Çok çeşitli olabilen afet türleri, afet olayları, riskleri ve etkilerinin daha iyi tanımlanabilmesi, gözlemlenebilmesi, sınıflandırılabilmesi ve zararlarının azaltılma politikalarının oluşturulabilmesi için açık ve kesin tanımlara gereksinim duyulmaktadır. Gerek mal ve can güvenliği, gerekse toplumsal ve ekonomik kurumların kırılganlığı açısından afet riskine maruziyet, doğan tehlikelerin nitelik ve niceliği, afete karşı dirençlilik gibi hususların ölçülebilmesi, anlaşılması, senaryoların düşünülmesi ve uygun afet risk yönetiminin tasarlanması için de tanımlarda ortak fikir ve görüş olmalıdır.
Afetle ilgili tehlike ve risklerin standart tanımları neden-sonuç ilişkilerinin açığa çıkarılması için de gereklidir. Nihayet, afet risk ve tehlikelerinin uluslararası standartlara oturması hem bilgi ve kayıplarla ilgili ortak veritabanlarının kurulumu için, hem uyarı sistemlerinin ve halkı bilgilendirme usul ve esaslarının bir örnek olması bakımından elzemdir.
Bilim terimleri sözlüğüne ulaşmak için tıklayınız.
Bu terimler listesi zaman zaman güncellenecektir. (Son güncelleme: 25 Ocak 2023) Görüş ve önerilerinizi paylaşabilirsiniz. email
acil durum (Alm. Notfall, m; Fr. urgence, f; İng. emergency) İvedilikle müdahale etmeyi ve acil yardım faaliyetlerini yürütmeyi gerektiren, yerleşim birimlerinin, kurum ve kuruluşların iş yapma kapasitesini durdurma potansiyeli olan fakat yerel olanaklar ile baş edilebilen durum ve olaylar.
acil durum ekibi (Alm. Notfalldienste, pl; Rettungsdienste, pl; Fr. équipe de service d’urgence, m; İng. emergency service team) Afetzedelerin aranması, kurtarılması, yaralılara ilkyardım ve tıbbi tedavi yapma, açıkta kalan insanların geçici barındırılması, beslenme, korunma, güvenlik, temizlik, haberleşme, psikolojik destek vb. ihtiyaçların karşılanması için çalışan tüm kurum ve kuruluşlara ait, özel eğitimli kişilerden oluşan grup.
acil durum geçkisi (Fr. aiguillage des véhicules d’urgence, m; guidage d’itinéraire pour véhicules d’urgence, m; İng. emergency vehicle routing) Bir acil durum taşıtının, bulunulan trafik koşulları ve diğer acil durum taşıtlarının güzergâhları göz önüne alınarak dinamik olarak belirlenen rotası. Eşanlam: acil durum güzergâhı.
acil durum planı (Alm. Notfallplan, m; Fr. plan anti-catastrophe, m; plan d’urgence, m; İng. emergency plan) Acil bir durum karşısında personelin sorumluluklarının dağılımını, kullanılacak araç ve gereçleri, yapılacak eylemleri ve izlenecek yöntemleri içeren plan.
acil durum planlaması (Alm. Katastrophenschutzplanung, f; Notfallplanung, f; Fr. planification des mesures d’urgence, f; planification d’urgence, f; İng. emergency planning) Acil durumlardan en az kayıp ve zararla kurtulabilmek ve sonrasında en kısa zamanda toparlanılabilmesi için yapılması gereken iş ve işlemlerin, olaylar olmadan önce planlanması.
acil durum yönetimi (Alm. Notfall-management, n; Fr. gestion des urgences, f; İng. emergency management) Acil durumun meydana gelmesinden hemen sonra başlayarak etkilenen toplulukların tüm ihtiyaçlarını zamanında, hızlı ve etkili olarak karşılamayı amaçlayan yönetim süreci.
acil duruma hazırlıklı olma (Alm. Notfallvorsorge und Gefahrenabwehr, m; Fr. préparation aux situations d’urgence, f; İng. emergency preparedness;) Doğal afet gibi olağandışı durumları karşılamak için yapılan planlar, hazırlık alıştırmaları, egzersizler, envanterler ve alınan önlemler.
afet (Alm. Katastrophe, f; Fr. catastrophe, f; İng. disaster) İnsanlar için fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen, etkilenen topluluğun yerel olanak ve kaynaklarını kullanarak baş edemeyeceği doğa, teknoloji veya insan kökenli olayların herhangi biri veya birkaçı.
afet affı (Alm. Katastrophenerlass, m; Verzicht auf Katastrophensentschadigung m; İng. disaster reparation waiver) Afete uğramış bölgelerdeki yurttaşlara, devletçe, afet bütçesinden yapılan ve belli bir sürede geri alınması gereken yardım parasının alınmasından vazgeçilmesi, doğal yıkım bağışlaması.
afet alanı (Alm. Katastrophengebiet, n; Notstandsgebiet, n; Fr. zone de catastrophe, f; zone de détresse, f; zone sinistrée, f; İng. disaster area; disaster site) Deprem, heyelan, çığ, orman yangını, taşkını gibi doğa, insan ya da teknoloji kaynaklı afetlerden zarar gören çevre.
afet fonu (Alm. Katastrophenkasse, f; Fr. fonds pour les catastrophes, m; İng. disaster fund) Afete uğramış yörelerde evsiz barksız ve umarsız kalanlara yardım etmek üzere, genel bütçeden ayrılan ödeneklerle oluşturulan kaynak.
afet lojistiği (Alm. Katastrophen Logistik, f; Fr. logistique en réponse aux catastrophes, f; logistique des opérations d’urgence, f; İng. disaster logistics, disaster aid logistics, emergency relief logistics) Afet öncesi, sırası ve sonrasında ihtiyaç duyulan malzeme, ekipman, araç ve personel ihtiyacının temin edilerek doğru zamanda doğru afet bölgesine ulaştırılması ve ulaştıktan sonra da hayat şartlarının normale dönünceye kadar yardım faaliyetlerinin devamlılığının sağlanması. Eşanlam: afet yardım lojistiği.
