Nergis çiçeği: Mis kokulara bürünmüş zehir ve şifa

Nergis demetleri (Fotoğraf: Zeynep Delen Nircan CC-BY)

Nergis ve kardelen gibi soğanlı, hoş kokulu, yılda bir kez açan çiçekler, nergisgiller (Amaryllidaceae) ailesinin üyeleri. Nergisin şifa niyetine kullanılması Hipokrat’a kadar gidiyor. David Willis’in kitabında anlatıldığına göre Kanuni Sultan Süleyman döneminde meşhur nergis tarlaları varmış. Bitki çeşitli şekillerde birçok şikâyet için kullanılmış, Araplar afrodizyak olarak ve kelliğe karşı bile önermişler. Nergis çiçeğinin yüzlerce çeşidi var, her birinin koku profili yüzlerce farklı maddeden oluşuyor. Parfüm endüstrisinin de gözdesi olan nergisin[1]Chen, H.-C.; Chi, H.-S.; Lin, L.-Y. Headspace Solid-Phase Microextraction Analysis of Volatile Components in Narcissus Tazetta Var. Chinensis Roem. Molecules 2013, 18 (11), 13723–13734. https://doi.org/10.3390/molecules181113723. kokusu çok davetkar olsa da aslında bitki oldukça zehirli zira soğanını yiyip ölenler olmuş.[2]Hanks, G. R., In Narcissus and Daffodil, Hanks, G. R. Ed, Taylor and Francis Inc, London, 2002, pp1-29[3]Narcissus, https://www.botanical.com/botanical/mgmh/n/narcis01.html Erişim 13 Mart 2021

Kokuyu başka bir yazıya bırakalım, bu yazı çiçeğin soğanında yoğunlaşan zehiri hakkında. Soğanından yapılan merhemin uyuşturucu etkisi var. Zaten narcissus kelimesi de Yunanca’da narkotik anlamına gelen narkao kelimesinden türemiş.[4]Willis, D., Yellow Fever, A Prospect of the History and Culture of Daffodils, published privately, UK, 2012. 

Nergis’in adı nereden geliyor?

2 bin yıl kadar önce yaşayan Romalı şair Pūblius Ovidius Nāsō, kısaca Ovid, o döneme kadar ulaşan dönüşümle ilgili tüm Yunan ve Roma mitolojik hikayelerini Metamorphoses adlı kitabında toplamış. Bu hikayelerden biri de genç Narcissus’un nergis çiçeğine dönüşümünün hikayesi. O zamanlar bir orman perisi olan Echo , Narcissus’a deli gibi aşık. Fakat Echo, sadece söylenen sözleri tekrar edebildiği için bir türlü aşkını ilan edemiyor, acısından günden güne eriyor bitiyor, geriye bir tek ruhu ve dağlarda yankılanan sesi kalıyor. Echo’nun ahı tutuyor ve Nemesis bizim gence ormanda ilk gördüğüne aşık olması için büyü yapıyor. Narcissus’un berrak bir göletin sularına bakacağı tutuyor, ilk gördüğü kişi kendi yansıması oluyor. Yansımayı suda yaşayan bir varlık sanan Narcissus kendi kendine aşık oluyor. Zavallı, sürekli göle bakıyor, aşkına diller döküyor fakat tek duyduğu kendi sesinin dağlardan gelen yankısı oluyor. Narcissus yemeden içmeden kesiliyor bir deri bir kemik kalıyor, gölün kenarında ölüyor, cansız vücudunun yerinde sarı beyaz nefis bir nergis çiçeği çıkıyor.[5]Ovid, Metamorphoses Book 3, Narcissus and Echo translated by Brookes More, https://www.theoi.com/Text/OvidMetamorphoses3.html#5  Erişim 13 Mart 2021

Bu mit birçok sanatçıya ilham veriyor, Salvador Dali’nin “Narcissus’un Metamorfozu” isimli resmi Londra’da Tate müzesinde, Caravaggio’nun Narcissus isimli resmi Roma’da Ulusal Antik Sanatlar Müzesinde, bu hikayeyle beraber en çok hatırlanan resmin sahibi John Willian Waterhouse’ınki Liverpool’da Walter Sanat Galerisinde  sergileniyor.

