Bu Ay Gökyüzü: Haziran 2024

1 Haziran saat 22.00, 15 Haziran saat 21.00, 30 Haziran saat 20.00’de gökyüzünün genel görünümünü gösteren gökyüzü haritası

Ayın başlarında günbatımından sonra hava karardığında batıya dönersek kış gökyüzünden kalan son parlak yıldızları görebiliriz. Kış üçgeninin köşelerinden birini oluşturan Prokyon tam batı ufku üzerinde yer alır. Prokyon’un sağ üzerinde İkizler’in iki parlak yıldızı Polluks ve Kastor, onların sağında da parlak beyaz görünümüyle Kapella dikkati çeker. Bu parlak yıldızlar havanın kararmasıyla birlikte batacak.

Hava karardığında Aslan Takımyıldızı batı ufku üzerinde yer alır. Regulus, takımyıldızın en parlak yıldızıdır. Aslan’ın başı, Regulus’la birlikte ayna tersliği olan bir soru işaretine benzer. Bu şekilde onu kolayca tanımak mümkündür. Aslan, adını aldığı varlığa çok benzeyen ender takımyıldızlardan biridir.

Doğuya dönersek, sağımızda Vega’nın kuzeydoğu ufku üzerinde yer aldığını görebiliriz. Yaz üçgeninin köşelerinden birini oluşturan Vega tüm gökyüzünün beşinci, yaz gökyüzününse ikinci parlak yıldızıdır. Yaz gökyüzündeki en parlak yıldız olan Arkturus’la parlaklıkları neredeyse aynıdır. Vega aynı zamanda Lir Takımyıldızı’nın en parlak yıldızıdır. Lir, gökyüzündeki en küçük takımyıldızlarından biridir. Takımyıldızın geri kalanını Vega’nın hemen altında, baklava şekli sayesinde tanımak mümkün.

Yaz üçgeninin bir diğer köşesini oluşturan Deneb, Vega’dan kısa bir süre sonra tam doğudan, Vega’nın solundan yükselmeye başlar. Deneb, Kuğu Takımyıldızı’nın en parlak yıldızıdır ve kuğunun kuyruğunu simgeler. Kuğu, çok parlak yıldızlardan oluşmasa da kolay tanınan takımyıldızlardan biridir. Uzun boynu ve yanlara açılmış kanatlarıyla gökyüzünde uçan bir kuğuyu simgeler.

Kartal Takımyıldızı’nın en parlak yıldız olan Altair, üçgenin köşelerinden birini oluşturur. Altair, Vega ve Deneb’den yaklaşık bir saat sonra doğu ufkundan yükselmeye başlar. Arapça kökenli bir sözcük olan Altair uçan kartal anlamına gelir.

Güneye baktığımızda karşımızda parlak beyaz bir yıldız görürüz. Bu, Başak Takımyıldızı’nın en parlak yıldızı olan Spika’dır. Spika’yı bulduktan sonra takımyıldızın kalanı da bulunabilir ancak pek belirgin bir takımyıldız olmadığından bu zor olabilir. Spika’nın sağ altında yer alan Karga Takımyıldızı, çok parlak yıldızlardan oluşmasa da, birbirine yakın parlaklıkta yıldızların oluşturduğu küçük dörtgen şekli sayesinde kolayca tanınır.

Güneydoğudan yükselen turuncu yıldız, Akrep Takımyıldızı’nın en parlak yıldızı olan Antares’tir. Antares gökadamızdaki en parlak ve en büyük yıldızlardan biridir. Güneş’ten yaklaşık 10.000 kat daha fazla ışık yayar. Akrep Takımyıldızı’nın tamamını görmek için geceyarısını beklemek gerekir. Bu sırada, Yay Takımyıldızı da doğmuş olur. Samanyolu’nun merkezi, bu iki takımyıldızın bulunduğu bölgede yer alır. Bu nedenle bu bölge yıldızlar, yıldız kümeleri ve bulutsular bakımından gökyüzünün en zengin bölgesidir. Bu durum, ışık kirliliğinin olmadığı bir yerden çıplak gözle bile fark edilir.

Güneye bakarken başımızı kaldırdığımızda, Spika’dan çok daha yukarıda yaz gökyüzünün en parlak yıldızı olan Arkturus’u görürüz. Arkturus bu dönem gökyüzündeki en yüksek konumuna ulaşır. İçinde bulunduğu takımyıldız olan Çoban da başucuna yani gökyüzünde tam tepeye ulaşır. Çoban’ın şekli bir dondurma külahına benzetilebilir. Arkturus bu külahın sivri ucunu simgeler. Arkturus’un parlak kırmızımsı rengi ve bu dondurma külahına benzeyen şekli sayesinde takımyıldızı gökyüzünde tanımak kolaydır.

