Sunum slaytlarında veya ders notlarında ya da satış broşüründe kullandığınız resimleri bu amaçlarla kullanmak için izniniz var mı? Peki ya yardım kampanyası için açık alanda çaldığınız müzikler ve arada gösterimini yaptığınız filmler için telif sahiplerinden izin almış mıydınız? Son yazdığınız rapor için tam da istediğiniz dayanağı oluşturan veri setini kullanım hakkınız var mıydı? Bu soruların hepsini söz konusu resimlerin, müzik ve filmlerin, veri setinin web ortamında hali hazırda herkesin erişimine açık olduğunu söyleyerek yanıtlayabilirsiniz. Ancak şöyle bir gerçek var ki bir eseri kullanabilmek için hak sahibinin izni gerekiyor. Kanunlarımıza göre hak yani telif hakkı, bir fikir ve sanat eserinin üretilmesi ile ortaya çıkar. Tescile gerek yoktur. Kısacası bu eserler web ortamında herkesin erişimine açık olsa da hak sahibinin izin verdiği koşulları, eserleri kullanım haklarınızı bilmeniz gerekir. Elbette telif hakkı kanunlarında adil kullanım kapsamında istisnalar vardır ancak istisnaların detay ve sınırları netlik taşımadığından bu da ayrı bir yazının konusu olabilir.
Yukarıdakine benzer her örnek için hak sahibi ile iletişime geçtiğinizi hayal edin. Hak sahibini bulabilmek, yanıt alıp alamamak gibi faktörleri bir yana bırakırsak, bugünün hızlı iletişim dünyasında telif sahibinden izin alma zorunluluğu ilerlemenin, yaratıcılığın, inovasyonun önünde büyük bir engel oluşturuyor. Bunun yanı sıra fikri mülkiyet hakları eser sahibini korumak adına benimsediği ‘tüm hakları saklı’ yaklaşımı ile toplum yararını göz ardı ediyor. Bu yaklaşımın sonucu olarak endüstride patentleme faaliyetleri artıyor, telif süreleri uzun tutuluyor, kamu kültürel miras[1] niteliğindeki eserlere erişemiyor ve böylelikle telif özel sektör için bir kazanç aracı olmaya devam ediyor. Açık kültürün temelini oluşturan kamunun bilgiye ve kültürel mirasa erişiminin, zamanı yakalayamayan yasalardan dolayı kısıtlandığını görüyoruz.
Oysa günümüzde paylaşım kültürünün ve imecenin sağladığı katma değer ve inovasyon bugün birçok alanda pazarın genişlemesine yol açıyor, bunun sonucu olarak ekonomik büyüme hız kazanıyor. ‘Bazı hakların saklı’ olarak tutulabileceği ve paylaşımı mümkün kılan açık lisansların kullanımı ve Creative Commons işte tam da bu noktada karşımıza çıkıyor.
Açık lisans nedir?
Açık Lisanslar, katı bir telif hakkı koruması içeren “her hakkı saklı” kavramı yerine “bazı hakları saklı” yaklaşımını benimser. Bu yaklaşım, her nevi eserin paylaşımına, yeniden kullanımına ve adaptasyonuna telif sahibinin belirlediği haklar çerçevesinde izin verir. Açık lisans aslında yeni bir kavram değil. Tarihsel çıkış noktasını 1980’lerde ortaya çıkan GNU kamu lisansına kadar götürebiliriz. Bu özgür yazılım lisansı, açık kaynak yazılımların özgürce kullanılması, paylaşımı ve modifikasyonunu, ayrıca bu yazılımlardan türetilen yeni yazılımların sadece aynı lisansla paylaşılmasını öngören (copyleft) ilk lisans türüydü. Dolayısıyla açık lisanslar özgür yazılım, internet aktivizmi, açık kültür gibi konuların tarihine paralel bir seyir gösterir. Özgür yazılım ile haşır neşir nesil genç yaşta hayatına son veren İnternet aktivisti Aaron Swartz’ı hatırlayacaktır. Aaron, Creative Commons açık lisanslarının kodlarını tasarlanmasında rol alarak Creative Commons’ın ilk mimarlarından biri olmuştur.
Creative Commons nedir?
Creative Commons (CC), bilginin paylaşımına, tekrar kullanımına ve adaptasyonuna olanak veren lisanslama araçlarına sahip kâr amacı gütmeyen uluslararası bir organizasyondur. Creative Commons, bu amaçları gerçekleştirebilmek için açık lisanslar topluluğu sunar. Creative Commons lisansları, eserin ilk sahibinden itibaren katkı veren herkese (tüzel ya da gerçek kişiler) atıf vermek şartıyla, lisansta belirtilen haklar çerçevesinde tekrar izin almaya gerek olmadan eserin kullanımına olanak sağlar. Creative Commons lisansları logo ve lisans kodları aracılığı ile hak sahibi ile kullanıcısı arasındaki iletişimi hızlandırır, paylaşımı sağlar, kullanımı artırır, yaratıcılığı ve inovasyonu güçlendirir.
