Afetler ve halk sağlığı – Çok daha iyisini yapabiliriz!

6 Şubat depremlerinden bu yana bir yıl geçti. Bugün hâlâ gelecekteki depremlere ve başka şiddetli doğa olaylarına nasıl hazır olabiliriz bunu tartışıyoruz. Aşağıda sunduğumuz metin halk sağlığı uzmanı Sibel Sakarya’nın 15 Mart 2023’te yaptığı konuşmadan derlendi ve Sakarya tarafından gözden geçirilip güncellendi ve yayına hazırlandı. Bu metindeki bazı ayrıntılar 6 Şubat’tan bir ay sonraki durumu da hatırlatıyor ve sağlık sistemimizdeki kırılganlıklara işaret ediyor. 


6 Şubat depremleri bize toplum sağlığının, insan sağlığının bütün sektörlerle ne kadar doğrudan bağlantılı olduğunu bir kez daha gösterdi.  Hem sağlık sektöründeki hem de diğer tüm sektörlerdeki kamu politikalarının, toplum sağlığına olan etkilerini dikkate alan bir yaklaşım benimsemesi gerekliliğinin altını çizmek ve birkaç konuyu gündeme getirerek ilerlemek istiyorum.

Doğa olaylarının kendisi afet değildir. Afetler doğa olayları sonucu ortaya çıkan büyük çaplı yıkımlardır. 

Üzerinde durmak istediğim ilk konu afetin olayın kendisi değil, doğurduğu sonuç olduğu. Bizim büyük bir afet, büyük bir felaket diye konuştuğumuz şey depremin kendisi değil; iyi yönetilememesi nedeni ile depremin insanlar, hayvanlar ve tüm ekosistem üzerine olan olağanüstü olumsuz etkileri.

Bugün çok büyük boyutlu bir felaketin etkilerini konuşuyoruz ama ülkemizde de, dünyanın başka ülkelerinde de sıklıkla daha küçük çapta acil durumlar ve afetler oluyor. Bunların da kümülatif etkisinin toplum sağlığı açısından çok önemli olduğunu, zaman içinde toplumu daha kırılgan hale getirdiğini biliyoruz.

Gelecekte daha fazla afete yol açabilecek tehlikeli olay olacağını, sıklığının, şiddetinin ve etkilerinin artacağını öngörüyoruz.

Bir başka önemli konu, giderek daha fazla yıkımla sonuçlanacak tehlikeli olay olacağını, bu tür olayların sıklığının, şiddetinin ve etkilerinin artacağını öngörüyoruz çünkü iklim değişikliği, küresel ısınma ya da ısıtma var; plansız kentleşme var; nüfus artışı, göç, yerinden edilme, antimikrobiyal direnç var. Ayrıca devlet(ler)in kırılganlığı olarak tanımlanan, devletlerin temel fonksiyonlarından en az bir ya da daha fazlasının eksilmesi gibi durumlarda da afetlerle karşılaşabileceğimizi biliyoruz. Ve yine tek bir acil durumun, sağlıktaki ya da diğer sektörlerdeki kalkınma kazanımlarını onlarca yıl geriye götürebileceğini biliyoruz.

Afet yönetiminde ilkeler 

Dünya Sağlık Örgütü’nün acil durum ve afet yönetiminde sağlık açısından rehberlik eden ilkeler rehberi var. Bugün yaşadığımız afetle ilgili doğrudan karşılığı olabilecek ilkeler bunlar:[1]A strategic framework for emergency preparedness, (Ocak 2017) https://www.who.int/publications/i/item/a-strategic-framework-for-emergency-preparedness

