Üniversitede ekonomi/iktisat okumak

Üniversitelerimizin bazılarında “ekonomi”, bazılarında ise “iktisat” bölümleri var. Öncelikle bunlar arasında ne fark var, bir fark var mı sorusunu yanıtlamakla başlayalım.

Ekonomi mi iktisat mı?

Bu sorunun pratikteki kısa yanıtı: Bir fark yok! Bazı üniversiteler Ekonomi Bölümü diyor, bazıları İktisat! Aynı akademik disiplin için kullanılan iki farklı kelime demek yanlış olmayacak.

Pratikte böyle ama, ben ikisi arasında ayrım yapacağım ve seçilip yazılacak bölüm adı olarak, bir akademik disiplin adı olarak, “iktisat”ı kullanacağım. “ekonomi” kelimesini ise iktisat biliminin incelediği günlük hayattaki ekonomik olguların, ekonomik faaliyetlerin karşılığı olarak kullanacağım. Bu ayrımın ayırdında olmanın meslek edinmeyi düşünebileceğiniz bu alanın kapsamını daha iyi anlamanıza yardımcı olacağını düşünüyorum.

Bir tarafta gerçek hayatta olup biten; tüketici olarak bireysel alış veriş kararlarımız, tükettiğimiz malların üretimi ile ilgili kararlar, şirketlerin faaliyetleri, yatırım kararları, nelerin ithal edilip nelerin ihraç edileceği, çalışma hayatı ile ilgili işe girme ve işe alma kararları, devletin koyduğu vergiler ve bu vergilerin belirlenmesi, tüm bu kararları etkileyen mal ve hizmetlerin fiyatlarının oluşumu, çalışanların ücretlerinin ne olacağı, enflasyon, büyüme, gelir dağılımı ve buna benzer bir çok olgu.. “Ekonomi” dediğimiz, gerçek hayattaki tüm bu olan bitenler. “Türkiye ekonomisi” derken gerçek hayatta Türkiye’de gözlediğimiz tüm bu ekonomik olguları, gelişmeleri, değişmeleri kastediyoruz. Bu bağlamda “iktisat” ise tüm bu ekonomik olguların ne olduklarını, nasıl ortaya çıktıklarını anlamaya, açıklamaya, mekanizmalarını ortaya koymaya, tanımlayarak kavramsallaştırmaya çalışan akademik disiplinin, bilim alanının adı diyebiliriz.

Özetle, iktisat veya ekonomi bölümlerini seçenler üniversitede iktisat okuyacak ve mezun olduktan sonra da bulacakları çeşitli işlerle ekonomide yerlerini alacaklar.

İktisat nedir?

Yukarıda ekonominin, günlük hayattaki ekonomik olguların, neleri içerdiğine örnekler verdim. Günlük hayatımızda olan biten hemen her şeyin ekonomik bir tarafı bulunduğu aşikâr. Ancak iktisat okumak ekonomiyi, ekonomide olup bitenleri anlamaktan daha fazlasını içeriyor.

En genel haliyle iktisat, bireylerin, grupların ve ülkelerin her türlü kaynaklarını, varlıklarını nasıl kullandıklarını, nasıl yönettiklerini anlamaya çalışır. Ama sadece anlamanın ötesinde iktisat ekonominin işleyişini geliştirecek, daha iyi hale getirecek mekanizmaları tasarlamak ve bu mekanizmaların hayata geçirilme koşullarını ortaya koymakla da ilgilidir.

 

Diğer bir deyişle, ilk iktisatçı diyebileceğimiz Adam Smith’den bu yana iktisatçılar hem neden bazı ülkelerin diğerlerinden daha zengin olduğunu açıklamaya çalışır; hem de ülkelerinin nasıl daha zengin hale gelebileceği, vatandaşların refah düzeylerini nasıl yükseltebilecekleri üzerine somut politikalar geliştirmekle uğraşır. Bu geniş kapsamıyla iktisat bir taraftan psikolojiden siyaset bilimine, tarihten sosyolojiye birçok sosyal bilim alanıyla kesişir; diğer taraftan da kaynakların verimli kullanımıyla ilgili hesap kitap bakımından matematiksel yöntemlerle ve mühendislik uygulamalarıyla yakından ilintilidir.

