Mantar Nedir? I

Kültür mantarı veya şampinyon olarak bilinen Agaricus bisporus (Shutterstock)

Mantar dediğimizde çoğumuzun aklına toprağın üzerinde gördüğümüz şapkalı mantar gelir, halbuki gözle görünür büyüklükteki bu mantarları[1]Çapı 2mm’den büyük mantarlara makromantar deniyor. Gözle görünmeyen, bira, ekmek, hurma zeytin v.b. yapan mikromantarlara başka bir zaman değinelim. asıl mantar organizmasının meyveleri gibi düşünmek lazım. Asıl organizmanın adı miselyum (mycelium). Miselyumun toprak altında bitki kökleriyle (rhizae) birleşik olanına mikoriza (mycorrhizae) deniyor. Ne Dil Derneğinde ne de TDK’da bu kelimelerin karşılığı var, fakat mantar toplayıp mikorizanın farkında olmamak, elma toplayıp ağacın farkında olmamak gibi bir şey.

Miselyum uç uca eklenmiş dallanıp budaklanmış hiflerden oluşuyor. Şapkalı mantarlar, toprağın üzerine çıkıp etrafa sporlarını yayıyorlar, işte bu yüzden onları tohum yayan meyveler gibi düşünebiliriz. Her mantarın spor ve hifleri aynı şekil ve büyüklükte değil, dolayısıyla birbirine benzer iki mantarı şüphe götürmez şekilde tanımlayabilmek için spor ve hiflerine de mikroskopla bakmak gerekebiliyor.

A. Gymnopilus penetrans mantarı.[2]Common Rustgill, Gymnopilus penetrans, Wikimedia Commons, https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Common_Rustgill_-_Gymnopilus_penetrans_(37428153206).jpg B. Gymnopilus penetrans spor izi. Mantarı yüzüstü beyaz bir yüzey üzerinde bir gün kadar bekletince spor izi oluşturur. Bu izin rengi ve şekli mantarın türü hakkında bilgi sağlıyor. [3]Gymnopilus penetrans olduğu tahmin edilen spor izi, https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Spore_Print_of_the_Week_(37475625491).jpg C. Gymnopilus penetrans’ın mikroskop altındaki sporları.[4]Common Rustgill, Gymnopilus penetrans, Wikimedia Commons, https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Common_Rustgill_-_Gymnopilus_penetrans_(37428153206).jpg

Miselyumun ne kadar büyüyebileceği belli olmuyor. Öyle ki bilinen en büyük canlı organizma ABD’nin Oregon eyaletindeki bal mantarı, Armillaria ostoyae. Bu mantarın kapladığı alan neredeyse 10 km2. Bunu bir saniye düşünün, Beyoğlu ilçesinden büyük!  İki, üç bin yıl yaşayan zeytine ölümsüz denir ya,[5]Ünsal A. (2019) Ölümsüz Ağacın Peşinde, Yapı Kredi Yayınları[6]Delen Nircan, Z.(2019) Zeytin ağacının yaşı, Sarkaç. bu mantarın yaşı sekiz binin üzerinde olabilir deniyor.[7]Largest living organism, https://www.guinnessworldrecords.com/world-records/606952-largest-living-organism

Bir mantar organizmasının bölgedeki ağaçlarla toprak altında kurduğu simbiyotik ağı haritalamak mümkün.[8]Beiler, K. J., Durall, D. M., Simard, S. W., Maxwell, S. A., & Kretzer, A. M., Mapping the wood-wide web: mycorrhizal networks link multiple Douglas-fir cohorts, https://www.for.gov.bc.ca/hfd/library/FIA/2009/FSP_Y093314b.pdf İstanbul ormanlarındaki ağaçları toprak altından birbirine bağlayan mikorizal ağın büyüklüğünü bilmiyoruz çünkü inceleyen olmamış, ama kim bilir belki de koca bir devin sırtında yaşıyoruz. İnanılmaz değil mi?

Sadece mantarlarla ilgilenen bilim dalına mikoloji deniyor, bu alanda çalışan bilim insanlarına da mikolog. Mantar meraklıları ya da araştırmaları mantarla ilgili olan çok insan var ama Stephen Axford’un görsellerine doyamayacağınız şu videosunda dediğine göre koskoca Avustralya kıtasında sadece birkaç mikolog var. Türkiye’de de mantarla biraz ilgilenmiş herkesin aklına ilk gelen Jilber Barutçiyan var ki yeni çıkan kitabı “Makro Mantarlar”[9]Jilber Barutçiyan, Makro Mantarlar, Ginko Bilim, 2021. bence bütün okul kütüphanelerinde olmalı. Bir diğer Türkçe kaynak kitap Afife Mat tarafından yazılmış “Türkiye’de Mantar Zehirlenmeleri Zehirli Mantarlar.”[10]Afife Mat, Türkiye’de Mantar Zehirlenmeleri Zehirli Mantarlar, TÜBİTAK, 1998. Fakat baskısı bitmiş, şu an bulmak mümkün değil.

