Bilim ve Sanat El Ele Yeni Boyutlar Yaratıyor

Bienale katılan mimarların [1] ürettiği özgün bezemeler.

Sarkaç’ta 2 Ağustos 2018’te yayınlanan “Bezemelerin Gizemli Simetrisi” başlıklı yazımızda, bu yılki 16. Venedik Mimarlık Bienali’ne katılıp San Marco Bazilikası’nın yer bezemelerini sınıflandırmak istediğimizi ve dikkatimizin odağındaki bu bezemelerin,  dünyada örneği bulunmayan bir zenginlikte olduklarını  yazmıştık. Grup Teorisine dayanan sınıflandırma yöntemimiz ise matematikçilerin kristalograflar için geliştirdikleri bir simetri sınıflandırma algoritması. Daha önce İspanya’nın Granada kentindeki El-Hamra Sarayı’na başarıyla uygulanmış. Çoğu İtalya’da yer alan Bizans yüzey bezemeleri, bu yöntem ile daha önce hiç incelenmemiş. Mimarlık Bienali’nin coşkusu ile bu uğraşıyı üstlendik; böylece bilim ile sanat el ele yaklaşık 1000 yıl önce yaratılmış eserlerin özelliklerini gün ışığına çıkarmaya çalıştık.

Türkiye Pavyonu’nu destekleyen İstanbul Sanat ve Kültür Vakfı. Küratör Kerem Piker, Mayıs – Kasım 2018 arası devam edecek Bienal’i haftalık çalıştaylara bölerek VARDİYA kavramını yaratmıştı. Bienaller genelde durağan olur; VARDİYA düzeni Türkiye Pavyonu’na dinamik bir heyecan getirdi. Değişik uluslararası kuruluşlardan gelen 12 öğrenciyle [1] içinde bulunduğum, yürütücülüğünü Gani Turunç, Jörg Niederberger ve benim yaptığımız 9. VARDİYA, bu haftayı Venedik kentinin şekillerine, geometrisine ve renklerine adadı.

Ben mesleğimde iki boyutlu kristalografi ile yakından ilgilendiğim için San Marco Bazilikası’nın zemin bezemelerinin sınıflandırılmasını ele aldım. Bu işte kullanılacak  zengin bezemelere ulaşmak için kiliseye girip fotoğraf çekmemiz gerekiyordu. Ancak fotoğraf izni çıkmadı; yerler bezemeleri saklayacak şekilde kısmen halılarla kaplanmıştı, ışık da fotoğraf için elverişli değildi. Üstelik biz 12 – 13 kişi, zengin bezemelerin tümünün resimlerini kısa zaman içinde zaten çekemezdik. Bu yüzden André Bruyére’in [2] kitabından taranmış 48 resimle yola çıktık.

İlk aşamada, iki boyutlu düzlem bezemelerinin 17 değişik grupta toplanabileceğinin matematiğini (bk. Bezemelerin Gizemli Simetrisi) öğrendik, örnekler yaptık. İkinci aşamada elimizdeki resimleri kullanarak Bazilika yer bezemelerini sınıflandırdık. Sonuçlar hayli taraflı idi: 17 simetri grubundan ancak 9 tanesi temsil edilmişti. Bir tane p6, 2-3 tane p2 ailesinden ve çoğunlukla p1 ve p4mm simetri gruplarından örnekler bulduk. Bunun nedeni elimizdeki resimlerin sınırlı sayıda olması ve Bruyére’in filtresinden geçmiş olmasıydı. 3’lü simetriden 1 tane bile yoktu. Bu sonuç aynı zamanda bir sürpriz oldu. Ortodoks dünyanın en büyük kiliselerinden biri olan San Marco Bazilikası’nın her tarafında Tanrısal üçübirlik (teslis) olması beklenirdi. Dörtlü simetrinin hakim olması durumunun, göstergebilimcilerin veya psikologların dikkatlerine sunulması gerekir.

Toplantımızın üçüncü adımında, atölye çalışmalarımıza kendimizden kişisel katkılarda bulunmak istedik. Bu hedefe ulaşmak için, bezemeleri çizgisel bağlamda soyutladık. Tüm renkleri unutarak, ustaların hatalarını ve malzeme bozulmalarını da düzelterek, bezemenin matematik formülünü yardımcı çizgiler ve prensipler ile koruyup kendi yorumumuzu bezemelerin içine kattık. Genelde renkler ve kolajlar simetriyi bozdukları için, çizgi bezemelerin simetrileri arttı, ancak 3’lü simetri yaratmak doğal olarak olanaksız kaldı.

San Marco Bazilikası’nın yer kaplamasından esinlenen Deniz Ağaoğlu’nun Venedik tasarımı.

Son aşama olarak tüm katılımcılar kendi bezemelerini kendileri yarattılar; soyutlanmış çizgisel bezemeleri renkler ve şekillerle doldurarak özgün ve düşsel üretimler tasarladılar.

Bu sürecin bir örneğini, yukardaki şekilde özetledik. Özgün bezeme solda, çizgisel yapay bezeme ortada, bunu şablon olarak kullanıp yaratılmış olan modern bezeme sağda. En baştaki görselde ise tüm mimar katılımcıların eserlerinin derlenmesi görülüyor.

1000 yıl önce yaratılmış bezemenin iskeleti ve matematik prensipleri ile, bugünkü ustaların -geleceğin başarılı mimarlarının- renk anlayışını birleştirmek hepimizi yepyeni boyutlara götürdü.

Sanatla başladık; matematikle devam edip tekrar sanata döndük.

Mehmet Erbudak
ETH Zürich ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi

Denizhan Erinekçi
Venedik IUAV Üniversitesi, Mimari tasarım ve restorasyon öğrencisi

* Mehmet Erbudak (metin) ve Denizhan Erinekçi (bezemelerin görsel derlemesinin tasarımı).

[1] Katılan ve katkıda bulunan öğrenciler: Subhrajyoti Acharya, Deniz Ağaoğlu, Denizhan Erinekçi, Yağmur Hürremoğlu, Coşan Karadeniz, İlayda Keskinaslan, Berfin Mollavelioğlu, Gün Rodoplu, Sezin Sarıca, İsmail Seleit, Ozan Topsöğüt.

[2] André Bruyére, Sols. Saint-Marc, Venise, lmprimerie Nazionale Editions, Paris (1989).