Galantamin ve Alzheimer tedavisi

Bu ailenin diğer üyeleri gibi nergisin içinde de binbir çeşit alkaloid var. Alkaloidlerin ismi alkaliden geliyor, azot (N) içeren, genellikle zehirli organik maddeler. Zeytinyağındaki fenolik maddeler gibi nergisteki alkaolidler de bitkinin kendini tehlikelere karşı savunmak için ürettiği ikincil metabolitlere bir örnek. (İkincil metabolitlerden Bitkilerde Bulunan Sağlıklı Maddeler yazımızda bahsetmiştik.) Nergisteki alkaloidlerden en önemlisi daha doğrusu üzerinde en çok araştırma yapılanı galantamin maddesi.

Ruslar, galantamini ilk olarak 1950’lerin başında Galanthus woronowii, yani kardelen çiçeğinden izole ediyorlar. Birkaç yıl sonra Japonya’dan Uyeo ve Kobayashi aynı molekülü Lycoris radiata yani kırmızı örümcek zambağından da elde ediyorlar.[6]Uyeo, S.; Kobayashi, S. Lycoris Alkaloids. XXIV. : Isolation and Characterization of Lycoremine. Pharmaceutical Bulletin 1953, 1 (2), 139–142. https://doi.org/10.1248/cpb1953.1.139 Böylece nergisgiller ailesinin tüm fertlerinde bulunduğu fark edilen madde, 1960 ve 70’lerde SSCB’de nörolojik hastalıklar için kullanılıyor fakat demir perde yüzünden dünyanın geri kalanının bu işten pek haberi olmuyor. [7]Brown, D. In Narcissus and Daffodil, Hanks, G. R. Ed, Taylor and Francis Inc, London, 2002, pp215-241. Amerika’da ilaç olarak onaylanması 2001’i buluyor.

Galantamin, düşük hepatotoksisiteli reversible bir asetilkolinesteraz enzimi inhibitörü…  Şaka şaka, bunun Türkçesi şu demek: Asetilkolin (kısaca AK diyelim) vücudun ürettiği, nöronlar arasında mesajlar taşıyan önemli bir madde. Elbette sağlıklı bir beyinde her daim belli miktarda bulunması gerekiyor. Dengeyi sağlayan özel bir enzim (adı AK enzimi olsun) ortamdaki fazla AK’leri yakalıyor, parçalayıp atıyor. Diyelim ki bir nedenden beyinde AK azalmış, enzim de zaten az olan AK’leri parçalamaya devam ediyor. Alzheimer hastalarına yapılan otopsilerde hastaların AK değerleri tam da yukarıda anlattığımız gibi düşük çıkıyor. İşte bizim galantamin, ilaç olarak burada devreye giriyor.  Beyine giriyor, AK enzimini bulup ona yapışıyor, bir süre çalışmasını engelliyor, böylece AK seviyesi normal seviyeye dönebiliyor. Bu yaklaşım, Alzheimer hastalığının nedeninin AK ve AK enzimiyle ilgili bir dengesizlik olduğunu varsayıyor, bunu düzeltmeye çalışıyor. Bu yaklaşıma kolinerjik hipotez deniyor.

Dünyada 50 milyon kişiyi etkileyen Alzheimer hastalığının nedeni hala tam bilinmiyor. Kabul gören başka bir hipotez daha var, ondan da bahsedelim. Ölmüş Alzheimer hastalarının beyinlerinde, düğüm ve plaklar olduğu görülüyor ki bunlar hastalığın karakteristik işareti kabul ediliyor. Amiloid hipotezi, hastalığı beta amiloid isimli proteinlerin zamanından önce ve fazla üretilip birikmesi, yumak gibi dolanıp sertleşmesinin başlattığını varsayıyor. [8]Breijyeh, Z.; Karaman, R. Comprehensive Review on Alzheimer’s Disease: Causes and Treatment. Molecules 2020, 25 (24), 5789. https://doi.org/10.3390/molecules25245789 Bunu yavaşlatmaya veya durdurmaya yönelik ilaç adayları da heyecanla karşılanıyor, örneğin zeytinyağındaki oleokantal. [9]Blatchly, R, Delen, Z, O’Hara P, Tarladan Sofraya Zeytinyağının Hikayesi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2020. AK enziminin de bu plakların oluşmasını hızlandırdığı, bu yüzden galantaminin enzimin çalışmasını durmasının veya yavaşlatmasının bu düğüm ve plakların oluşumunu da yavaşlatabileceği düşünülüyor. Galantaminin beyine girebilmesi önemli bir mesele. Vücut kan beyin bariyeri diye anılan bir mekanizma var, sadece özel maddelerin beyine girmesine izin veriyor. Galantamin de (bir kaç küçük dokunuş gerekse de) onlardan birisi.