  • Deprem ne zaman olacak, nerede olacak, ne büyüklükte olacak gibi sorularla tehlikenin kendisine odaklanmak yerine toplumların böyle bir durumda zarar görme riski nedir, kırılganlıklarımız nelerdir ve bunlarla başa çıkabilme kapasitemiz nedir? sorularına odaklanmak.
  • Tek tek yangın, sel, deprem değil de hepsini birden dikkate almak (Aslında Türkiye’de mevcut planların kağıt üzerinde bu ilkelere uygun olduğunu söylemek mümkün).
  • Afet planlarını toplumun tümünü kapsayacak şekilde yapmak. Bu deprem felaketinden etkilenen insanlar arasında kırılgan gruplar var mı, kimler etkilendi, ne kadarı sığınmacıydı gibi hiç kimseyi dışarıda bırakmadan hepsini gerek istatistiklere gerekse yardım kapsamına dahil eden bir yaklaşımın olması önemli.
  • “Bütünsel sağlık sistemi” yaklaşımı, yani genel olarak ülkede sağlık sistemine yapılan yatırım, sağlık sisteminin nasıl organize edildiği, toplumun sağlık durumu benimsemek.
    • Depremlerden etkilenen bölgedeki insanların beslenme, bağışıklık durumu, orada genel olarak temel sağlık hizmetlerinin işleyişi, hizmetlere erişebilme ve toplumun genel sağlık düzeyi afetlerle de doğrudan ilişkili. Yani biz sadece afet anından sonra birdenbire sağlık sistemine bakmıyoruz. Afet öncesi durum ve yapılan her faaliyet, afetten sonraki durumu doğrudan etkiliyor. Örneğin bölgedeki çocukların çeşitli hastalıklara göre bağışıklanma durumu, ne kadar iyi beslendikleri ve yaşam koşulları afet sonrası hangi salgın hastalıkların çıkacağını belirliyor. Bu yüzden afet öncesi yapılan çalışmaların afet sonrasındaki sağlık hizmetleri müdahalesinin etkinliğini önemli ölçüde arttıracağını unutmamalıyız.
  • Sağlık sektörünün kendi içinde ve diğer sektörlerle koordinasyon içinde çalışması.
  • Etik konuların dikkate alınması. Belki çok az gündeme gelen, arada kaybolan önemli etik konular ve sorunlar var, bunların tartışılması önemli.
  • Kapsamlı risk yönetimi

“Kapsamlı risk yönetimi” ilkesinin üzerinde biraz daha durmak istiyorum. 6 Şubat depremlerinden sonra birçok kez tartışıldı. Burcu Balçık da konuşmasında anlattı. Koruma, zarar azaltma-hafifletme, hazırlanma, afet olmadan önce olanlar. Afet olduktan sonra da yanıt verme ve uzun dönemde iyileştirme/toparlama kapsamlı risk yönetiminin parçaları.

Afet olmadan yapılacak çok şey var ve sonuçları önemli ölçüde değiştirebilir.

Bunlar halk sağlığındaki koruma ilkelerine çok benziyor. Biz hasta olmadan önce yapılanlara birincil koruma diyoruz. Birincil korumaya örnek bağışıklama/aşılama, yetersiz beslenme ya da tütün kullanımı gibi riskli davranışların değiştirilmesi olabilir. Riskin erken yakalanmasına ikincil koruma diyoruz, örneğin henüz hastalık belirtileri olmadan yapılan mamografi bir ikincil koruma yöntemi. Hastalık olduktan sonra, hastalıkları uygun bir şekilde tedavi etmek, komplikasyonlardan korumaya da üçüncül koruma diyoruz.

Bu benzerliğin altını çizmemin sebebi, burada da önlemek ve hazır olmak yerine, tepki vermeye, yani afet sonrası yanıta aşırı vurgu yapılması gibi bir sorun var. Oysa afet öncesinde yapılacaklar birçok hayatın kurtulmasına neden olur ve müdahale sürecini kolaylaştırır. Afet öncesinde uygun hazırlık yapılmasının, hazırlık yapılmadığı duruma göre ekonomik olarak da (yedi kat) avantajlı olduğunu dinledik.[2]Burcu Balçık, Depreme Hazır Olmak, Yaralarını Bilimle Sarmak: Afet Yönetimi, Sağlık ve Ekonomi, https://youtu.be/GPpWseDS2q8?t=547

Sağlık hizmetlerinde de tedaviye yani üçüncü basamağa bir vurgu vardır, oysa koruyucu sağlık yaklaşımı daha etkilidir. Deprem yönetiminde, afet yönetiminde de böyle.

