Toplumsal Olayları Ne Derece Hatırlıyoruz?

Fotoğraf: Flickr - Eser Karadağ (Taksim Olayları)

Birçok yazar ve aydın toplumsal hafızamızın zayıf olduğunu ve birkaç yıl gerisine dahi gitmediğinin altını çiziyor. Bilimsel yazında toplumsal olayların incelendiği uluslararası araştırmalara bakıldığında ise bireylerin hatırladıkları olayların daha çok gençlik yıllarından veya yakın zamanlardan olduğunu, bu dönemin dışında kalanların pek hatırlanmadığını görüyoruz.

Türkiye‘de Ali Tekcan ve arkadaşlarının* yakın zamanda katılımcılarla yüz yüze görüşerek yaptığı araştırmada en önemli olayların yanı sıra mutluluk verici olay, en üzüntü verici olay gibi farklı duygularla eşlenik bireysel ve toplumsal olaylar soruldu. Hatırlanan olaylar incelendiğinde, bireysel olaylar bellek literatüründe anı tümseği adını verdiğimiz 15-30 yaşları arasında toplanırken, toplumsal olaylar için böyle bir tümsek gözlenmedi. Ancak hatırlanan toplumsal olaylar olay bazında incelendiğinde etkisi çok yüksek olan 12 Eylül Askeri Darbesi ve 17 Ağustos Depremi için anı tümseği belirginleşti.

Belki bu noktada kısaca anı tümseği kavramını biraz açmakta yarar var. Özellikle 45 yaş ve üstü yetişkinlere yaşadıklarından hatırladıkları sorulduğunda, hatırlanan anıların ağırlıklı olarak 18-30 yaş arasından geldiği görülüyor. Üstelik bu durum, sadece önemli veya sadece yoğun duygu içeren olaylar sorulduğunda da değişmiyor. Nedir bu dönemi farklı kılan?

O dönemde yaşanan olayların niteliği mi farklı, yoksa olayları kodlama avantajı sağlayan dönemsel bir biyolojik ayrıcalık mı var, hala tartışılan bir konudur. Bu tartışmanın kapsamı başka bir yazının konusu olacak kadar geniş. Ancak anı tümseğinin bireysel olaylarda olduğu gibi toplumsal olaylarda da görülmesi bu dönemin yaşam öyküsü bağlamında farklı bir düzenleyici rolü olduğunu düşündürüyor.

Biz de toplumsal belleği incelemek amacıyla yaptığımız bir araştırmada kişilere yaşamları boyunca gerçekleşen en önemli altı olayı sıralamalarını ve bunlara tarih vermelerini istedik. Çevrimiçi olarak yaptığımız araştırmaya 18-87 yaş arasında 1897 kişi katıldı. Katılım daveti çeşitli sosyal medya araçları aracılığıyla yapıldığından örneklemin ülke nüfusunu temsil ettiği iddia edilemez; zaten eğitim düzeylerinin çok yüksek olması da bunun göstergesi oldu. Örneklemimizin %64’ü kadın, ortalama yaşı da 34,4 olduğu gibi yarısına yakını üniversite mezunu, %30’a yakını da yüksek lisans veya doktorasını bitirmiş kişilerdi. Dolayısıyla bu araştırmada daha çok belirli bir eğitim düzeyinin üzerindeki kişilerin toplumsal olaylardan neler hatırladığı görülebildi.

Çok kapsamlı bir araştırma olduğu için tüm bulgulara burada yer vermek mümkün değil ama öne çıkan birkaç bulguyu sıralayalım. Yaşları ne olursa olsun tüm katılımcılara baktığımızda en çok dile getirilen beş olay sırasıyla Gezi olayları (505 kişi), 15 Temmuz kalkışması (451 kişi), 17 Ağustos depremi (255 kişi), 12 Eylül darbesi (165 kişi), ve AKP hükümetinin seçilmesi (130 kişi) oldu.