afet lojistik deposu (Alm. logistisches Warenhaus bei Katastrophen, n; Fr. dépôt de logistique d’urgence, m; İng. disaster logistics warehouse, disaster supplies warehouse) Afet lojistik planında öngörülen aygıt ve malzemelerin afet ve acil durumlarda etkilenen bölgelere gönderilmek üzere bulundurulduğu depo.
afet lojistik planı (Alm. Notlogistikplan, m; Fr. plan de logistique des opérations d’urgence, m; İng. disaster logistics plan, emergency logistics plan) Afet öncesi, sırası ve sonrasında lojistik faaliyetlere ilişkin olarak haberleşme, taşımacılık, depolama, altyapı hizmetleri, geçici iskan hizmetleri, enkaz kaldırma hizmetleri ve dış kuruluşlar eşgüdüm hizmetlerinin uygulama esaslarının yer aldığı plan.
afet önleme (Alm. Katastrophenschutz, m; Fr. prévention des catastrophes, f; İng. disaster prevention) Olası deprem, sel, heyelan vb. doğal afetlere karşı, her türlü kaybı en aza indirmek amacıyla yapılan uzun vadeli hazırlık çalışmaları.
afet risk azaltma planı (Alm. Plan zur Katastrophenrisikoreduktion, m; Fr. plan de réduction des risques, pl; İng. disaster risk reduction plan) Ülke, bölge, il ve yerleşim birimi ölçeklerinde, kurum ve kuruluşların, afet risklerinin azaltılması için gerekli hedef ve özel amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik orta ve uzun vadeli politika, strateji ve eylemlerine ilişkin ve risk yönetimi ile idare edilen proje çalışmaları planı.
afet risk yönetimi (Alm. Katastrophenrisikomanagement, n; Fr. gestion des risques de catastrophe, f; İng. disaster risk management) Ülke, bölge, kent, yerleşim birimi ya da bina ölçeğinde tehlike ve riskin belirlenmesi, analizi, riskin azaltılabilmesi, tahmin ve erken uyarı için olanak, kaynak ve önceliklerin belirlenmesi, politika ve stratejik plan ve eylem planlarının hazırlanması ve yaşama geçirilmesi süreci.
afet riski (Alm. Katastrophenrisiko, n; Fr. risque de catastrophe, m; İng. disaster risk) Belirli bir zaman diliminde oluşacak afet tehlikesi halinde, insanların, yerleşim bölgelerinin, ekonominin ve doğal çevrenin, zarar veya hasar görebilirlikleri ile orantılı olarak meydana gelecek kayıpların olasılığı.
afet riski azaltma (Alm. Reduzierung des Naturkatastrophenrisikos, f; Verringerung der Katastrophenrisiken, f; Fr. réduction des risques de catastrophe, f; İng. disaster risk reduction) Afetler veya acil durumlar öncesinde olası kayıp ve zararların önlenmesi ya da azaltılmasına yönelik çalışmalar.
afet riskini değerlendirme (Alm. Katastrophen Risikobewertung, f; Fr. évaluation de risque d’une catastrophe, f; İng. catastrophe risk assessment) Afete dönüşebilecek tehlikenin gerçekleşmesi halinde fiziksel, sosyal, ekonomik ve çevresel kayıpların tahminen hesaplanması.
afet sonrası toparlanma (Alm. Katastrophenwiederherstellung, f; Notfallwiederherstellung, f; Fr. reprise après sinistre, f; reprise après une catastrophe, f; İng. disaster recovery) Afetlerden etkilenmiş topluluklar için bu toplulukların en az zarar görmelerini sağlayacak daha güvenli bir yaşam çevresi oluşturulması ve onların temel gereksinmelerinin en etkin yöntemlerle karşılanması, altyapının çalışır hale getirilip hayatın bir an önce normale döndürülmesi türü yasal, kurumsal, fiziksel, sosyal ve ekonomik faaliyetler.
afet yönetimi (Alm. Katastrophenschutzleitung, f; Fr. gestion des catastrophes, f; İng. disaster management) Afetlerin olumsuz etkilerini afet öncesi en aza indirmek, kalan risklere karşı hazırlanmak, tahmin ve erken uyarı sistemleri kurmak, afet oluştuğunda müdahale etmek ve afet sonrası iyileştirme çalışmalarını etkin bir şekilde yapmak amacıyla toplumsal düzlemde yönetim, örgütlenme, eylem planı, tatbikatlar gibi çalışmaların tümü.
afet zararları (Alm. Katastrophenschäden, pl; Fr. dommages causées par la catastrophe, pl; dégâts causés par la catastrophe, pl; İng. disaster damage) Kullanılamaz hale gelen konutlar, çöken yollar gibi maddi varlıkların tahribi, temel hizmetlerin aksaması ve geçim kaynaklarının zarar görmesi gibi afetin yol açtığı olumsuz etkiler.
afet zararlarını azaltma (Alm. Schadensbegrenzung, f; Fr. atténuation des catastrophes, f; İng. disaster mitigation) Afetler veya acil durumlar öncesinde olası kayıp ve zararların azaltılmasına yönelik bütün çalışmalar.
afete dirençlilik (Alm. Katastrophenresilienz, f; Fr. résilience aux catastrophes, f; İng. disaster resilience) Bir toplum ya da ülkenin afet tehlikesine karşı dayanıklı olabilme, bununla baş edebilme, afetlerin etkisini kısa sürede gidererek temel güvenliği ve hayat kalitesini sağlayarak iyileştirme kapasitesi.