Mevcut planlar ve depremin etkileri

Sağlık sektörünün afet yönetimi açısından birçok rolü ve kapasitesi var. Biz sadece sanki sadece sağlık hizmeti sunuyor diye düşünüyoruz; oysa liderlik, sağlık çalışanlarının niteliği, tıbbi ürünler, aşılar ve sağlık teknolojisi, sağlık bilgi sistemleri, yönetim sistemleri ve tabii ki finansman gibi birçok fonksiyonu var.

6 Şubat depremlerinden sonra sağlık sisteminin birçok fonksiyonunu yerine getirmekte yetersiz kaldığını gördük. Oysa 2014’de Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) tanımlanmıştı.[3]Türkiye Afet Müdahale Planı, https://www.afad.gov.tr/turkiye-afet-mudahale-plani  Merkezi bir plan bu. İncelediğinizde son derece anlamlı bilgiler olduğunu görebilirsiniz. Hatta bunun üzerine bir de Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) 2022’de yürürlüğe girmiş. Bunların il düzeyinde İl Afet Risk Azaltma Planları (IRAP) ve bunların hastane düzeyinde Hastane Afet ve Acil Durum Planları (HAP) var.  Bunlar çok ayrıntılı planlar. Ayrıca 2021’de “HAP nasıl yazılır?” rehberleri hazırlanmış.[4]Hastane Afet ve Acil Durum Planı (HAP) Hazırlama Kılavuzu,  https://www.saglik.gov.tr/TR,1789/hastane-afet-ve-acil-durum-plani-hap-hazirlama-kilavuzu.html  Bunların yılda en az bir kere masa başında, bir kez de sahada tatbikatı yapılması gerektiğini yazan dokümanlar var, “güvenli hastane” kavramı var.

Tüm bunlara rağmen Türk Tabipler Birliğinin (TTB) hazırladığı birinci ay raporuna göre biliyoruz ki birçok hastane tamamen çöktü veya hasarlı olduğu için hizmet veremez hale geldi.[5]6 Şubat 2023 Kahramanmaraş ve 20 Şubat 2023 Hatay Depremleri Birinci Ay Raporu (6-28 Şubat 2023), https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/1ayraporu.pdf

Hatay Şehir Hastanesi (TOKİ-2015), üç özel hastane, İl Sağlık Müdürlüğü, İskenderun Devlet Hastanesi, Antakya TSM ağır hasarlı ve hizmet dışı. Antakya, Hatay, Defne’de üç diyaliz merkezi kullanılamaz halde. Adıyaman’da Aile Sağlık Merkezlerinin çoğu hasarlı, üç hastane hasarlı.  Kahramanmaraş’ta N. Fazıl Şehir Hastanesi (2012) ve iki özel hastane hasarlı.  448 sağlık çalışanı öldü ve birçoğu da depremzede oldukları halde kötü koşullarda çalışmak zorunda kaldılar.[6]6 Şubat 2023 Kahramanmaraş ve 20 Şubat 2023 Hatay Depremleri Birinci Ay Raporu (6-28 Şubat 2023), https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/1ayraporu.pdf

Bölgede yaklaşık 14 milyon nüfus var. Bunun yaklaşık 1,7 milyonu sığınmacılar ve aslında Türkiye’deki sığınmacıların yarısından biraz fazlasının depremden etkilenmiş olduğunu tahmin edebiliyoruz. Ölüm sayısının doğruluğuyla ilgili bile şüphelerimiz var biliyorsunuz, 11 Mart 2023’te AFAD başkanı, 47.975 kişinin öldüğünü açıkladı.[7]AFAD Başkanı Yunus Sezer’in 11 Mart 2023 tarihli açıklamaları, https://www.youtube.com/watch?v=BgnB5KOt0lE Bunun 6278’i, çoğu Suriyeli olmak üzere yabancı uyruklu kişiler. AFAD başkanı yaptığı açıklamada 332 tane çadır kent olduğunu, 1 milyon 800 bin kişinin 414.323 çadırda yaşadığını, çadırlarda yaklaşık 4-5 kişi kaldığını ve bu çadır adetini 700.000’e çıkarmak istediklerini anlattı. Hastalıklarla ilgili, sağlık sorunları ile ilgili güncel sayılar maalesef yok. Sağlık Bakanı ilk bir haftalık dönemde bir suçiçeği vakası görüldüğünü, birkaç bin solunum yolu enfeksiyonu ya da ishalli hastalık olduğunu söyledi fakat kaç kişi içinde bu sayıların geçerli olduğunu, yani hastalıkların görülme sıklığını bilmeyince sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün değil. Zaman geçtikçe elbette sağlık ihtiyaçları çok değişiyor. Afetin ilk gününde olan sağlık ihtiyaçları ile bir ay sonra olan ve uzun vadede olacak sağlık ihtiyaçları çok farklı.

