Türkiye’de mezuniyet öncesi tıp eğitimi ve COVID-19 salgını

Shutterstock

Bir 14 Mart’ı daha salgının yıl dönümünün gölgesinde geride bırakırken Tıp Bayramı ufkumuzu geleceğe, tıp eğitimine çevirmek için bir fırsat olmalı. Bu yazıda hem Türkiye’de tıp eğitiminin durumunu incelemek hem de eğitimi önemli boyutta etkileyen COVID-19 salgınına tıp eğitiminin nasıl yanıt verdiğini irdelemek amaçlanıyor.

Tıp eğitimi yaşam boyu süren bir eğitim olup üç evresi vardır.  Bu evreler mezuniyet öncesi, mezuniyet sonrası ve sürekli tıp eğitimi/ sürekli mesleki gelişimdir. Mezuniyet öncesi dönem tıp fakültesinde verilen ve hekimlik mesleğine hazırlayan “temel”  eğitimdir ve Türkiye’de altı yıldır. Mezuniyet sonrası eğitim tıpta uzmanlık eğitimini ve sürekli tıp eğitimi/ sürekli mesleki gelişim ise yaşam boyu eğitimi kapsar.

Türkiye’de tıp eğitiminin durumu

Türkiye’de mezuniyet öncesi tıp eğitiminde son yıllarda önemli gelişmeler ve değişimler oldu. Bu gelişmeler Ulusal Çekirdek Eğitim Programının [1]Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi- Ulusal Çekirdek Programı  https://www.yok.gov.tr/Documents/Kurumsal/egitim_ogretim_dairesi/Ulusal-cekirdek-egitimi-programlari/mezuniyet-oncesi-tip-egitimi-cekirdek-egitimi-programi.pdf belli aralıklarla amacına uygun biçimde geliştirilmesi ve yenilenmesi, tıp eğitimi anabilim dallarının Türkiye genelinde sayısal olarak artması ve kurumsallaşmaları, eğitim standartları belirlenerek ulusal akreditasyon sürecinde önemli adımlar atılması. Şüphesiz bu gelişmeler, tıp eğitimi niteliğini olumlu yönde etkileyecek. Niteliği etkileyen tehditlere karşı uygun planlamaları yapmak ve bunların etkisini ortadan kaldıracak önlemleri almak tüm eğiticilerin temel sorumluluğu.

Tıp Fakültesi sayıları:

2021 itibariyle ülkemizde 125 tıp fakültesi var. Bunların 89’u devlet, 36’sı vakıf üniversitelerine bağlı (Tablo 1). Bu tıp fakültelerinin 76’sı mezun verdi. En çok tıp fakültesi olan 3 ilimiz; İstanbul’da 30, Ankara ‘da 13, İzmir’de 8 tıp fakültesi bulunuyor. 11 ilimizde 2-4 arasında tıp fakültesi var. Toplam olarak bakıldığında 60 ilimizde tıp eğitimi veriliyor. [2]Türkiye Tıp Fakülteleri ile ilgili sayısal veriler. www.yok.gov.tr (YÖK Atlas) ve www.osym.gov.tr (ÖSS 2020 Tercih Kılavuzu)

Türkiye Avrupa’da en çok tıp fakültesi olan ülke. Avrupa’da nüfusça Türkiye’ye yakın ülkeler olan İngiltere ve İrlanda’da toplam 61, Fransa’da 54, İspanya’da 44, İtalya’da 47 ve Almanya’da 43 tıp fakültesi var [3]World Directory of Medical Schools www.wdoms.org. Türkiye’deki tıp fakültesi sayısı açısından dünyada da ön sıralarda yer alıyor.

Hastalıkların nüfusta belli bir oranda görüleceği varsayımı ile tıp fakültesinin hizmet ettiği nüfus önemli bir gösterge. Türkiye’de 664.000 kişiye bir tıp fakültesi düşüyor.  Bu sayının  altında nüfusu olan ve sınırları içinde tıp fakültesi bulunan il sayısı 25 [4]Türkiye Tıp Fakülteleri ile ilgili sayısal veriler. www.yok.gov.tr (YÖK Atlas) ve www.osym.gov.tr (ÖSS 2020 Tercih Kılavuzu) .  2014’teki sayılara göre (uç örnekler dışında) dünyanın değişik bölgelerinde ortalama 1,5 milyon kişiye bir tıp fakültesi düşüyor. Örneğin ABD’de bu oran 1.859.581 kişiye, Avrupa genelinde 1.577.822 kişiye bir tıp fakültesi [5]Rigby P.G. & Gururaja R.P., World medical schools: The sum also rises, JRMS Open, 2017; 8(6), Haziran 2017, https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28620505/ .