Dolayısıyla iktisat okumak öğrencilere geniş bir spektrumda hem sayısal hem de sosyal bilim becerileri kazandırır. Bu da iktisat mezunlarına bir taraftan finans sektöründe, reel ve hizmet sektörlerinde, denetim ve danışmanlık firmalarında, kamu sektöründe iş bulma imkanı sağlıyor; diğer taraftan da iktisadın yanı sıra siyaset biliminden sosyolojiye, tarihten psikolojiye birçok sosyal bilim alanında yüksek lisans ve doktora yapma yolunu açıyor.

İktisat eğitimi ve alt alanları

Bilim ve teknolojideki olağanüstü gelişmeler günümüzde analitik düşünme ve karmaşık problem çözme becerilerinin önemini daha da öne çıkardı. Diğer taraftan ekonomik gelişmelerin sosyal boyutu ve dünya ekonomilerinin artan ölçüde birbirine bağlanması iktisatçıların sosyal olguları kavrayabilecek ufuk genişliğine ve sosyal becerilere sahip olmalarını, farklı kültür ve iş yapma biçimlerine açık olmalarını da gerektiriyor. Sosyal bilimler ile matematik ve hesaplamalı bilimlerin kesiştiği alanda yer alan iktisat, bu yönleriyle günümüz ekonomik dünyası için öğrencilere çok iyi fırsatlar sunma potansiyeline sahip.

İyi bir iktisat eğitiminin öncelikli hedefi, öğrencilere ekonomik olgulara analitik bir çerçeveden ve sistemli bakma yetisini kazandırmaktır. Ekonomik faaliyetlerin sosyal boyutunu göz ardı etmeden; fırsat maliyetlerinin doğru ortaya konması, talep ve arzı birbirine eşitleyecek fiyat mekanizmalarının çalışması, farklı vergilerin ekonominin işleyişi üzerindeki etkileri gibi konularda matematiksel modelleme ve veri analizi için istatistik (“ekonometri”) yöntemlerinin öğrencilere öğretilmesi iyi bir iktisat lisans programının olmazsa olmaz unsurları arasındadır.

Mikro iktisat, makro iktisat, ekonometri

İktisat, en genel haliyle, bireysel kararları inceleyen mikro iktisat ve ekonominin bütünü ile ilgilenen makro iktisat olarak ikiye ayrılır.

Tüketici davranışları, firma kararları, fiyat ve ücretlerin ortaya çıkışı, farklı bilgi kısıtları altında farklı tahsisat mekanizmalarının çalışması gibi bireysel ekonomik aktörlerin kararlarına ve etkileşimlerine ilişkin konular mikro iktisat alanını oluştururken; işsizlik, enflasyon, büyüme, para politikası, dış açık, cari açık gibi ekonomiye bir bütün olarak bakmayı gerektiren konular makro iktisat altında ele alınır.

Şüphesiz ki ekonomik aktörlerin mikro davranışları ile ekonominin bir bütün olarak hareketleri birbirleriyle ilişkilidir ve bu ilişkinin ne şekilde olduğu iktisadın en önemli konularından biridir.

Ayrıca gerek mikro gerek makro iktisadın uygulamaya konması geçmişe yönelik iktisadi verilerin ölçümü ile analizinin yetkin düzeyde yapılmasına, geleceğe dair kestirimlerin en güvenilir şekilde gerçekleştirilmesine bağlıdır. İstatistik yöntemlerin iktisat modellerine uygulanarak geleceğe yönelik kestirimlerde bulunulması olarak özetlenebilecek ekonometri alanı bu bakımdan çok önemlidir ve iyi bir iktisat programının öğrencilere istatistik ve ekonometri tekniklerini kullanmayı en iyi şekilde öğretmesi beklenir.

Son yıllarda iyi bir iktisat eğitiminde kodlama ve programlama becerilerinin edinilmesi, R ve Python gibi programlama dilleri aracılığıyla büyük veri yönetimi ve makine öğrenmesi yöntemleri de önem kazandı. Özellikle modern dijital teknolojilerden faydalanılarak geliştirilen finansal ürünler ve hizmetleri kapsayan Finansal Teknoloji (FinTek) alanı sayısal yöntemler bakımından iyi yetişmiş iktisat öğrencilerinin rahatlıkla iş bulabildikleri alanlar arasına girdi. 