afete hazırlıklı olma (Alm. Katastrophenbereitschaft, f; Fr. préparation aux catastrophes, f; İng. disaster preparedness) Afet ve acil durumlara etkin bir şekilde müdahale ederek olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla afet öncesinde yapılan faaliyetler.
afetin etkisi (Alm. Auswirkungen der Katastrophe, f; Fr. impact de la catastrophe, m; İng. disaster impact) afetin ekonomik, çevresel, toplum ve insan üzerinde yarattığı tüm olumlu ve olumsuz etkiler.
afetle başa çıkma kapasitesi (Alm. Kapazität zur Katastrophenbewältigung, f; Fr. capacité à surmonter une catastrophe, f; İng. coping capacity; disaster coping capability) Kurum, kuruluş, işletmeler ya da bireylerin, yetenek ve kaynaklarını, bir afetin yol açtığı alışılmamış, zorlu koşullar süresince durumu iyileştirici ve olumlu sonuçlara ulaşmaları yönünde çalışmalar yapabilmeleri. Eşanlam: afetle başa çıkma yeteneği.
akut maruziyet (Alm. akute Verbraucherexposition, f; Fr. exposition aiguë, f; İng. acute exposure) 24 saatlik ya da daha kısa bir sürede bir maddeye sağlık zararına yol açacak dozda maruz kalma. Eşanlam: iveğen maruziyet.
altyapı (Alm. Infrastruktur, f; Fr. infrastructure, f; İng. infrastructure) 1. Bir örgütün işleyişi için gerekli donatım, hizmetler ve olanaklar. 2. Bir yerleşme bölgesi ve/veya topluma ait varlıkların görev yapması için gerekli olan yol, su, elektrik, iletişim vb. yapı ve hizmetlerin tümü. 3. Tüm bir yapıyı ayakta tutan birbirleriyle ilintili yapısal elemanlar.
arama ve kurtarma (Alm. Such- und Rettung, f; Fr. recherche et sauvetage, m; İng. search and rescue) Yakın tehlikede veya zor durumda olan bir insanı, yerini saptayıp kurtarma çalışması.
beklenmedik durum planı (Alm. Eventualplan, m; Katastrophenplan, m; Fr. plan anti-catastrophe, m; plan de contingence, m; plan de secours, m; İng. contingency plan) Çevre ve insan sağlığını tehdit edebilen tehlike, atık yayılımı, patlama, yangın gibi durumlarda takip edilmesi gereken planlı, eşgüdümlü ve organize edilmiş belgeler bütünü.
biyolojik risk (Alm. biologisches Risiko, n; biologische Gefahr, f; Fr. risque biologique, m; biorisque, m; İng. biohazard) İnsan sağlığına zarar verme potansiyeline sahip bakteri, virüs veya mantar gibi mikroorganizmalar ya da bu mikroorganizmaların verdiği zarar.
çevresel afet (Alm. Umweltkatastrophe, f; Fr. catastrophe environmentale, f; İng. environmental disaster) Toplumların yaşadığı ortamlara kontrolsüz atık boşaltma, nükleer sızıntı gibi teknoloji, insan faaliyetleri veya doğa kaynaklı afetler sonucu oluşan çevreye etkisi ve ölçeği büyük olan zarar verici olay.
çevresel afet alanı (Alm. Umweltkatastrophengebiet, n; Fr. zone de catastrophe environmentale, f; İng. environmental disaster site) Çevresel kirlenme risk unsurları içeren bir tesis veya taşıma hattında meydan gelen kaza sonucu, tehlikeli ve zararlı maddelerin etrafa saçılması ile etkilenen ve zarar gören çevre.
deprem (Alm. Erdbeben, n; Fr. séisme, m; tremblement de terre, m; İng. earthquake; quake; seism) Yerküre içerisindeki süreçler sonucunda ortaya çıkan gerilmelerin yerkabuğunda kırılma meydana getirerek ani dalga yayılımına yol açması
deprem fırtınası (Alm. Erdbebenschwarm, m; Fr. essaim de secousses, m; İng. earthquake swarm) Belirli bir yörede ve belirli bir süre içerisinde normal zamana göre artış gösteren, aralarında herhangi bir büyüklük-küçüklük sıralaması olmayan, artçı-öncü ilişkisi taşımayan depremlerin oluşturduğu küme. Eşanlam: deprem çoğuşması.
deprem güçlendirmesi (Alm. Ertüchtigung gegen Erdbeben, f; seismische Ertüchtigung, f; Fr. réhabilitation sismique, f; renforcement antisismique, m; renforcement parasismique, m; İng. seismic rehabilitation; seismic retrofitting; seismic strengthening) Var olan bir yapının taşıyıcı sistemini oluşturan ögelerin, taşıyıcı gücünü ve/veya biçim değişimine karşı direncini artırarak ilerideki deprem etkilerine karşı güçlendirilmesi. Eşanlam: sismik iyileştirme.
deprem riski (Alm. Erdbebenrisiko, n; Fr. risque sismique, m; İng. earthquake risk) Belirli bir bölgede ve belirli bir süre içerisinde, deprem nedeniyle ortaya çıkabilecek olası sosyal ve ekonomik kayıpların tümü.
deprem sonrası (Alm. post-seismisch; nach Erdbeben Periode; Fr. post-sismique; İng. postseismic) Bir depremin oluşum anını tanımlayan kırılma sürecinin (deprem anı) sona ermesinden sonra oluşan ve bu kırılmaya bağlı olarak geliştiği düşünülen olayların ortak niteliği.
deprem şiddeti (Alm. Erdbebenintensität, f; Fr. intensité du séisme, f; intensité du tremblement de terre, f; İng. earthquake intensity) Depremleri, depremin büyüklüğü, alanın jeolojisi, merkezüssüne uzaklığı ve yapıların sağlamlığına bağlı olarak değişen, belli bir alanda yol açtıkları hasara göre değerlendirerek elde edilen sıralandırma ölçüsü.