Mantarların harika bir özelliği: Geri dönüştürmeleri

Mantarları, bitkilerden ve hayvanlardan farklı bir alem olarak ilk kez 1969’da, ekolog Robert Whitaker sınıflandırıyor. Bu tarihten önce mantar, önce bitki sonra hayvan sanılıyor, fakat, aralarında şöyle büyük bir fark var: Hayvanlar, beslenmek için bir şeyler yemek ve sindirmek zorundalar. Bitkilerin ise bir şey yemeye ihtiyaçları yok çünkü hücrelerinde klorofil var, güneşten aldıkları enerjiyle havadaki karbonları uç uca ekleyip besin üretebiliyorlar, yani fotosentez yapıyorlar. Mantarların ikisine de ihtiyacı yok, bir şey yemiyorlar, besin de üretmiyorlar. Daha inanılmazını yapıyorlar: Etraftaki şeyleri çürütüp ihtiyaçları olan besini emiyorlar, yani bir nevi sindirim işini vücutlarının dışında yapıyorlar. Bitkiler nasıl havadaki karbonu hidrojeni birleştiriyorsa, mantarlar bunun tam tersini yapıyorlar, topraktaki kompleks molekülleri temel elementlerine ayrıştırıyorlar. Bu nedenle mantarlar evrensel geri dönüştürücüler ve dünyadaki yaşamın döngüsü için çok önemliler.

Mantarlar, beslenmek için canlı veya cansız başka varlıklara bağımlı varlıklar. Cansız maddelerle beslenen mantarlara saprotrof[11]Bonfante P, Genre A. Mechanisms underlying beneficial plant-fungus interactions in mycorrhizal symbiosis. Nat Commun. 2010 Jul 27;1:48. doi: 10.1038/ncomms1046. PMID: 20975705. deniyor. Bunlar ölü organik maddenin bozunup toprağa geri dönmesini sağlıyor. Tam da bu yüzden yani geri dönüştürücü oldukları için, dahası radyoaktif maddeleri ve ağır metalleri emip bünyelerinde hapsedebildikleri için biyoiyileştirme (bioremediation) konusunda büyük bir potansiyel arz ediyorlar. Görünen o ki, tüketim toplumunun yarattığı, hızla biriken atıklarımızı yaşam döngüsüne dahil edebilme yolları mantarları daha iyi tanımak ve iş birliği yapabilmekten de geçiyor. Zaten bu yüzden de iklim kriziyle birlikte kapımıza gittikçe daha şiddetle dayanacak problemlere karşı çözüm umutları olmaları mantarları ormanları yenileme yöntemlerini araştıran mothertreeproject.org, mantarlar hakkında farkındalık artırmayı amaçlayan fantasticfungi.com gibi disiplinler üzeri küresel projelerin özneleri yapıyor.

İmparator mantarı – Amanita caesarea (Fotoğraf: Reinhold Möller.)

Türkiye mantar açısından çok zengin. Örneğin Ömerli’de yerel isimleriyle döbelen, çayır mantarı, civciv, sığır dili gibi yerel mantarların yanısıra dünyanın en değerli mantarlarından Porçini (Boletus edulis) ve Sezar, İmparator ya da Gelincik mantarı diye bilinen Amanita caesarea da var. Sonbahar aylarında insanlar buraya mantar toplamaya geliyor. Sadece buralılar değil, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden insanlar bu bölgede mantar olduğunu biliyor, öğreniyor, memleketten eş dost ile hafta sonu etkinliğine geliyor.

 

 

 

Mikoriza adı verilen mantarlar ise canlılarla karşılıklı alışveriş halinde yaşıyorlar. Eski Yunancada kök mantarı anlamına gelen mikoriza toprak altına yayılıyor ve bitki kökleriyle birleşiyor. Bu nedenle İnternet’e (wood wide web)[12]Wood wide web: Trees’ social networks are mapped. https://www.bbc.com/news/science-environment-48257315 benzetiliyor. Haksız bir benzetme değil çünkü mikoriza sayesinde bitkiler arası muazzam bir bilgi ve besin alışverişi söz konusu. Bitki kökleri miselyum sayesinde toprak altında birbirlerine bağlı ve iletişim halindeler. Mikoriza bitki köklerinin içine girebiliyor (endo) veya dışarıdan (ekto) bağlanabiliyor. 