İktisadın diğer alt alanları

Sosyal bilimler ile matematik ve hesaplamalı bilimlerle kesişen alanlarda yer alan bir akademik disiplin olan iktisadın çok sayıda farklı alt alanı mevcut. Kapsamları itibariyle mikro ya da makro iktisadın altında yer alan, ya da her iki alanı da ilgilendirebilen alt alanlardan bir kısmı şunlar:

  • Çalışma İktisadı; Çevre İktisadı; Eğitim İktisadı; Finansal İktisat; Gelir Dağılımı; Kamu İktisadı; Politik Ekonomi; Sağlık İktisadı; Sanayi İktisadı; Sosyal Politika; Şehir İktisadı; Tarım İktisadı; Toplumsal Cinsiyet İktisadı;
  • Büyüme ve Kalkınma; Uluslararası İktisat
  • İktisadi Düşünce Tarihi; İktisat Felsefesi; Ekonomi Tarihi

Nasıl karar vermeli?

Hangi alanda eğitim alacağınıza karar vermeden önce üniversite eğitiminden ne anlaşılması gerektiğini gözden geçirmekte fayda var.

Üniversite bir meslek okulu değildir ve sadece kariyer beklentilerine göre üniversite ve bölüm seçilmesi öğrencinin tüm yaşamını etkileyecek, geri dönülmesi güç bir yanlış adım olabilir. Üniversite her şeyden önce öğrencinin kişisel gelişimini tamamlayabileceği, ilgi ve becerilerini tam olarak keşfederek kendini bulabileceği yerdir. Bu nedenle üniversite mi yoksa alan/bölüm mü seçmeli sorusu çok önemlidir.

Öğrencinin, elindeki imkanlar elverdiği ölçüde kendisini özgürce geliştirebilmesine; gerçek ilgi ve becerilerini gördükten sonra yöneleceği kariyer patikasını kendisinin belirlemesine en fazla imkân tanıyacak üniversiteyi seçmesi öncelikli olmalıdır.

Şüphesiz ki üniversite eğitimi öğrenciye mezun olduktan sonra tatminkâr bir maddi yaşam düzeyi sağlayacak mesleki becerileri de kazandırmak durumunda. Diğer taraftan, bulunduğumuz noktada bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile bu gelişmelerin iş ve çalışma dünyasındaki yansımaları meslekleri çok büyük bir hızla değiştiriyor. Artık edinilen tek bir mesleki beceriyle yaşam boyu sürecek iyi ve tatmin edici bir kariyer sahibi olmak mümkün değil. Bu nedenle üniversitelerin öğrencilerine çok iyi bir “genel formasyon” vermesi, öncelikle analitik düşünme ve karmaşık problem çözme genel becerilerini kazandırması çok önemli. Bu bakımdan üniversitenin ilk iki yılında genel matematik ve temel programlama okuryazarlığı sağlanmasının yanı sıra, geniş bir ders havuzu aracılığıyla farklı sosyal ve beşerî bilimler dersleri üzerinden, bütünleşen dünya ekonomisinde küresel ölçekte yer almaya imkan tanıyacak sosyal becerilerin, iletişim becerilerinin ve kültürel farklılıklara duyarlığın geliştirilmesi büyük önem arz ediyor. Üniversite seçerken bu hususların akılda bulundurulması çok yerinde olacaktır.

Neden iktisat? 

İktisat, üniversite kurumuyla ilgili yukarıda çizdiğim çerçeveye en fazla uyan bölümlerden birisidir. Birçok sosyal bilim ile matematik ve hesaplamalı bilim alanlarıyla kesişen kapsamı itibariyle iktisat tam bir genel formasyon kazanma disiplinidir. Matematiksel modelleme üzerinden kazanılan analitik beceriler ekonometri dersine hazırlık oluşturan istatistik dersleriyle pekişmekte; alınan sosyoloji, psikoloji ve siyaset bilimi gibi sosyal ve insani bilim dersleri ile diğer seçmeli beşerî bilim dersleri öğrencilere ilgilerine göre uzmanlaşabilecekleri çok sağlam bir zemin sağlamaktadır.

Bu sağlam genel formasyon zemini üzerinden, isteyen öğrenciler seçmeli finans dersleri alarak finans piyasasında; isteyenler pazarlama, organizasyon, muhasebe gibi işletme dersleri alarak reel ve hizmet sektörlerindeki şirketlerde çalışmaya hazırlanabilir. İsteyenler ise iktisat ve diğer sosyal bilim alanlarında alabilecekleri seçmeli teorik derslerle yüksek lisans ve doktora yapmaya yönelebilirler. Daha önce sözünü ettiğim gibi son yıllarda iktisat mezunları, kodlama dersleri ile bu bilgilerini uygulama imkanı buldukları makine öğrenmesi dersleri sayesinde finansal teknoloji ve veri bilimi konulu pozisyonlarda da çok iyi pozisyonlarda istihdam edilmeye başladılar.

