İnsan anatomisinin kaşifi: Vesalius

De Humani Corporis Fabrica (İnsan Vücudunun Yapısı Üzerine) kitabı kapağı, Wikimedia,  Jan van Calcar.

Flaman cerrah-anatomist Andreas Vesalius (1514-1564), büyük bilimsel devrimin öncülerindendir.

Paris’te ve Montpellier’de tıp okullarında öğrenim gören Vesalius, yaptığı diseksiyonlarla (vücudu açarak inceleme, eski deyimle teşrih) daha gençlik yıllarındayken, insan vücudu hakkındaki doğrudan gözlemlere dayanan bilgileriyle ün kazanmıştı. Daha sonra İtalya’da Padua Tıp Fakültesi’nde göreve başlayan Vesalius, nispeten hoşgörülü bir çalışma ortamı bulduğu buradaki beş yıllık çalışma süresi içinde, hem insan vücudunun kas, kemik, damar vb. gibi bölümlerinin yapısını anatomi masası başında öğrencilerine öğretti hem de bulgularını ve deneysel gözlemlerini kapsayan bir kitap hazırladı.

Vesalius’un De Humani Corporis Fabrica (İnsan Vücudunun Yapısı Üzerine) adlı  bu kitabı 1543 yılında Latince olarak yayınlandı. Ressam Jan Calcar (1499-1545)’ın ayrıntılı ve özenle çizilmiş diseksiyon resimleri eşliğinde yayınlanan Fabrica, sadece bilimsel devrimin öncü eserlerinden biri olarak değil, aynı zamanda resim sanatının başyapıtlarından biri olarak da kabul edilmektedir.

Bu kitap, o zamana kadar insan anatomisi üzerine yazılmış en etkili kitaptı. Vesalius, kitabında insan kadavrası üzerinde diseksiyon yapmadığı için hatalı bilgiler veren Galen (129-200)’i eleştiriyor ve insan vücudu hakkında yeni bilgiler veriyordu.  Örneğin Galen’in kanın kalpte sağ karıncıktan sol karıncığa, bunları ayıran duvarın gözeneklerinden geçtiği düşüncesine, bu duvarın geçirgen olmadığını söyleyerek karşı çıkıyordu. Vesalius bu eleştirisine karşın bu geçişle ilgili alternatif nitelikte bir görüş ileri sürmedi. Kanın bu geçişinin akciğerler aracılığıyla gerçekleştiğini ilk kez ileri süren, İspanyol hekim ve teolog Michael Servetus (1511-1553) oldu. Servetus, Christianismi restitution (Hıristiyanlığın restorasyonu, 1553) adlı kitabının dini öğretiye aykırı bulunması yüzünden yakılarak öldürüldü.

İnsan vücudunun iç yapısının keşfedilmesi de, dünyanın evrendeki yerinin keşfedilmesi kadar uzun sürmüştür. Eski dünyanın en büyük hekimi Galen’di. Galen, nasıl çalıştıklarını görmek için hayvanların vücutlarını keserek inceliyordu. İskeleti, kasları ve sinirleri betimleyerek, bulgularını birçok kitapta toplamıştı. Galen’e saygı o kadar büyüktü ki, ölümünden bin yıl sonra bile doktorlar bir kadavrayı açıp bakmak yerine Galen’in kitaplarına bakıyorlardı. Hıristiyan kilisesi de Galen’in öğretilerine bağlıydı.

Kutsal dünyanın kutsal mahluku olan insanın vücudunun kesilip açılması, kilise tarafından dini öğretiden sapma olarak görülüyordu.

Vesilius’un hem çalışmalarından hem de kitabından etkilenen ve esinlenen birçok doktor da kendi diseksiyonlarını yapmaya başlamışlardı. Vesalius’un kitabı ve çalışmaları, sağladığı yararlarla insan vücudunun dokunulmazlığı düşüncesini zayıflatarak vücut üzerinde bilimsel araştırma yapma cesaretini arttırmış ve böylece kendisinden sonra gelenlere de önemli bir araştırma alanını açmıştı. Vesalius diseksiyon yaptığı gerekçesiyle 1561’de engizisyon tarafından idama mahkum edildi. Fakat bu cezası daha sonra kaldırıldı.

Kopernik (1473-1543), Dünya’yı evrendeki sıradan bir gezegen konumuna indirerek onun kutsallığına gölge düşürmüştü. Vesalius ise en kutsal mahluk sayılan insanın vücudunu açma cesaretini göstererek insanı sıradanlaştırmış oldu.

Kopernik’in dünyanın evrendeki yerini keşfeden kitabı ile Vesalius’un insan vücudunun iç yapısını keşfeden kitabının aynı yılda, 1543’te yayımlanmış olması sadece bir tesadüf olabilir mi?

Osman Bahadır

Önceki İçerikSinemada Bilim İnsanları – Imitation Game-Enigma / Yapay Oyun
Sonraki İçerikSlime Nedir?
Osman Bahadır

İTÜ Maden Fakültesi Petrol Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden yüksek lisans derecesi aldı. Denis Diderot (Paris VII) Üniversitesi Bilimler ve Teknikler Tarihi ve Epistemoloji Bölümü’nden DEA derecesi aldı. 1991-1994 yılları arasında 30 sayı aylık Bilim Tarihi dergisini çıkardı. 2004-2011 yılları arasında İTÜ’de Bilim ve Teknoloji Tarihi dersi verdi. Bilim tarihi üzerine 18 kitabı yayınlandı.

Kitaplarından bazıları:  Bilim Cumhuriyetinden Manzaralar (2000), Cumhuriyetin İlk Bilim Dergileri ve Modernleşme (2001), Matematikte Bir Öncü Kerim Erim (2006), Türkiye’de Üniversite Anlayışının Gelişimi 1861-1961 (2007), Türkiye’de Temel Bilimlerde İlk Araştırmacılar (2007), Osmanlılardan Cumhuriyete Bilim (2012), Bilimde Öncü Kadınlar (2013), Osmanlılardan Cumhuriyete Sekülerleşme (2017), Osmanlılardan Cumhuriyete Elektrik (2020).