2023 Nobel İktisat Ödülü – İşgücü piyasasını tarihsel veriyle anlamak

2023 Nobel İktisat Ödülünü kadınların işgücü piyasasındaki rollerini anlayışımıza katkıları için Claudia Goldin aldı. Bu seneki Nobel Ödülü’nün perde arkasını anlatmaya Goldin’in bir sözüyle başlayalım:[1]Bu metin Çağla Ökten’in Bilkent Üniversitesi’nde “Herkes için Türkiye Ekonomisi Seminerleri” kapsamında verdiği 2023 İktisat Nobeli konuşmasından derlenmiş, Çağla Ökten’in katkılarıyla yayına hazırlanmıştır. Konuşmanın videosuna https://www.youtube.com/watch?v=MuhfCCGoMo8

“Geçmiş, iktisadi fikirler için dev bir deney istasyonudur.”

-The past is a giant experiment station for economic ideas.

Goldin bu sözüyle, sadece modern iktisadi fikirleri geçmişin verisiyle test edebileceğimizi değil, geçmişin deneyimiyle ekonomi alanındaki yeni fikirlere de ulaşabileceğimizi söylüyor. Bu önermeyi Goldin’in çalışmalarından örneklerle desteklemeden önce Goldin’in özgeçmişinden kısaca bahsetmek isterim.

Mikrobiyolojiden çalışma iktisadına

Claudia Goldin, Harvard Üniversitesi’nde Ekonomi Profesörü olan Amerikalı bir iktisat tarihçisi ve çalışma ekonomistidir. İktisat tarihi veya çalışma ekonomisi kendisinin ilk aşkı değil. 1946 da NewYork’ta doğan Goldin, çocukken arkeolog olmaya kararlıdır, ancak ortaokulda Paul de Kruif’in Mikrop Avcıları’nı okuduktan sonra bakteriyolojiye ilgi duymaya başlar. Lise son sınıf öğrencisiyken Cornell Üniversitesi’nde mikrobiyoloji alanında bir yaz okulu dersi alır ve Bronx Bilim Lisesi’nden mezun olduktan sonra mikrobiyoloji okumak üzere Cornell Üniversitesi’ne girer. İkinci sınıfta, iktisatçı Alfred Kahn’dan bir ders almasıyla, Kahn’ın ilgilendiği konular olan düzenleme (regulation) ve endüstriyel organizasyona (industrial organization) alanlarına ilgi duymaya başlar ve lisans tezini “iletişim uydularının düzenlenmesi” üzerine yazar.

Goldin, ekonomi alanında lisans derecesini aldıktan sonra, endüstriyel organizasyon çalışmak amacıyla Chicago Üniversitesi’nde ekonomi doktora programına başlar. Ancak, daha sonra 1992’de Nobel Ekonomi ödülü alacak olan Gary Becker’ın Chicago’ya gelmesiyle çalışma ekonomisine ilgi duyar ve yine daha sonra 1993 yılında Nobel Ekonomi ödülü alacak olan Robert Fogel etkisiyle de iktisat tarihine yönelir. Fogel’in danışanı olarak doktora tezinde ABD’nin iç savaş öncesi şehirlerindeki köleliğin iktisadi analizini yapar. 1972’de doktora derecesini aldıktan sonra Wisconsin-Madison Üniversitesi, Princeton ve Pennsylvania Üniversitelerinde dersler verir ve ardından 1990’da Harvard Üniversitesi’nin ekonomi bölümünde çalışmaya başlar. Böylelikle, 1897’de ayrı bir bölüm olan Harvard Üniversitesi Ekonomi Bölümü , tenur sahibi, yani süresiz görev sahibi doçent, ilk kadın öğretim üyesine 1989’da Claudia Goldin ile kavuşmuş olur. Yani kurulduktan 92 sene sonra…[2]History of Department of Economics, Harvard University, https://economics.harvard.edu/history

Goldin’in araştırmaları, kadın istihdamı, kazançlardaki cinsiyet farkı, gelir eşitsizliği, teknolojik değişim ve eğitim dahil olmak üzere çok çeşitli ve hala güncelliğini koruyan konulara ışık tutar.

