiğe Adanmış bir Ömür
Ali Alpar

Bilim Akademisi’nin kurucu başkanı Ali Alpar,  ODTÜ Fizik Bölümü’nden 1972’de lisans derecesini aldıktan sonra doktorasını University of Cambridge’de 1977’de tamamladı.

Ali Alpar, sırasıyla Boğaziçi Üniversitesi, Columbia University, University of Illinois at Urbana-Champaign, TÜBİTAK Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü, ODTÜ, Sabancı Üniversitesi’nde çalıştı.  Sabancı Üniversitesi Temel Geliştirme Direktörlüğü (2004-2010), TÜBA Konseyi (1993-1997) üyeliği ve TÜBİTAK Bilim Kurulu (1993-1997) üyeliği, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitaplarını başlatan yayın kurulu üyeliği, Türk Astronomi Derneği Başkanlığı (1992-1994; 2006-2010), Bilim Akademisi Başkanlığı (2011-2021) yaptı. Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi emekli öğretim üyesidir.

Araştırma alanı nötron yıldızları ve pulsarlardır.

Ali Alpar’ın websitesi