Yeni bir Yükseköğretim Kanununa doğru

Shutterstock

Gündemde olan konulardan biri Yükseköğretim Kanununun yeniden düzenlenmesi. Bu yazıda, üniversite kanunları çerçevesinde ülkemizdeki üniversite özerkliğinin durduğu noktaya işaret etmek ve kapsamlı yeni bir üniversite kanununa neden gerek olduğuna vurgu yapmak istiyorum.

Üniversite kavramı

Modern üniversitelerin temelini oluşturan dünyanın en eski üniversitesinin 1088’te kurulmuş olan Bologna Üniversitesi olduğu kabul ediliyor. Ortaçağ üniversitelerinin sadece eğitim-öğretime ve konuların ezberlenmesine odaklanmış, birinci nesil üniversiteler oldukları biliniyor. Günümüzdeki biçimiyle ortaya çıkan modern üniversitenin ilk örneği ise 1810’da Wilhelm von Humboldt tarafından kurulan Berlin Üniversitesi.[1]Berlin Üniversitesi, 1949’da kurucusunu onurlandırarak Berlin Humboldt Üniversitesi adını alıyor.

Berlin Üniversitesi üç temel ilke üzerine kuruldu:[2]W. Krull, “Review: Exporting the Humboldtian University,” Minerva, Vol. 43, No. 1, March 2005, ss. 99-102, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.

-Eğitim ve araştırmanın ortak bir misyon olması,
-Öğretim üyelerinin eğitim-öğretim verme ve öğrencilerin eğitim-öğretim alma özgürlüğü,
-Özerklik.

Üniversitelerin temel misyonu olan eğitim-öğretim faaliyetlerine araştırma faaliyetinin de akademik bir misyon olarak eklenmesiyle birinci nesil üniversiteler, ikinci nesil üniversitelere evrildi. Berlin Üniversitesi, ikinci nesil üniversitelerin ilk örneği. Günümüzde ise üçüncü nesil üniversite kavramının geçerlilik kazanmasıyla üniversitelerin araştırma ve eğitim-öğretim misyonlarına, topluma hizmet misyonu da eklendi.[3]Kamu Araştırma Üniversitesinin Geleceği: Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliği İlkeleri Temelinde Bir Arayış, Boğaziçi Üniversitesi, Üniversitelerde Yönetim Yapılanması Çalışma Komisyonu Raporu, İstanbul, 13 Temmuz 2021,  Son erişim tarihi: 20 Ocak 2022. Artık, üniversitelerin sadece eğitim-öğretim ve araştırma odaklı merkezler olmaları değil, aynı zamanda ulusların gelişmesine ve ekonomik refahına katkıda bulunan, topluma hizmet eden merkezler olmaları da bekleniyor.

Ülkemizde modern anlamda üniversite kurulması girişimleri ise 1845’te başladı ve bu çalışmalar çerçevesinde Darülfünun adında kurulan ilk üniversite, 1846’da çıkarılan bir nizamname ile yasal bir zemine oturtuldu. Daha sonra 1869 ve 1900’da Darulfünun nizamnameleri yenilendi; 1912 ve 1919 nizamnameleri ile yeni düzenlemeler yapıldı.[4]M. Tahir Hatipoğlu, Türkiye Üniversite Tarihi 1845-1997, Selvi Yayınevi, 1996. ss.15-69. Darülfünun-u Osmani Nizamnamesi olarak bilenen 1919 nizamnamesi, Darülfününun “ilm-i muhtariyete” (akademik/bilimsel özerkliğe) sahip olduğunu hüküm altına aldı (Madde 2). [5]M. Tahir Hatipoğlu, Türkiye Üniversite Tarihi 1845-1997, Selvi Yayınevi, 1996. s.57. Bu nizamname akademik/bilimsel özerklikten bahseden ilk nizamname olması sebebiyle önemli. Günümüzde ise üniversite özerkliği dört eksende tanımlanıyor.

Dört eksende üniversite özerkliği ve akademik özgürlük

Bir üniversitenin özerk olarak nitelenmesi için akademik/bilimsel, yönetimsel, malî ve insan kaynakları olmak üzere dört ana eksende özerk olması gerekli:[6]J.E. Reilly, R.V. Turcan , L. Bugaian (2016) (Re)Discovering University Autonomy. In: R.V. Turcan, J.E. Reilly, L. Bugaian (eds) (Re)Discovering University Autonomy. Palgrave Macmillan, New York. https://doi.org/10.1057/9781137388728_16, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.[7]Serap Emil, Özerk Üniversite, İstanbul ODTÜ Mezunlar Derneği Baraka, Kasım 2020-Şubat 2021, http://www.odtumistbaraka.org/icerik/ozerk-universit/1233,  Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.