İktisat mı, işletme mi? 

Bölüm seçme aşamasında öğrencilerin özellikle merak ettikleri bir konu da şu: İktisat mı, yoksa işletme mi okumalı? Aralarında ne fark var?

Konuları itibariyle İktisat ve İşletme şüphesiz ki birbirilerine uzak bölümler değiller. Ancak aralarında önemli farklar da var. İşletme eğitiminin odağı daha çok bir işletmenin, bir şirketin, bir firmanın işleyişi, yönetimi üzerine. Bu çerçevede işletme öğrencileri pazarlama, organizasyon, muhasebe, finans dersleri alıyorlar. Tabii temel ekonomi dersleri de alıyorlar. Ancak finans alanı kısmen hariç olmak üzere, diğer işletme alanları ekonominin genel işleyişini irdeleyen makro iktisadı kapsamıyor. Bu nedenle bir İşletme mezununun ekonominin geneliyle ilgili (işsizlik ne oluyor, enflasyon nereye gidiyor, kamu bütçe açığı ne olacak vb) değerlendirme yapması daha zor. Buna karşılık İktisat öğrencileri aldıkları daha ileri seviye dersler itibariyle ekonominin genel gidişatı hakkında makro ölçekte değerlendirme yapabilirler (istisnalar dışında banka iktisatçıları İktisat mezunları oluyor!). Diğer taraftan İşletme’nin birçok konusunun teorik temeli mikro iktisat olduğu için iktisat öğrencileri şirket işleyişi ve finansın temelleri hakkında da genel itibariyle bilgi sahibi olarak mezun oluyorlar. Özetle, şirketlerde çalışmak isteyen İktisat öğrencileri seçmeli derslerini muhasebe, finans, pazarlama gibi alanlardan seçerek o tür kariyerlere okuldayken hazırlanabilirler.

Ayrı bölüm olan iktisadın alt alanları 

Az denilebilecek sayıda olmakla birlikte bazı üniversitelerde Çalışma İktisadı, Ekonometri gibi İktisadın alt alanları kendi başlarına bölümler olarak bulunabiliyor. Benzer şekilde İktisadın alt alanı olan kamu iktisadına paralel olarak Maliye bölümleri de bulunabiliyor. Yukarıda belirtmeye çalıştıklarım çerçevesinde, lisans aşamasında İktisadın sadece dar bir alanında mesleki beceri verilmeye çalışılması öğrenciler için hem genel hem de iktisadın bütününde formasyon eksikliğine yol açabilecek ve mezuniyet sonrası kariyerlerini olumsuz etkileyebilecektir.

Ünal Zenginobuz
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü


Creative Commons LisansıBu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. İçerik kullanım koşulları için tıklayınız.


Önceki İçerikBu ay gökyüzü: Ağustos 2023
Sonraki İçerik6 Şubat’tan bu yana Türkiye’de neler konuşuldu?
Ünal Zenginobuz

Lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Ekonomi doktorasını 1996 yılında Pennsylvania Üniversitesi’nden alan Prof. Dr. Zenginobuz, 1996 yılında katıldığı Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde 2002 yılında Doçent, 2007 yılında Profesör oldu. İtalya’da Floransa Üniversitesi’nde, ABD’de Pennsylvania Üniversitesi’nde ve Fransa’da École Polytechnique’de misafir öğretim üyesi ve araştırmacı olarak bulundu.

Araştırma alanları olan refah  iktisadı  ve uygulamaları (kamu malları teorisi, vergi politikaları ve gelir dağılımı); sanayi iktisadı (eksik rekabetli piyasaların düzenlenmesi, elektrik piyasalarında rekabet ve düzenleme, düzenleyici reformlar, bağımsız düzenleyici kurumlar) ve çevre iktisadı konularında ulusal ve uluslararası yayınları bulunmaktadır.

Boğaziçi Üniversitesi’nde çeşitli idari görevler üstlenmiş ve Ekonomi Bölüm Başkanlığı yapmıştır. Association of Southern-European Economic Theorists (ASSET) adlı uluslararası akademik cemiyette 2013-2017 yılları arasında Genel Sekreterlik, 2021-2023 yılları arasında da Başkanlık görevlerinde bulunmuştur. Halen Boğaziçi Üniversitesi’nde İktisadi Tasarım Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü görevini yürütmektedir.