deprem tahmini (Alm. Erdbeben voraussagen, n; Fr. prévision des tremblement de terre, f; İng. earthquake prediction, earthquake forecasting) Bir depremin, sınırları belirli bir yörede ve belirli bir süre içinde, belirli büyüklükte olma olasılığının önceden kestirilmesi
deprem tehlike derecesi (Alm. Erdbebengefahrenniveau, n; Fr. niveau de risque sismique, m; İng. earthquake hazard level) Öngörülen deprem hareketinin yöresel depremsellikle ilişkilendirilmesine olanak veren ölçü.
deprem tehlikesi (Alm. Erdbebengefahr, f; Fr. hazard sismique, m; İng. earthquake hazard) Depremin, yer sarsıntısı, heyelan, tsunami, yüzey kırığı, zemin sıvılaşması benzeri olumsuz etkilerinin ortaya çıkma sıklığı ve şiddeti gibi niceliklerini tanımlayan ve ilgili etkilere dayanıklı tasarımda girdi olarak kullanılan ölçü.
deprem yeri belirleme (Alm. Erdbebenstandort, m; Fr. location du séisme, f; İng. earthquake location) Deprem kaynağı tarafından üretilen sismik sinyallerin farklı noktalara varış zamanlarından yola çıkılarak depremin ortaya çıkış noktasının konum ve zaman olarak belirlenmesi.
depreme dayanıklı tasarım (Alm. erdbebensichere Konstruktion, f; Fr. conception parasismique, f; İng. earthquake proof design; earthquake resistant design) Yapılarda depreme bağlı oluşacak hasarın yönetmeliklerce kabul edilebilir bir düzeye indirilmesini öngörerek yapılan tasarım. Eşanlam: asismik dizayn; asismik tasarım.
doğa kaynaklı afet (Alm. Naturkatastrophe, f; Fr. catastrophe naturelle, f; İng. natural disaster) Belli bir yörede büyük can, ekonomik, çevresel ve kültürel miras kayıplarına yol açabilen sel, yanardağ patlaması, deprem, kuraklık gibi doğa olayı. Eşanlam: doğal kıran; doğal afet.
doğal tehlike (Alm. Naturgefährdung, f; Fr. aléa naturel, m; risque naturel, m; İng. natural hazard) Büyük ölçekte meydana geldiğinde, potansiyel olarak çevreye, kişilerin ve toplumun mal varlıklarına, altyapı elemanlarına zarar verebilecek, hatta insan yaşamını tehdit edebilecek deprem, heyelan, taşkın gibi doğa olayı. Eşanlam: doğal afet tehlikesi; doğa kaynaklı tehlike.
doğrudan ekonomik kayıp (Alm. unmittelbarer wirtschaftlicher Verlust, m; direkter wirtschaftlicher Verlust, m; Fr. perte économique directe, f; İng. direct economic loss) Bir afetin maddi varlıklar üzerinde yol açtığı fiziksel zararların parasal değeri.
dolaylı ekonomik kayıp (Alm. mittelbarer wirtschaftlicher Verlust, m; indirekter wirtschaftlicher Verlust, m; Fr. perte économique indirecte, f; İng. indirect economic loss) Bir afetin yol açtığı ekonomik kayıpların, insan ve çevreye verdiği zararların uzun dönemde ekonomik değerlerde azalma olarak yansıması.
dolaylı ekonomik kayıp (Alm. mittelbarer wirtschaftlicher Verlust, m; indirekter wirtschaftlicher Verlust, m; Fr. perte économique indirecte, f; İng. indirect economic loss) Bir afetin yol açtığı ekonomik kayıpların ve insan ve çevreye verdiği zararların uzun dönemde ekonomik değerlerde azalma olarak yansıması.
düzeltici afet risk yönetimi (Fr. gestion corrective des risques de catastrophe, f; İng. corrective disaster risk management) Afet risklerini azaltma ve düzeltme yönünde yapılan afet yönetimi çalışmaları.
ekonomik kayıp (Alm. wirtschaftlicher Schaden, m; Fr. perte économique, f; İng. economic loss) Bir çevre olayının veya bir afetin yol açtığı üretim ve ticaret gibi ekonomik faaliyet kayıpları ile mal ve taşınmazlara gelen zarar.
erken uyarı sistemi 1. (Alm. Frühwarnsystem, n; Fr. réseau d’alerte rapide, m; système d’alerte précoce, m; İng. early warning system) Tehlikeli şartlarda halka erken uyarı yapılabilmesi ve önlem alınabilmesi amacıyla seçilen risk değişkenlerini sürekli izlemek, verileri toplamak, analiz etmek ve anlaşılır bir şekilde, gereğinde sesli, görsel elektronik vb. uyarılar halinde iletmek için kurulan bütüncül sistemler.
gecekondu (Alm. Gecekondu; Fr. gecekondu; İng. gecekondu) , İmar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, hazine, belediye, vakıflar vb. kamu arazileri ile şahıslara ait arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapı ile imarsız alanlarda hisseli tapu sahiplerinin kendi arazileri üzerinde yaptığı ruhsatsız yapı.
geçici yerleştirim (Alm. periodische Siedlung, f; Fr. habitat temporaire, m; habitat provisoire, m; İng. temporary settlement) Doğal afete uğramış bir yöre halkına ya da yurtdışından uluslararası anlaşmalar uyarınca yurda gelmiş topluluklara, barınma ve geçinme gereksinmelerini gereği gibi karşılayacak yerleştirim izlenceleri yürürlüğe konuluncaya değin, açıkta kalmamaları için, kent ya da kasabalarda, bir süre için kalabilecekleri uygun yerler gösterilmesi.
