Türkiye’deki Akademik Arşivlerin Durumu

Shutterstock

Akademik arşiv nedir?

Bilimsel çıktılara ücretsiz erişim hakkına dayanan ve kamu desteğiyle yapılmış araştırmalara ait araştırma verisi, makale, kitap, proje raporu gibi tüm çıktıların kamu malı olduğunu savunan açık erişim[1] en temel olarak iki yolla gerçekleşebiliyor.

Altın açık erişim olarak adlandırılan ilk yol açık erişimli dergiler aracılığıyla gerçekleştiriliyor ve bu dergilerin içeriğine herhangi bir sınırlama getirilmeksizin dileyen herkes ücretsiz olarak erişebiliyor. Her zaman şart olmamakla birlikte, erişimin sağlanabilmesi için yazarın (yazarın kurumu veya fon sağlayıcısı) çoğu dergi için tek defaya mahsus olarak makale işlem ücreti (APC-Article Processing Charge) ödemesi gerekiyor. Bilimsel çıktıları erişime açmanın ikinci yolu ise yeşil açık erişim. Kendi kendine arşivleme olarak bilinen yeşil açık erişim bilimsel çıktılara ait yazar kopyalarının[2]  yazar web sayfalarına, merkezi yapıdaki açık erişim arşivlerine (Zenodo gibi) ya da yazarların bağlı oldukları kurumların/üniversitelerin herhangi bir sınırlama olmaksızın herkes tarafından erişilebilen açık akademik arşivlerine eklenmesiyle gerçekleşiyor. “Bir araştırma kurumunun mensuplarınca üretilmiş tüm bilimsel çıktıların tutulduğu ve herkesin ücretsiz erişimine sunulduğu dijital koleksiyon”[3] olarak tanımlanan akademik arşivler işte tam burada resme dâhil oluyor.

Bir üniversitenin akademik arşivinde o üniversite mensubu kişilerin ürettiği araştırma verileri, makaleler, kitaplar ve proje raporları gibi birçok türde yayından oluşan içerik bulunuyor. Ülkemizde olduğu gibi APC için kurum ya da fon sağlayıcı desteğinin söz konusu olmadığı ülkelerde akademik arşivler açık erişim açısından daha da önemli bir hal alıyor.

Türkiye’de akademik arşiv girişimleri

Türkiye’de akademik arşivlerle ilgili ilk önemli somut gelişmeler 2014 yılında gerçekleşti.  YÖK, ev sahibi olduğu 3. Ulusal Açık Erişim Çalıştayı’nda üniversitelerin akademik arşivlerini kurmaları ve açık erişim politikalarını oluşturmaları için konu ile ilgili farkındalık yaratmaya çalıştı. Bu girişimin etkisiyle azımsanmayacak sayıda üniversite kısa sürede akademik arşivlerini kurdu ve açık erişim politikalarını oluşturdu. Ancak ne yazık ki, bu hareketlenme çok kısa sürdü ve birçok üniversite açısından akademik arşivlerin yaşatılamaması ile sonuçlandı.

Temmuz 2019 verilerine göre Türkiye’deki akademik arşiv sayısı 121[4]. Bu noktada Türkiye’de aynı dönemdeki üniversite sayısının 206 olduğunu göz önünde bulundurmak gerek. Üniversite yayınlarını herkesin erişimine açacak akademik arşivlerin oluşturulması konusunda 2010 sonrası kurulan üniversitelerin karnesi maalesef kötü. Kabaca her beş tanesinden dördünün akademik arşivi bulunmuyor. 2000 öncesi kurulan üniversiteler için ise resim bunun tam tersi.

2019 yılı başlarında YÖK konuyu yeniden gündemine aldı ve bu defa akademik arşivlerin sürdürülebilirliğini sağlamak adına üniversitelerden altı ayda bir olmak üzere akademik arşivleri ile ilgili raporlama yapmalarını istedi. İlk raporlama Haziran 2019’da, ikinci raporlama ise geçtiğimiz ay (Ocak, 2020) yapıldı.

Akademik arşivlerin içeriği

Niceliksel olarak değerlendirdiğimizde 121 akademik arşiv ile Türkiye diğer ülkeler arasında iyi bir konumda[5] . Ancak, akademik arşiv içerikleri incelendiğinde resim birden tersine dönüyor. Birçok akademik arşivde içerik oldukça az. İçerik açısından iyi durumda olduğu söylenebilecek akademik arşivlerin büyük kısmında ise içeriğin üniversitenin tüm yayınlarını temsil ettiğini söylemek zor. Özellikle tezler akademik arşivlerde en yoğun olarak yer alan yayın türü. Öyle ki, tüm içeriği ya da içeriğinin büyük kısmı tezlerden meydana gelen azımsanmayacak sayıda akademik arşiv mevcut. İçerik çeşitliliği açısından Cambridge Üniversitesi Akademik Arşivi Apollo örnek olarak verilebilir[6]. Resimden de görüleceği gibi Apollo’da  veri setlerinden bildirilere farklı yayın türlerinin temsil edildiği görülüyor.