Hemen belirtmekte fayda var ki Creative Commons mevcut kanunlara alternatif bir yapılanma değil. Sağladığı insan ve makine tarafından okunabilen açık lisanslar ile yaratıcılığı teşvik edici, mevcut yapı ile birlikte çalışan bir mekanizma sunuyor. Açık lisansları sahiplenerek, gündelik yaşamımıza, işimize, çevremize yansıtarak, sınırlarını genişletebildiğimiz ölçüde desteklemek ise elbette kültürel bir değişimi gerektiriyor. Bu kültürel değişimin bir parçası olarak, telif hakları kanunlarını modernleştirme çabalarına telif hakları reformu deniyor. Bu kapsamda istisnaların neler olduğu, teknolojinin sağladığı faydaların kanunlara yansıması, kamu yararına olan içeriklere kısıtlama olmaksızın erişilebilmesi gibi pek çok konuda, özellikle son yıllarda yoğun lobi faaliyetleri sürdürülüyor.
Eserimi nasıl lisanslarım?
Bir öğrenci, eğitimci, araştırmacı, girişimci, bilgi işlemci, bilim insanı, sanatçı, yazar veya veri gazetecisi olarak ürettiğiniz, yarattığınız eserleri Creative Commons lisansları ile lisanslarsanız, eserlerin kullanıcısına bazı hakları saklı olmak koşulu ile paylaşım ve/veya yeniden kullanım hakkı vermiş olursunuz. Bu koşullar seçmiş olduğunuz lisans ile belirlenir. Creative Commons lisansları ücretsizdir. Creative Commons’ın web sitesinde bulunan lisans seçim aracı sizi adım adım yönlendirerek birkaç soru ile doğru lisansı seçmenizi sağlar. Seçim sonucunda ekranda beliren logoyu çalışmanıza ekleyebilir veya verilen html kodu web sitenize gömebilirsiniz.
Şekil 1’de gördüğünüz yeşil ile renklendirilmiş CC BY, BY SA, CC0 ve PMD lisansları bir eserin paylaşımını ve aynı eserden farklı çalışmalar üretecek biçimde yeniden kullanımına olanak sağlar. Bu nedenle ‘özgür kültür lisansları’ olarak da anılırlar. BY-NC, BY-ND, BY-NC-SA ve BY-NC-ND açık lisanslar olmalarına rağmen, eserin kısıtlı kullanım imkanı vardır. Mevcut eserlerden ilham alarak yeni çalışmalar üretmek, verinin, bilginin, sanatın topluma tekrar dönüşümünü sağlamak, inovasyonu teşvik etmek modifikasyona, yeniden kullanıma (re-use) izin veren lisanslar ile mümkündür. ND, türetilemez lisansı bu nedenle açık lisans koşulları arasında en kısıtlayıcı lisanstır ve zorunda olmadıkça kullanılmaması önerilir.
CC lisanslı içeriğe nasıl erişebilirim?
Çalışmalarınızda CC lisanslarını kullanmak kadar, CC lisanslı çalışmaları bulmak, onlara erişmek de önemlidir. Bugün dünyada 1.4 milyardan fazla CC ile lisanslanmış çalışma var. Hemen her gün kullandığınız YouTube, Wikimedia servisleri (evet, Vikipedi hala Türkiye’de erişime kapalı), Flickr, Vimeo, Internet Archive, Europeana, DOAJ, Medium, PLOS ve daha yüzlerce platformun altyapısında Creative Commons lisansları kullanılıyor. CC lisanslı içeriğe en basit şekliyle Google arama motorunda filtreleme yaparak ulaşabileceğiniz gibi, bu saydığımız platformlarda aynı biçimde filtreleme yaparak erişebilirsiniz. Creative Commons son birkaç yıldır beta sürümünde geliştirmeye devam ettiği CC Search, CC lisanslı içerik arama motorunu Mayıs 2019 tarihinde yayınladı. Bu portal dünyanın önemli veri sağlayıcısı kültür sanat kurumlarından 300 milyondan fazla CC lisanslı içeriği indeksleyerek kullanımınıza sunuyor. Yakın zamanda bu portalda, açık eğitim materyalleri bir sonraki öncelik olmak üzere, sözünü ettiğimiz 1.4 milyar CC lisanslı içeriğin tamamı taranabilecek. Makinece okunabilir Creative Commons lisans logolarının faydası işte tam da böyle platformların, hizmetlerin oluşturulabilmesinde yatıyor.
Creative Commons sağladığı açık lisansların ötesinde bilgiye açık erişimi ve açık kültürü savunan uluslararası bir topluluktur. Creative Commons Türkiye olarak 2012’den beri bu topluluğun parçasıyız ve açık (lisans) kültürünü yerelde bilinç oluşturmak, canlı tutmak, konunun paydaşları ve ilgilileri ile işbirliği geliştirmek için çalışıyoruz. Açık lisansların konusu olabilecek, telif hakları reformu, açık erişim, açık eğitim, açık bilim, açık veri, açık kaynak kod ve özgür yazılım, açık kültür, açık platformlar ile ilgili çalışan ve açık lisansları kullanan veya bilgi almak isteyen herkesi Creative Commons Türkiye web sitesini incelemeye ve iletişim kurmaya davet ediyoruz.
İlkay Holt (Şube Temsilcisi, CC Türkiye)
Orçun Madran (Şube Lideri, CC Türkiye)
[1] İlkay Holt, Kültürel miras ve Creative Commons ilişkisine dair yararlı kısa bir blog yazısı https://ilkayholt.net/2019/04/19/acik-kultur-paylasilabilir-icerik-ve-standartlar/