hasar görebilirlik (Alm. Vulnerabilität; Fr. vulnérabilité, f; İng. vulnerability) Ekonomik, sosyal veya doğal bir değerin belirli bir büyüklükteki doğal olaydan olumsuz yönde etkilenme derecesi. Eşanlam: zarar görebilirlik.
hidrometeorolojik tehlike (Alm. hydrometeorologische Gefährdung, f; Fr. danger hydro-météorologique, m; İng. hydrometeorological hazard) Kar fırtınaları, dolu fırtınaları, boranlar, aşırı sıcak ya da soğuk dalgaları, çığlar, kuraklık, kıyı selleri gibi can ve mala zarar veren, ekonomik faaliyetlere sekte vuran, çevreyi tahrip edebilen hidrolojik ve meteorolojik tehlikeler.
hidrometeorolojik tehlike tipi I (Fr. risque hydrométéorologique de type I, m; İng. hydrometeorological hazard type I) Kuvvetli rüzgârlar, şiddetli yağış, kar, buz, dolu, tayfun vb. sadece meteoroloji kurumunun sorumluluğunda olan tehlikeler.
hidrometeorolojik tehlike tipi II (Fr. risque hydrométéorologique de type II, m; İng. hydrometeorological hazard type II) Sel, heyelan, sıcak/soğuk hava dalgası türünden meteoroloji ile birlikte yerel yönetimler ve bakanlıklar gibi kurum ve kuruluşların ortak sorumluluğundaki tehlikeler.
hidrometeorolojik tehlike tipi III (Fr. risque hydrométéorologique de type III, m; İng. hydrometeorological hazard type III) Çekirge salgını, salgın hastalıklar, insan kaynaklı tehlikeler türünde, yerel yönetimler ve bakanlıklar gibi kurumların sorumluluğunda olan, meteorolojinin sadece katkıda bulunduğu tehlikeler.
iklim değişikliğinin zararlarını azaltma (Alm. Klimaschutz, m; Fr. atténuation du changement climatique, f; İng. climate change mitigation; global warming mitigation) Küresel iklim değişikliği sürecini veya bu sürecin artan hızının olumsuz etkilerini sınırlamak ya da durdurmak için sera gazı kaynaklarını azaltmak ya da sera gazı yutaklarını artırmak için yapılan yapısal ve yapısal olmayan çalışmalar.
imar ıslah planı (Alm. Raumordnungsplan, m; Fr. planification de rehabilitation de territoire, f; İng. land use rehabilitation plan; spatial rehabilitation plan) Düzensiz ve sağlıksız biçimde oluşmuş yapı topluluklarının veya yerleşme alanlarının, sınırları belli edilmek suretiyle, mevcut durumu da dikkate alınarak dengeli, düzenli ve sağlıklı hale getirilmesi amacıyla halihazır haritalar üzerine yapılan ve yapılanma şartlarını da belirleyen imar planı. Eşanlam: iyileştirme imar planı.
imar mevzuatı (Alm. Bauverordnungen, pl; Fr. lois de construction, f; İng. building code) Bir ülkede yapı yapacak ya da yaptıracak olanların uyması gereken, kent yönetimi kararlarının, bayındırlık yasa, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelgelerinin tümü, yapı yasaları.
imara aykırı yapı (Alm. Gebäude, das gegen die Bauordnung verstößt, n; Fr. bâtiment en violation du zonage, m; İng. building violation; construction violation; illegal construction) İmarlı alanlarda kamu ve özel mülkiyete konu olan parsellerde mülk sahipleri tarafından ruhsat ve eklerine, fen ve sağlık kurallarına, kat nizamına, yapı emsal değerlerine, komşu mesafelere aykırı yapı.
jeolojik afet (Alm. geologische Katastrophe, f; Fr. catastrophe géologique, m; İng. geological disaster) Kaynağı, deprem, heyelan, kaya düşmesi, volkanik patlama, çamur akıntısı gibi yerküre olayları olan afet.
jeolojik risk (Alm. geologisches Risiko, n; Fr. risque géologique, m; İng. geological hazard; geohazard, geologic hazard) Faylanma, yanardağlar, heyelanlar, depremler, zemin çökmesi, sel, kıyı erozyonu gibi büyük ölçekte zarar veren, mal ve can kaybına yol açan jeolojik olaylar. Eşanlam: jeolojik tehlike kayıplarına ilişkin kayıp.
kabul edilebilir risk (Alm. akzeptables Risiko, n; geringfügiges Risiko, n; vernachlässigbares Risiko, n; Fr. risque admissible, m; risque négligeable, m; İng. acceptable risk; negligible risk) 1. Yasal yükümlülüklere ve işyerinin önleme politikasına uygun, kayıp veya yaralanma oluşturmayacak en düşük zararlı etki seviyesi. 2. Sosyal, politik ve ekonomik yarar-maliyet analizi ışığında bir endüstriyel süreç sonucunda ortaya çıkabilecek mal ve insanlara yönelik zarar ve kayıpların kabul edilebilir derecesi.
kaçak yapı (Alm. nicht genehmigtes Gebäude; Fr. construction illégale, f; logement illégal, m; logement informel, m; İng. unlawful building; unlicensed construction) Yerel yönetim ve imar yasalarının öngördüğü yapı oluru alınmadan ya da alındığı halde olurun dayandığı tasarıya uyulmadan yapılan yapı.
kaçak yapılaşma (Alm. Barrackensiedlung, f; informelle Siedlung, f; ; Fr. urbanisation sauvage, f; habitat informel, m; İng. illegal housing; shanty settlement; informal housing; informal settlement) Yerel yönetim ve imar yasalarının öngördüğü yapı oluru alınmadan ya da alındığı halde olurun dayandığı tasarıya uyulmadan yapılan yapı.
kaçış yolu (Alm. Fluchtweg, m; Rettungsweg, m; Fr. chemin d’évacuation, m; parcours d’évacuation, m; İng. escape route; evacuation route) Acil tehlike durumlarında, bu tehlikeye maruz kalan insanları bir korunağa ya da güvenli bir açık alana ulaştıran yol. Eşanlam: tahliye yolu.