Akademik/bilimsel özerklik, öğrenci seçimi, müfredatların oluşturulması, müfredatta yer alan derslerin içeriklerinin ve araştırma konularının belirlenmesi, yeni program/birim/bölümler açılması gibi konularındaki kararları içerir.

Yönetimsel özerklik, üniversitenin iç meselelerine dair konularda, karar verme organlarının (bölüm ve fakülte kurulları, üniversite yönetim kurulu ve senato) yasal çerçeve kapsamında özgürce karar verebilmelerini mümkün kılar.

Malî özerklik, üniversiteye iç kaynaklarını yönetme ve stratejik hedeflerine göre harcama yapabilme yetkisi verir.

İnsan kaynaklarında özerklik ise personele ilişkin atama, maaş, işten çıkarma, yükseltme gibi konularda üniversitenin bağımsız karar verebilmesini mümkün kılar.

Öte yandan akademik özgürlük ise, öğretim üyelerinin ve araştırmacıların, araştırma konularını belirleme, evrensel doğruyu bulmak için eleştirel fikir tartışması yapma, kanıta, akla dayalı olarak yaptıkları araştırmalara ait bulguları diğer araştırmacılar, öğrenciler ve kamuoyuyla paylaşma özgürlüğüdür.[8]Ayşın Ertüzün, “Dünya çapında üniversite olmak: Akademik özgürlük ve üniversite özerkliği”, Sarkaç, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022. Üniversiteler özgür ve özerk oldukları oranda eğitim-öğretim ve topluma hizmet faaliyetlerini gerçekleştirebilir, araştırmaları ile evrensel bilime katkı sağlayabilirler.

Evrensel doğruyu bulmak amacıyla yapılan bilimsel araştırmanın temelini özgür düşünce, akademik özgürlük oluşturur; akademik özgürlük bilimsel üretimin, özgür düşüncenin garantisi, araştırma ve eğitim-öğretimde kalitenin teminatıdır.[9]Ayşın Ertüzün, “Dünya çapında üniversite olmak: Akademik özgürlük ve üniversite özerkliği”, Sarkaç, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022. Akademik özgürlüğün teminatı da üniversite özerkliğidir.[10]Kamu Araştırma Üniversitesinin Geleceği: Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliği İlkeleri Temelinde Bir Arayış, Boğaziçi Üniversitesi Üniversitelerde Yönetim Yapılanması Çalışma Komisyonu Raporu, İstanbul, 13 Temmuz 2021, Son erişim tarihi: 20 Ocak 2022. Akademik özgürlük ve özerklik, üniversiteler için Humboldt zamanından beri vazgeçilmez iki ilkedir. Bu iki ilke beraber var olduklarında dengeli bir akademik ortam sağlanabilir; öte yandan birinden birinin eksik olması durumunda aksaklıkların yaşanılması kaçınılmaz.

Şimdi Cumhuriyet devri üniversite kanunları çerçevesinde üniversite özerkliğine kısaca göz atalım.

Türkiye’nin üniversite kanunları

Cumhuriyet devrinde 1924, 1933, 1946, 1960, 1973 ve 1981 yıllarında üniversite kanunları çıkarıldı.

Nisan 1924’te çıkarılan bir kanun ile İstanbul Darülfünunu açıldı ve tüzel bir kişilik kazandı (Madde 1).[11]M. Tahir Hatipoğlu,” Türkiye Üniversite Tarihi 1845-1997, Selvi Yayınevi, 1996. s. 71 Dokuz yıl süre ile faaliyetlerini sürdüren İstanbul Darülfununu 1933’te çıkarılan kanunla[12]İstanbul darülfünununun ilgasına ve Maarif vekâletince yeni bir Üniversite kurulmasına dair kanun, Resmi Gazete, Sayı 2420, 6 Haziran 1933, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022. kapatıldı ve yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu. Böylece ülkemizde, adında “üniversite” kelimesi geçen ilk yükseköğretim kurumu 89 yıl önce faaliyete başladı. Ülkemizde modern üniversite kavramının yerleşmesi açısından önemli bir kilometre taşı olan bu kanun, 1919 nizamnamesi ile üniversitelere ilk defa verilen akademik/bilimsel özerklik kavramına mevzuatında yer vermedi, akademik/bilimsel özerklik 1946’ya kadar sekteye uğradı.[13]M. Tahir Hatipoğlu, Türkiye Üniversite Tarihi, 1845-1997, Selvi Yayınevi, 1996. s. 304 1946’da çıkarılan Üniversiteler Kanunu üniversitelere bilimsel özerkliğin yanında ilk defa yönetim özerkliği de tanıdı (Madde 1).[14]4936 sayılı Üniversiteler Kanunu, 18 Haziran 1946, ss 3-9, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022. Dolayısıyla, bu kanun Türkiye’de üniversitelerin gelişimi açısından önemli ve olumlu bir kilometre taşıydı.