Depremlerin birinci yılına yaklaştığımız şu günlerde, deprem bölgesinden gelen bilgiler, temel sağlık hizmetleri eksikliği başta olmak üzere, sorunların devam ettiğini gösteriyor.

Su ve temizlik bölgede büyük bir sorun olmaya devam ediyor: özellikle temiz tuvalete ve yeterli duş tesislerine erişim sorunları büyük. Su kesintileri ve  güvenli suya erişim de sıklıkla karşılaşılan bir zorluk olmaya devam ediyor. Maddi imkansızlıklar nedeniyle bebek bakım ürünlerine ulaşmakta zorluk yaşanıyor. Nitelikli gıdaya erişim de önemli bir sorun. Gıda maddelerinin çok pahalı olması, mesafe ve transfer zorluğu gıdaya erişim açısından sıklıkla dile getirilen zorluklar arasında. Aile Sağlığı Merkezleri yıkıldığı, çalışan sağlık personeli yaşamını yitirdiği veya göç ettiği için, aynı zamanda aile hekimlerine kayıtlı kişiler yaşamını yitirdiği, veya göç ettiği için birinci basamak sistemi işlevini yitirmiş durumda. Birinci basamak hizmetleri geçici yerleşim birimlerindeki poliklinik hizmetleri olarak veriliyor, tamamen başvuranın şikayetine göre değerlendirilmesi, basit tedaviler veya hastaneye sevk edilmesi üzerine kurulu bir sistem. İhtiyaç belirleme, bebeklerin, gebelerin, kronik hastalığı olanların sürekli izlemi gibi birinci basamak fonksiyonları kaybolmuş durumda.

Hastaneye erişim açısından da zorluklar var. Öncelikle nerede hangi hizmetler mevcut, bununla ilgili güncel bilgi eksikliği var; personel hareketliliği de olduğu için. Özellikle yaşlı, yataktaki kişiler, engelli bireyler veya kronik hastalığı olanlar başta olmak üzere, hizmetlere erişim mesafe, transfer sorunları, randevu eksikliği ve maddi sıkıntılar nedeniyle sorunlu. Veri tutma hemen hemen hiç yok ve özellikle göçmenlere ilişkin veriler eksik. Özellikle gençlerde ve kadınlarda psikolojik zorluklar yaygın. Gençler kendilerini umutsuz, üzgün ve amaçsız hissediyorlar, kendilerine ait hiç bir mahrem alanın kalmamış olmasından yakınıyorlar. Diğer sorunlar arasında çocukların okula gitmemesi/gidememesi, güvenlik sorunları bildiriliyor.

Sağlık açısından yapılması gereken şeylerin en başında sürveyansın, yani sürekli veri toplama sistemlerinin kurulması geliyor. Uzun vadede veriler sürekli değerlendirilerek ihtiyaçlar belirlenebilir.

Uzmanlık dernekleri ne diyor?

Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacılar Birliği, Türk Veteriner Hekimler Birliği, Acil Tıp Uzmanları Derneği, Türk Psikiyatri Derneği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Türk Toraks Derneği gibi sağlık alanındaki birçok uzmanlık derneği afetin ilk günlerinde bölgeye gitti ve raporlar yayınladı. Önerilere geçmeden önce bu raporlara biraz değinmek istiyorum.  Nelerin çalışıp, nelerin çalışmadığını görmek, ders çıkartmak anlamında çok değerli.