kapasite değerlendirme (Alm. Kapazitätsbewertung, f; Fr. évaluation de la capacité, f; İng. capacity assessment) Bir grubun, örgütün veya toplumun belirli sosyal ve ekonomik hedeflerin ışığında yetenek ve gücünün ölçümü, eksiklerin saptanması, kapasite artışı için önlemlerin ortaya konulması.
kapasite geliştirme (Alm. Kapazitätsentwicklung, f; Kapazitätaufbau, m; Fr. développement de la capacité, m; İng. capacity development) Belirli sosyal ve ekonomik hedeflere ulaşabilmek için bir grubun, örgütün veya toplumun zaman içinde ve bir sistem dahilinde beceri ve bilgilerini, dolayısıyla kapasitelerini artırmaları.
kentsel dönüşüm (Alm. städtische Transformation, Stadttransformation, f; Fr. transformation urbaine, f; İng. urban transformation) Belediyelerce, kentin yıpranan ve özelliğini yitirmeye yüz tutmuş, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen kent bölgeleri ile bu bölgelere ait alanlarının, kentin gelişimine uygun olarak yeniden yapım ya da özüne uygun biçimde yenilenerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve toplumsal donatı alanları oluşturulması, doğal afet risklerine karşı önlemler alınması, kentin tarihsel, kültürel dokusunun yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması amacıyla gerçekleştirilen eylemlerin tümü.
kurtarma birimi (Alm. Rettungseinheit, f; Fr. équipe de sauvetage, f; İng. rescue unit) Bir kaza sonrası arama ve kurtarmanın hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi için uygun ekipman sağlanmış eğitimli personelden oluşan birim.
maruz kalma (Alm. Exposition, f; Fr. exposition, f; İng. exposure) Fiziksel ya da kimyasal bir etmenin organizma, organ ya da dokuya ulaşması.
maruziyet değerlendirmesi (Alm. Expositionsabschätzung, f; Fr. évaluation de l’exposition, f; İng. exposure assessment) Fiziksel ya da kimyasal bir etmene hangi yollardan, ne miktarda ve ne kadar süre maruz kalındığının belirlenmesi.
meteorolojik afet (Alm. meteorologische Katastrophe, f; Fr. catastrophe météorologique, m; İng. meteorological disaster) Sıcaklık, yağış gibi atmosferik olayların yol açtığı sel, don, buzlanma, dolu, sıcak ve soğuk hava dalgası, orman yangınları, hava kirliliği, çığ, yıldırım, tayfun, tipi, hortum, kuraklık gibi doğa kaynaklı afetler.
nükleer afet (Almnukleare Katastrophe, n; Fr. catastrophe nucléaire, f; İng. nuclear disaster) Bir nükleer reaktördeki arızalanma ve radyasyon sızması ya da kasıtlı müdahalenin ardında nükleer kaynaklı bir olaylar zincirinin yol açtığı yıkım.
olağanı aşan ölüm sayıları (Almzusatzliches Sterben, n; zusätzliche Mortalität, f; Fr. surmortalité, f; İng. excess deaths; excess mortality) Bir kriz, bir epidemi, bir pandemi gibi durumlarda, normal koşullar altında beklenenden daha fazla gerçekleşen ölüm sayıları.
olağanüstü durum (Alm. Ausnahmezustand, m, außerordentlicher Zustand, Notlage, f, Notstand, m; Fr. état d’urgence, m; İng. state of emergency; esk. fevkalade hal) Doğal yıkım, tehlikeli salgın hastalık, ağır ekonomik bunalım, yaygın şiddet olayları gibi toplumun sağlığını ve kamu düzenini ciddi olarak tehdit eden bir durum baş gösterdiğinde, anayasa ve yasaların düzenlediği biçimde başlatılıp uygulanan, amacı yönetimin hızlı ve etkili önlemler alarak bir an önce olağan duruma dönülmesini sağlamak olan sıradışı yönetim.
olasılıksal deprem riski (Alm. probabilistische Erdbebengefahr, f; Fr. évaluation probabiliste du risque sismique, f; İng. probabilistic earthquake risk) Deprem tehlikesinin, en yüksek hasarı oluşturacak tek bir deprem yerine, farklı olasılıkları olan çok sayıda depremler cinsinden belirlenmesi.
örselenme sonrası stres bozukluğu (Alm. posttraumatische Belastungsstörung; Fr. trouble de stress post-traumatique, m; İng. post traumatic stress disorder) Saldırı, bombardıman, sel, deprem, esir kampı, işkence, aile içi baskı, kaza gibi aşırı stres yükleyici, sarsıntılı bir olayın yol açtığı zorlanma bozukluğu, örselenme sonrası zorlanma bozukluğu.
risk azaltma (Alm. Risikominderung, f; Fr. atténuation des risques, f; réduction des risques, f; İng. risk mitigation) Bir yapım ve üretim sürecindeki risk olasılıklarının değerlendirilmesi sonucunda belirlenen riskleri en aza indirmeyi hedefleyen yönetim.
riske maruziyet (Alm. Risikoexposition, f; Fr. exposition aux risques, f; İng. risk exposure) Afet bölgelerinde ve riskli üretim alanlarında bulunan insanların, yapıların ve sistemlerin, potansiyel tehlike altında bulunması. Eşanlam: risk maruziyeti.
sivil savunma (Alm. Zivilschutz, m; Fr. défense civile, f; İng. civil defence) Ülkenin saldırıya uğraması durumunda ya da doğal afetler karşısında halkın can ve mal güvenliğini sağlamak için alınan önlemlerin tümü.
