Gisèle Pelicot davası üzerinden görgü tanıklığını tartışmak

8 Mart 2025'te Amsterdam'da yapılan feminist yürüyüşte bir pankart. Shutterstock

2024 yılının Aralık ayında, tüm dünyada ses getiren Gisèle Pelicot davası sonuçlandı. Bu davada, Gisèle Pelicot’nun ilaç verilerek, eşi Dominique Pelicot da dahil olmak üzere 51 erkeğin 10 yıl süreyle cinsel istismarına maruz kaldığı ortaya çıktı. Bu toplu cinsel istismar, Dominique Pelicot’nun bilgisayarında bulunan fotoğraf ve videolar ile belgelendi. Gisèle Pelicot, davada kimliğinin gizli kalması hakkından vazgeçti ve istismar videolarının tüm mahkemede gösterilmesine izin verdi çünkü Pelicot’nun söylediği gibi “utanç artık taraf değiştirmeliydi.”[1]BBC News. (2024, Aralık 19). Gisèle Pelicot davası: Suçlu bulunan 50 adamdan 17’si karara itiraz edecek.[2]De Ruiter, E. (2024, Aralık 19). Dominique Pelicot Fransa’daki tarihi toplu tecavüz davasında suçlu bulundu. Euronews.[3]Paternoster, T. (2025, Ocak 2). Gisèle Pelicot dünya liderlerini geride bırakarak yılın kişisi seçildi.

Olay örgüsünde biraz geriye gidersek, polisin, bilgisayarda bulduğu istismarın fotoğraf ve video kayıtları, bu 51 sanığın hak ettikleri cezaları almasında en kritik rol oynayan kanıtlar olarak gösterilebilir. Peki, ya bu kayıtlar olmasaydı, suçun aydınlatılmasına katkı sağlayacak bir diğer önemli faktör ne olabilirdi? Örneğin, Gisèle Pelicot’nun kendisi olayları hatırlamaya başlasaydı ve polise başvursaydı veya komşularından biri günün birinde bu olaylardan birine tanıklık etmiş olsaydı? Bu gibi durumlarda, suçluların cezalandırılması için görgü tanıklarının ifadesine başvurmak son derece önemli bir bilgi kaynağı olarak görülebilir. Oysa durum her zaman öyle değil!

Yanlış teşhisin tehlikeli sonuçları

Görgü tanığının ifadesi, herhangi bir suç olayına tanıklık etmiş bir kişinin, olayla ilgili hatırladığı ayrıntıları içermektedir. Suç olayı ile ilgili ayrıntılar bir yana, görgü tanığından suçu işleyen kişiyi teşhis etmesi de istenebilir. Görgü tanığı, suçlu kişiyi canlı/yüz yüze veya fotoğraftan teşhis edebilir.[4]Laney, C., & Loftus, E. F. (2023). Eyewitness testimony and memory biases. Australasian Policing, 15(1), 39-44. Görgü tanığı, suç işlenirken olay yerinde bulunduğundan, olaya veya suçluya dair verebileceği her türlü bilgi, suçlunun tespit edilmesi ve cezalandırılmasında önemli bir rol oynar. Hukuki süreçlerde sıkça başvurulsa da görgü tanığının ifadesi, DNA testi veya kamera kaydından suçla ilgili edinilebilecek bir bilgi kadar güvenilir olmayabilir çünkü insan belleği çarpıtılmaya açıktır. Örneğin, görgü tanığının suçluyu yanlış teşhis ettiği bir durumda, gerçek suçlu ceza almazken, masum kişi yıllarca haksız yere mahkûm edilebilir. Özellikle, yanlış teşhisinin yol açabileceği tehlikeli sonuçlar nedeniyle görgü tanıklığı, psikolojik çalışmalar için de önemli bir araştırma konusu olmuştur.[5]Wixted, J. T., Mickes, L., & Fisher, R. P. (2018). Rethinking the Reliability of Eyewitness Memory. Perspectives on Psychological Science, 13(3), 324-335. https://doi.org/10.1177/1745691617734878