1960’da Üniversiteler Kanununda bazı düzenlemeler yapıldı; yönetim özerkliği maddesi aynen korundu.[15]4936 sayılı Üniversiteler Kanunu, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022. 1961 Anayasası’nın 120. maddesiyle üniversitenin yönetimsel ve akademik/bilimsel özerkliği ilk defa anayasının teminatı altına alındı.[16]1961 Anayasası, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022.

1973’te çıkarılan Üniversiteler Kanunu genel bir üniversite özerkliğinden bahsediyordu, yönetim özerkliğine vurgu yapmamakla birlikte rektör dahil yöneticilerin ve yönetim organlarının üniversitede ve/veya ilgili kurulların kendi içlerinde seçilmesine ilişkin maddeleri koruyordu.[17]1750 sayılı Üniversiteler Kanunu, 7 Ekim 1973, ss 1-12, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022. Öte yandan üniversitelerüstü kuruluşlardan biri olarak Yüksek Öğretim Kurulu,[18]1750 sayılı Üniversiteler Kanununda “yükseköğretim” ayrı yazılmıştır. bu kanunla üniversitelerin hayatına girdi (Madde 4, 5, 6).[19]1750 sayılı Üniversiteler Kanunu, 7 Ekim 1973, ss 1-12, Son erişim tarihi 15.1.2022. Daha sonra bu kurul, Anayasanın 120. maddesine aykırı bulunarak Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.[20]Türkiye’de ve Dünyada Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji, TÜSİAD Raporu, Yayın no. TÜSİAD T-95, 6-167, Haziran 1994, İstanbul, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022. s.155.

Günümüzde geçerli olan 2547 sayılı Kanun, çeşitli zamanlarda değişikliklere uğramakla birlikte 6 Kasım 1981‘te çıkarılan Yükseköğretim Kanunu. Kanunda üniversite, bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip yükseköğretim kurumu (Madde 3(d)) olarak tanımlandı; maalesef ki 1946’da üniversitelere verilen yönetim özerkliği bu kanun ile kaldırıldı.[21]2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022. Bu tanım, üniversiteye akademik/bilimsel özerklik vermekle birlikte bir üniversitenin gerçek anlamda özerk olarak nitelenmesi için gereken dört ana eksenden yönetimsel, malî ve insan kaynakları eksenlerini yok sayıyor.

2547 sayılı Kanun ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tekrar kuruldu (Madde 6, 7); yükseköğrenime dair genel politikaları belirleyecek ve üniversiteler arasında koordinasyonu sağlayacak şekilde yapılandırılmak yerine üniversitelerüstü bir üst kurul olarak oluşturuldu. 1973’te çıkarılan Üniversiteler Kanununda Başbakanlığa bağlı olarak görev yapan bir diğer üniversitelerüstü kurul olarak tanımlanan Üniversite Denetleme Kurulu da 2547 ile YÖK’e bağlandı; böylece üniversiteleri denetleme faaliyetleri de YÖK altında yapılandırılarak YÖK’ün yetkileri genişletildi.[22]2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022. YÖK, yıllar içinde üniversitelerin faaliyetlerini daha da kısıtlayıcı bir şekle büründü, merkeziyetçi ve otoriter bir yapıya dönüştü.