Goldin’in bazı önemli kitapları:

Kariyer ve Aile: Kadınların Eşitliğe Doğru Yüzyıllık Yolculuğu, (Career and Family: Women’s Centry Long Journey toward Equity), Princeton Universitey Press, 2021

 

Eğitim ve Teknolojik gelişme arasındaki yarış, The Race Between Education and Tecnology, (Katz ile) Harvard University Press, 2008, https://www.jstor.org/stable/j.ctvjf9x5x

 

Kadın ve erkekler arasındaki ücret farklılıklarını anlamak: Understanding the Gender Gap: An economic history of american women (NBER Series of Long-term Factors in Economic Development) 1992

Goldin’in kariyeri boyunca ilgilendiği konulara ışık tutan bazı önemli makalelerinden bahsetmek isterim.

Kadınların işgücüne katılımı: Siyah ve beyaz farklarının kökeni

Claudia Goldin (1977) Female Labor Force Participation: The Origin of Black and White Differences, 1870 and 1880.[3]Goldin, C. (1977). Female Labor Force Participation: The Origin of Black and White Differences, 1870 and 1880. The Journal of Economic History, 37(1), 87–108. http://www.jstor.org/stable/2119448

Goldin’in Fogel’in öğrencisi olduğundan bahsetmiştim.  Fogel, ölçüm içeren kantitatif metodları İktisat Tarihi alanındaki önemli soruları yanıtlamada kullanmasıyla 1993 Nobel Ekonomi Ödülünü alan bir iktisatçı. Goldin de ilk çalışmalarında Fogel’in öğrencisi olarak onun izinden gider, yani kantitatif metodları iktisat tarihini açıklama amaçlı kullanır. Beyaz ve siyah Amerikalı kadınların 1870’lerden günümüze kadar işgücüne katılım oranlarını hesaplar. 1863 köleliğin yasaklandığı yıl. Köleliğin yasaklanmasını takip eden yıllarda siyah kadınların işgücüne katılım oranlarının beyaz kadınlardan çok daha fazla olduğunu gösterir. Bu ekonomik teori açısından beklediğimiz bir sonuç çünkü siyah kadınlar beyaz kadınlara göre çok daha yoksul. Emek dışı gelir azaldıkça işgücüne katılım oranlarının artmasını bekleriz. Ancak Goldin aradaki farkın sosyo-ekonomik özelliklerle açıklanamayacak kadar fazla olduğunu bulur. Buraya kadar yaptıklarını dikkate alırsak Fogel’in öğrencisi, bir iktisat tarihçisi olarak iktisat tarihindeki bir soruya cevap verdi, tebrikler diyebiliriz. Ama Goldin burada durmaz. 1870’lerden günümüze kadar işgücüne katılım serisini incelediğinde siyah kadınlarla beyaz kadınların arasındaki işgücüne katılım oranları arasındaki farkın ancak 1980’de kapandığını görür. Yani fark 100 yıldan fazla devam eder. Burada geliştirdiği tez de şu olur: Kölelik geçmişlerinin siyah kadınlar üzerinde bıraktığı kültürel bir iz var. Bu kültürel ize göre kadının çalışmasıyla ilgili stigma yani negatif algı beyazlara göre çok daha az. Bu teziyle kadın istihdamında sosyal normların önemine dikkat çeker.

Kadınların istihdamını, eğitimini ve aile yapısını dönüştüren sessiz devrim

Claudia Goldin (2006) The Quiet Revolution That Transformed Women’s Employment, Education, and Family.[4]Goldin, C. (2006). The Quiet Revolution That Transformed Women’s Employment, Education, and Family. The American Economic Review, 96(2), 1–21. http://www.jstor.org/stable/30034606

Goldin ABD’de tarım dışı kadın istihdamının gelişimini evrimsel ve sessiz devrimsel olarak iki ana döneme ayırır.

Evrimsel dönemde üç aşama vardır. 1900-1920 arası birinci aşamada kadınlar sadece evlenene kadar çalışırlar. Çoğunlukla imalat sanayinde veya hizmetçi, çamaşırcı gibi servis hizmetlerinde çalışan bu kadınların eğitimleri genellikle ilkokul düzeyini geçmez.