Psikoloji literatüründe yer alan, görgü tanıklığının incelendiği çalışmalarda, bir olayın tanığı olan katılımcılardan, genellikle suçlunun başka şüpheliler ile birlikte bulunduğu sıralamalar veya suçlunun içinde yer almadığı sıralamalar üzerinden suçluyu teşhis etmeleri istenir.[6]Laney, C., & Loftus, E. F. (2023). Eyewitness testimony and memory biases. Australasian Policing, 15(1), 39-44. Örneğin, 1998’de, Wells ve Bradfield’ın Amerika’da gerçekleştirdiği bir çalışmada[7]Wells, G. L., & Bradfield, A. L. (1998). “Good, you identified the suspect”: Feedback to eyewitnesses distorts their reports of the witnessing experience. Journal of Applied Psychology, 83(3), 360–376. https://doi.org/10.1037/0021-9010.83.3.360, katılımcılara, silahlı bir kişinin mağazaya girme görüntüleri, güvenlik kamerası kaydından izlettirilmiştir. Kamera kaydında yer almasa da bu kişinin güvenlik görevlisini öldürdüğü söylenmiş ve daha sonra kayıtta gördükleri silahlı kişiyi fotoğraflar arasından teşhis etmeleri istenmiştir. Bu çalışmadaki en önemli ayrıntı, gösterilen fotoğrafların içinde kamera kaydında görülen suçlunun fotoğrafının bulunmamasıdır. Yaptıkları yanlış teşhisten sonra katılımcılardan bazıları bu yanlış teşhisin doğru (ör., “Gerçek suçluyu doğru teşhis ettin.”) veya hatalı (ör., “Gerçek suçlu 5 numaraydı.”) olduğu ile ilgili geri bildirim alırken, bazılarına hiçbir geri bildirim verilmemiştir.

Araştırmanın sonucunda, başkaları tarafından teşhis ile ilgili verilen geri bildirimlerin, katılımcıların yaptıkları teşhise olan güven, teşhisin ne kadar sürede tamamlandığı, olayın ayrıntılarını hatırlamadaki netlik ve bazı diğer ölçümler (ör., suçlunun yüzü, olay sırasındaki dikkat) üzerinde etkisinin olduğu görülmüştür. Yanlış teşhisi doğrulayan nitelikte geri bildirim alan katılımcıların, hiçbir geri bildirim almayan katılımcılara kıyasla, teşhisi daha kısa sürede tamamladıkları ve yaptıkları teşhise güvenlerinin yüksek olduğu bulunmuştur. Ayrıca, kamera kaydını izlerken suçlunun yüzüne daha fazla dikkat ettikleri ve suçlunun yüzü ile ilgili daha fazla ayrıntı hatırladıkları şeklinde derecelendirmeler yapmışlardır.

Görgü tanığının teşhisi sırasında dikkat edilmesi gerekenler

Muhtemelen bu ve bu gibi çalışmaların yankıları, 1998’de Amerikan Psikoloji Hukuk Topluluğu’nu[8]American Psychology-Law Society bir grup araştırmacıyı, görgü tanığının teşhisi sırasında dikkat edilmesi gereken önemli noktaları sıralamaya itmiştir. Araştırmacılar tarafından hazırlanan bu dört madde:

1) Teşhis sürecini yürüten yetkilinin şüpheliyle ilgili herhangi bir bilgisinin olmaması,
2) Canlı/yüz yüze veya fotoğraflı teşhisteki sıralamada gerçek suçlunun bulunabileceği/bulunamayabileceği bilgisinin görgü tanığına verilmesi,
3) Sıralamadaki şüpheli kişilerin fiziksel özelliklerinin ve fotoğraflarının çekildiği koşulların benzer olması ve böylelikle hiçbirinin diğerlerinden daha fazla dikkat çekmemesi,
4) Görgü tanığının teşhisten ne kadar emin olduğu ile ilgili ifadesinin, teşhisin hemen ardından, hiçbir geri bildirimden etkilenmeden alınmasıdır.[9]Wells, G. L., Small, M., Penrod, S., Malpass, R. S., Fulero, S. M., & Brimacombe, C. E. (1998). Eyewitness identification procedures: Recommendations for lineups and photospreads. Law and Human Behavior, 22(6), 603-647. https://doi.org/10.1023/A:1025750605807[10]Wells, G. L., Kovera, M. B., Douglass, A. B., Brewer, N., Meissner, C. A., & Wixted, J. T. (2020). Policy and procedure recommendations for the collection and preservation of eyewitness identification evidence. Law and Human Behavior, 44(1), 3-36. https://doi.org/10.1037/lhb0000359

Çok daha yakın bir zamanda, 2020 yılında, Amerikan Psikoloji Hukuk Topluluğu yeniden bir görevlendirme yaparak, dört maddenin yeni bulgular doğrultusunda genişletilmesini istemiştir. Bu güncel öneride, eski dört maddeye ek olarak eklenenler şunlardır:

5) Teşhis öncesinde görgü tanığı ile bir görüşme yapılıp olay sırasındaki dikkat düzeyi, görme koşulları, suçluya önceden bir aşinalığın olup olmaması vb. sorulara yanıt alınması ve diğer görgü tanıkları ile olay hakkında konuşulmaması gerektiği uyarısının yapılması,
6) Yalnızca tek bir şüphelinin gösterilmesinin aksine birden fazla şüpheli arasından suçlunun teşhis edilmesi,
7) Teşhis prosedürünün hangi durumlarda uygulanabileceği/ uygulanmayacağının netleştirilmesi,
8) Aynı tanık ve şüpheliler ile birden fazla kez teşhis sürecinin yürütülmemesi,
9) Teşhis sürecinin video kaydının alınması.[11]Wells, G. L., Kovera, M. B., Douglass, A. B., Brewer, N., Meissner, C. A., & Wixted, J. T. (2020). Policy and procedure recommendations for the collection and preservation of eyewitness identification evidence. Law and Human Behavior, 44(1), 3-36. https://doi.org/10.1037/lhb0000359

Masumiyet Projesi,[12]Innocence Project 1992 yılından bu yana, haksız şekilde mahkûm edilmiş masum kişileri, DNA testi veya suçsuzluğun ispatını sağlayabilecek çeşitli başka bilimsel yöntemler ile aklamaya destek veren Amerika kökenli bir kuruluştur[13]Innocence Project, 2020a https://innocenceproject.org/about/. Wells ve arkadaşlarının[14]Wells, G. L., Kovera, M. B., Douglass, A. B., Brewer, N., Meissner, C. A., & Wixted, J. T. (2020). Policy and procedure recommendations for the collection and preservation of eyewitness identification evidence. Law and Human Behavior, 44(1), 3-36. https://doi.org/10.1037/lhb0000359 hazırladığı maddeler bir yana, Masumiyet Projesi’nin 2020 verilerine baktığımızda, yine de yanlış mahkûmiyetlerin neredeyse %70’inin görgü tanıklarının yanlış teşhisinin sonucunda verilmiş kararlar olduğu göze çarpmaktadır.

Buna ek olarak, incelenen Masumiyet Projesi vakalarında, yanlış teşhis içeren durumların %80’indeki polis sorgularında, görgü tanıklarının, yönlendirici birtakım uygulamalara (ör., olayla ilgili diğer tanık veya polislerden edinilen farklı bilgiler, aynı şüpheli ile birkaç kez teşhis prosedürünün yürütülmesi) maruz kaldığı saptanmıştır [15]Innocence Project. (2020b). How eyewitness misidentification can send innocent people to prison.  Yani, 2020 yılında yeni eklenen beş maddeyi saymazsak, 1998 yılında sunulan dört maddenin görgü tanığının teşhisi için belirttiği koşullara, geçen 22 yıl içerisinde uyulmadığı söylenebilir.