Kara bitkilerinin çoğunluğunda endomikorizanın bir alt kümesi olan arbüsküler mikoriza bulunduğu, ağaçların çoğunda ise ektomikoriza olduğu düşünülüyor; bilim insanları, daha iyi iklim modelleri yapabilmek için tüm dünyadaki bu ağların küresel haritasını çıkarmaya çalışıyorlar.[13]Steidinger, B S, T W Crowther, J. Liang, M E Van Nuland, G D A Werner, P B Reich, G J Nabuurs, S. De-Miguel, M. Zhou, N. Picard, B. Herault, X. Zhao, C. Zhang, D. Routh, and K G Peay. “Climatic Controls of Decomposition Drive the Global Biogeography of Forest-tree Symbioses.” Nature (London)569.7756 (2019): 404-08. Web. Mikoriza ağına bağlı bitkiler, bağlı olmayanlara göre topraktan çok daha fazla su ve mineral alabildikleri için çok daha sağlıklı büyüyorlar.[14]Ortas, I. (2018). Role of mycorrhizae on mineral nutrition of fruit trees. Acta Hortic. 1217, 271-284 DOI: 10.17660/ActaHortic.2018.1217.34 https://doi.org/10.17660/ActaHortic.2018.1217.34[15]G. Sandal Erzurumlu ve E. Erman Kara,  Mikoriza Konusunda Türkiye’de Yapılan Çalışmalar,  Turkey, Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi,  7 (2): 55-65, 2014 Mikorizayı tanımak ve işleyişini anlamak, sulama ve gübrelemeye çok daha az ihtiyaç duyan doğa dostu tarım uygulamaları[16]Aslında şu anda da tarlaya eklemek için arbusküler mikoriza satılıyor fakat bu ticari ürünlerin işe yarayacağını test etmek mümkün olmadığından güvenilirlikleri biraz şüpheli. Ecobeneficial, Dr. Roger Koide ile mikorizal mantarlar üzerine bir röportaj https://youtu.be/pr3IGUcvxNM ve atmosferdeki karbondioksiti emen ormanların varlığı ve sağlığı için önemli potansiyel araştırma alanları.

Ağaçların mikoriza ağı üzerinden iletişimi. Mikoriza topraktan aldığı suyu ve besinleri bağlı olduğu bitkilere veriyor, karşılığında bitkilerin fotosentezle ürettiği şekerlerden alarak besleniyor.

İkinci harika özelliği: İletişim ve yardımlaşma ağı olmaları  

Bir ağaçtan diğer ağaca toprak altından şeker iletildiğini Suzan Simard sayesinde biliyoruz. Simard, 1998’de karbon 14 izotopu ile işaretlediği şeker moleküllerini takip ediyor, her ağacın sadece kendisinin fotosentezle ürettiği şekerlerle değil, komşu ağaçların toprak altından mikoriza aracılığıyla transfer ettiği işaretli şekerlerle de beslendiğini keşfediyor. Simard, 1998’de Nature’da yayınlanan makalesiyle[17]Simard, S. W., Perry, D. A., Jones, M. D., Myrold, D. D., Durall, D. M., & Molina, R. (1997). Net transfer of carbon between ectomycorrhizal tree species in the field. In Nature (Vol. 388, Issue 6642, pp. 579–582). Springer Science and Business Media LLC. https://doi.org/10.1038/41557 ormancılık konusunda doğru kabul edilenleri kökten sarsarak şimşekleri üzerine çekmiş. Sonraki yıllarda, ağaçların kendi tohumlarından çıkan fidanlara fazladan besin gönderdikleri, farklı tür ağaçların değişik mevsimlerde birbirlerine kredi verip borçlarını sonraki mevsim ödediklerini keşfediyor.

