Ali Nesin’i diğer pek çoklarından farklı kılan en önemli özelliklerinden birisi matematik camiasında, ülkesinde ve hatta dünyada büyük çaplı değişimler yapabileceğine dair inancı ve çabasıdır. Yetinmeyen, var olanın ötesine geçmeye çalışan kişiliğidir. Bir şeyi yapmayı kafasına koyduğunda sanki yarını yokmuşçasına bugün elinden geleni var gücüyle yapmaya çalışan birisi olmasıdır.
Türkiye’ye döndükten sonra bu değişim ve dönüşüm yapma inancı ve girişimi giderek büyüyen bir etki alanı oluşturdu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kendisine sağladığı imkanları zorlayarak Matematik Bölümü’nü Türkiye’nin ve dünyanın en iyi bölümlerinden birisi yapmak için varını yoğunu ortaya koydu. Bölümdeki derslerin içerikleri ve saatlerinden, ders anlatma biçimine ve sorduğu sorulara kadar hemen her şeyi alışılmışın dışında şeylerdi. Hafta içi dersler yetmedi hafta sonu öğrencilerini alıp Çatalca’da Nesin Vakfı’nda derslere devam etti. Tabi bu sıra dışı çalışma anlayışı hayranlık kadar eleştirileri de getirdi.
O sıralarda Matematik Dünyası Dergisi’nin sorumluluğunu da aldı. Dergide Ali Nesin’in etkisi hemen fark edildi, çünkü o matematiği anlatırken mekanik bir dilden ziyade daha derinlikli, edebi, esprili ve didik didik eden bir üslubu seviyordu. O’nun bu tarzı kısa zamanda dikkat çekti. Matematik Dünyası Dergisi artık lise öğrencilerinden başlayarak tüm matematik severlerin okuduğu bir yazın haline geldi. Daha genç bir kitleyi de hesaba katmanın değeri zaman içerisinde çok daha iyi anlaşıldı. Dergiye ve Ali Nesin’e ortaöğretim öğrencilerinden mektuplar, e-postalar yağmaya başlamıştı. Küçük yaşlarda matematik ile tanıştırdığı, ilgilerini çekmeye başardığı kitle ilerleyen yıllarda meyvelerini verdi, bu gençlerin bazıları uluslararası çapta iyi matematik okullarına yerleşip eğitimlerini tamamladılar ve bilim insanı oldular. Ali Nesin’in yönettiği ve yazılarının önemli bir kısmını yazdığı Matematik Dünyası Dergisi on binlerce sayılık bir tiraja ulaştı.
Bütün bu işleri yürüttüğü sırada, matematik bölümü öğrencileriyle çalışmak için güz ve bahar döneminin hafta içi ve hafta sonlarının da yetmediğini düşünüp yazları da derslere devam etmeye karar verdi. Ve kısa bir süre sonra kendisine has biçimde, bu yaz okullarının kapısını isteyen başka okulların öğrencilerine de açtı. Ülkenin bir köşesinde başka bir şeyler yapmak isteyen ama koşulları elvermeyen gençlere de elini uzatmıştı. Yaz okulları başlangıçta her yıl bir başka şehirde yapılıyordu. Bu yaz okullarında Ali Nesin’i yalnız bırakmayan birçok değerli akademisyeni de unutmamak lazım. Sonunda Ali Nesin ve Sevan Nişanyan kendi mekânlarını (köylerini) kurma hayalinin peşinden gitmeye karar verdiler.
İlk zamanlarda kaçak göçek bir yapı, derme çatma çadırlar, taş ocaklarda pişirilen yemekler, sıcağın alnındaki inşaat işleri ile başlayan bir serüven. İzmir’in Selçuk İlçesinin Şirince köyünün birkaç kilometre yakınında bir arazide kendi çalışma alanlarını inşa etme çabasına girişen bir grup matematikçi ve gönüllünün emekleri ile bu hayal gerçekleşmeye başladı. İnşaat izninden eğitim iznine, su izninden elektrik iznine kadar her şeyin mücadelelerle, direnişle kazanıldığı bir yer. Matematik Dünyası Dergisi’nin kısa zamanda ilgi görmesi gibi Ali Nesin’in Nesin Matematik Köyü (NMK)de büyük bir ilgi toplamaya başladı. İkinci yılında onlarca farklı üniversiteden akademisyenler ve gençler köye gelmeye başladı; güzel bir bilgi paylaşımı ortamı doğdu. Yaşayan en büyük matematikçilerden birisi olan Robert Langlands, öngörüsünün ne kadar güçlü olduğunu köye en başından yaptığı hem manevi hem de maddi destekle bir kez daha göstermiş oldu. Yaptığı bağışla köyün ilk kapalı dersliklerinden birisi olan Langlands dersliği inşa edildi.
