Bu metin, Fuat Keyman’ın vefatından sonra, 23 Ekim 2024, Çarşamba günü Sabancı Üniversitesinde yapılan anma töreninde Ayşe Köse Badur tarafından yapılan konuşmadan derlenmiş ve Sarkaç için yayına hazırlanmıştır..
Kapsayıcı, katılımcı, iyimser ve umut dolu bir bilim insanı ve aydın
Bilim Akademisi üyesi olan ve bu kuruma çok önem ve değer veren, Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman’ı 18 Ekim 2024’te çok erken ve ani bir şekilde kaybettik. Bu yazıyı yazmak elbette çok zor. Fuat Hoca’yı düşünmek ve anlatmak ise onu tanıyan ve beraber çalışan herkese iyimserlik ve umut veriyor.
Fuat Hoca ile yollarımız direktörü olduğu İstanbul Politikalar Merkezinde (İPM) kesişti. 2015 yılının Ocak ayında Sabancı Üniversitesi tarafından yürütülecek bir TÜBİTAK projesi için başlayan ortak çalışmalarımız on sene boyunca özellikle Anadolu kentlerine dair çeşitli proje ve yayınlarla devam etti. Fuat Hoca, Türkiye’de siyaset ve sosyal bilimlerde “alan açan” bir akademisyen ve yöneticiydi. Vizyon sahibi olmak ve bunu hayata geçirmek, Fuat Keyman’ın tutarlı ve istikrarlı merak dünyası ve eylem insanı olması ile ilgiliydi. Beraber çalıştığımız kentler alanı da onun akademik yaklaşımı, merak dünyası ve eylem insanı olma özelliğinin bir parçasıydı. Nitekim Fuat Hoca pek çok araştırma projesi ile Anadolu kentlerine alan açtı. İstanbul akademisinden Anadolu kentlerini güncel ve farklı boyutlardaki sorunlarıyla beraber ele alan, toplu ve bütünlüklü ilk akademik çalışmayı yapan da yine kendisiydi. [1]Fuat Keyman’ın araştırma ve raporların da dahil olduğu Türkiye’nin kentleri hakkında yayınlanmış temel eserlerinden bazıları:
Fuat Keyman, Berrin Koyuncu-Lorasdağı, Kentler Anadolu’nun Dönüşümü, Türkiye’nin Geleceği (İstanbul: Doğan Kitap, 2010.
Fuat Keyman, Ayşe Köse Badur, Kürt Sorunu: Yerel Dinamikler ve Çatışma Çözümü, (İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2019).
Fuat Keyman, Berrin Koyuncu-Lorasdağı, Sekiz Kentin Hikayesi Türkiye’de Yeni Yerellik ve Yeni Orta Sınıflar (İstanbul: Metis Kitap, 2020).
E. Fuat Keyman, Fırat Genç, Çağlar Keyder, Ayşe Köse Badur, Kentlerin Türkiyesi İmkânlar, Sınırlar ve Çatışmalar (İstanbul: İletişim Yayınları, 2021).
Onun bu vizyonu sayesinde direktörü olduğu İPM, hem iklim değişikliği gibi yeni alanlarda sistematik çalışmalara başladı hem de göç, kentleşme, çevre, demokrasi gibi konuları beraber okuyan ve saha araştırmalarıyla güncel sorunları kapsayan bilimsel araştırma ve tartışmalara kapı araladı. İPM ile İstanbul’un merkezinde, Karaköy’de yeni bir kamusallık ve tartışma merkezi yarattı.
Fuat Keyman akademide yeni alanlar açarken genç araştırmacılara da yeni fırsatlar sunmuştur. Kendi deyimiyle biraz da insan sarrafıydı ve çalıştığı insanların kendisi gibi meraklı, inisiyatif alan, söz söyleyen ve disiplinler arası kişiler olmasını isterdi. Bir parantez açmak gerekirse, özellikle kadın akademisyenler Fuat Hocanın desteğinden sonsuz yararlanmıştır. Fuat Hoca teoride ve pratikte tam bir feministti. Çalışma anlayışında Fuat Hoca için proje demek sadece yayın çıktısı demek değildi. Bilimsel üretimin, bir alanda yeni ve taze söz söylemenin meraklı ve disiplinli bireylerle olabileceğini bilirdi.
Fuat Hoca, aynı zamanda cesur bir akademisyen oldu. Türkiye’de çetrefilli sorunların etrafında dolaşmadı, ilkeleri ve değerleri doğrultusunda çalıştı. Türkiye’de çatışma çözümü, denge ve denetleme, toplumsal cinsiyet, göç ve iklim değişikliği gibi konular onun vazgeçilmez başlıkları arasındaydı. Vefat haberinden beri, defalarca araştırma yaptığımız Diyarbakır’daki farklı kurum ve araştırmacılardan pek çok telefon aldım. Telefonun ucundaki her ses “Fuat Hoca bölgeye en sık gelen akademisyenlerdendi, bizi hiç yalnız bırakmadı.” dedi. Fuat Hoca, bir siyaset bilimci olarak ülkenin değişmez hassasiyetlerini iyi bilirdi ancak barışın ve adaletin peşinden koşmaktan da hiçbir zaman vazgeçmedi.