Kuzeye döndüğümüzde, eğer ufkun üzeri açıksa burada Kraliçe Takımyıldızı’nı tam ufkun üzerinde, yılın en alçak konumunda görebiliriz. Takımyıldızı W şekli sayesinde tanımak kolaydır. Kutupyıldızı ve Küçük Ayı Takımyıldızı onun üzerinde yer alır. Büyük Ayı, geçtiğimiz ay gökyüzündeki en yüksek konumundaydı ancak bu ay da yaklaşık bu konumunu koruyor.

Bu ay en iyi konumunda olan takımyıldızlardan biri de Ejderha. Küçük Ayı, Kuğu, Lir, Çoban ve Büyük Ayı takımyıldızlarının arasında bulunan bu takımyıldız Küçük Ayı’yı sarıyor gibi görünür. Parlak yıldızlardan oluşmadığı için gökyüzünde bulması biraz zor olsa da bir kez tanıdıktan sonra onu gökyüzünde bulmak çok daha kolay olacaktır. Ejderha’yı gökyüzünde bulurken, onun başını oluşturan dörtgenden başlamak en iyisidir. Bu dörtgeni bulmak içinse, Küçük Ayı’nın kepçesinin kenarını oluşturan yıldızlarla Vega’nın arasına bakmak yeterlidir.

Haziran’da gezegenler

Merkür, ayın ilk yarısında sabah gökyüzünde. Ayın başlarında Güneş’ten yaklaşık yarım saat önce doğacak. Bu sırada hava aydınlanmaya başlamış olacağından gezegeni seçmek zor. Gezegen 4 Haziran’da Jüpiter’le çok yakın konumda olacak. Ufku kapatan bir engel yoksa, hava temiz ve açıksa gezegenler gündoğumundan 20 dakika önce kısa süreliğine görülebilir. Yakınlaşmayı bir dürbünle görmek daha olası. Merkür ayın sonlarına doğru akşam gökyüzünde, batı ufku üzerinde günbatımından sonra kısa süreliğine görülebilecek.

Venüs Güneş’e çok yakın konumda olduğundan ayın büyük bölümünde görülemeyecek. Ayın sonunda akşam gökyüzünde güneş battıktan hemen sonra çok kısa süreliğine batıda görülebilir. Gezegen yaz ayları boyunca yavaş yükselişini sürdürecek. Ancak Ekim ayında akşam alacakaranlığından kurtulacak kadar yükselmiş olacak.

Mars sabah gökyüzünde ve artık sabah hava aydınlanmaya başlamadan doğuyor. Gezegeni görmek için sabah hava aydınlanmadan önce doğu ufku üzerine bakmak yeterli. Turuncu rengi sayesinde tanımak kolay. Ay, 3 Haziran’da Mars’ın hemen solunda yer alacak.

Jüpiter sabah gökyüzünde yer alıyor ancak ayın ilk günleri sabah gün doğmadan önce ufka çok yakın konumda. Bu nedenle gezegeni seçmek zor. İlerleyen günlerde gezegen giderek yükselecek ve ayın ortalarından itibaren sabah alacakaranlığında görünür hâle gelecek. Jüpiter’in hemen altında görünen turuncu yıldız Aldebaran.

Satürn ayın ortalarında geceyarısı civarı doğuyor olacak. Sabah saatlerindeyse gezegeni güneydoğu yönünde yükselmiş olarak görmek mümkün.

Alp Akoğlu
GUHEM-Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi 


Creative Commons LisansıBu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. İçerik kullanım koşulları için tıklayınız.


Önceki İçerikCovid19, kızamık, HPV ve aşılar
Sonraki İçerikBir araştırmacının rotası – Kişisel hikâyeler
Alp Akoğlu

ODTÜ Fizik Bölümünden mezun olduktan sonra, TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergisinin yazar kadrosunda çalışmaya başladı. Başta TÜBİTAK Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği olmak üzere çeşitli etkinliklerin koordinasyonunda rol alarak bilimin, özellikle de gökbilimin popülerleştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalıştı. Çeşitli üniversitelerde ve başka eğitim kurumlarında bilim iletişimi konusunda çok sayıda sunum gerçekleştirdi, bilim haberciliği konusunda eğitimler verdi. TÜBİTAK Bilim Çocuk dergisini ilk çıkaran ve uzun yıllar devam ettiren ekipte yer aldı. Derginin editörlüğünü ve ardından yayın yönetmenliğini yaptı. 2019 yılında TÜBİTAK’tan ayrıldı. 2019-2021 yılları arasında KAFA Çocuk ve Bilim dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Şu anda GUHEM Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’nde Uzay Farkındalığı Eğitim Destek Ofisi Direktörü olarak çalışmalarını sürdürüyor.