Bu raporlarda görülenler afet sırası ve sonrasındaki bir aydaki gözlemleri içeriyor. Bu gözlemler kırılganlıklarımızı ortaya koyduğundan hâlâ önemli.

Öne çıkan bazı konular şöyle:[8]Acil Tıp Uzmanları Saha Gözlem Raporu, 13 Şubat 2023, https://tatd.org.tr/wp-content/uploads/2023/02/2386ba4ace1f5b53491d0d62eb432dfb.pdf [9]6 Şubat 2023 Kahramanmaraş ve 20 Şubat 2023 Hatay Depremleri Birinci Ay Raporu (6-28 Şubat 2023), https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/1ayraporu.pdf[10]Halk Sağlığı Uzmanları Derneği 6 Şubat Depremleri Hatay İli Saha Raporu (12-17 Şubat 2023). https://hasuder.org/Dokumanlar/EkIndir/685dbfab-3fd8-c8e8-64ed-3a098be9c5f6 [11]6 Şubat Depremleri Türkiye Psikiyatri Derneği Faaliyetleri, https://psikiyatri.org.tr/menu/234/6-subat-deprem-faaliyetleri[12]Türk Toraks Derneği 10-22 Şubat 2023 Tarihleri Arası Deprem Faaliyet Raporu – 2, oraks.org.tr/site/news/11268

  • Bölgedeki hastaneler yıkıldığı ya da hasarlı olduğu için işlevsiz kaldı. Dış merkezlere, Adana, Mersin gibi, sevkler yapıldı. Sevkler esnasında hastaların kimliklendirmesiyle ilgili ve bunların koordinasyonuna dair problemler yaşandı.
  • Afet bölgesine gidebilecek gönüllü sağlık ekibi olmasına rağmen Malatya ve Hatay havaalanlarının hasar görmesi dolayısıyla gönüllü sağlık ekiplerinin bölgeye ulaşamaması söz konusu oldu. AFAD önce çağrı yapıp sonra geri çekti.
  • 1991 yılından beri TTB bünyesinde Olağanüstü Durumlarda Sağlık Hizmetleri kursları yapılıyor olmasına rağmen sağlık personelinin afet eğitimi eksikti.
  • Güncel rehberler mevcut değildi.
  • Malzeme eksikti.
  • 72. saate yaklaştıkça medyada sağlık alanından olmayan kişilerin insanları korkutması ve aklını karıştırması, “infodemi” dediğimiz yanlış bilgi yayılımı yönetimi zorlaştırdı.
  • Göçük başında bekleyen depremzedelerin soba ve ateş etrafında ısınmasına bağlı karbonmonoksit (CO) intoksikasyonları oldu.
  • Ölüm bildirimleri sayıları doğru bilmek açısından çok önemli. Ancak 5.günden itibaren elektronik sistemler kullanılmaya başlandı, geç kalındı. Bu gibi durumlarda kağıt temelli tek tip ölüm kayıt sistemlerinin devreye girebileceği konuşuluyor.
  • Afet planlarında geçici yerleşim yerlerinin neresi olacağı belli olmasına rağmen, başka uygun olmayan yerlere konulduğu bildirildi. Yakın zamanda Adıyaman ve çevresinde yaşanan ve konteyner ve çadır kentleri etkileyen sel felaketinin sebebi bu. Hatay’ın aslında çok iyi bir planı olmasına rağmen bunun yürürlüğe giremediği belirtiliyor.
  • Dezavantajlı gruplarla ilgili kayıt ve bilgi sorunu var; yani kaç gebe kadın var, kaçı doğurdu, nerede doğum yaptı? gibi kayıtların tutulması gerekli. Sanki kayıt  işi daha sonra yapılması gereken bir iş gibi görülebilir, halbuki ihtiyaçları anlayıp, hizmeti organize edebilmek adına kayıt çok gerekli.
  • Defin işlemlerindeki önemli sorunlardan bir tanesi, ki Koç Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından hocalarımız oraya gittikleri için de biliyorum, Adli Tıp Kurumu’nun üniversitedeki adli tıp öğretim elemanlarından destek almadılar. Bu defin işlemlerini yapılabilmesi, kayıtların uygun tutulabilmesi orada birçok sonradan çıkabilecek hukuki sorun açısından da önemliydi.
  • Özellikle kırsalda ve özellikle de göçmenlerin bekletmeden defnedildiğinden kayda geçmeyen ölümlerin olabileceği belirtiliyor.
  • Enkaz hafriyatının Adıyaman’da dökülmeye başladığı yerin Adıyaman Belediyesi imzalı “moloz dökmek yasaktır” tabelasının olduğu bir dere yatağı olduğu raporlandı ve bu yataktaki su Gaziantep, Urfa halkının içme suyunun karşılandığı baraj suyuna karışıyor. Hem çevre sağlığı için son derece sakıncalı hem de uzun dönemli sağlık sorunlarına neden olacak bir uygulama.
  • Bölgede öncelikli dikkate alınması gerektiği belirtilen sağlık konuları da şöyle:
    • Gebe bakımı, doğumlar, lohusa ve bebek izlemleri
    • Bulaşıcı hastalıklar (su ile bulaşan hastalıklar: ishal kolera; hava yolu ile bulaşan hastalıklar (grip, Covid19, kızamık, menenjit)
    • Temas ile bulaşan hastalıklar (bit, uyuz)
    • Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar
    • Çoklu ilaca dirençli verem
    • Ruh sağlığının korunması ve tedavisi
    • Çadır yangınları
    • Karbonmonoksit zehirlenmeleri
    • Şiddet (fiziksel, cinsel, ekonomik)
    • Evsizlik, işsizlik ve yoksullaşma