Köyün birkaç yapısına sürekli yenileri eklenmeye devam etti. Kapalı ve açık derslikler, yemekhane, yatakhaneler… Hamam, çalışma terasları… Prefabrik evler, çamaşırhane… Giderek sayıları artan çadırlar. Yeni evler… Ama Sevan Nişanyan ve Ali Nesin köye daha ihtişamlı yapılar kazandırma hayallerinde hız kesmediler. Görenleri hayran bırakan Sevan Nişanyan Kütüphanesi. Bunlar da yetmedi, yeni açık hava Tosun Terzioğlu amfisi ve Cahit Arf dersliği. Artan ve çadırkente dönen çadırlar.
Bu arada NMK artık lise öğrencilerini de kabul ediyordu. İki haftalık programlara gelen yüzlerce liseli. Uzayan yemek kuyruklarını azaltmak için yapılan ikinci yemekhane… NMK kendi zeytinini, zeytinyağını, meyvelerini üretmeye, hatta bunlardan bir miktar gelir elde etmeye bile başladı. Köyün kendi ekmeğini üretmesi için bir de ekmek fırını yapıldı. Ama bunlar da yetmedi, köye bir kule dikildi, teorem kulesi. Uzaklardan bakanlara köyün yerini söyleyen, kenarda kuytuda çalışanlara, dinlenenlere akşamları yanan ışıkları ile canlılık belirtisi sunan bir kule.
Ali Nesin ders sırasında öğrencilerle göz teması kuruyor, soyut kavramları dahi resimler çizerek olabildiğince anlaşılır hale getiriyor. Matematiği temellerinden inşa ederken öyle heyecanla anlatıyor ki bir süre sonra merak ve heyecan izleyiciye de bulaşıyor. Not yok, diploma yok, sertifika yok sadece öğrenme ve öğretme isteği gerekiyor köy programlarına katılabilmek için.
Ali Nesin tüm bunlara öncülük ederken, hayalleri ile sınırları zorlarken yalnız değil. Başta matematik, felsefe ve sanat camiası olmak üzere O’nun bu çabasının kıymetini bilen önemli bir kitle var. Her yıl köye yurt içinden ve yurt dışından yüzlerce akademisyen ders vermeye geliyor. Bunun yanı sıra kendisinin de her zaman ifade ettiği gibi varından değil yoğundan veren insanlar… Köyün ve vakfın her çağrısına elinden geldiğince destek olan, yapılacak her şeye baştan açık çek veren halk. Bir çağrıyla birkaç haftada milyonlarca TL toplayıp sunan halk. Halkı için varını yoğunu ortaya koyan birileri ve onlar için varını yoğunu ortaya koyan bir halk. Ali Nesin’in görünür kıldığı en güzel şeylerden birisi de bu belki de.
Ve köyün çalışanları, çok çalışan, NMK’yı bir iş yeri gibi değil kendi evi gibi görüp bu işin bir parçası olmayı benimseyen bir ekip. Bir de çalışanların yetişemediği işleri kotaran gönüllüler var. Sadece yurdun dört bir köşesinden değil İspanya’dan Kore’ye, Sırbistan’dan Fransa’ya kadar dünyanın dört bir yanından gelip NMK’da bulaşık yıkayan, yemeğe, temizliğe, peyzaja yardımcı olan insanlar. Köy onların sayelerinde yemyeşil, tertemiz, her aksaklığın hemen giderildiği bir organizasyona sahip. Tabii insanlar deyince hayvanlara haksızlık etmemek lazım. Köyde huzur ve keyif içinde yaşayan, bazıları köyün varoluşundan beri her anına tanık olan, hatta zaman zaman derslere katılan kediler, köpekler başta olmak üzere kuşlar, böcekler vd.
