Çin’den “Sayıların Diktatörlüğü*”ne darbe

Shutterstock

Çin, bilimde önemli bir atılım yapıyor.

Bilimin ve teknolojinin her sahasında Çin kaynaklı makalelerin sayısı son derece fazla ve artışın hızı yavaşlama göstermiyor. Bu konuma gelmenin arkasında devletin ciddi bir bilim politikası planlaması ve bu planı uygulaması yatıyor. 2017 sayılarına göre 2914 üniversitesi ve 20 milyonun üzerinde üniversite öğrencisinin üzerine bütün dünyaya yayılmış Çin kökenli bilim insanları ve öğrencileri koyunca zaten sadece sayılar bile Çin biliminin geleceği hakkında bilgi veriyor. Genelinde üniversitelerinin ortalama kalitesi Batı’ya göre daha düşük olsa bile, Time Higher Education’ın listesinde ilk 25 arasında iki tane Çin Üniversitesi görülüyor.

Bilim politikalarının kapsamı çok geniş olsa da bir iki nokta dikkate değer. “Thousand talent” programı Çin dışında yaşayan bilim insanlarının geri dönüşünü sağlamak, sahalarında lider bilim insanlarını kısa sürelerle olsa bile Çin’de görev yapmalarını sağlamak ve gelecek vaad eden genç bilimcileri bulmak gibi çok amaçlı büyük bir program.

Geçenlerde Harvard Üniversitesi Kimya Bölüm başkanı Charles Lieber bu programa katıldığı ama elde ettiği geliri beyan etmediği için tutuklandı ve hakkında soruşturma açıldı. “Thousand talent” oldukça iyi çalışabilecek bir fikirse de bazı sorunları var. En önemlisi gelen bilim insanlarını tutabilmek. TÜBİTAK bir süredir benzer programları ülkemizde de uygulamaya koymuş durumda. Biz de bu çabanın sonuçlarını merakla bekliyoruz.

Ülkede yapılan bilimin kalitesini yükseltmek için, gene ülkemizde uzun zamandır uygulanan bir sistem orada da devrede. Çin kökenli bilimsel makalelere maddi ödül vermek. Son zamanlarda yıllık 450.000 kadar makale yayınlayan Çin’deki maddi imkanlar bize göre daha elverişli olduğu için ödüller de önemli boyutlara ulaşabiliyor. “Nature Index” [1] kapsamındaki dergilerde yapılan yayınlara 50-60 bin dolar gibi ödüller verildiğini duyuyoruz.

Sarkaç sayfalarında yayınlara maddi ödül verilmesinin etkileri konusunda değişik açılardan yaklaşan yazılar yayınlandı. Genel görüş, ödüllerin yayın yapmaya teşvik konusunda iyi bir başlangıç ivmesi yaratsa da uzun vadede etkisini kaybedeceği yönünde [2][3][4][5][6].

Nature dergisinin yeni bir haberinde [7] Çin’in Bilim ve Eğitim bakanlıklarının yeni bir talimatla, kurumların bilim insanlarına makaleleri için para ödülleri vermelerini durduruyorlar. Bunun gerekçesi olarak da çok sayıda makale yazılmasına rağmen kalite konusunda ciddi sorunlar yaşamaları gösteriliyor. Daha önemlisi sahte yazarlık, dilimleme, kendi arkadaşlarına bol miktarda atıflarda bulunmak gibi etik ihlallerinin sayısı da artıyor. Dergilerden yazarlar veya editörler tarafından geri çekilen makaleler arasında Çin’in oranı da epeyce yüksek gözüküyor.

Yeni talimatların ikinci kısmı ise gerek işe alımlarda gerekse de akademik yükseltmelerde salt yayın/atıf sayılarının kullanılmasından vazgeçilmesini içeriyor. Bu konudaki Sarkaç yazılarını takip edenlerin de bileceği gibi akademik değerlendirmelerde kısa yola kaçıp, objektiflik kavramı arkasına sığınıp sadece sayılara bakarak karar vermenin sorunları çok fazladır . Bunların yerine çalışmaların kalitesinin değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Tabii kaliteyi anlayacak kişiler de sahanın uzmanları.