Galantamin hastalığı tedavi etmiyor fakat ilerlemesini durduruyor belirtileri hafifletiyor. Aynı şekilde çalışan, daha önce onaylanmış ilaçlara göre karaciğeri nispeten daha az zehirliyor.[10]Mary, A., Renko, D., Guillou, C., Thal, C., Bioorganic and medicinal Chemistry, 1998, 6, 1813-1850. Alzheimer hastalarına reçete edilen galantaminden başka ilaçlar da var, etkili ve daha az zehirli alternatifler bulmak için çalışmalar sürüyor.[11]Breijyeh, Z.; Karaman, R. Comprehensive Review on Alzheimer’s Disease: Causes and Treatment. Molecules 2020, 25 (24), 5789. https://doi.org/10.3390/molecules25245789[12]Anand, P.; Singh, B. A Review on Cholinesterase Inhibitors for Alzheimer’s Disease. Arch. Pharm. Res. 2013, 36 (4), 375–399. https://doi.org/10.1007/s12272-013-0036-3.

Galantamini ilaç yapabilmek için saf halde elde etmek lazım ama bu hiç kolay değil. Doğada zaten sonsuz bir kaynak yok, olanı da çiçeklerden çıkarmak müthiş zor ve pahalı bir iş. Çiçeğin kuru ağırlığının ancak % 0,1-2’ı galantamin. Çiçekten 1 kg galantamin elde edebilmenin maliyeti 2006 yılında 50 bin dolar civarındaydı. Bu nedenle ilaç firmaları bu maddeyi ticari olarak değecek başka ne şekilde üretiriz diye bir arayış içinde. Laboratuvarda sıfırdan mı sentezleriz, bitki hücrelerine mi ürettiririz, bir benzerinden mi türetiriz gibi seçenekler üzerine araştırmalar sürüyor.[13]Marco-Contelles, J.; do Carmo Carreiras, M.; Rodríguez, C.; Villarroya, M.; García, A. G. Synthesis and Pharmacology of Galantamine. Chem. Rev. 2006, 106 (1), 116–133. https://doi.org/10.1021/cr040415t.

Nergis türleri ve festivali

Nergis çiçeği, Anadolu’dan Japonya’ya kadar birçok yerde doğal olarak yetişiyor ve binlerce de var. 1920’ler sadece bir Hollanda şirketinin envanterinde 2 bine yakın çeşit varmış. İngiliz nergis-severler, 1898’de Daffodil Society’i kurmuşlar, her türlü bilgi bu platformda arşivleniyor ve paylaşılıyor. Yukarıda bahsettiğimiz gibi Kanuni Sultan Süleyman döneminde şeyhülislamlık yapan Ebussud Efendi nergis hayranıymış, bu dönemde bol miktarda yetiştirilmiş, yeni çeşitler türetilmiş.