Her yaş grubundan aynı anıların hatırlanması da ilginç bir bulgu oldu. Türkiye tarihinde birçok önemli olay yaşanmasına rağmen geçmişteki bu olayları yaşayanlar bile son dönemdeki olayları en önemli olaylar listelerine dahil ediyorlar. Tekcan ve arkadaşlarının çalışması ile karşılaştırmalı bakılınca, bu araştırmada da anı tümseği ne katılımcı bazında ne de olay bazında gözlendi. Bu bulgular bize toplumsal hafızamızın niteliğini belirleyen unsurun hangi olayları belleğe yerleştirdiğimizden çok hangi olayları belleğimizden geri çekebildiğimiz olduğunu düşündürebilir. Şöyle ki, peş peşe yüksek önemde, duygusal ve etkileyici olaylar yaşanması adeta bellekte yer alan eski olayları baskılayıp, yakın zamandaki olayların öne çıkmasına neden oluyor.

Araştırma bulgularını değerlendirirken verilerin 2016 yılı Kasım ayında toplanmış olduğunu da vurgulamamız gerekir. Ancak önümüzdeki günlerde araştırmayı tekrarlayarak, karşılaştırmalı bulgularla, geçtiğimiz yılın toplumsal hafızamızdaki etkisini görmeyi amaçlıyoruz.

Ayrıntıları araştırmanın daha kapsamlı olarak anlatıldığı siteden alabilirsiniz.
Sami Gülgöz’ün “Yaşadıklarımızı Hatırlamak” başlıklı Bilim Akademisi konferansı için tıklayınız.

Yazanlar:
Sezin Öner
(Kadir Has Üniversitesi, Psikoloji Bölümü)

Sami Gülgöz (Bilim Akademisi üyesi; Koç Üniversitesi, Psikoloji Bölümü)

* Tekcan, A. İ., Boduroğlu, A., Mutlutürk, A.,ve Erciyes, A. A. (2017). Life-span retrieval of public events: Reminiscence bump for high-impact events, recency for others. Memory & Cognition, 45, 1095-1112.

Önceki İçerikHaftanın Astronomi Fotoğrafı: Carina Bulutsusu’ndan
Sonraki İçerikTavlada Olasılık*
Sezin Öner
Sezin Öner, lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümünde tamamlamıştır. Klinik psikoloji alanında aldığı yüksek lisans derecesinden sonra bilişsel psikoloji alanına yönelerek doktora derecesini Koç Üniversitesinden almıştır. Duke Üniversitesinde misafir araştırmacı olarak çalışmış ve ardından Koç Üniversitesinde doktora sonrası çalışmalarına devam etmiştir.
2017 yılında Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölümünde çalışmaya başlamış ve halen de aynı bölümde öğretim üyeliğine devam etmektedir.

Son yıllarda yürütmekte olduğu çalışmalarda bireysel ve toplumsal bellek bağlamında hatırlama ve unutmayı etkileyen dinamiklere odaklanmaktadır.

Sami Gülgöz

Bilim Akademisi kurucu üyesi Sami Gülgöz, Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde lisans derecesini tamamladıktan sonra Georgia Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora derecelerini almıştır.

Dört yıl Auburn Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptıktan sonra 1993 yılında Koç Üniversitesi’nde öğretim üyeliğine başlamıştır. Burada 2001 yılında Doçent, 2006 yılında Profesör olduktan sonra 2006-2008 yılları arasında Fen, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı, 2008-2014 yılları arasında da İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanı olarak görev yapmıştır. Halen bu fakültenin Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesidir.

Araştırmaları kişisel özellikler ve zihinsel işlevler üzerinedir. Son yıllarda ağırlıklı olarak kişilerin kendi yaşamlarını hatırlamaları üzerine olan araştırmalara yoğunlaşmıştır. Bilimsel makalelerinin yanı sıra Eğitim Reformu Girişimi ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı gibi eğitim kuruluşlarıyla projeler yapmıştır. Halen Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) Bilim Kurulu’nda ve Yönetim Kurulu’nda görevlidir.