Türkiye’deki akademik arşivlerde dikkat çeken bir başka yayın türü ise makaleler. Yalnız yakından bakılınca bunların çoğunun üniversite mensuplarının ürettiği makaleler değil, üniversitelerin çıkardığı/yayıncısı olduğu dergilerde çıkan makaleler olduğu anlaşılıyor. Oysa, akademik arşiv tanımına göre içerikteki tüm yayınların o kurumun adresi ile üretilmiş olması gerekiyor. Üniversitelerin yayıncısı olduğu dergilerde başka üniversitelerde çalışan akademisyenler de yayın yapabiliyor ve yaygın olarak da yapıyorlar. Doğru olan bu yayınların derginin yayıncısı olan üniversitenin akademik arşivinde değil yazarın mensubu olduğu üniversitenin akademik arşivinde yer alması.

Cambridge Üniversitesi Akademik Arşivi Apollo’daki yayınların türlerine göre dağılımı

Akademik arşiv ile üniversitelerin kurumsal arşivi aynı şey mi?

Bazı üniversite arşivlerinde içerik sayısal olarak fazla olmasına rağmen arşivlerin birer akademik arşiv olduğunu söylemek pek mümkün değil. Kurumsal arşiv ve akademik arşiv kavramları birçok üniversite için karışmış durumda. Kişisel koleksiyonlar, kent koleksiyonları, gazete kupürleri vb. kaynaklara açık erişim sağlanması, üniversitelerin buna aracılık yapması son derece önemli olsa da bunların yeri akademik arşivler değil. Akademik arşivlerde o kurumda üretilen bilimsel çıktılar yer almalı. Farklı arşivler başka platformlar aracılığıyla erişime açılmalı.

Açık erişim açısından politikanın önemi

Akademik arşivlerin üniversitenin tüm bilimsel çıktılarının yer aldığı bir yapıya kavuşamama nedenlerinin başında uygulanabilir açık erişim/açık bilim politikalarının eksikliği geliyor. Her ne kadar Türkiye’deki 105 üniversitenin politikası olsa da sadece 19 üniversite tarafından tüm kurum mensuplarının bilimsel yayınlarının tamamını akademik arşive eklemesi zorunlu tutuluyor.

Zorunlu politikaya sahip bu kurumların arşive tüm yayınların eklenmesi zorunluluğunun üniversite mensuplarınca ne kadar dikkate alındığını ortaya çıkarmaya yönelik bir izleme mekanizması oluşturup oluşturmadıkları bilinmiyor. Zorunlu politika tek başına yeterli değil, uygulanabilir olması açısından belirli şartlara bağlanması gerek. Örneğin, tez onayı için tezin akademik arşive yüklenmiş olması şartı, atama, yükselme ve teşvikler için değerlendirmeye alınacak tüm yayınların akademik arşivlere yüklenmesi şartı gibi.

Akademik arşivlerin harmanlanması: Aradığım araştırmayı bulabilecek miyim? 

Akademik arşivlerin amacı üniversite yayınlarını herkesin erişimine açmak. Yani, örneğin uluslararası açık erişim platformlarında bir arama yapıldığında (OpenAIRE Explore, Base gibi) o arşivdeki içeriğe rahatlıkla ulaşılabilir olması gerekli. Türkiye’deki akademik arşivler bu açıdan oldukça eksik. Dijital arşivlerin diğer arşivler, veri tabanları ya da arama motorları tarafından harmanlanabilmesi için açık arşivlerin birlikte/karşılıklı çalışmasını sağlayan Açık Arşivler Girişimi Üst Veri Harmanlama Protokolüne (OAI-PMH) uyumlu olması gerekiyor[7]. Bu harmanlanma sağlandığında içerik uluslararası anlamda keşfedilebilir ve herkesin erişimine açık hale geliyor.

Türkiye’deki akademik arşivlerden bu uyumu sağlayanların sayısı henüz 48. Bu durum, açık erişimin temel hedeflerinden biri olan araştırmacı, üniversite ya da ülke görünürlüğünün artırılması amacıyla bağdaşmıyor. Nitekim akademik arşivleri dizinleyen ve içeriklerine erişim sağlayan BASE ve OpenAIRE Explore gibi platformlarda Türkiye’deki akademik arşivlerin varlık gösterme konusunda eksik kaldığı görülüyor. 121 arşivden BASE üzerinde içeriği taranan arşiv sayısı 34, OpenAIRE Explore’da taranan ise 47 (Temmuz, 2019).

