Bir tuhaf savaş: Açık bilim ve yağmacı dergiler

Açık Erişim - Open Access Logosu (CC)

Çağımızda yürütülen bilimsel araştırmalar sayesinde insan ömrü uzuyor, sağlık sorunları daha hızlı çözülüyor, yeni ilaçlar bulunuyor, yeni teknolojiler hayatımızı kolaylaştırıyor. Bu araştırma faaliyetleri için yüksek meblağlar harcanıyor ve araştırmacılar istihdam ediliyor. Söz konusu araştırmaları gerçekleştirenler veri üretiyor ve bu verileri kullanarak bilimsel ürünler ortaya koyuyorlar. Problem tam da burada başlıyor. Kamu kaynakları ile fonlanan bu ürünlere erişmek için yayınevlerine büyük meblağlar ödenmesi gerekiyor. Kamu malı sayılan sokak lambaları, yollar veya kaldırımlar için kısıtlama getirildiğinde ayağa kalkan insanlık, kamu kaynaklarıyla üretilen ve kamu malı olan bilimsel bilgiye erişimin kısıtlanması konusunda çoğunlukla sesini çıkarmıyor. Sesini çıkaranlarınsa aklında tek bir düşünce var: “Bilim açık olmalıdır”.

“Açık bilim” bilimsel araştırmalar sonucu üretilen yayınlara ve bu yayınların dayandığı araştırmalar yapılırken toplanan ya da üretilen verilere açık erişim şeklinde tanımlanabilir.[1]Tonta, Y. (2015). Açık bilim ve açık erişim.[2]Araştırma yapan ve destekleyen kurumlar için MedOANet Açık Erişim Politikaları Uygulama İlkeleri, 2013. Bilimsel yayınlara açık erişim için ise bilinen iki farklı yol vardır: Yeşil ve altın yol. Yeşil yolda yazarlar yayınlarının kendilerine ait kopyalarını kurumsal arşivlere yükler ve herkesin kullanımına açar Ancak bazı yayınevlerinin arşivleme politikaları sebebiyle yazarların kendi makalelerini kurumsal arşivlere yüklemesi yasaktır.[3]Örneğin, Sherpa/RoMEO’nun yaptığı sınıflamada (t.y.) “beyaz” renkle temsil edilen yayıncılar yazarların kendilerine ait kopyalarını bile arşivlemesine izin vermez. Sherpa/Romeo. (t.y.). Definitions and terms: RoMEO colours. Altın yolda ise yazarlar makalelerini açık erişimli dergilerde yayınlamayı tercih ederler ve telif hakkı çoğunlukla yazarlarda kalır. Bunun için iki farklı seçenek vardır: zorunlu veya hibrit açık erişim.[4]Picarra, M. (2015). PASTEUR4OA briefing paper: Working together to promote open access policy alignment in Europe. Zorunlu açık erişimde yayının herkese açılması mecburidir ve dergilerin çoğu bunun için makale işlem ücreti talep eder. Ancak söz konusu ücretler genellikle araştırmaları destekleyen kurumlar tarafından ödenir. Hibrit açık erişimde ise dergiler yazarlarının ödeme yapması halinde yayını açık erişimli olarak yayınlar. Ödeme yapılmazsa da makale yayınlanır ancak bu durumda okumak isteyenlerin bu yayına erişmek için ödeme yapması gerekir.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu günümüzde makale işlem ücretinin güvenirliği ve bilimselliği tartışmalı olan bir kısım dergiler tarafından çıkar sağlamak amacıyla talep edilmesidir.

Yukarıdaki paragraf okuyucuların aklına “yazarlar daha önce adını bile duymadıkları, tek bir makalesini okumadıkları ve hatta hiç güven vermeyen dergilerde yayın yaparlar mı?” sorusunu getirebilir. İçinde bulunduğumuz “yayınla ya da yok ol” (publish or perish) evreninde araştırma/cı performans değerlendirmelerinin yalnızca sayılara odaklanıyor oluşu[5]Taşkın, Z. (2018). Çöp yayınlar başarıyı ölçmemeli! Herkese Bilim Teknoloji, 108. araştırmacıları kolay yoldan yayın yapmaya yöneltiyor. Araştırmacıların kolay yoldan yayın için seçtikleri bu tür dergiler Beall tarafından yağmacı/yırtıcı (predatory) olarak adlandırılıyor.[6]Beall, J. (2012). Predatory publishers are corrupting open access. Nature, 489, 179.  Yağmacı dergilerde akran (meslektaş) değerlendirmesi veya editoryal inceleme gibi neredeyse tüm bilimsel iletişim süreçleri es geçilen makaleler, yüksek ücretler karşılığında kısa sürede yayınlanıyor. Bu yayınlar sayesinde yazarlar hızlı ve kolay şekilde yaptıkları yayınlarla teşvik ve yükselme alıyor, dergilerse bu yayınlar sayesinde para kazanıyorlar. Yaşanan bu durum da açık bilimin felsefesini henüz içselleştirememiş yönetici ve karar vericilerde açık erişim kavramı ile ilgili soru işaretleri yaratıyor. Bu sebeple de açık erişim olgusunun zarar gördüğü çeşitli platformlarda dillendiriliyor.[7]Beall, J. (2012) Predatory publishers are corrupting open access. Nature, 489, 179. / Sham, C. (2013, 4 Ekim). Hundreds of open access journals accept fake science paper. The Guardian. Gelinen bu noktada, bu yazı ile yağmacı dergiler yüzünden açık erişimin zedeleniyor oluşundan ziyade, kolaycı ve kötü bilim yüzünden yağmacı dergilerin türüyor oluşuna dikkat çekmek istiyoruz.