1981’den bugüne

Bundan 200 yıl önce, Napolyon devrinde, Fransa’da tüm üniversiteler ve diğer yükseköğretim kurumları tek bir üniversite çatısı altında birleştirilerek Merkezî İmparatorluk Üniversitesi[23]Türkiye’de ve Dünyada Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji, TÜSİAD Raporu, Yayın no. TÜSİAD T-95, 6-167, Haziran 1994, İstanbul, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022. ss. 61-62 oluşturuldu ve üniversiteler merkezden yönetildi. Bugün YÖK benzer şekilde merkezî bir üniversite gibi davranıp üniversiteleri kendine bağlı birimler olarak görüyor, müdahaleler yapıyor. Merkezî müdahalelere çarpıcı örnekler olarak, araştırma üniversitelerinin araştırmalarını hangi alanlarda yoğunlaştıracaklarına üniversiteler yerine YÖK’ün karar vermesi; üniversitelerin talebi olmadan YÖK tarafından üniversitelerde bölümler, fakülteler veya anabilim dalları açılabilmesi; kendi adlarına öğrenim görmek üzere yurtdışına öğrenci gönderilmesi konusunda üniversiteler tarafından Milli Eğitim Bakanlığına talepte bulunulmamış olsa dahi YÖK’ün üniversiteler adına bu talebi yapabilme yetkisini kendisinde görmesi; böylece üniversitelerin akademik personel ihtiyacına yönelik stratejik planlarına müdahale etmesi verilebilir.  Bu ve buna benzer merkeziyetçi/otoriter davranışlar üniversitelerin stratejik planları ve hedefleri doğrultusunda özerk olarak hareket etmelerinin önünü kesiyor. Üstelik bu durum, yukarıda belirtilen akademik/bilimsel, yönetimsel, malî ve insan kaynakları ayaklarından oluşan üniversite özerkliğinin sadece akademik/bilimsel özerklik ayağını kapsayan 2547 sayılı Kanununun üniversite tanımına bile aykırı.

2547 sayılı Kanun ile dayatılan tek tip, merkeziyetçi yapı, üniversitelerimizin yukarıda bahsi geçen kendilerinden beklenen faaliyetleri yerine getirmelerini zorlaştırıyor hatta imkânsızlaştırıyor; hızla değişen dünyada geleceği şekillendirme konusunda dünya üniversiteleri ile rekabet edebilecek güçlü kurumlar olmaları yönünde engel oluşturuyor. Bu olumsuzluklar kaçınılmaz olarak üniversitelerin vasatlaşmasına yol açacak; bu da ülke geleceği için ciddi bir tehlike oluşturacaktır. Bu sebeplerle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun yenilenmesi elzem.  Ancak vurgulamak gerekir ki 2547’deki sorunları salt üniversite yöneticilerinin belirlenmesi konusuna indirgemek beklenen değişikliğin gerekliliğine, önemine ve kapsamına yeterince işaret etmiyor.

Yükseköğretim Kanununun değiştirilmesi konusunun gündemde olduğu bu günlerde bu konuda çeşitli çalışmalar yapılıyor. Kamu Araştırma Üniversitesinin Geleceği: Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliği İlkeleri Temelinde Bir Arayış raporunda da bu konu ele alınıyor.[24]Kamu Araştırma Üniversitesinin Geleceği: Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliği İlkeleri Temelinde Bir Arayış, Boğaziçi Üniversitesi Üniversitelerde Yönetim Yapılanması Çalışma Komisyonu Raporu, İstanbul, 13 Temmuz 2021, Son erişim tarihi: 20 Ocak 2022. Ülkemiz yükseköğretim politikalarına yön veren mercilerin ve kanun yapıcıların üniversitelerimizin dünya standartlarında eğitim-öğretim ve araştırma yapabilmelerini sağlayacak, evrensel bilgi üretme misyonunu destekleyecek, küresel rekabet gücünü artıracak akademik özgürlük ortamını ve üniversite özerkliğini tesis edecek kanunlar üzerinde çalışırken üniversiteler ile işbirliği yapmaları, onların fikirlerini, önerilerini, tecrübelerini göz önüne almaları sağlıklı bir yol olacaktır zira kapsamlı bir yükseköğretim kanuna ihtiyaç her zamankinden fazla.

Yeni yasa evrensel üniversite tanımına uygun, üniversitenin akademik/bilimsel, malî, idari ve insan kaynakları yönetiminde özerk; demokratik, şeffaf ve hesapverebilir kurumlar olduğundan hareketle; üniversitenin özerkliğini, hak ve özgürlüklerini gözeten bir yasa olmalı.