Eski kuşakların sağduyusu, derinliği ve esprisi
Fuat Hocayla on sene boyunca Türkiye’nin farklı kentlerinde pek çok defa saha araştırması yaptık, bazen tarihi anlara tanıklık ettik. Diyarbakır, Konya, Mersin, Eskişehir, İzmir, Bursa… Bu kentlerin hepsinde sokaklarda selamlandı ve çalışmalarından ötürü saygı ve sevgiyle karşılandı.
Sadece Türkiye’nin farklı kesimleri arasında değil, kuşaklar arasında da bir köprüydü. Fuat Hoca eski kuşaklar ile yeni kuşaklar arasında köprü kuruyordu. Bir tarafta Halil İnalcık ve onun kuşağı, diğer tarafta X ve Y kuşağı vardı. Eski kuşakların sağduyusuna, derinliğine ve esprisine sahipti ve bu önemli özellikleri de yeni kuşaklara yansıtırdı.
Fuat Hoca, beraber çalıştığı herkese vakit ayırırdı, bunu da özellikle projeleri konuştuğu ve insanları dinlediği önemli bir ritüeli olan öğle yemeklerinde yapardı. Bu öğle yemeklerinde işleri konuşur ve karşısındakileri dikkatle dinlerdi. Bu öğle yemekleri bir İPM ritüeli haline gelmişti. Fuat Hoca hem çalışma arkadaşlarını bir araya getirir hem siyaset, edebiyat, sanat ve kültür gibi farklı alanlardaki sohbetlere kapı aralardı. Bu vaktini aşmayan ama sohbete de yer bırakan yemekler bizler için de ufuk açıcıydı. Fuat Hoca akademide insanla iş yapıldığını hiçbir zaman unutmadı.
7 Ekim 2023 sabahı Hebrew Üniversitesi’nden aldığım burs nedeniyle Kudüs’e gitmek üzere hazırlanıyordum. Sabah erken telefonuma bir mesaj geldi; “Ayşe, Hamas saldırı gerçekleştirdi, İsrail savaş ilan etti, bu çok önemli gibi duruyor, gidişini ertelesen mi?” Kendi alanı olan uluslararası ilişkilerde çok öngörülü bir akademisyendi, bizzat yaşadım. Gidişimi erteledim ancak bir kaç ay sonra Kudüs’e gittiğimde Fuat Hocaya her hafta gelişmeleri yazdım ve fotoğraflar gönderdim. Yeniden, farklı bir şekilde de olsa sahadaydık.
Notlar, analizler, aydın sorumluluğu
Fuat Hoca hiç yorulmaz ve yüksünmezdi. Sadece eserleriyle değil, karakteri ve kişiliğiyle de bize çok şey anlattı. Toplantılarda sürekli not alır, hiçbir ayrıntıyı unutmaz, seyahatlerde elinde mutlaka romanı olur ve siyasi gelişmeleri hep güncel olayların üzerine çıkarak, uzaktan ve genel resme odaklanarak analiz ederdi. Türkiye’nin kentlerinden batı üniversitelerine, Hrant Dink’in anma törenlerinden Açık Radyo programlarına, göçmen sorunlarından ve demokratik açmazlara dek pek çok konunun içinde ve farklı platformlarda kendi ilkeleri doğrultusunda ve her zaman aydın sorumluluğu ile yer aldı.
Fuat Keyman belirli bir akademik alanda uzmanlaşıp derinleşse de bununla yetinmeyip Türkiye’nin ve dünyanın kesişen sorun alanlarında çalışmak üzere bir kurum inşa etti, genç araştırmacılar ile pek çok proje yürüttü, yayınları ile kalıcı izler bıraktı ve etrafındaki alanları katman katman genişletti. Kendisinden öğrendiklerimizi, onun üniversiteye olan gönülden bağını ve tüm çalışmalarını burada saymam mümkün değil; Fuat Hocaya sadece ve sadece müteşekkiriz.
Ayşe Köse Badur,
İstanbul Politikalar Merkezi
Notlar/Kaynaklar
↑1 | Fuat Keyman’ın araştırma ve raporların da dahil olduğu Türkiye’nin kentleri hakkında yayınlanmış temel eserlerinden bazıları: Fuat Keyman, Berrin Koyuncu-Lorasdağı, Kentler Anadolu’nun Dönüşümü, Türkiye’nin Geleceği (İstanbul: Doğan Kitap, 2010. Fuat Keyman, Ayşe Köse Badur, Kürt Sorunu: Yerel Dinamikler ve Çatışma Çözümü, (İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2019). Fuat Keyman, Berrin Koyuncu-Lorasdağı, Sekiz Kentin Hikayesi Türkiye’de Yeni Yerellik ve Yeni Orta Sınıflar (İstanbul: Metis Kitap, 2020). E. Fuat Keyman, Fırat Genç, Çağlar Keyder, Ayşe Köse Badur, Kentlerin Türkiyesi İmkânlar, Sınırlar ve Çatışmalar (İstanbul: İletişim Yayınları, 2021). |
---|