Bezemelerin Gizemli Simetrisi

Owen Jones'un "Bezemenin Dilbilgisi- The Grammer of Ornament" kitabından (1856).

Bu yıl Venedik kentindeki 16. Mimarlar Bienali’ne katılan Türk Pavyonu’nu İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) destekliyor; küratörlüğüne VARDİYA adıyla Kerem Piker ve ekibi seçilmiş durumda.  Mimar arkadaşım Gani Turunç, beni kendisi ile beraber Bienal’e katılmaya davet etti. 10-17 Eylül arası Vardiya sıramız gelecek, biz de atölyemizde Şekiller, Geometri, Yüzeyler ve Renkler üzerine çalışacağız.

Venedik kentinin rengarenk şekilleri arasında Gani ile ilk aklımıza gelen, kentin yüzyıllardır gelişmekte olan bezemeleri (ornament) oldu.  Her ne kadar yaklaşık 100 yıl önce Adolf Loos’un başlattığı bir akımla mimarlar bezeme kullanmaktan kaçınıyorlarsa da, bir tek Venedik’in ana kilisesi olan San Marco Bazilikası’nın zemini bile insanı bezemelere hayran bırakacak güzellikte [1].  Ben de Bizans tarzı bezemeleri kristalografik yöntemlerle sınıflandırma işlemini üstlendim. Kristalografi de katı maddenin içindeki atomların dizilişini ve dizilişin maddeye verdiği özellikleri inceliyor.

Owen Jomes [2], 1856 yılında yayınlanan The Grammar of Ornament (Bezemenin Dilbilgisi) adlı klasik eserinde bezemeleri değişik kültür ve etnik gruplara göre sınıflandırmış.  Objektif sınıflandırma ise zamanla oluşmuş. 19. yüzyılda Arthur Moritz Schoenflies  ve Evgraf Stepanovich Fyodorov adlı matematikçiler, bezemelerin iki boyuttaki kristal yapılarını Grup Teorisi kullanarak inceleyip, değişik simetrilerdeki yapıları 17 gruba ayırmışlar.  1924 yılında George Pólya [3] ise kristal yapılar ile düzlem bezemelerinin mutlak uyumunu kanıtlamış.  Aradan 20 yıl geçtikten sonra matematikçi Edith A. Müller [4] bu fikirlere dayanarak Granada kentindeki Alhambra Sarayı’nın bezemelerini doktora tezine konu etmiş; bezeme grubunun 17 üyesinin 13ünün Emevi ustalar tarafından kullanılmış olduğunu bulmuş.

Tamamen bilimsel olan sınıflandırma yönteminin temelinde dönü (döndürme) ve ayna simetrilerinin yanı sıra öteleme (yer değiştirme) simetrisi de var.  Simetrilerine göre şu gruplar oluşuyor: p1, p2, pm, pg, cm, pmm, pmg, pgg, cmm, p4, p4m, p4g, p3 , p3m1, p31m, p6 ve p6m.  Birinci harf birim hücrenin ilkel (primitive) veya merkezli (centered) olduğunu, ikinci harf ise dönüyü gösteriyor. Üçüncü ve dördüncü harfler, eğer varsa, ayna veya süzülme (glide) gibi simetri işlemlerinin kısaltılması.  Bu simetri grubu yalnız iki boyuttaki atom dağılımlarında değil, aynı zamanda duvar ve zemin bezemelerinde, kumaş tasarımlarında, duvar kağıtlarında karşımıza çıkıyor.

Şimdi yöntemi şeklin solundaki Escher’in grafiğine uygulayalım. Sağ tarafta grafiğin grup özelliklerini tanımlayan simetri işlemleri görülüyor: üç ayrı renkteki minik üçgenlerle belirtilen üçlü simetri eksenleri, çift çizgi ile ayna simetrileri, kırık çizgilerle görüntülenmiş süzülme simetri eksenleri. İki yöndeki mavi oklar ötelemeyi temsil edip birim hücreyi tanımlıyorlar. Şekildeki özelliklere sahip grubun adı p3m1. Görüldüğü gibi kristalografik yöntem, grafik sanatına başarıyla uygulanabiliyor.

Eylül ayındaki vardiyamız sırasında İKSV desteği ve küratörümüzün yönlendirmesiyle bize katılacak olan uluslararası 10 mimarlık öğrencisi ile beraber San Marco Bazilikası’nın zemininden görseller elde edip, atölye çalışmamız sırasında zemin bezemelerini sınıflandırmak istiyoruz.  Çalışmamız, bu konuda İtalya’da yapılacak ilk uygulama olacaktır.  Daha sonra Ayasofya ve Kariye Müzeleri ile sınıflandırma işlemlerine devam etmeyi öngörüyoruz.

Mehmet Erbudak
ETH Zürich ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi

Kaynaklar:
[1] A. Bruyère, Sols. Saint-Marc, Venise, Imp. Naz. Ed., Paris, 2002.
[2] O. Jones, The Grammar of Ornament, Day and Son, London, 1856.
[3] G. Pòlya, Z. Kristalog, 60, 278, (1924).
[4] E.A. Müller, Gruppentheoretische und strukturanalytische  Untersuchung der Maurischen Ornamente aus der Alhambra in Granada, Doktora Tezi, Zürih Üniversitesi, 1944.