Geçiş dönemi olarak adlandırdığı ikinci aşamada 1930-1950 arası 35-44 yaş arasındaki evli kadınların işgücüne katılımı yüz puan üzerinden 15,5 puan artar. Bu artış işgücü arzındaki değişikliklerden ziyade işgücü talebindeki değişikliklerden kaynaklanır. Bu dönemde ofis çalışanlarına talep artmıştır. Lise eğitimi yaygınlaşınca bu işleri yapabilecek kadınların sayısı artar. Böylece genç kadınlar evlenmeden önce güzel bir ortamda ücreti fena olmayan işlerde çalışmaya başlar ve bir kısmı evlendikten sonra da bu işlerde çalışmaya devam eder.

Üçüncü aşamada 1950-1970 arası yarı zamanlı işlerin artmasıyla kadınların işgücüne katılımı daha da artar. Kadın işgücü arzı ücretlere daha duyarlı hale gelir. Talepteki güçlü artışlarla denge, kadın istihdamının artması şeklinde oluşur. Bu dönemde kadınlar hâlâ hemşire, sekreter, kütüphane memuru gibi kariyerlerinde fazla ilerleme imkânı olmayan beşeri sermayelerini arttırmalarına imkân vermeyen işlerde çalışırlar.

Dördüncü, son ve devrimsel aşamada ise uzun vadeli bir çalışma planı olan kadınlar var. Kadınlar bu bilinçle daha fazla oranlarda üniversite eğitimi almaya başlar. Kadın erkek arasında üniversite mezuniyet oranlarındaki kadınların aleyhine olan fark 1940’ların sonunda doğanlardan itibaren hızla azalmaya başlar.

Goldin, bu tür konularda sihirli bir değnek olmadığının altını çiziyor. İşgücüne katılım talepten dolayı artıyor, arz bazı politikalardan dolayı gelişiyor fakat süreç çok uzun ve emek isteyen bir süreç.

Politikalar deyince kadınların işgücüne katılımında üniversitelileşme çok önemli bir rol oynuyor olabilir. Böyle söylemek için kanıta ihtiyacımız var. Ele alacağım üçüncü makale bununla ilgili.

Üniversitede karma eğitimin zamanlaması, nedenleri ve sonuçları

Claudia Goldin ve Lawrence F. Katz (2011) Putting the ‘Co’ in Education: Timing, Reasons, and Consequences of College Coeducation from 1835 to the Present.[5]Goldin C, Katz LF. (2011) Putting the “Co” in Education: Timing, Reasons, and Consequences of College Coeducation from 1835 to the Present. Journal of Human Capital;5 (4) :377-417.

ABD’de ilk önce sadece erkeklere eğitim veren üniversiteler var. Bu makalede Goldin ve Katz, üniversitelerin kadınları kabul etmesiyle, yani kadınlara da eğitim veren üniversitelerin artmasıyla kadınların üniversitelileşme oranlarının de arttığını gösteriyor.

Sihirli bir değnek olmasa da doğru politikaların sürece olumlu yönde etkide bulunabildiğini görüyoruz. Demek ki üniversite açarsak kadınlar buraya geliyor.

Çalışmayla ilgili negatif algıdan başlamıştık, çalışmayla ilgili negatif algısı olan birisi neden üniversiteye gitsin diye düşünebilirsiniz. Fakat araştırma gösteriyor ki üniversite olduğunda kadınlar üniversiteye gidiyor, belki evlenene kadar çalışırım diye düşünüyor, evlenince belki biraz daha çalışayım gibi bir bakış açısıyla sayılar artıyor olabilir.  Üniversiteler kadınlar için fırsatlara yol açıyor, bu önemli.

Kazançlardaki cinsiyet farkına ilişkin perspektifler 

Claudia Goldin ve Solomon Polachek (1987) Residual Differences by Sex: Perspectives on the Gender Gap in Earnings.[6]Goldin, C., & Polachek, S. (1987). Residual Differences by Sex: Perspectives on the Gender Gap in Earnings. The American Economic Review, 77(2), 143–151. http://www.jstor.org/stable/1805442

Kadınlar ve erkekler arasında kazanç farklılıkları var, bunu biliyoruz. Kadın ve erkek çalışan kesimin birtakım özellikleri, vasıfları var. Örneğin erkekler daha eğitimli ve daha tecrübeli.  Kadınlara göre çalışılan sektörler ve yapılan işler arasında da farklılıklar var (örneğin erkekler inşaat işçisi olurken kadınlar anaokulu öğretmeni oluyorlar). Normalde kadın ve erkekler arası kazanç farkları araştırılırken bunlar gibi etkenler kontrol ediliyor, yani aynı vasıflara sahip iki grubun kazanç farkları inceleniyor. Eğer erkek ve kadın örneklemleri aynı vasıflara sahip ise ve buna rağmen ücret farkları gözlemleniyorsa bunun ayrımcılıktan olduğu sonucuna varılıyor.