Tablo 1: Türkiye’de kuruluş yıllarına göre tıp fakültesi sayıları. *Sağlık Bilimleri Üniversitesine bağlı Buhara (Özbekistan) ve Çobanbey (Suriye) tıp fakülteleri kurulmuştur. 

Bu kadar tıp fakültesine ihtiyaç olup olmadığı ve niteliğin sürdürülüp sürdürülemeyeceği tartışılmalı ve değerlendirilmeli. Bu tıp fakültelerinin 12’si henüz öğrenci almamış durumda. Bunun yanı sıra 14 tıp fakültesinde eğitimin bir kısmı ya da tamamı başka bir tıp fakültesinde yürütülüyor. Yani bu tıp fakülteleri alt yapı, eğitici insan gücü ve olanakları açısından henüz eğitime hazır değil.

Öğrenim dili:

Fakülte düzeyinde bakıldığında öğrenci alan 86 tıp fakültesinde Türkçe, 9’unda İngilizce ve 18 fakültede Türkçe/İngilizce program var. Toplamda 104 program Türkçe, 27 program İngilizce yürütülüyor (Tablo 2).

Tablo 2: Eğitim dili (Program düzeyinde)

Tıp fakültesi öğrencilerinin İngilizce bilmeleri ve bu dile hakimiyetleri çok önemli. Ancak ulusal düzeyde bu boyutta İngilizce programına gereksinim olup olmadığı tartışılmalı. Uluslararası öğrenciler için İngilizce eğitim programları önemli olabilir ve bunun da bir planlama ile yapılması önemli. Anadil dışında yapılacak eğitimlerde gerek öğrencilerin gerekse eğiticilerin o dile hakimiyetleri çok önemlidir ve eğitimin niteliğini doğrudan etkiler.

Öğrenci sayıları:

2020-2021 eğitim – öğretim yılı tıp fakültesi kontenjanı 16.484 olup tıp fakültelerinde bulunan toplam öğrenci sayısı 122.391. Bu öğrencilerin 109.363’ü devlet, 12.928’i vakıf tıp fakültelerinde eğitim alıyor. Türkçe programlarında 104.772, İngilizce programlarda 17.619 öğrenci bulunuyor (Tablo 3).[6]Türkiye Tıp Fakülteleri ile ilgili sayısal veriler. www.yok.gov.tr (YÖK Atlas) ve www.osym.gov.tr (ÖSS 2020 Tercih Kılavuzu)

Tablo 3: Öğrenci Sayıları ve dağılımları.

Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı devlet tıp fakültelerinde ortanca 7,51 iken vakıf tıp fakültelerinde bu rakam 4,0’tür. ABD’de tıp fakültelerinde öğrenci başına düşen eğitici oranı 2015’te yapılan bir yayında 1,93 olarak veriliyor [7]Dandar & Sacks . Medical School Professional Staff: Findings form Three Pilot Studies, 15, No 10, AAMC 2015 . Başka bir deyişle öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 0,53. Dikkat çekici bir örnek olarak bu orana başka bir ülkede erişmek mümkün değil. Ancak öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı mezuniyet öncesi tıp eğitimi niteliğini belirleyen en önemli ölçütlerdendir.

Türkiye’de tıp Fakültelerin çoğunda, insangücü ve alt yapı-olanakları bu sayılarla nitelikli eğitim verilebilmesi önünde önemli bir engel. Yeni açılan fakültelerin öğrencileri başka fakültelerde eğitim aldıklarında, bu yükü üstlenen fakültelerdeki öğrenci sayılarında önemli artış görülüyor. Bu da tıp eğitimindeki bire-bir ve küçük gruplarla yapılan özellikle hasta başı eğitimlerinde daha çok öğrencinin bulunmasına ve öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarında önemli bir artışa yol açıyor.