Sonuç olarak, Türkiye’de hala çok sayıda üniversitenin akademik arşivlerinin olmadığı, var olan akademik arşivlerde ise kayıt sayısı, içerikteki materyal türü ve uluslararası anlamda erişilebilirlik açısından önemli problemler olduğu açık. Bu problemleri çözmenin en etkin yollarından biri üniversite mensuplarında açık erişim konusundaki farkındalık düzeyinin artırılmasını hedefleyen çalışmalar yapılması. Bir diğer yol ise zorunlu, uygulanabilir, akademik arşivlerin izlenmesini gerektiren ve şarta bağlanmış politikaların uygulamaya konması.

Diğer taraftan, akademik arşivlerin üniversiteler ve YÖK tarafından doğru algılanması da büyük önem taşıyor. Akademik arşivlerde üniversite mensuplarının bilimsel her türlü çıktısına yer verilmeli, bunun dışında kalan materyaller için ise farklı platformlar kullanılması tercih edilmeli. Akademik arşivlerin Üniversiteler tarafından etkin kullanımı açık erişim felsefesine hizmet etmesinin yanı sıra hem üniversiteler hem de YÖK açısından şeffaf bir izleme mekanizmasının gerçekleşmesine de katkı sağlayacak, üniversitelerin düzenli olarak yaptıkları yayın raporlama işlemlerine ilişkin veri toplama sürecinin zaman ve emek maliyetini ciddi miktarda azaltacak.

Güleda Doğan
Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü

Notlar/Kaynaklar: 

[1] Open Society Foundations. (2018). What is “open access”? https://www.opensocietyfoundations.org/explainers/what-open-access

[2] Ticari yayıncıların/dergilerin her birinin kendi kendine arşivleme ile ilgili yaklaşımları farklıdır. Bazıları yayıncı kopyasının da bu arşivlerde diznlenmesine izin vermekte iken, bazıları yazar kopyasına dahi sınırlama koymaya çalışmaktadır. Yayıncı/dergi özelinde kendi kendine arşivleme politikası le ilgili ayrıntılar Sherpa/Romeo web sitesinden (http://sherpa.ac.uk/romeo/index.php) öğrenilebilir.

[3] The University of Western Australia. (2019). Open access toolkit: Repository-based OA. https://guides.library.uwa.edu.au/c.php?g=325342&p=2178787

[4] Yazının içeriğinde sunulan sayısal veriler yazar tarafından toplanmış ve en son Temmuz 2019’da güncellenmiştir. Bu verilere dayanan bir bildiri 20 Kasım 2019 tarihinde 7. Ulusal Açık Bilim Konferansı’nda (http://ab2019.acikbilim.org/) sunulmuştur. Sunum slaytları için bkz. http://www.bby.hacettepe.edu.tr/akademik/guledadogan/ab2019_guleda-dogan_20-11-2019.pptx

Sunum videosu için bkz. https://www.youtube.com/watch?v=-cuLQwtjOwk&list=LLwBbB81QcVjvvjXghYSKtPg&index=2&t=0s (48:18-1:03:43)

[5] OpenDOAR. (2020). OpenDOAR Statistics. https://v2.sherpa.ac.uk/view/repository_visualisations/1.html

[6] University of Cambridge, Apollo. (2020). Browsing by Type. https://www.repository.cam.ac.uk/browse?type=type

[7] Open Archives. (2019). Open Archives Initiative, Protocol for Metadata Harvesting. http://www.openarchives.org/pmh/

Önceki İçerikToplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet eşitliği nedir, ne değildir?
Sonraki İçerikKuantum nedir? Ne değildir?
Güleda Doğan

Güleda Doğan lisans derecesini 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümünde tamamlamış, aynı üniversitenin Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümünden 2011 yılında yüksek lisans ve 2017 yılında doktora derecesini almıştır. 2008 yılından bu yana Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaktadır. Çalışma konuları Araştırma Yöntemleri, Bibliyometri, Üniversite Sıralamaları, Bilimsel İletişim ve Açık Erişimdir. Açık erişim politikaları üzerine yapılan iki AB projesi olan MedOANet ve Pasteur4OA projelerinde yer almıştır. Güleda Doğan, ayrıca Türk Kütüphaneciliği adlı dergide yaklaşık 10 yıldır editör olarak görev yapmaktadır.