Goldin’in bu konudaki makalesinin yine tarihsel bir yaklaşımı var.  1890-1940 yılları arasında kadın erkek ücret farklılıkları, vasıf farklılıklarını ölçen (eğitim, tecrübe, sektör gibi) değişkenlerle neredeyse tamamen açıklanabiliyor. Çünkü kadınlar ve erkekler arasında toplumsal roller arasında ciddi farklar var ve bu farklar eğitim, tecrübe, çalışılan sektör, yapılan iş gibi vasıflarda çok belirleyici oluyor. Bir nevi mesleki ayrıma sebep oluyor. Dolayısıyla ücret farklılıklarındaki vasıflarla açıklanamayan ve bu nedenle ayırımcılığa atfedilen kısım çok küçük çıkıyor. Yıllar içinde kadın ve erkeklerin kazançlarındaki farklara bakıldığında, ayrımcılığa atıf edilen fark hiç azalmamış (hatta bazı durumlarda artmış) görünüyor. Oysa zaman içinde ayrımcılığın azalmasını bekleriz.

Goldin, bu analizlerde geleneksel olarak yapılanın aksine eğitim, tecrübe, kadın/erkeklerin istihdamda aldığı roller vb. gibi unsurları kontrol etmememiz gerektiğini söylüyor.  Çünkü aslında ayrımcılığın, işverenin “bu kadın buna daha az para vereyim” veya “bu erkek buna daha çok para vereyim” düşüncesinden ziyade,  toplumun ve/ya kadınların kendilerine biçtiği rollerden kaynaklandığını ileri sürüyor.  Kadınlar sosyal nedenlerden veya yine sosyal nedenlere bağlı tercihlerinden dolayı erkekler kadar vasıf biriktiremiyorlar. Örneğin sosyal nedenlerden dolayı mühendislik gibi birçok meslekte kadınlar erkekler kadar temsil edilmiyor.  Goldin’e göre esas sorun bu.

Bahsedeceğim son çalışma kadın-erkek ayrımı olmadan eğitim ve işgücü ilişkisini inceliyor.

Eğitim ve teknolojik gelişme arasındaki yarış

Claudia Goldin ve Lawrence F. Katz (2007) The Race between Education and Technology, The evolution of U.S: Educational Wage Differentials, 1890 to 2005.[7]Goldin, C., & Katz, L. (2007). The Race between Education and Technology: The Evolution of U.S. Educational Wage Differentials, 1890 to 2005. National Bureau of Economic Research. https://www.nber.org/system/files/working_papers/w12984/w12984.pdf
Claudia Goldin ve Lawrence F. Katz (2008). The Race between Education and Technology.[8]Goldin C, Katz LF. The Race Between Education and Technology. Belknap Press for Harvard University Press; 2008.

Burada kullanılan modelde eğitim seviyelerindeki artış ile teknolojik gelişme arasındaki yarış, eğitim seviyesine göre maaş farklılıklarının zaman içindeki değişimini açıklar.



Üniversite mezunlarının lise mezunlarına göre ne kadar daha fazla kazandığı Üniversite maaş primi (College Wage Premium) kavramı ile ölçülüyor. Üniversite maaş primi, üniversite mezunlarının medyan kazancının, lise mezunlarının medyan kazancına oranını gösteriyor.[9]Medyan (ya da ortanca) bir veri serisi küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortadaki değere (veya ortada iki sayı varsa, bunların ortalamasına) denir.

Peki bu oranın değişimini ne belirliyor? Nobel Ödüllü Hollandalı iktisatçı Tinbergen bunu işgücüne olan arz ve talep arasındaki yarışın belirlediğini söylüyor.

Neyin arzı? Neyin talebi?