Klinik eğitim ortamları:

Devlet tıp fakültelerimizin 32’sinin kendi hastanesi olmayıp Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile ortak kullanım işbirliği protokolleri var. Bir tıp fakültemizin ise kendi hastanesine ek olarak Sağlık Bakanlığı Hastanesi ile ortak kullanım işbirliği protokolü var. Vakıf tıp fakültelerinde ise 10’unun özel hastaneler ile işbirliği protokolleri bulunuyor.

COVID-19 Salgını ve Tıp Eğitimi

Bir yıldır yaşamakta olduğumuz COVID-19 Salgını, tıp eğitiminin her döneminde durma noktasına gelen aksamalara yol açtı. Bu beklenmedik salgın tıp eğitimi kurumlarını  da hazırlıksız yakaladı. Mezuniyet öncesi tıp eğitiminde  2019-2020 eğitim öğretim yılının ikinci yarısı ile 2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk yarısında yüz yüze eğitimler yapılamadı. Onun yerine “acil uzaktan öğrenim” formatında teorik dersler ağırlıklı olarak asenkron ve senkron (eşzamanlı) olarak çevrimiçi yapıldı, temel bilimlerde laboratuvar uygulamaları kısmen video yönelimli bir yaklaşım ile verilmeye çalışıldı. Klinik dönemler için teorik dersler çevrim içi yapıldı ve klinik uygulamalar genellikle sonradan telafi edilmek üzere ertelendi. İntörnlük eğitimi ise bazı kurumlarda çevrimiçi, bazı kurumlarda gönüllülük düzeyinde yüz yüze yürütüldü. 2020-2021 eğitim – öğretim yılının ikinci yarısında klinik öncesi dönem eğitiminin aynı biçimde yürütüleceği görülüyor. Klinik dönem için ise bu dönem öğrencilerin COVID-19 aşısı oldukları var sayılarak yüz-yüze eğitimlerin başlaması planlanıyor. Ancak salgının seyrine göre bu varsayım ve beklentilerin değişebileceği unutulmamalı.

COVID-19 salgını, bizlere çok eğitici bir dönem yaşattı. Sağlık hizmet alanının, sağlık çalışanlarının önemiyle ilgili farkındalığın artması, ekip ruhunun güçlenmesi, disiplinler arası dayanışmanın artması, koruyucu hekimliğin – sağlık hizmetlerinin öneminin fark edilmesi, çevrimiçi tıp eğitimlerinin  yapılabilirliğinin görülmesi, halkın hijyen konusunda farkındalığının artması ve doğanın korunması – sağlıklı yaşanabilir çevrenin öneminin farkına varılması bu süreçte öğrendiklerimizin bazıları. COVID-19 salgınının bize öğrettiği en önemli noktalardan birisi de bilime – bilim insanlarına değer verilmesi oldu. Bu açıdan bakıldığında tıp eğitiminin niteliğinin ve toplumsal sağlık sorunlarına cevap verebilme özelliğinin değeri ortaya çıktı. Çünkü tıp eğitiminin niteliği, sunulan sağlık hizmetlerinin, sağlık sisteminin niteliğini doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden birisi.

Acil uzaktan öğrenim geçici bir çözüm

Afet, salgın ya da kriz gibi acil bir durumda eğitimin sürdürülmesi amacıyla uygulanan yöntem “acil uzaktan öğrenim” olarak tanımlanıyor. Bu, beklenmedik bir durumda hızla sorunu çözmeyi amaçlayan bir uygulama. Geleneksel uzaktan öğrenimden en önemli farkı plansız ve hızla ortaya konan, esnek olmayan bir uygulama olması. Genellikle “acil uzaktan öğrenim”de iki haftada uygulamaların hazırlanarak programlanması ve uygulanması sağlanır. Halbuki geleneksel uzaktan öğrenim de bu hazırlık süresi en az altı ay gerektirir [8]Hodges  C. ve ark, The Difference Between Emergency Remote Teaching and Online Learning,  Educause Revie, Mart 2020, https://er.educause.edu/articles/2020/3/the-difference-between-emergency-remote-teaching-and-online-learning. Acil uzaktan öğrenim, geçici bir çözüm. Bu yaklaşımın tıp eğitimi açısından en önemli sorunları öğretim ve öğrenimin en önemli parçası olan eğitici-öğrenen, öğrenen-öğrenen etkileşiminin olmaması, öğrencilerin ve eğiticilerin alışık olmadıkları bir yeni ortam – yaklaşım ve klinik eğitimin uygulanamaması. Buna yönelik hazırlanan öğretim ve öğrenimlerin programın temel amaç ve hedeflerini karşılaması çok önemli.