Günümüz akademisinde arz talep dengesini önemli oranda yağmacı dergiler karşılıyor. Araştırmacılar daha kolay yükselme almak veya teşviklerden yararlanmak için yağmacı dergilere yöneliyorlar. Bu da üretilen bilimin kalitesini günden güne düşürüyor.  Hatta akademisyenlerin pek çoğunun değersiz dergilerde yayın yapmayı tercih ettikleri, çünkü bunun oldukça kolay olduğu iddia ediliyor.[8]Kolata, G. (2017, 30 Ekim). Many academics are eager to publish in worthless journals. New York Times. Mevcut performans değerlendirme sistemleri, akademik ahlak anlayışı ve sınırları zorlamaktan kaçışın beslediği yağmacı dergiler yüzünden ise yanlış fon kararları alınıyor ve ulusal akademik sistemler zarar görüyor.[9]Perlin, M.S., Imasato, T. ve Borenstein, D. (2018, 6 Eylül). Predatory publishers threaten to consume public research funds and undermine national academic systems – the case of Brazil. LSE Impact Blog. Bu bağlamda binlerce kalitesiz makalenin akademide uygulanan toptancı performans değerlendirme sistemlerinin eseri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çözüm bulunmak isteniyorsa daha iyi, daha adil ve daha anlamlı performans değerlendirmeleri için her şeyin ölçülemeyeceğinin anlaşılması; gerçekçi olmayan hedeflerin, adil olmayan karşılaştırmaların, keskin sınırlamaların ve dar bir alana odaklanan göstergelerin terk edilmesi gerek.[10]Gadd, E. (2018, 27 Eylül). Better, fairer, more meaningful research evaluation – in seven hashtags. LSE Impact Blog. Aksi takdirde gerçekten bilim yapmaya çabalayan kitle, ya ahlaksız iş yapış tarzını öğrenecek ve kendini adapte edecek,[11]Akçomak, İ. S. (2018). Ahlaksız büyüme. İstanbul: Efil Yayınevi. s. 22 ya da araştırmalarına daha fazla değer verecek/daha doğru değerlendirecek alternatifler için bulundukları ortamları bırakacaktır. Gidenler ile birlikte hızla zayıflayan akademik sistem[12]Birbil, İ. (2016, 28 Ağustos). Yalnız ve uzak bilim. Bugün. ise kaliteli araştırmacılara değer veren ülkelerin gelişmesine, sayıların cazibesine kapılan ülkelerinse[13]Van Raan, A.F.J. (2005). Fatal attraction: Conceptual and methodological problems in the ranking of universities by bibliometric methods. Scientometrics, 62(1), 133-43. bilimden kopmasına sebep olacaktır.

Özetle, yağmacı dergilerin asıl savaşı bilimin bizzat kendisiyle ve daha önemlisi bu dergilerin silah gücü akademi tarafından sağlanıyor. Evet, yağmacı yayıncılık uygulamaları açık bilimin itibarı açısından da önemli bir sorun ancak bu, günümüzde üretilen bilginin büyük çoğunluğunun az sayıda milyar dolarlık şirketin özel malı olmasına göz yummak için yeterli bir neden değil.[14]Olijhoek, T. ve Tennant, J. (2018, 25 Eylül). The “problem” of predatory publishing remains a relatively small one and should not be allowed to defame open access. LSE Impact Blog. Bu sebeple yağmacı yayıncılık konusunun açık erişim olgusunu zedelemesine izin verilmemeli ve bilimin kalitesini artırmaya yönelik önleyici ve düzenleyici faaliyetler yapılmalıdır.

Zehra Taşkın ve Güleda Doğan
Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü 

Teşekkür: Yazıyı okuyarak değerli görüşlerini ileten Umut Al, Orçun Madran ve Defne Üçer Şaylan’a sonsuz teşekkür ederiz.