Simard, 2021’de yayınlanan kitabında bu keşif serüvenini ve deney detaylarını bir bilim kadını olarak yaşadığı zorluklardan da hiç ayırmadan anlatıyor.[18]Simard, S.(2021) Finding the Mothertree: Discovering the Wisdom of the Forest, Knopf. Mikoriza topraktan aldığı suyu ve besinleri (N, K, P…) bağlı olduğu bitkilere veriyor,[19]Bitkilerin topraktan azot alabilmesinin mikoriza dışında bir yolu daha var o da rhizobium bakterilerileriyle işbirliği yapmak. Bu işbirliğinin fasulyeyi nasıl protein açısından zenginleştirdiğinden fasulye yazımızda bahsetmiştik. karşılığında bitkilerin fotosentezle ürettiği şekerlerden alarak besleniyor[20]Roy, R., Reinders, A., Ward, J. M., & McDonald, T. R. (2020). Understanding transport processes in lichen, Azolla–cyanobacteria, ectomycorrhiza, endomycorrhiza, and rhizobia–legume symbiotic interactions. In F1000Research (Vol. 9, p. 39). F1000 Research Ltd. https://doi.org/10.12688/f1000research.19740.1 ama her bitkiye standart tarife uygulamıyor, ormandaki bazı ağaçlar besin ve su için fazla şeker ödemek zorundayken  bazıları ise adeta sosyal yardım alıyorlar. Ormancılıkta rekabet yerine iş birliğini, birey yerine topluluğu öne çıkaran bu yaklaşımın popülerleşmesinde, ağaçları iyice insanlaştırarak anlattığı için eleştirilen Alman ormancı ve yazar Peter Wohlleben’in Türkçe dahil en az 23 dile çevrilen Ağaçların Gizli Yaşamı adlı çok satan kitabı da çok etkili oluyor.[21]Wohlleben, P. (2018) Ağaçların Gizli Yaşamı. Ne Hissederler, nasıl İletişim Kurarlar? Sırlarla dolu bir dünyada keşifler, Kitap Kurdu Yayınları, 11. Baskı. Antropolog Anna Lowenhaupt Tsing, çok ses getiren Dünyanın Sonundaki Mantar adlı kitabında bu keşiflere değinerek kapitalizmin sert bir eleştirisini yapıyor ve bu düzenin yıkımından sonra neler olabileceğini tartışıyor.[22]Lowenhaput Tsing, A. (2015) The Mushroom at the End of the World: On the Possibility of Life in Capitalist Ruins, Princeton University Press. 

Mantarların özelliklerini, zehirli/yenebilir ve ruha/bedene ilaç olabilen mantarları anlatan ikinci yazımız için tıklayınız.

Zeynep Delen Nircan
Ege’de Atölye kurucusu,
Sabancı Üniversitesi, Temel Geliştirme Direktörlüğü

Bu yazı, 13-14 Kasım 2021’de İstanbul, Ömerli’de gerçekleştirdiğimiz Mahalle Mantarı etkinliği için yapılan çalışmanın ürünüdür. 


Creative Commons LisansıBu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. İçerik kullanım koşulları için tıklayınız.


Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 Çapı 2mm’den büyük mantarlara makromantar deniyor. Gözle görünmeyen, bira, ekmek, hurma zeytin v.b. yapan mikromantarlara başka bir zaman değinelim.
2, 4 Common Rustgill, Gymnopilus penetrans, Wikimedia Commons, https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Common_Rustgill_-_Gymnopilus_penetrans_(37428153206).jpg
3 Gymnopilus penetrans olduğu tahmin edilen spor izi, https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Spore_Print_of_the_Week_(37475625491).jpg
5 Ünsal A. (2019) Ölümsüz Ağacın Peşinde, Yapı Kredi Yayınları
6 Delen Nircan, Z.(2019) Zeytin ağacının yaşı, Sarkaç.
7 Largest living organism, https://www.guinnessworldrecords.com/world-records/606952-largest-living-organism
8 Beiler, K. J., Durall, D. M., Simard, S. W., Maxwell, S. A., & Kretzer, A. M., Mapping the wood-wide web: mycorrhizal networks link multiple Douglas-fir cohorts, https://www.for.gov.bc.ca/hfd/library/FIA/2009/FSP_Y093314b.pdf
9 Jilber Barutçiyan, Makro Mantarlar, Ginko Bilim, 2021.
10 Afife Mat, Türkiye’de Mantar Zehirlenmeleri Zehirli Mantarlar, TÜBİTAK, 1998.
11 Bonfante P, Genre A. Mechanisms underlying beneficial plant-fungus interactions in mycorrhizal symbiosis. Nat Commun. 2010 Jul 27;1:48. doi: 10.1038/ncomms1046. PMID: 20975705.
12 Wood wide web: Trees’ social networks are mapped. https://www.bbc.com/news/science-environment-48257315
13 Steidinger, B S, T W Crowther, J. Liang, M E Van Nuland, G D A Werner, P B Reich, G J Nabuurs, S. De-Miguel, M. Zhou, N. Picard, B. Herault, X. Zhao, C. Zhang, D. Routh, and K G Peay. “Climatic Controls of Decomposition Drive the Global Biogeography of Forest-tree Symbioses.” Nature (London)569.7756 (2019): 404-08. Web.
14 Ortas, I. (2018). Role of mycorrhizae on mineral nutrition of fruit trees. Acta Hortic. 1217, 271-284 DOI: 10.17660/ActaHortic.2018.1217.34 https://doi.org/10.17660/ActaHortic.2018.1217.34
15 G. Sandal Erzurumlu ve E. Erman Kara,  Mikoriza Konusunda Türkiye’de Yapılan Çalışmalar,  Turkey, Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi,  7 (2): 55-65, 2014
16 Aslında şu anda da tarlaya eklemek için arbusküler mikoriza satılıyor fakat bu ticari ürünlerin işe yarayacağını test etmek mümkün olmadığından güvenilirlikleri biraz şüpheli. Ecobeneficial, Dr. Roger Koide ile mikorizal mantarlar üzerine bir röportaj https://youtu.be/pr3IGUcvxNM
17 Simard, S. W., Perry, D. A., Jones, M. D., Myrold, D. D., Durall, D. M., & Molina, R. (1997). Net transfer of carbon between ectomycorrhizal tree species in the field. In Nature (Vol. 388, Issue 6642, pp. 579–582). Springer Science and Business Media LLC. https://doi.org/10.1038/41557
18 Simard, S.(2021) Finding the Mothertree: Discovering the Wisdom of the Forest, Knopf.
19 Bitkilerin topraktan azot alabilmesinin mikoriza dışında bir yolu daha var o da rhizobium bakterilerileriyle işbirliği yapmak. Bu işbirliğinin fasulyeyi nasıl protein açısından zenginleştirdiğinden fasulye yazımızda bahsetmiştik.
20 Roy, R., Reinders, A., Ward, J. M., & McDonald, T. R. (2020). Understanding transport processes in lichen, Azolla–cyanobacteria, ectomycorrhiza, endomycorrhiza, and rhizobia–legume symbiotic interactions. In F1000Research (Vol. 9, p. 39). F1000 Research Ltd. https://doi.org/10.12688/f1000research.19740.1
21 Wohlleben, P. (2018) Ağaçların Gizli Yaşamı. Ne Hissederler, nasıl İletişim Kurarlar? Sırlarla dolu bir dünyada keşifler, Kitap Kurdu Yayınları, 11. Baskı.
22 Lowenhaput Tsing, A. (2015) The Mushroom at the End of the World: On the Possibility of Life in Capitalist Ruins, Princeton University Press.
Önceki İçerikMeraklısına Bilim: Stres nedir, stresle nasıl baş edilir?
Sonraki İçerikMantar Nedir? II
Zeynep Delen Nircan

Zeynep Delen Nircan 2001’de Boğaziçi Üniversitesi Kimya bölümünden mezun oldu. 2007’de University of Massachusetts Amherst’te organik kimya dalında doktorasını tamamladı. Araştırma konuları organik mıknatıslar ve biyolojik özellikleri olabilecek fenolik maddeler üzerineydi.

2009’a kadar Amherst College’da öğretim üyesi olarak çalıştı. Liberal Arts eğitim yaklaşımına ilgi duymaya başladı. 2009’da bir alternatif öğrenme insiyatifi olarak Ege’de Atölye’yi kurdu. 2010-2017 arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde ders verdi. 2013’te kurulan Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin ve 2017’da kurulan Zeytin Okulu’nun kurucu üyelerindendir.  2018’den beri Sabancı Üniversitesi Temel Geliştirme Programı Doğa ve Bilim dersi öğretim kadrosunda yer alıyor.

Ege’de Atölye Zeytin programları dünyanın çeşitli ülke ve üniversitelerinden profesörleri, araştırmacıları, uzmanları, zeytincileri, öğrencileri, İstanbul, Foça, Urla, Selçuk, Karaburun’da yerel halkla yerel bir konu etrafında bir araya getirdi. Bu ortamlardan yeni bilgi, eser ve fikirler ortaya çıktı.  Yazarlarından biri olduğu 2017’de Royal Society of Chemistry tarafından yayınlanan The Chemical Story of Olive Oil: From Grove to Table kitabı bunlardan birisidir.