Katarakt Farkındalık Ayındayız. Katarakt kelimesi Latince “şelale”den geliyor. Kataraktlı gözler şelalelerin düşerken oluşturduğu sisli görüntüye benzer şekilde görüyor dünyayı.
Retinaya ışığı odaklayan göz lensi embriyonik gelişme sırasında çekirdek, ribozom ve başka organellerini kaybetmiş fiber hücre demetlerinden oluşuyor. Bu hücrelerde çok yüksek yoğunlukta bulunan kristalin adı verilen proteinler gerekli saydamlık ve kırılım özelliklerini sağlıyor. Lensin orta bölgesinde protein devir oranı çok düşük olduğundan, doğuştan itibaren orada bulunan bu proteinlerin ömür boyu sıvıda çözünür kalmaları gerekiyor.
Katarakt olma ihtimalimiz yaşla artıyor, çünkü zamanla kristalinler toplaşıp birbirleriyle etkileşerek çözünürlüklerini kaybediyorlar. Işık lensten geçeceğine, bu molekül kümelerine çarpıp saçıldığından lens opaklaşıyor.
Yaşlanma ile görme kaybını çoğumuz normal karşılasa da bununla yaşamak zorunda değiliz. Günümüzde katarakt ameliyatla gideriliyor. Oluşmasını önlemede E vitamini ağırlıklı diyetin etkin olduğu düşünülüyor. Güneşli günlerde mutlaka ultraviyole ışığı tamamen bloklayan güneş gözlükleri takılması öneriliyor.
Canan Atılgan
Bilim Akademisi Üyesi (Sabancı Üniversitesi)
___________
Ana görsel: Flickr (Cameron Wong) , Katarakt ilüstrasyon: Shutterstock (değiştirildi)
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.