Bunu bir işgücü piyasası modeli üzerinden konuşabiliriz. Aşağıdaki grafik vasıflı işçi yani üniversite mezunlarına olan talep ve arzı gösteriyor. Dikey eksende ücretler (w) yatay eksende ise çalışanların sayısı (L) var.  Yukarı doğru eğimi olan Ls işgücü arzı; işgücü arzını bizler oluşturuyoruz. Bizler diğer piyasalarda tüketicisiyiz, yani talep ediyoruz. İşgücü piyasasında ise arz edeniz. Ücret arttıkça çalışmak isteyen bireylerin sayısı artıyor, yani ücretler arttıkça Ls artıyor.  Ld ise işgücü talebini gösteriyor. Talep edenler kim? Üreticiler, işverenler. Mesela Bilkent Üniversitesi talep eden, ben işgücümü arz eden kişiyim. İlişki bu şekilde.

Ücretler arttıkça işverenler talep ettikleri insan sayısını azaltıyorlar. Neden? Belki işgücü yerine makineleri kullanıyorlar, ya da maliyetler çok artıyor üretimi azaltıyorlar, ölçeği düşürüyorlar.  Kimisi belki maliyetler arttığında üretim bile yapamıyor, dolayısıyla ücretlerle talep edilen işgücü arasındaki ilişki ters orantılı.

1970 ve 2000 yıllarında üniversite mezunu işgücüne arz ve talepteki değişimi gösteren grafik.[10]Birçok çalışma ekonomisi ders kitabında yer alan bu grafiğin benzeri için: Borjas, G.J. (2000)  Labor Economics, McGrawHill.

Grafikte görülen çizgiler 1970 ve 2000 yıllarındaki durumu gösteriyor. 1970’lerle 2000’deki ücretler aynı olacak şekilde çizildi. Ld ve Ls’nin 1970-2000 arasında arttığını yani sağa doğru kaymış olduğunu görüyoruz.

İnsanlar daha fazla oranlarda üniversite mezunu oluyor ve üniversite mezunu olan ve çalışmak isteyen bireylerin sayısı, yani Ls artıyor.

Bu arada Ld de artıyor. Üniversite mezununa talep neden artar? Çünkü teknoloji gelişiyor ve eğitimli işgücüne ihtiyaç artıyor.[11]İngilizcesi “Skill biased technological change Dolayısıyla yeni maaş ve çalışan sayısı dengesi bu iki değişimin sonucundaki yeni kesişen bölgede oluşuyor.  Talep arzdan daha çok artarsa üniversite mezunu maaşı artıyor; arz talepten çok artarsa üniversite mezunu maaşı azalıyor.

İşgücü arzının değişen eğitim seviyesine bağlı olarak sahip olduğu beceriler de değişir. Beceri yanlı teknolojik değişime bağlı olarak işverenlerin becerilere olan talebi de değişir. Bu iki değişim arasındaki yarış eğitim seviyesine göre ücretler arasında oluşan farkların zaman içindeki evrimini açıklar.



Goldin ve Katz bu modeli Amerikan verisine uygulayarak ABD’deki lise ve üniversite mezunlarının ücretlerinin 1900’lerin başından itibaren nasıl değiştiğini göstermişler.[12]Üniversite ve lise mezunlarının maaşlarındaki 1900-2000 arasındaki değişim bağlantıdaki makalenin sonundaki grafiklerden görülebilir. Goldin, C., & Katz, L. (2007). The Race between Education and Technology: The Evolution of U.S. Educational Wage Differentials, 1890 to 2005. National Bureau of Economic Research. https://www.nber.org/system/files/working_papers/w12984/w12984.pdf

1960-1980 arası dönemde hızlı bir teknolojik gelişme olduğu halde üniversite mezunu maaş primi değişmiyor, bu tarihten sonra ise üniversite mezunu maaş primi hızla artıyor. Bu neden olmuş olabilir?

1960-1980 arası dönemde eğitimli işgücü arzının artması bu özelliklere sahip işgücüne olan talebi dengeliyor ve üniversite mezunlarının daha az eğitimlilere göre aldıkları maaşlardaki farklar 1980’lere kadar hızlı bir artış göstermiyor. Ancak 1980 sonrası üniversite mezunu çalışan arzı artmaya devam etmesine karşın artış hızı azalıyor. Talepteki artış ise hızla devam ediyor. 1980’den sonra üniversite mezunu işgücü arzı, talepten daha yavaş arttığı için üniversite mezunlarının kazançları ile lise mezunlarının kazançları arasındaki makas açılıyor.  Bu ABD’deki gelir dağılımının bozulmasının önemli bir nedeni olarak gösteriliyor.

