Evrim Kuramına Nükleer Fizikten Gelen Destek

Dünya (NASA)

Darwin 1859’da Türlerin Kökeni kitabını yayımladığında dünyamızın kaç yaşında olduğu henüz bilinmiyordu.

Darwin, kitabında bütün canlıların ortak bir atadan geldiğini ileri sürerken, tezini destekleyen çok sayıda kanıt sunuyordu ama bir yandan da dünyadaki böyle bir canlı evrimi için gerekli olan süre konusunda bazı sıkıntılar çekiyordu. Çünkü tezinin geçerli olabilmesi için dünyanın, ileri sürdüğü türden bir evrime izin verecek denli yaşlı olması gerekiyordu.

Aristoteles dünyanın ezelden beri var olduğunu düşünüyordu.  Kutsal kitaplarda ise dünyanın 6000 yaşında olduğu açıkça belirtilmişti. İrlandalı başpiskopos James Ussher (1581-1656), 1650’li yıllarda, dünyanın yaratılış tarihini M.Ö. 4004 olarak belirlemişti. Daha sonraki 200 yıl boyunca İncil’in İngilizce baskılarında bu tarih kullanıldı.

Dünyanın yaşının 6000 yıldan fazla olduğunu söyleyen ilk kişi, Fransız bilim insanı Buffon (1707-1788)’dur. Buffon, yeryüzünün soğuması için gereken zamanı tahmin etme esasına dayanarak dünyanın 75.000 yaşında olması gerektiğini ileri sürmüştü.

Fransız doğa tarihçisi Benoit de Maillet (1656-1738) de, deniz suyu seviyesindeki düşüşleri inceleyerek yaptığı hesaplamalarda dünyanın 2 milyar yıl yaşında olması gerektiğini söyledi. Fakat Maillet bu fikrini kilisenin tepkisinden korkarak yayımlamaktan çekindi. Onun bu tezi ölümünden 10 yıl sonra 1748’de yayımlandı ve bilim çevrelerinde fazla bir etki yaratmadı.

Darwin’in kitabı yayımlandığında dünyanın yaşını saptama konusundaki en güvenilir otorite olarak görülen bilim insanı, ünlü İngiliz fizikçi William Thomson (Lord Kelvin) du. Thomson (1824-1907), 1846 yılında dünyanın bugünkü sıcaklığına ulaşabilmesi için gerekli olan sürenin 100 milyon yıl olduğunu söyledi. Ancak bu varsayımının tahmin aralığını da, her olasılığı göz önünde tutarak 20 milyon ile 400 milyon yıl aralığı olarak genişletmişti. (Thomson bu süreyi evrim için yeterli bulmadığından Darwin’in evrim kuramını yaşamının sonuna kadar kabul etmedi).

Başta İngiliz jeologu Sir Charles Lyell (1797-1875) olmak üzere bazı jeologlar dünyanın çok daha yaşlı olduğunu düşünseler de, bilim çevrelerinde Thomson’un düşünceleri daha büyük etki yaratıyordu. Ünlü Amerikalı yazar Mark Twain (1835-1910) bile bu konuda Thomson’un düşüncelerinin esas alınmasını tavsiye etmişti.

Charles Darwin’in oğlu, astronom ve matematikçi George Darwin (1845-1912), Thomson’a yazdığı 1878 tarihli bir mektupta şöyle diyordu;

“Türlerin doğal seçilim yoluyla evrimi için birkaç yüz milyon yılın yeterli olmayacağı yolundaki görüşünüzde haklılık göremiyorum. Evrimin hangi hızla etkili olacağını gösteren somut bir veriye sahip olmak mümkün mü?”

Bu sözlerinden, George Darwin’in de dünyanın yaşı konusundaki ufkunun çok geniş olmadığı anlaşılıyor. Tezini savunmak için hızlı evrim düşüncesinden destek arıyor.

Charles Darwin, dünyanın gerçek yaşını öğrenemeden öldü.

Dünyanın gerçek yaşıyla ilgili bilgiler radyoaktivitenin keşfiyle geldi. Radyoaktif bozunum sürecinin, hızının ve mekanizmasının anlaşılmasıyla 20. yüzyılın başlarında kayaçların yaşlarının kesin olarak tayini mümkün hale geldi. (Böylece kayaçlar içinde kalmış canlı organizma fosillerinin yaşlarının saptanması olanağı da elde edildi.) Buna göre dünyamızın 4.5 milyar yıl yaşında olduğu anlaşıldı.

Evrim kuramına nükleer fizikten gelen bu destek, sadece Darwin’in tüm canlıların ortak bir atadan geldiğini öngören kuramı için yeterli süreyi sağlamakla kalmadı, bilimin nasıl zaman zaman önyargılarımıza ters düşecek ve görüş ufuklarımızı aşacak şekilde gelişebildiğini de bir kez daha kanıtlamış oldu.

Osman Bahadır

Yararlanılan kaynaklar:
Charles Darwin; Türlerin Kökeni, Çev: Öner Ünalan, Onur Yayınları, Ankara, 1996.
Rebecca Stefoff; Charles Darwin Evrim Devrimi, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, Ankara, 2008

Önceki İçerikBir Gezegenin Doğumu
Sonraki İçerikAkademik Yayınlardaki Sinsi Yozlaşma
Osman Bahadır

İTÜ Maden Fakültesi Petrol Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden yüksek lisans derecesi aldı. Denis Diderot (Paris VII) Üniversitesi Bilimler ve Teknikler Tarihi ve Epistemoloji Bölümü’nden DEA derecesi aldı. 1991-1994 yılları arasında 30 sayı aylık Bilim Tarihi dergisini çıkardı. 2004-2011 yılları arasında İTÜ’de Bilim ve Teknoloji Tarihi dersi verdi. Bilim tarihi üzerine 18 kitabı yayınlandı.

Kitaplarından bazıları:  Bilim Cumhuriyetinden Manzaralar (2000), Cumhuriyetin İlk Bilim Dergileri ve Modernleşme (2001), Matematikte Bir Öncü Kerim Erim (2006), Türkiye’de Üniversite Anlayışının Gelişimi 1861-1961 (2007), Türkiye’de Temel Bilimlerde İlk Araştırmacılar (2007), Osmanlılardan Cumhuriyete Bilim (2012), Bilimde Öncü Kadınlar (2013), Osmanlılardan Cumhuriyete Sekülerleşme (2017), Osmanlılardan Cumhuriyete Elektrik (2020).