Müfredat yeniden gözden geçirilmeli

COVID-19 salgını ile birlikte mezuniyet öncesi, mezuniyet sonrası ve sürekli mesleki gelişim (STE/SMG) olmak üzere tıp eğitiminin her aşamasında, öğrenim ve öğretimde, bilişim teknolojilerinin kullanımı arttı. Farklı biçimlerde tanımlanan uzaktan öğrenim, çevrimiçi öğrenim, mobil öğrenim, e-öğrenme gibi terimler aslında bugün yaşadığımız salgın döneminde farklı biçimlerde ve çeşitlilikte uygulandı.

COVID-19 salgının öğrettiği önemli konulardan birisi de tıp eğitimi müfredatının çok yüklü olduğuydu. Bu nedenle tıp eğitiminin müfredatının yeni koşullara göre düzenlenmesi önem kazandı.

Müfredat düzenlenirken, toplumun sağlık gereksinimlerinin karşılanması, koruyucu hekimliğin öncelenmesi, salgın yönetimi, salgında hekimlik gibi kavramları, temel ve klinik tıp bilimleri ile entegre edilen sosyal bilimleri (insan biyolojisi, sosyoloji, psikoloji, tıpta insan bilimleri kavramı, etik ve profesyonellik [mesleki değerler]), gelişen eğitim – bilişim teknolojilerinin kullanımı ve teletıp kavramlarını kapsaması sağlanmalı. Eğitim programları geliştirirken ve uygulamada sosyal (toplumsal) güvenilirlik/hesap verebilirlik ilkelerinin gözetilmesi topluma dayalı tıp eğitiminin yapılanmasında çok önemli bir evreyi oluşturacaktır.

Çevrimiçi ve yüzyüze eğitim harmanlanmalı

COVID-19 salgını sonrası acil durumlar için şimdiden planlamaların yapılması ve hazırlıklı olmak için önlemlerin alınması gerekiyor. Bu hazırlıklarda COVID-19 salgını sırasındaki uygulamalar ile kazanılan deneyimler göz önünde bulundurularak planlamaların yapılması yararlı olacak. Tıp eğitimcileri, salgın sonrası tıp eğitiminde çevrimiçi ve yüzyüze eğitimin birlikte var olduğu harmanlanmış (blended learning) ve dağıtık (distributed learning) öğrenim gibi yöntemlerin daha çok kullanılacağını öngörüyor [9]Goh P. &Sanders J. A vision of the use of techonology in medical education after the Covid19 pandemic, Med ED, Mart 2020 https://www.mededpublish.org/manuscripts/2943. Böyle bir yaklaşım her yerde, her zaman öğrenmeyi sağlar.

Tıp eğitiminin, özellikle klinikte eğitimin, çevrimiçi kaynaklarla karşılanmayacağı bazı yönleri olduğu bilinmeli.  Buna karşın tıp eğitiminin temel amacı olan “iyi hekim” yetiştirme yaklaşımı her zaman yol göstericimiz olmalı. Aslında bu elimizdeki en önemli araç. Akıllarını ve ellerini yürekleriyle koordineli olarak kullanacak hekimler yetiştirmeyi hedeflemek bu amacı karşılar.

Normalleşene kadar öğrenci kontenjanları azaltılmalı

Salgın sonrası tıp eğitimi niteliklerini etkileyen faktörler ön planda tutularak planlar yapılmalı. Örneğin; pandeminin eğitimde yarattığı olumsuzlukları ortadan kaldırmak amacıyla normalleşme sağlanana kadar öğrenci kontenjanlarının belli bir oranda düşürülmesi düşünülmeli.