Daha önce de vurguladığım gibi olağan zamanlarda sisteminiz ne kadar kırılgansa, böyle bir olayda oluşacak problemler de o kadar büyük olacaktır. Acil Tıp Derneği, raporunda bunu ortaya koyuyor:

Saha gözlemlerimiz doğrultusunda Kahramanmaraş depreminin Türkiye’deki sağlık sisteminin sınırlarını test ettiğini ve birçok kırılganlığı ortaya çıkardığı kanaatindeyiz.[13]Acil Tıp Uzmanları Saha Gözlem Raporu, 13 Şubat 2023, https://tatd.org.tr/wp-content/uploads/2023/02/2386ba4ace1f5b53491d0d62eb432dfb.pdf

Deneyimlerimizden ders alabilir ve eskisinden çok daha iyisini yapabiliriz. 

Burada depremlerin birinci ayı sonunda son derece öncelikli gördüğüm adımları sıralamak istiyorum.

  • Ölüm, yaralanma, kayıp istatistiklerinin kişi, yer, zaman özelliklere göre açıklanması
  • Barınma, ısınma, tuvalet, temiz içme-kullanma suyu gereksiniminin karşılanması ve sürekli izlemi
  • Sağlık hizmeti sunumunun hızla çadırlardan konteynerlere aktarılması
  • Sağlık çalışanlarının gereksinimlerine yönelik yapılması gerekenler (Barınma sorunu!)
  • Birinci basamak sağlık hizmetleri işlevlerinin tam olarak yerine getirilmesi. Çünkü akut faz yaralanmalar, ameliyatlar özellikle ortopedik travma olaylarından sonra şimdi çadır/konteyner kentlerde normal bir hayat kurulmaya başlanıyor.  Buralarda birinci basamak işlevlerinin tam olarak yerine getirilmesi, bağışıklamadan tutun, izleme, eğitim, koruyucu hizmetler ve tabii ki sık görülen hastalıkların tanısı ve tedavisi gibi konular açısından gerekli.
  • Erişimi zor bölgeler için mobil sağlık hizmetlerinin sağlanması (lab desteği dahil)
  • Halk sağlığı sürveyansı yapılması
  • Geçici yerleşim alanlarında günlük ateşli hastalık, döküntülü hastalık ve ishal sürveyansı yapılmalıdır (sendromik sürveyans)
  • Uygun sevk koşullarının oluşturulması

Son söz olarak afetler sonrasında daha güçlü toplumlar/kentler kurmakla ilgili “BUILD BACK BETTER” kavramını vurgulamak istiyorum. “Yenisini eskisinden iyi yap!” diye çevirebiliriz bunu. Bir önceki depremden ders almamış olduğumuzu gördük. 6 Şubat deneyiminden ders çıkarmamız mümkün bunu unutmayalım.