Goldin, ben de dahil birçok iktisatçı üzerinde etkisi olan bir araştırmacı. Çünkü veriyi,  tarihsel veriyi kullanmanın önemini ortaya çıkardı.  İktisadi etkileri anlayabilmek için yapılan araştırmalarda önce gidebildiğimiz kadar geriye gitmek ve nasıl bir trend var onu görmek önemli. Trendi anlayabilirsek uygulanan politikalar etki yaptı mı, ne kadar etki yaptı sorusuna daha kesin yanıtlar bulabiliyoruz.

Çağla Ökten
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü

Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 Bu metin Çağla Ökten’in Bilkent Üniversitesi’nde “Herkes için Türkiye Ekonomisi Seminerleri” kapsamında verdiği 2023 İktisat Nobeli konuşmasından derlenmiş, Çağla Ökten’in katkılarıyla yayına hazırlanmıştır. Konuşmanın videosuna https://www.youtube.com/watch?v=MuhfCCGoMo8
2 History of Department of Economics, Harvard University, https://economics.harvard.edu/history
3 Goldin, C. (1977). Female Labor Force Participation: The Origin of Black and White Differences, 1870 and 1880. The Journal of Economic History, 37(1), 87–108. http://www.jstor.org/stable/2119448
4 Goldin, C. (2006). The Quiet Revolution That Transformed Women’s Employment, Education, and Family. The American Economic Review, 96(2), 1–21. http://www.jstor.org/stable/30034606
5 Goldin C, Katz LF. (2011) Putting the “Co” in Education: Timing, Reasons, and Consequences of College Coeducation from 1835 to the Present. Journal of Human Capital;5 (4) :377-417.
6 Goldin, C., & Polachek, S. (1987). Residual Differences by Sex: Perspectives on the Gender Gap in Earnings. The American Economic Review, 77(2), 143–151. http://www.jstor.org/stable/1805442
7 Goldin, C., & Katz, L. (2007). The Race between Education and Technology: The Evolution of U.S. Educational Wage Differentials, 1890 to 2005. National Bureau of Economic Research. https://www.nber.org/system/files/working_papers/w12984/w12984.pdf
8 Goldin C, Katz LF. The Race Between Education and Technology. Belknap Press for Harvard University Press; 2008.
9 Medyan (ya da ortanca) bir veri serisi küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortadaki değere (veya ortada iki sayı varsa, bunların ortalamasına) denir.
10 Birçok çalışma ekonomisi ders kitabında yer alan bu grafiğin benzeri için: Borjas, G.J. (2000)  Labor Economics, McGrawHill.
11 İngilizcesi “Skill biased technological change
12 Üniversite ve lise mezunlarının maaşlarındaki 1900-2000 arasındaki değişim bağlantıdaki makalenin sonundaki grafiklerden görülebilir. Goldin, C., & Katz, L. (2007). The Race between Education and Technology: The Evolution of U.S. Educational Wage Differentials, 1890 to 2005. National Bureau of Economic Research. https://www.nber.org/system/files/working_papers/w12984/w12984.pdf
Önceki İçerik2023 Nobel Fizik Ödülü: Ultrahızlı lazerlerin son gözdesi “attosaniye bilimi”
Sonraki İçerikKitap: “Rasathane ile Bilimde Yüz Elli Yıl” – Mustafa Aktar
Çağla Ökten

Çağla Ökten, Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümünde öğretim üyesi ve Institute of Labor
Economics (IZA) da araştırmacı olarak görev yapmaktadır. Lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden, Doktorasını Northwestern Üniversitesi İktisat Bölümünde almıştır.

Çalışma iktisadı, cinsiyet eşitsizliği, eğitim iktisadı ve davranışsal iktisat alanlarında
yaptığı çalışmaları Journal of Labor Resarch, Population Research and Policy Review, Journal of Public Economics, Journal of Population Economics ve Economics of Education Review
dergilerinin de aralarında bulunduğu uluslararası dergilerde yayınlanmıştır.