Sonuç olarak; 14 Mart’larda tartıştığımız tıp eğitimin temel amacının “iyi hekim” yetiştirmek olduğunu belirtelim. COVID-19 salgını bunun ne kadar önemli olduğunu bize hatırlattı. İyi hekimlik toplumun sağlık gereksinimlerini karşılamayı, sağlığımızı ve nitelikli sağlık hizmeti sunumunu doğrudan etkileyen koruyucu sağlık hizmetlerini, aşı geliştirmeyi ve aşının öncelikle risk gruplarına erişimini sağlayacak bir yaklaşıma dayanır. İnsan ve toplum sağlığı için sağlık hizmetleri, sağlıklı bir çevre, uygun barınma koşulları ve temiz gıda ve suya erişim arasındaki bütüncüllüğü gözetir. Toplumla birlikte, toplum içerisinde, iletişim kurup profesyonel değerler kapsamında, topluma sağlıklı bilgi erişimini sağlar. Kriz anında sağlıklı tutumlara öncülük ederek  toplumunun her kesimi ile birlikte sağlığının korunup geliştirilmesine katkı sunar, sorumluluk alır. Kaynakların eşit ve adil kullanımını önceler. Geleceğin tıp eğitiminde nitelikten  ödün vermeden bu sorumlulukları yerine getirmek amaç olmalı.

İskender Sayek
Bilim Akademisi onursal üyesi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi emekli öğretim üyesi


Creative Commons LisansıBu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. İçerik kullanım koşulları için tıklayınız.


Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi- Ulusal Çekirdek Programı  https://www.yok.gov.tr/Documents/Kurumsal/egitim_ogretim_dairesi/Ulusal-cekirdek-egitimi-programlari/mezuniyet-oncesi-tip-egitimi-cekirdek-egitimi-programi.pdf
2, 4, 6 Türkiye Tıp Fakülteleri ile ilgili sayısal veriler. www.yok.gov.tr (YÖK Atlas) ve www.osym.gov.tr (ÖSS 2020 Tercih Kılavuzu)
3 World Directory of Medical Schools www.wdoms.org
5 Rigby P.G. & Gururaja R.P., World medical schools: The sum also rises, JRMS Open, 2017; 8(6), Haziran 2017, https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28620505/
7 Dandar & Sacks . Medical School Professional Staff: Findings form Three Pilot Studies, 15, No 10, AAMC 2015
8 Hodges  C. ve ark, The Difference Between Emergency Remote Teaching and Online Learning,  Educause Revie, Mart 2020, https://er.educause.edu/articles/2020/3/the-difference-between-emergency-remote-teaching-and-online-learning
9 Goh P. &Sanders J. A vision of the use of techonology in medical education after the Covid19 pandemic, Med ED, Mart 2020 https://www.mededpublish.org/manuscripts/2943
Önceki İçerikVücudumuzdaki moleküler makineler ve disiplinerarası araştırma
Sonraki İçerikNergis çiçeği: Mis kokulara bürünmüş zehir ve şifa
İskender Sayek

Bilim Akademisi onursal üyesi İskender Sayek, 1964-1970 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yüksek öğrenimini tamamladı. Aynı yıl H.Ü. Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda asistanlığa başladı ve 1971-1976 yıllarında ABD State University of New York at Buffalo’da Genel Cerrahi eğitimini tamamladı. 1976 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi A.D.’nda öğretim görevlisi olarak göreve başladı.

Türkiye’de tıp eğitiminin niteliğini yükseltmek için yürütülen çalışmalara önderlik yaptı. Halen Tıp Eğitimi Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (TEPDAD) Yönetim Kurulu Başkanlığını ve TTB-Eğitim Kolu başkanlığını yürütüyor. 2011 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden yaş haddinden dolayı emekli oldu.

Cerrahi ile ilgili birisi ders kitabı özelliğinde olan kitaplar yayınladı. Ankara Tabip Odası, Ankara Cerrahi Derneği ve Türk Cerrahi Derneği başkanlıkları ve TTB Merkez Konseyi üyeliği, 1997-1998 döneminde Avrupa Cerrahi Enfeksiyon Derneği Başkanlığı yaptı. Ayrıca 1991-1994 tarihlerinde Hacettepe Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, 2000-2006 yıllarında Dekan olarak görev aldı.  1984 yılında TÜBİTAK Teşvik Ödülü, 2002 yılında Eczacıbaşı Bilim Ödülü, 2011 yılında Hacettepe Üniversitesi Hizmet ve aynı yıl Bayındır Hastaneleri Hizmet Ödülünü aldı.  Tıp eğitimine olan katkıları nedeniyle Tiflis Üniversitesi ile Acıbadem Üniversitesinden Fahri Doktora Ünvanı verildi.