Eskisinden iyi yapmak için afet riskinin azaltılması;  psikolojik, sosyal ve ekonomik iyileşmeye odaklanılması ve bütün bu planların etkili uygulanmasını sağlayacak şekilde yasalar/düzenlemeler düşünülmesi, kurumsal mekanizmaların düzenlenmesi ve izleme/değerlendirme sistemlerinin işlerliğinin sağlanması öncelikli konular. Burada liyakatın özellikle altını çiziyorum.

Böyle bir kapasitemiz, böyle bir bilgimiz, böyle bir motivasyonumuz var. Gerçekten bunu yapmak mümkün. İyi bir yönetim, iyi bir koordinasyonla gelecekteki doğa olaylarını hazır olarak karşılayabiliriz. 

Sibel Sakarya
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı AnaBilim Dalı

Yayına hazırlayanlar: Elif Canseza Kaplan, Defne Üçer-Şaylan


Creative Commons LisansıBu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. İçerik kullanım koşulları için tıklayınız.


Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 A strategic framework for emergency preparedness, (Ocak 2017) https://www.who.int/publications/i/item/a-strategic-framework-for-emergency-preparedness
2 Burcu Balçık, Depreme Hazır Olmak, Yaralarını Bilimle Sarmak: Afet Yönetimi, Sağlık ve Ekonomi, https://youtu.be/GPpWseDS2q8?t=547
3 Türkiye Afet Müdahale Planı, https://www.afad.gov.tr/turkiye-afet-mudahale-plani
4 Hastane Afet ve Acil Durum Planı (HAP) Hazırlama Kılavuzu,  https://www.saglik.gov.tr/TR,1789/hastane-afet-ve-acil-durum-plani-hap-hazirlama-kilavuzu.html
5, 6, 9 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş ve 20 Şubat 2023 Hatay Depremleri Birinci Ay Raporu (6-28 Şubat 2023), https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/1ayraporu.pdf
7 AFAD Başkanı Yunus Sezer’in 11 Mart 2023 tarihli açıklamaları, https://www.youtube.com/watch?v=BgnB5KOt0lE
8, 13 Acil Tıp Uzmanları Saha Gözlem Raporu, 13 Şubat 2023, https://tatd.org.tr/wp-content/uploads/2023/02/2386ba4ace1f5b53491d0d62eb432dfb.pdf
10 Halk Sağlığı Uzmanları Derneği 6 Şubat Depremleri Hatay İli Saha Raporu (12-17 Şubat 2023). https://hasuder.org/Dokumanlar/EkIndir/685dbfab-3fd8-c8e8-64ed-3a098be9c5f6
11 6 Şubat Depremleri Türkiye Psikiyatri Derneği Faaliyetleri, https://psikiyatri.org.tr/menu/234/6-subat-deprem-faaliyetleri
12 Türk Toraks Derneği 10-22 Şubat 2023 Tarihleri Arası Deprem Faaliyet Raporu – 2, oraks.org.tr/site/news/11268
Önceki İçerikCumhuriyetin İlk Klinisyen Kadın Profesörü: Müfide Küley
Sonraki İçerikSöyleşi: Uzay görevleri için mikroalg temelli yaşam destek üniteleri
Sibel Sakarya

Sibel Sakarya, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde Halk Sağlığı uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 1998’de Kudüs Hebrew Üniversitesi’nden Halk Sağlığı Yüksek Lisansı ve 2006’da Hollanda Maastricht Üniversitesi’nden Tıp Eğitimi Yüksek Lisansı derecelerini almıştır. 1996-2018 yılları arasında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda çalışmıştır. 2018 den bu yana Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD’da çalışmaktadır.

Çalışma alanları kronik hastalıkların epidemiyolojisi ve yönetimi, sağlığın geliştirilmesi ve göç sağlığıdır.