Creative Commons LisansıBu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. İçerik kullanım koşulları için tıklayınız.

Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 Tonta, Y. (2015). Açık bilim ve açık erişim.
2 Araştırma yapan ve destekleyen kurumlar için MedOANet Açık Erişim Politikaları Uygulama İlkeleri, 2013.
3 Örneğin, Sherpa/RoMEO’nun yaptığı sınıflamada (t.y.) “beyaz” renkle temsil edilen yayıncılar yazarların kendilerine ait kopyalarını bile arşivlemesine izin vermez. Sherpa/Romeo. (t.y.). Definitions and terms: RoMEO colours.
4 Picarra, M. (2015). PASTEUR4OA briefing paper: Working together to promote open access policy alignment in Europe.
5 Taşkın, Z. (2018). Çöp yayınlar başarıyı ölçmemeli! Herkese Bilim Teknoloji, 108.
6 Beall, J. (2012). Predatory publishers are corrupting open access. Nature, 489, 179.
7 Beall, J. (2012) Predatory publishers are corrupting open access. Nature, 489, 179. / Sham, C. (2013, 4 Ekim). Hundreds of open access journals accept fake science paper. The Guardian.
8 Kolata, G. (2017, 30 Ekim). Many academics are eager to publish in worthless journals. New York Times.
9 Perlin, M.S., Imasato, T. ve Borenstein, D. (2018, 6 Eylül). Predatory publishers threaten to consume public research funds and undermine national academic systems – the case of Brazil. LSE Impact Blog.
10 Gadd, E. (2018, 27 Eylül). Better, fairer, more meaningful research evaluation – in seven hashtags. LSE Impact Blog.
11 Akçomak, İ. S. (2018). Ahlaksız büyüme. İstanbul: Efil Yayınevi. s. 22
12 Birbil, İ. (2016, 28 Ağustos). Yalnız ve uzak bilim. Bugün.
13 Van Raan, A.F.J. (2005). Fatal attraction: Conceptual and methodological problems in the ranking of universities by bibliometric methods. Scientometrics, 62(1), 133-43.
14 Olijhoek, T. ve Tennant, J. (2018, 25 Eylül). The “problem” of predatory publishing remains a relatively small one and should not be allowed to defame open access. LSE Impact Blog.
Önceki İçerik“Hezarfen/Polymath” Nedir? Son Hezarfen Kimdir?
Sonraki İçerikDoğayı Matematikle Anlamak
Zehra Taşkın

Zehra Taşkın, Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü öğretim üyesidir. Taşkın, 1 Kasım 2019-31 Ekim 2021 tarihleri arasında yürütücüsü olduğu ve Polonya Ulusal Ajansı tarafından desteklenen “İngilizce ve Lehçe için içerik tabanlı atıf analizi sistemi” başlıklı projesini tamamlamak üzere ziyaretçi öğretim üyesi olarak Adam Mickiewicz Üniversitesi Bilimsel İletişim Araştırma Grubunda (Poznań, Polonya) görev yapacaktır.

Temel araştırma alanlarını araştırma performans değerlendirmeleri, bibliyometri, veri görselleştirmesi, araştırma verilerinin yönetimi, bilimsel iletişim ve sosyal ağ analizi gibi konular oluşturmaktadır.

Taşkın’ın yüksek lisans tezi atıf dizinlerinde üniversite adreslerinin standardizasyon sorununa makine öğrenmesi temelli bir çözüm önerisi sunmuş, doktora tezi ise tüm atıfların eşit değerde olmadığı hipotezinden hareketle içerik tabanlı bir atıf analizi modeli ortaya koymuştur. Bu bağlamda NASA Astrobiyoloji Enstitüsü ve Tokyo Teknoloji Enstitüsü tarafından fonlanan araştırmalarda bulunmuş, ayrıca TÜBİTAK projelerinde ve Bill ve Melinda Gates Vakfı tarafından desteklenen Herkes için Kütüphane projesinde aktif rol almıştır.

Güleda Doğan

Güleda Doğan lisans derecesini 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümünde tamamlamış, aynı üniversitenin Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümünden 2011 yılında yüksek lisans ve 2017 yılında doktora derecesini almıştır. 2008 yılından bu yana Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaktadır. Çalışma konuları Araştırma Yöntemleri, Bibliyometri, Üniversite Sıralamaları, Bilimsel İletişim ve Açık Erişimdir. Açık erişim politikaları üzerine yapılan iki AB projesi olan MedOANet ve Pasteur4OA projelerinde yer almıştır. Güleda Doğan, ayrıca Türk Kütüphaneciliği adlı dergide yaklaşık 10 yıldır editör olarak görev yapmaktadır.