Bungee Kordonu Nedir?

Akıl almaz yükseklikten kendini bir halatın ucunda bırakma çılgınlığını gösterebilenler, hayatlarını yüksek teknoloji polimerik malzemelere emanet ediyorlar. Ayağa bağlanan öyle bir kordon olmalı ki, bildiğimiz yay gibi davranmalı, atlayan sonrasında zıplaya zıplaya, ama keyifle etrafı izleyebilmeli. Kordonda ana malzeme olarak doğal ya da sentetik kauçuk kullanılıyor. Doğal kauçuk, adı üzerinde kauçuk ağaçlarından elde ediliyor. Amazon Ormanlarında ağacın gövdesini yarıp, akan sıvının altına ayağını tutan insanların, bir süre sonra sertleşen malzemeyi ayakkabı olarak kullandığını gören Avrupalıların yaşadığı ilk şaşkınlığı üzerlerinden attıktan sonra sayısız uygulamada kullandıkları malzeme bu. Sıvının sertleşmesi ise bildiğimiz polimerleşme. Sentetiği, benzer kimyasal yapının laboratuvarda taklit edilmesiyle oluşmuş.

Öncelikle, kauçuk parçacıkları iplik çekme makinesinden ısıtılarak geçirilerek, çeyrek santim kalınlığında, 30 m uzunluğa kadar ulaşabilen uzun şeritler oluşturuluyor. Şeritler birbirlerine yapışmaması için pudralanarak örgü makinesine yollanıyor. Burada kordonun çevresine naylon ya da pamuk kaplama yapılıyor – bunların uzama özelliği yok, ama spiral sarıldığından içerideki kauçuk uzadıkça ona ayak uyduruyor. İçeride kalan şeritlerin sayısı kordonun kalınlığını belirliyor.

Bungee kordonunun kesiti (http://rope-source.blogspot.com.tr/2015/03/how-bungee-cords-are-manufactured.html)

Bungee kordonunun performansı sıkı kalite kontrolünden geçiriliyor. Bunlar arasında gözle incelemeden, kordonu defalarca tam boyutunda çekerek aşırı uzamadığından emin olmak gibi testler var. Sonuçta ağırlığı her 30 m için 6 kg olan, uzunluğu iki misline çıktığında 160 kg taşıyabilen, en az 225 kg’da kopabilen ve bu performansı 50000 defa tekrarlayabilen bir ürün lazım! Zamanla performans etkilendiğinden, dış kaplamada yapım zamanını belirten renk kodları kullanılıyor.

Bungee sporunun tarihçesi 1500 yıllarında Güney Pasifik’teki Pentecost Adasına dayandırılsa da, kordon savunma sanayiinin ihtiyaçları sonucunda ortaya çıkan bir ürün. Asıl amaç, tank gibi ağır silahları zor bölgelere indirirken, paraşütün ilk açılma anındaki şoku emecek bir malzemenin geliştirilmesiydi. Eğlencenin dünyaya yayılması da ürünü izledi.

Canan Atılgan
Bilim Akademisi üyesi (Sabancı Üniversitesi)

 

Anagörsel: Shutterstock

Creative Commons Lisansı
Bu yazı Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Önceki İçerikPopüler Bilim Neden Önemli?
Sonraki İçerikSinemada Bilim İnsanları: The theory of everything / Herşeyin teorisi
Canan Atılgan
Bilim Akademisi üyesi Canan Atılgan, lisans ve doktora derecelerini sırasıyla 1991 ve 1996 yıllarında Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden aldı. 1996-1999 yılları arasında Florida Eyalet Üniversitesi bünyesindeki Süperbilgisayar Hesaplamaları Araştırma Merkezi’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. 1999’dan bu yana Sabancı Üniversitesi öğretim üyesidir.  Haziran 2021’den beri Bilim Akademisi’nin başkanıdır.
Polimer ve protein dinamiği ile karmaşık moleküler sistemlerin teorik ve hesaplamalı yöntemlerle incelenmesi konularında araştırmalar yapmaktan keyif alır. Yüksek öğrenimde kullanılan yeni eğitim tekniklerini lisans ve lisansüstü derslerinde uygulamaya, yereldeki öğrencilerin birikimlerini ve arkaplanlarını da gözeterek uyarlamaya kafa yorar. Zaman buldukça popüler bilim platformlarında araştırmalarını ve birikimlerini aktarır.