Akademik zorbalık önlenebilir mi?

Akademik zorbalığı “daha kıdemli konumdaki bilim insanının birlikte çalıştığı veya danışmanlığını yaptığı araştırmacıları bilimsel gerekçelerle baskı altına alması, yapılmasını istediği işlemlerin yerine getirilmemesi durumunda genç akademisyenin kariyerini olumsuz etkileyecek kararlar alacağını ifade veya ima etmesi hali” şeklinde tanımlayabiliriz.

Akademik dünya genellikle heyecan verici gelişmelerle basına yansıyor olsa da ara ara tatsız meseleler nedeniyle de haberlerin konusu olabiliyor. Bu tatsızlıklardan biri de akademik zorbalık (ing. bullying). Zorbalığın boyutlarını yüzlerce deneyimli İngiliz araştırmacının zorbalıkla suçlandığını haber yapan The Guardian makalesinde [1] görüyoruz. Ne yazık ki olay bu makalede bahsedilenlerle sınırlı değil [2].

Bir bilim insanı neden zorbalık yapar?

Yayın yapma gerekliliği, ister kariyerine yeni başlayan bir bilim insanının kariyer gelişimi için, ister üst seviyede bir bilim insanının mevcut araştırma fonlarının devamını sağlamak için önemli bir baskı unsuru teşkil ediyor. Arzu edilmese de bu baskıların gelecekte de benzer veya farklı formlarda kendini göstermesi kuvvetle muhtemel.

Bilim insanlarının olası zorlukları bilerek bu yolu seçtikleri, karşılaşabilecekleri zorlukları aşabilmek için gereken bilimsel ve ruhsal donanıma sahip oldukları varsayılır. Bilim insanı üzerindeki baskı ne kadar fazla olursa olsun, bilim insanının bu zorlukları gerekçe göstererek daha kıdemlisi konumunda bulunduğu veya danışmanlığını sürdürdüğü genç araştırmacılara akademik zorbalık uygulaması kabul edilemez.

Akademik zorbalığa maruz kalan genç araştırmacıların bilimsel kariyerleri derinden etkileniyor. Çoğu durumda bu genç araştırmacılar akademik dünyadan soğuyor ve bilimsel kariyerlerine son verebiliyor. Bilimsel zorbalık nedeniyle yaşanan fizyolojik ve ruhsal bozukluklar akademik dünyada sıkça karşılaşılıyor.

Olası çözüm yollarından biri: Anında müdahale

Akademik zorbalığı önlemede üniversite ve araştırma enstitüleri kilit konumdadır. Her araştırma yapısında akademik zorbalığa maruz kaldığını düşünen araştırmacıların başvurabileceği bir birim bulunmalıdır. Bağımsız değerlendirme yapabilecek bu birim, gerektiğinde her iki taraf [3] ve bilgisine başvurulabilecek başkaları ile görüşebilecek bir komisyon oluşturabilmelidir. Bu görüşmeler sonucunda, taraflar arasında yanlış anlama veya empati kuramama gibi nedenlerle beliren zorbalık ithamlarını giderebilir, bilimsel çalışmaların daha etkin bir şekilde sürdürülmesine yardımcı olabilir. İleri seviyede akademik zorbalık içerdiği düşünülen durumlarda ise bu komisyonun değerlendirmesi ışığında üniversite veya araştırma enstitüsünün üst yönetimleri durum hakkında bilgilendirmeli ve konu aşırı boyutlara ulaşmadan çözüme kavuşturmanın yolları aranmalıdır.

Ersin Göğüş
Bilim Akademisi üyesi
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi

[1] Hundreds of academics at top UK universities accused of bullying, The Guardian, Eylül 2018.
[2] Bullying of Academics in Higher Education
[3] Zorbalığa uğradığını düşünen araştırmacı ve zorbalık ile itham edilen bilim insanı

Önceki İçerikBir soru bir cevap: Neydi sizi bilime özendiren?
Sonraki İçerikHukuk bir bilim midir?
Ersin Göğüş

Bilim Akademisi üyesi Ersin Göğüş lisans (1994) ve lisansüstü (1997) derecelerini fizik alanında ODTÜ’den, doktora derecesini (2002) ise NASA Marshall Space and Flight Center (ABD)’de yürüttüğü araştırmalar ile aldı.  National Space Science and Technology Center (ABD)’deki doktora sonrası araştırma çalışmalarını tamamladıktan sonra Sabancı Üniversitesi’nde çalışmalarına devam etti. Halen Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesidir.

Yüksek enerji astrofiziğinin çeşitli konuları ile ötegezegenler konularinda araştırmalar yürütmektedir. Bilim eğitimi ve astronominin temel bilim eğitiminde etkin kullanımı alanlarında da çalışmaları mevcuttur.