Ayşın ErtüzünBoğaziçi Üniversitesi

Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 Berlin Üniversitesi, 1949’da kurucusunu onurlandırarak Berlin Humboldt Üniversitesi adını alıyor.
2 W. Krull, “Review: Exporting the Humboldtian University,” Minerva, Vol. 43, No. 1, March 2005, ss. 99-102, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.
3 Kamu Araştırma Üniversitesinin Geleceği: Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliği İlkeleri Temelinde Bir Arayış, Boğaziçi Üniversitesi, Üniversitelerde Yönetim Yapılanması Çalışma Komisyonu Raporu, İstanbul, 13 Temmuz 2021,  Son erişim tarihi: 20 Ocak 2022.
4 M. Tahir Hatipoğlu, Türkiye Üniversite Tarihi 1845-1997, Selvi Yayınevi, 1996. ss.15-69.
5 M. Tahir Hatipoğlu, Türkiye Üniversite Tarihi 1845-1997, Selvi Yayınevi, 1996. s.57.
6 J.E. Reilly, R.V. Turcan , L. Bugaian (2016) (Re)Discovering University Autonomy. In: R.V. Turcan, J.E. Reilly, L. Bugaian (eds) (Re)Discovering University Autonomy. Palgrave Macmillan, New York. https://doi.org/10.1057/9781137388728_16, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.
7 Serap Emil, Özerk Üniversite, İstanbul ODTÜ Mezunlar Derneği Baraka, Kasım 2020-Şubat 2021, http://www.odtumistbaraka.org/icerik/ozerk-universit/1233,  Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.
8 Ayşın Ertüzün, “Dünya çapında üniversite olmak: Akademik özgürlük ve üniversite özerkliği”, Sarkaç, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.
9 Ayşın Ertüzün, “Dünya çapında üniversite olmak: Akademik özgürlük ve üniversite özerkliği”, Sarkaç, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.
10 Kamu Araştırma Üniversitesinin Geleceği: Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliği İlkeleri Temelinde Bir Arayış, Boğaziçi Üniversitesi Üniversitelerde Yönetim Yapılanması Çalışma Komisyonu Raporu, İstanbul, 13 Temmuz 2021, Son erişim tarihi: 20 Ocak 2022.
11 M. Tahir Hatipoğlu,” Türkiye Üniversite Tarihi 1845-1997, Selvi Yayınevi, 1996. s. 71
12 İstanbul darülfünununun ilgasına ve Maarif vekâletince yeni bir Üniversite kurulmasına dair kanun, Resmi Gazete, Sayı 2420, 6 Haziran 1933, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.
13 M. Tahir Hatipoğlu, Türkiye Üniversite Tarihi, 1845-1997, Selvi Yayınevi, 1996. s. 304
14 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu, 18 Haziran 1946, ss 3-9, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022.
15 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022.
16 1961 Anayasası, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022.
17 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu, 7 Ekim 1973, ss 1-12, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022.
18 1750 sayılı Üniversiteler Kanununda “yükseköğretim” ayrı yazılmıştır.
19 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu, 7 Ekim 1973, ss 1-12, Son erişim tarihi 15.1.2022.
20 Türkiye’de ve Dünyada Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji, TÜSİAD Raporu, Yayın no. TÜSİAD T-95, 6-167, Haziran 1994, İstanbul, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022. s.155.
21 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022.
22 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, Son erişim tarihi 15 Ocak 2022.
23 Türkiye’de ve Dünyada Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji, TÜSİAD Raporu, Yayın no. TÜSİAD T-95, 6-167, Haziran 1994, İstanbul, Son erişim tarihi: 15 Ocak 2022. ss. 61-62
24 Kamu Araştırma Üniversitesinin Geleceği: Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliği İlkeleri Temelinde Bir Arayış, Boğaziçi Üniversitesi Üniversitelerde Yönetim Yapılanması Çalışma Komisyonu Raporu, İstanbul, 13 Temmuz 2021, Son erişim tarihi: 20 Ocak 2022.
Önceki İçerikMeraklısına Bilim: Retina sağlığı ve sarı nokta hastalığı
Sonraki İçerikÜniversitelerimizde önemli bir sorun: İçten beslenme
Ayşın Ertüzün

Ayşın Ertüzün İzmir Amerikan Kız Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun oldu. Yüksek Lisansını  McMaster Üniversitesi, Kanada’dan; doktorasını Boğaziçi Üniversitesi’nden aldı. 1990’dan beri Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektornik Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. 2006’dan beri professör olarak görev yapmaktadır. İstatistiksel sinyal işleme ve örüntü tanıma konularında çalışmaktadır. 14.11.2016-2.1. 2021 tarihleri arasında araştırmadan sorumlu rektör yardımcısı olarak görev yapmıştır.