sosyal etkilenebilirlik (Alm. soziale Vulnerabilität, f; Fr. vulnérabilité sociale, f; İng. social vulnerability) İnsanların, kurumların ve toplumların maruz kaldıkları stres etkilerine karşı hangi derecede hazırlıklı ve güçlü olduklarının değerlendirilmesi.
sosyal zafiyet (Alm. soziale Vulnerabilität, f; Fr. vulnérabilité sociale, f; İng. social vulnerability) İnsanların, kurumların ve toplumların maruz kaldıkları stres etkilerine karşı koymada zayıf ve yetersiz kalmaları.
sosyal-doğal tehlike (Alm. soziale Naturgefährdung, f; Fr. danger socio-naturel, m; İng. socio-natural hazard) İnsanların toprağı ve çevresel kaynakları suiistimal etmeleri sonucu oluşan heyelanlar, seller, kuraklık gibi jeolojik ve hidrometeorolojik tehlikeler. Eşanlam: toplum-doğa kaynaklı tehlike.
tadilatla iyileştirme (Alm. Nachrüstung, f; Umrüstung, f; Fr. modification en rattrapage, f; rattrapage, m; réaménagement, m; İng. retroactive refit; retrofitting; upgrading) Bir bina, sistem, aygıta beklemedik durumlara karşı daha dirençli olmalarını ve/veya performanslarını iyileştiren yeni özellikler ekleme, bunları yeni teknolojiler ile donatma.
tahliye (Alm. Evakuierung, f; Fr. évacuation, f; İng. evacuation) Beklenen veya oluşmakta olan bir tehlike nedeniyle yapılardan veya bir bölgeden insanların ve diğer varlıkların, önceden hazırlanmış bir plan ve belirlenmiş güzergâh(lar) kullanılarak hızlı ve düzenli bir şekilde boşaltılması ile birlikte güvenli yer(ler)e taşınması.
tehlike doğuran olay (Alm. Gefährdungsereignis, n; Fr. événement dangereux, m; İng. hazardous event) Belirli bir yerde, belirli bir zaman aralığında tehlikeli bir durumun ortaya çıkması.
teknolojik tehlike (Alm. technologische Gefahr, f; Fr. aléa technologique, m; danger technologique, m; İng. technological hazard) Teknoloji veya insan kaynaklı olan, endüstri, maden, nükleer, ulaşım vb. kazaları, kritik yapılara yönelik tehditler, yazılım ve internet kaynaklı arızalar, mekanik arızalar, yapıların göçmesi, büyük yangınlar, kritik altyapı aksamaları gibi fiziksel, ekonomik, sosyal tahribat ve kayıplara yol açabilecek olaylar.
temel göçmesi (Alm. ; Fr. accident de foundation, m; İng. foundation failure) Bir yapının sömelinin göçmesi veya yapının üzerinde durduğu zeminin farklı miktarlarda oturma yapması sonucu göçmesi.
toparlanma (Alm. Wiederherstellung, f; Fr. reprise, f; récupération, f; İng. recovery) Bir arızadan sonra bir sistemi tanımlı bir işletme durumuna getirmek için gerekli önlemler ve işlemler. Eşanlam: iyileşme.
toplu imar (Alm. geschossene Bebauung; Fr. aménagement complet, m; İng. comprehensive development, block system planning) Bir kentin ya da kasabanın belli bir yöresinin, yangın ve yersarsıntısı gibi doğal afetler, eskime ya da kent yenileme nedenleriyle bir bütün olarak ele alınıp planlı etkinliklere konu yapılması.
yangın büyüme evresi (Alm. Brandvergrößerungsperiode, f; Fr. période de croissance du feu, m; İng. fire growth period) Yeterli yakıt sağlandığı takdirde, yangın sıcaklık eğrisinin ikincil türevinin pozitif olacak şekilde büyüdüğü yangının ilk evresi.
yangın dayanımı derecelendirme (Alm. Feuerwiderstandsbewertung, f; Brandwiederstand, m; Fr. degré de résistance au feu, m; indice de résistance au feu, m; İng. fire-resistance rating) Bir yapı sisteminin standart yangın eğrisine maruz bırakıldığında hasar görmeye başladığı ana kadarki dayanım süresi.
yangın emniyet şeridi (Alm. Brandshutzstreifen, m; Feuerschutzstreifen, m; Fr. bande protectrice contre le feu, f; zone pare-feu, f; İng. fire protection strip) Mevcut yangın emniyet yoluyla ot çayır veya ağaçlar gibi yeşil alanların birleşmesinden oluşan 60-120 m genişliğindeki yangın engeli.
yangın fırtınası (Alm. Feuersturm, m; Feuerbrunst, f; Fr. tempête de feu, f; İng. firestorm; fire storm) Hızla büyüyen ve alevlerden kaynaklanan konveksiyon akımlarına bağlı olarak ortaya çıkan güçlü rüzgârlarla tanınan yoğun yangın.
yangın riski (Alm. Brandrisiko, n; Feuerrisiko, n; Fr. risque d’incendie, m; risque de feu, m; İng. fire risk) Yangına yol açabilecek etmenlerin türü ve olasılıklarına göre belirlenen yangın çıkma riski ve yangının başlamasından sonraki yayılma olasılığı.
yangın riskli süre (Alm. Brandgefahrperiode, f; Fr. période optimale de brûlage, f; cycle journalier de brûlage, m; İng. burning period; fire danger period) Gün içinde yangın çıkma riskinin en fazla olduğu, tipik olarak sabah saat on ile günbatımı arasındaki süre. Eşanlam: yangın olasılıklı süre.
yangın sezonu (Alm. Waldbrandzeit, f; Fr. Feuersaison, f; saison des incendies, f; İng. fire season; wildfire season) Yangınların çıkma riskinin çok yüksek olduğu veya çıktığı, yayıldığı, ormanlara ciddi derecede zarar verdiği yılın bir dönemi veya dönemleri.