Narcissus tazetta katmerli formu* (Fotoğraf: Zeynep Delen Nircan CC-BY)

Türkiye’de en çok rastlanan tür Narcissus tazetta ama Ege, Akdeniz hatta Karadeniz’in bazı yerlerinde doğal ve doğallaşmış başka türler de var.[14]Şevket Alp, Emrah Zeybekoğlu, Ali Salman, M. Ercan Özzambak, Ülkemizin Doğal ve Doğallaşmış Nergis Türleri ve Karşılaştığı Sorunlar, Selçuk Tar Bil Der, 3(2): 304-308 2019’da yol kenarında sohbet ettiğim Karaburun’un yerlisi bir amca “artık nergis falan kalmadı eskiden çiçekler açtı mı tepeler boyu bembeyaz, kar yağmış gibi olurdu” diye anlatmıştı. 2001 yılında Karaburun Mordoğan’da yapılan bir araştırmada da yetiştiriciliğin gittikçe azaldığı belirtilmiş. Özellikle 1980 sonrasında soğan sak nematodu hastalığı, Latince adıyla Ditylenchus dipsaci (Kühn) büyük zarara neden olmuş, emek verip ticari karşılık bulamayan Karaburun’lular zamanla nergis yetiştirmekten vazgeçmişler.[15]Uzmay A, Durmaz S, Örümlü A.E., Mordoğan’da Nergis (Narcissus poeticus) Yetiştiriciliği Sorunları Üzerine bir Araştırma, Ege Üniv. Ziraat Fak.Derg., 2001, 38(1), 39-46[16]Zeybekoglu, E.; Kaygısız Aşçıoğlu, T.; Ilbi, H.; Ozzambak, M. E. Genetic Diversity of Some Daffodil (Narcissus L. Spp.) Genotypes in Turkey by Using SRAP Markers. Not Bot Horti Agrobo 2019, 47 (4), 1293–1298. https://doi.org/10.15835/nbha47411664. Türkiye’deki nergis çeşitlerinin tanımlanması, var olanların korunması, ticari değeri yüksek (daha uzun ömürlü, daha hoş kokulu vs) yeni çeşitlerin yetiştirilebilmesi için önemli ama bu konuda yapılmış çalışmalar şimdilik çok kısıtlı.

Neyseki Karaburun Belediyesi 2018’den beri her kış Nergis festivali düzenliyor. Ben pandemiden önce gitmeye çalıştığımda öyle kalabalıktı ki yarı yoldan geri dönmek zorunda kalmıştım. Diğer olumlu bir yenilik de Karaburun Batı Mahalleleri Kooperatifi bu yıl ilk kez Türkiye’nin her yerine kargoyla aracısız satış organize etmesi. Böylece çiçekler, evlerdeki vazolara daha tazeyken ulaştı, üretici daha çok gelir elde etti.

Kutucuk: Bitkilerde isimlendirme

Nergis çiçeği dediğimizde, narcissus cinsi bitkilerin hepsinden bahsediyoruz. Türkiye’de en yaygın bulunan Narcissus tazetta nergisin sadece bir türü. Türkiye’de sık rastlanan diğer türler de var, bunlara örnek olarak Narcissus poeticus, Narcissus jonquila’yı sayabiliriz. Türün altında da bir sürü alttür, varyete veya kültivar olabilir. Kültivar, kültüre alınmış varyete yani insanlar tarafından belli özellikleri için yetiştirilen çeşit demek. 

Zeynep Delen Nircan
Ege’de Atölye kurucusu
Sabancı Üniversitesi Temel Geliştirme Direktörlüğü 

*Nergis türleri hakkında verdiği bilgiler için Emrah Zeybekoğlu’na teşekkürler.

Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 Chen, H.-C.; Chi, H.-S.; Lin, L.-Y. Headspace Solid-Phase Microextraction Analysis of Volatile Components in Narcissus Tazetta Var. Chinensis Roem. Molecules 2013, 18 (11), 13723–13734. https://doi.org/10.3390/molecules181113723.
2 Hanks, G. R., In Narcissus and Daffodil, Hanks, G. R. Ed, Taylor and Francis Inc, London, 2002, pp1-29
3 Narcissus, https://www.botanical.com/botanical/mgmh/n/narcis01.html Erişim 13 Mart 2021
4 Willis, D., Yellow Fever, A Prospect of the History and Culture of Daffodils, published privately, UK, 2012.
5 Ovid, Metamorphoses Book 3, Narcissus and Echo translated by Brookes More, https://www.theoi.com/Text/OvidMetamorphoses3.html#5  Erişim 13 Mart 2021
6 Uyeo, S.; Kobayashi, S. Lycoris Alkaloids. XXIV. : Isolation and Characterization of Lycoremine. Pharmaceutical Bulletin 1953, 1 (2), 139–142. https://doi.org/10.1248/cpb1953.1.139
7 Brown, D. In Narcissus and Daffodil, Hanks, G. R. Ed, Taylor and Francis Inc, London, 2002, pp215-241.
8, 11 Breijyeh, Z.; Karaman, R. Comprehensive Review on Alzheimer’s Disease: Causes and Treatment. Molecules 2020, 25 (24), 5789. https://doi.org/10.3390/molecules25245789
9 Blatchly, R, Delen, Z, O’Hara P, Tarladan Sofraya Zeytinyağının Hikayesi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2020.
10 Mary, A., Renko, D., Guillou, C., Thal, C., Bioorganic and medicinal Chemistry, 1998, 6, 1813-1850.
12 Anand, P.; Singh, B. A Review on Cholinesterase Inhibitors for Alzheimer’s Disease. Arch. Pharm. Res. 2013, 36 (4), 375–399. https://doi.org/10.1007/s12272-013-0036-3.
13 Marco-Contelles, J.; do Carmo Carreiras, M.; Rodríguez, C.; Villarroya, M.; García, A. G. Synthesis and Pharmacology of Galantamine. Chem. Rev. 2006, 106 (1), 116–133. https://doi.org/10.1021/cr040415t.
14 Şevket Alp, Emrah Zeybekoğlu, Ali Salman, M. Ercan Özzambak, Ülkemizin Doğal ve Doğallaşmış Nergis Türleri ve Karşılaştığı Sorunlar, Selçuk Tar Bil Der, 3(2): 304-308
15 Uzmay A, Durmaz S, Örümlü A.E., Mordoğan’da Nergis (Narcissus poeticus) Yetiştiriciliği Sorunları Üzerine bir Araştırma, Ege Üniv. Ziraat Fak.Derg., 2001, 38(1), 39-46
16 Zeybekoglu, E.; Kaygısız Aşçıoğlu, T.; Ilbi, H.; Ozzambak, M. E. Genetic Diversity of Some Daffodil (Narcissus L. Spp.) Genotypes in Turkey by Using SRAP Markers. Not Bot Horti Agrobo 2019, 47 (4), 1293–1298. https://doi.org/10.15835/nbha47411664.
Önceki İçerikTürkiye’de mezuniyet öncesi tıp eğitimi ve COVID-19 salgını
Sonraki İçerikFaiz, kur ve enflasyon: Piyasalarda yaşananları anlamak
Zeynep Delen Nircan

Zeynep Delen Nircan 2001’de Boğaziçi Üniversitesi Kimya bölümünden mezun oldu. 2007’de University of Massachusetts Amherst’te organik kimya dalında doktorasını tamamladı. Araştırma konuları organik mıknatıslar ve biyolojik özellikleri olabilecek fenolik maddeler üzerineydi.

2009’a kadar Amherst College’da öğretim üyesi olarak çalıştı. Liberal Arts eğitim yaklaşımına ilgi duymaya başladı. 2009’da bir alternatif öğrenme insiyatifi olarak Ege’de Atölye’yi kurdu. 2010-2017 arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde ders verdi. 2013’te kurulan Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin ve 2017’da kurulan Zeytin Okulu’nun kurucu üyelerindendir.  2018’den beri Sabancı Üniversitesi Temel Geliştirme Programı Doğa ve Bilim dersi öğretim kadrosunda yer alıyor.

Ege’de Atölye Zeytin programları dünyanın çeşitli ülke ve üniversitelerinden profesörleri, araştırmacıları, uzmanları, zeytincileri, öğrencileri, İstanbul, Foça, Urla, Selçuk, Karaburun’da yerel halkla yerel bir konu etrafında bir araya getirdi. Bu ortamlardan yeni bilgi, eser ve fikirler ortaya çıktı.  Yazarlarından biri olduğu 2017’de Royal Society of Chemistry tarafından yayınlanan The Chemical Story of Olive Oil: From Grove to Table kitabı bunlardan birisidir.