Sonuçta tipik bir Goodhart yasası [8] örneği ile karşı karşıyayız:

“Sosyal veya ekonomik bir ölçüt, politikalar ve stratejiler belirleyen bir hedef haline dönüşürse  ölçme özelliğini yitirir”.

Gerek Çin gerekse de Türkiye’nin bu konudaki açmazı aynı gözüküyor. Kaliteyi nasıl anlayacağız? Bu değerlendirmeyi yapacak yetkinliğe sahip yeterli bilim insanımız var mı?

Bir noktadan başlamamız gerekiyor.

Ersin Yurtsever
Bilim Akademisi üyesi
Koç Üniversitesi Kimya Bölümü öğretim üyesi

Notlar/Kaynaklar: 

* Jerry Muller, “Sayıların Diktatörlüğü (Tyranny of Metrics)”, The Kitap, 2019.

[1] Esen Ercan Alp, “Türkiye’nin bilim dünyasındaki yeri: Nature Index”, Sarkaç, 09.2019 https://sarkac.org/2019/09/turkiyenin-bilim-dunyasindaki-yeri-nature-index/
[2] Yaşar Tonta, “Araştırma Değerlendirme Üzerine”, Sarkaç, 12.2018, https://sarkac.org/2018/12/arastirma-degerlendirme-uzerine/
[3] Zehra Taşkın, “Yükseköğretimde kalite üzerine”, Sarkaç, 03.2019,  https://sarkac.org/2019/03/yuksekogretimde-kalite-uzerine/
[4] Ersin Yurtsever, “Bilimsel yayınlar nasıl değerlendirilmeli – San Francisco Bildirisi”, Sarkaç, 09.2018,  https://sarkac.org/2018/09/bilimsel-yayinlar-nasil-degerlendirilmeli/
[5] Zehra Taşkın, “Akademinin yel değirmenleriylle savaşında Don Kişot olmak”, Sarkaç, 01.2019, https://sarkac.org/2019/01/akademinin-yel-degirmenleriyle-savasinda-don-kisot-olmak/
[6] Zehra Taşkın, Güleda Doğan, “Akademik performance ölçümünde sanat ve insan bilimleri”, Sarkaç, 07.2019 https://sarkac.org/2019/07/akademik-performans-olcumunde-sanat-ve-insan-bilimleri/
[7]Smriti Mallapaty, “China bans cash rewards for publishing papers”, Nature, Şubat 2020 https://www.nature.com/articles/d41586-020-00574-8
[8] Ersin Yurtsever, “Goodhart Yasası ve akademik ölçütlerin ölçebilirliği üzerine”, Sarkaç, 04.2018,  https://sarkac.org/2018/04/goodhart-yasasi-akademik-olcutler/

Önceki İçerikFotoğrafta güzelliği ölçmek
Sonraki İçerikOsmanlıda Enflasyon
Ersin Yurtsever

Bilim Akademisi üyesi Ersin Yurtsever,  ODTÜ Kimya Bölümü’nden 1971 yılında lisans ve 1973 yılında yüksek Teorik Kimya dalında yüksek lisans derecesini aldı.  Virginia Commonwealth Üniversitesi’nde (ABD) yaptığı Kimya doktorasını 1976 yılında tamamladı. Araştırma alanı, kimyasal olayların matematiksel modellemeleridir.

ODTÜ Kimya Bölümü’nde öğretim üyeliği (1980-1995), ODTÜ Eğitim Fakültesi Dekanlığı (1993-1995), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Yönetim Kurulu üyeliği (1997-2001), Koç Üniversitesi Fen ve İnsani Bilimler Fakültesi Dekanlığı (2001-2008), Koç Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanlığı (2008-2010) yaptı.

1995’ten bu yana da Koç Üniversitesi Kimya Bölümü’nde öğretim üyesi olan Ersin Yurtsever, Bilim Akademisi’nin kurucu üyelerindendir ve 2011-2017 yılları arasında yönetim kurulu üyeliği yapmıştır.