NMK yaz okullarına en küçük 8. Sınıfı bitiren öğrenciler katılabiliyordu. Ama ilköğretimdeki çocuklarının da köyden faydalanmasını isteyenler çoğaldı. Sonunda hafta içlerine ve sonlarına birkaç günlük ilköğretim programları konulmaya başladı. Okulları ve rehber öğretmenleri eşliğinde gelen öğrenciler “derin matematik” dersleri görüyor ve çevreyi geziyor. Bu derin matematik dersleri Ali Nesin’in en çok övündüğü işlerinden. Onlu yaşlarındaki çocuklara ciddi bir problemi açıklıyor ve sonra onların çözümü düşünmelerini istiyor. İlk bakışta neredeyse imkansız bir beklenti.
Hele bu hız çağında, test soruları çağında, her soru için bir dakika verilen çağda… Bir süre soruya bakıp kalakalıyor çocuklar. Sonra elleri mahkum düşünüyorlar, uzun uzun düşünüyorlar, deniyorlar. Uzun uzun düşünmenin ne kadar doğal ne kadar keyifli olduğunu fark ediyorlar. Önce heyecanla birkaç yanlış girişim yapıyorlar, ama yanlış yapmanın bu işin doğasında olduğu, korkmamaları gerektiği anlatılıyor. Ve belki bir belki iki saat sonra doğru cevabı bulan birkaç öğrenci sınıfta büyük bir heyecan yaratıyor ve diğer öğrenciler de cesaretleniyor. Çözemeyenler de çözüme çok yaklaşıyor, dokunuyor adeta. Soru çözüldüğünde ah! diyorlar çok yaklaşmıştım, hadi yine oynayalım, bu defa kesin çözeceğim! Kendilerine zaman tanınan, değer verilen çocukların içlerindeki cevherin ortaya çıkmasının hazzı. Ali Nesin bunları gördükçe köye bir Fen Lisesi açma hayalini daha da büyük bir tutkuya dönüştürüyor. Yıllardır aklında olan bu lise projesi için de şimdilik çok büyük engeller var.
Matematik Köyü elbette sadece Matematik Köyü olarak kalmadı, köy öyle güzel ki, farklı alanlardaki toplantılarını köyde düzenlemek isteyen gruplar yer ve zaman bulabildikçe köyde etkinlikler düzenleyebiliyor. Bir otelin bir salonu ve lobisine sıkışan toplantılara bir köy sunuluyor. NMK’nın neredeyde tüm yıl boyunca programı dolu.
Matematik köyünün, ve Ali Nesin’in tanımlayıcı özelliklerinden biri de özgürlük. Alabildiğine özgürlük. Köy kimseyi bir hayat biçimine zorlamıyor, insanlar kendilerini olabildiğince özgür hissediyor. Belki de yaz gelsin de bir an önce köye gideyim diyen insanların içinde bu özgürlüğün neşesi, yeni şeyler öğrenecek olmanın, değerli insanlarla tanışacak olmanın merakı var.
Bütün bunlar ve çok daha fazlası NMK’nın başarısını uluslararası boyutlara taşıdı. Dünyanın en prestijli dergi ve gazetelerinde (başlıcalarından birisi Notices of the American Mathematical Society) köy ile ilgili yazılar yayımlandı. Ali Nesin ülkemizde ortaöğretim öğrencilerinden başlayarak her seviyeden binlerce kişinin ilgisini çekmeyi, birçoklarının hayatını değiştirmeyi başardı. Ve tam da bu doğrultuda matematiğin yaygınlaştırılması ve eğitiminde öne çıkan isimlere verilen dünyanın en prestijli Leelavati ödülüne layık görüldü. Umuyoruz ki bu büyük ödül Ali Nesin’e hayali olan Fen Lisesi’ni açma yolunda bir kredi sağlar.
Nesin Matematik Köyü’nü bir nedenle ziyaret eden, derslere katılan, araştırma için gelen herkesin katılacağı üzere Ali Nesin bu ödülü sonuna kadar hak etti. Kendisini tebrik ediyoruz, bizlere umut verdiği, güç verdiği, örnek olduğu için. Yaşasın matematik köyüne emeği geçen herkes.
Ayhan Dil
Akdeniz Üniversitesi Matematik Bölümü öğretim üyesi