yangın şiddeti (Alm. Feuerhärte, f; Fr. gravité d’un feu, f; violence d’un feu, f; İng. fire severity) İnşaat elemanlarının belli bir sıcaklık derecesine gelmesine ve çökmesine neden olan yangının yıkıcı etkisi.
yangın tahliye süresi (Alm. Ausgangszeit, f; Evakuationszeit, f; Fr. temps de sortie, m; İng. egress time) Bir binadaki yangın durumunda, insanların güvenli bir alana ulaşana kadar harcayacakları süre.
yangın tehlike indeksi (Alm. Brandgefahrenindex, m; Fr. indice de danger de feu, m; indice des risques latents d’incendie, m; İng. fire hazard index) Rüzgâr, uzun dönem kuraklık ve yanıcı madde nemi kombinasyonunun hesaplanarak orman yangınlarının çıkma olasılığını, yayılma hızını ve yoğunluğunu tahmin etmede kullanılan gösterge.
yangın tehlikesi (Alm. Brandgefahr, f; Feuergefahr, f; Fr. danger d’incendie, m; İng. fire hazard; fire safety hazard) Bir yangının başlamasına yol açabilecek ya da başlayan bir yangının şiddet ve kapsamını artıracak koşul, malzeme veya eylemler.
yangın yükü (Alm. Brandlast, f; Fr. combustible potentiel, m; İng. fire load) Ele alınan bir yapıda, taşıyıcı elemanlarınki dahil bütün yanıcı malzemenin tamamen yanması sonucu açığa çıkan ve kJ/m2 birimiyle ifade edilen birim taban alanı başına ısı enerjisi.
yangına dayanıklılık (Alm. Feuerbeständigkeit, f; Fr. résistance à feu, f; résistance à la flamme, f; İng. fire resistance) Bir malzeme ya da yapının yangına karşı bütünlüğünü koruma ve ayakta kalabilme ölçüsü.
yapı yönetmeliği (Alm. Baurecht, n; Fr. code de construction, m; code du bâtiment, m; İng. building code; building ordnance) Can ve mal güvenliği için binaların göçme ve hasar görmelerine karşı dayanımını artırmak amacıyla yapının tasarım, malzeme ve insan açısından kontrolünü̈ sağlamayı amaçlayan kural, mevzuat ve ilgili standartlarını belirleyen belgeler.
yapısal olmayan önlem (Alm. nicht-strukturelle Maßnahme, f; Fr. mesure non structurelle, f; İng. non-structural measure) Afet risklerini azaltmak için politikalar, kanunlar, halkın bilinçlendirilmesi için eğitim yanında yapıların taşıyıcı sistemi haricindeki bütün kısımları ve binanın içindeki unsurlardan kaynaklanabilen yapısal olmayan tehlikelerin azaltılması için yapılan iyileştirmeler.
yapısal önlem (Alm. strukturelle Maßnahme, f; Fr. mesure structurelle, f; İng. structural measure) Afetlerden korunmak için yapıların yük taşıyan ve yük aktaran elemanlarında onarım veya güçlendirme amacıyla alınan önlemler.
yapısal taşkın önlemleri (Alm. Hochwasserschutz, f; Fr. atténuation des effets des crues par méthodes structurelles, f; atténuation structurale des crues, f; İng. structural flood mitigation) Hazneler, seddeler, yönlendirme yapıları gibi fiziksel çözümler kullanılarak taşkın zararlarının azaltılması için yapısal önlemler.
yaşamsal altyapı (Alm. kritische Infrastruktur, f; Fr. infrastructures essentielles, pl; İng. critical infrastructure) Gerek halkın ekonomik refahı, güvenliği, sağlığı için, gerekse devletin işleyişi bakımından olmazsa olmaz nitelikte teknolojiler, sistemler, süreçler, hizmetler; eşanlam: kritik altyapı.
yavaş gelişen afet (Alm. schleichende Katastrophe, f; Fr. catastrophe à évolution lente, f; İng. creeping disaster; slow onset disaster) Küresel iklim değişikliği, kuraklık, erozyon, çölleşme gibi olumsuz sonuçları aniden değil de zamanla ve giderek ağırlaşan boyutlarda ortaya çıkan afetler.
yeniden konutlandırma (Alm. Wiederunterbringung in Wohnungen, f; Fr. relogement, m; İng. rehousing) Yeniden geliştirme, kent yenileme sırasında ya da doğal afetler sonucu evsiz kalmış ailelerin, kamu kuruluşlarınca sağlanan olanaklarla yeniden konut sahibi yapılması.
yenisi eskisinden daha iyi planı (Alm. das Neue solle besser sein als das Alte, n; Fr. mieux reconstruire après catastrophe, m; İng. build back better) Bir afetten sonra fiziksel altyapının onarımı ve sosyal sistemin yeniden yapılandırılması amaçlarıyla, hem çevre, ekonomi ve geçim koşullarının iyileştirilmesi, dirençliliğin artırılması, hem de afet zararlarını azaltıcı yöntem ve kurallarının benimsenmesi yönünde adımlar atarak toparlanma ve esenlenme süreçlerini yürütme.
zemin iyileştirme (Alm. Baugrundverbesserung, f; Baugrundvergütung, f; Fr. amélioration de sol, f; İng. ground improvement; ground modification) Yapının tasarım yükünü ve/veya işletimsel yükünü daha iyi taşıyabilmesi için temelin altındaki toprağın sağlamlaştırılması.
zemin-yapı etkileşimi (Alm. Interaktion zwischen Boden und Bauwerk, f; Fr. interaction sol-structure, f; İng. soil-structure interaction) Zeminin deformasyonu sonucunda, gerek üstündeki yapının iç kuvvetlerinin etkilenmesi, gerekse yapının yol açtığı basınçtan dolayı zeminin şekil ve nitelik değiştirmesi.