2019’un Aralık ayından, Mart 2020’ye kadar yaşananlar hâlâ akıllarımızda! Hep uzak ülkelerde, başkalarının başına gelen hastalıkların bir gün tüm dünyayı kısa sürede etkisi altına alacağına, alabileceğine dair tahminleri o günlerde sadece bilim insanları yapabiliyordu. Covid-19 salgınını yaşayan dünya, şimdi Dünya Sağlık Örgütünün uyarısıyla başka bir salgının kapıda olup olmadığını merak ediyor. Dünya Sağlık Örgütü 14 Ağustos 2024’te, Kongo’da giderek artan vaka sayıları, yayılma hızına ilişkin M çiçeği virüsü hakkında “uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu” olarak görüş belirtti. Fakat Covid-19 salgınına benzeyen bir durum ile mi karşıyayız, bu iki virüsün karşılaştırması anlamlı mı, Türkiye’de son durum nedir, ne kadar endişelenmeliyiz? Bu sorular kayda değer duruyor bugünlerde. Fakat bilgilerin her kanaldan sürekli üzerimize yağdığı, boca edildiği bir ortamda güvenilir bilgiyi nereden alacağız?
Türk Tabipleri Birliği, 15 Ağustos’ta bir bilgi notu yayımladı. Bu notun daha başında Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı açıklamanın gerekçesi verilmiş: “Bu ilanın esas amacı ülkeleri
tanı, surveyans (takip), bağışıklama ve tedavi açısından gerekli önlemleri almaları, bunlar
için kaynak ayırmaları konusunda uyarmak ve böylece salgının kontrol altına alınmasını
sağlamak.” Türk Tabipleri Birliğinin raporunda, hastalığın bulaşma yolları, ortaya çıkışı, seyri, ilaç tedavisi ve aşılar konusunda, kaynaklara dayandırılarak bilgiler veriliyor. Bilgi notuna şu adresten ulaşabilirsiniz.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği de (KLİMİK) 15 Ağustos’ta, hastalıkla ilgili sıkça sorulan sorular başlığıyla bilgileri derleyen bir metin yayınladı. Burada M çiçeğinin geçmişinden de bahsediliyor. Dünya Sağlık Örgütünün 2023’te de aynı küresel uyarıyı yaptığı, daha sonra sonlandırıldığı belirtilmiş metinde. Şimdi aynı uyarının yeniden gündeme gelmesinin nedeni, daha önceki vakalarda görülenden daha farklı bir alt tipin görülüyor olması. Tıp uzmanlarının “suş” adı verdikleri bir değişken şu andaki durumu etkiliyor. Virüslerin alt gruplarında genetik farklılıklar “suş” adıyla anılıyor tıpta ve bu farklılık seyri değiştiriyor. Şimdilerde görülen Soy 1’in alt tipi olan 1b suşu ve KLİMİK uzmanlarına göre: “Bu suşun geçirdiği mutasyonlarla insanlar arasında daha kolay bulaşabilme özelliği de kazanmış olabileceğinden” endişe ediliyor. Bu arada isimlendirmeler ile ilgili bilmek gereken bir ayrıntı da şu: Dünya Sağlık Örgütü hastalığın adında “maymun” kelimesinin geçmesinin, hayvanlara yönelik ayrımcılığına yol açacağı nedeniyle benimsemiyor. Hastalık şu anda basında M çiçeği (Mpox) olarak adlandırılıyor. Zaten aslında virüs maymunlarda tespit edilmiş olsa da Türk Tabipleri Birliği ve KLİMİK metinlerinde de virüsün sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerde daha çok bulunduğu belirtiliyor. KLİMİK uzmanları tarafından kapsamlı şekilde hazırlanan soru, yanıtlarına da şu adresten ulaşabilirsiniz.
Bilim Akademisi üyesi ve Koç Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Merkezinin Direktörü olan Önder Ergönül de, dün üniversite hastanesi hesaplarından bir bilgilendirme yaptı. Burada kısaca, hastalığın transit yol üzerinde bulunan Türkiye’de görülebileceğinden bahseden Ergönül, çok yakın temas ile bulaşan hastalığı Türkiye’de bir halk sağlığı sorunu olarak beklemediklerini belirtiyor. Ergönül’ün açıklamalarına da şu adresten ulaşabilirsiniz.
Sağlık Bakanlığı da dün sosyal medya üzerinden bir açıklama yaparak, Türkiye’de 2024 içinde vaka bulunmadığını, sürecin izlendiğini belirtti.
Küresel bir salgını yaşamış insanlar olarak endişe etmemiz olağan gibi duruyor. Covid-19 salgınının çıkardığımız en büyük derslerden biri, bilgi kirliliğinin verdiği zararın ne denli büyük olabileceğini görmek oldu. Bu zararın önünü alabilmek için Avrupa Bilim Akademileri raporlar yayınladılar ve biz de bu konuya Sarkaç’ta yer vermeye gayret ettik. Güvenilir bilgiye ulaşmanın kolay olmadığı zamanlarda gerçekte olanlar, ölçeklerinin ötesinde boyutlarda algılanabiliyor ve kasten ya da kasti olmayan yanlış bilgilendirmeler örneğin küresel aşılanma gereken durumlarda herkesi ilgilendiren sorunlara dönebiliyor. M çiçeği ile ilgili durum buna yakın görünmüyor fakat yine de Türk Tabipler Birliği, KLİMİK gibi kurumlar aracılığıyla Bilim Akademisi ve tabii Sarkaç gibi yayınlarda güvenilir bilgiyi ya da güvenilir bilgiye nasıl, nereden ulaşacağınızı takip edebilirsiniz. Güvenilir bilgiyi edinmenin yolu biraz da önümüze gelen bilgileri hızlıca değerlendirip doğru, yanlış olduğuna ya da hayat görüşümüze uygun olup olmadığına göre dair kanaat geliştirmekten değil, konu hakkında okumaktan, bilinçli şekilde bilgi edinme uğraşından geçiyor. Bu anlamda, yukarıda anılan kaynakları okumanızı tavsiye ederiz.
Müsemma Sabancıoğlu
Sarkaç editörü