Soruların etkisi

Alanyazına bakıldığında da görgü tanığı ifadeleri bağlamında, sorgulama esnasındaki soruların etkisi hukuki süreçlerin seyrini belirleyebilecek kritik bir faktör olarak öne çıkmaktadır.[16]Andrews S. J., Lamb M. E., Lyon T. D. (2015). Question types, responsiveness and self-contradictions when prosecutors and defense attorneys question alleged victims of child sexual abuse. Applied Cognitive Psychology, 29(2), 253–261. https://doi.org/10.1002/acp.3103[17]Irvine, B., Jack, F., & Zajac, R. (2016). Preparing children for cross-examination: do the practice questions matter?. Psychology, Crime & Law, 22(9), 858-878. https://doi.org/10.1080/1068316X.2016.1197224 Burada soruların içeriğinden çok, soruların sorulma biçiminin daha belirleyici olduğu düşünülebilir.[18]Kebbell M. R., Johnson S. D. (2000). Lawyers’ questioning: The effect of confusing questions on witness confidence and accuracy. Law and Human Behavior, 24, 629–641. https://doi.org/10.1023/A:1005548102819

Bellek, kusursuz bir kayıt cihazı gibi işlemez; aksine, her hatırlamada yeniden şekillenen dinamik bir süreçtir. Bu bağlamda, yönlendirici sorular, bireyin hafızasını değiştirme potansiyeline sahiptir.[19]Wagstaff, G. F., Cole, J., Wheatcroft, J., Anderton, A., & Madden, H. (2008). Reducing and reversing pseudomemories with hypnosis. Contemporary Hypnosis, 25(3‐4), 178-191. https://doi.org/10.1002/ch.366 Özellikle tanıklar olayları tam olarak hatırlamadıklarında, yönlendirici sorular hafızadaki eksik bilgileri doldurmaya yönelik ipuçları sağlamakta ve böylece yanlış bilgilerin orijinal anılarla birleşmesine yol açmaktadır. Örneğin, “Ne gördünüz?” yerine “Kırmızı arabayı hızlı giderken gördünüz mü?” gibi bir soru sorulduğunda, bu soru, kırmızı bir arabanın varlığını ve hızlı gittiğini öne sürerek, tanığın hafızasında olmayan ayrıntıların eklenmesine neden olabilir. Benzer şekilde, “Adamın silahı var mıydı?” sorusu karşısında, olayda aslında silah bulunmasa bile tanıklar bir ateşli silahın varlığını hatırlama eğiliminde olabilir. Tanıklar genellikle olayları tam olarak hatırlamadıkları için, bu tür yönlendirici sorular bellek boşluklarını doldurmalarına yol açar.[20]Shaw, J., & Porter, S. (2015). Constructing rich false memories of committing crime. Psychological Science, 26(3), 291-301. https://doi.org/10.1177/0956797614562862 Böylece, soruların içeriğinden çok, içlerinde barındırdıkları ipuçları doğrultusunda tanıkların hatıraları şekillendirilebilir. Örneğin, “Adam hangi renkte bir gömlek giyiyordu?” sorusu karşısında, tanıklar gömleğin rengini net hatırlamıyor olsalar bile, adamın kırmızı bir gömlek giydiğini varsayabilirler. Bu tür sorular, yalnızca bellek boşluklarını doldurmakla kalmaz[21]Zaragoza, M. S., Belli, R. F., & Payment, K. E. (2013). Misinformation effects and thensuggestibility of eyewitness memory. In Do justice and let the sky fall (pp. 35-63). Psychology Press. aynı zamanda bazı durumlarda olayın kritik ayrıntılarının yanlış hatırlanmasına yol açabilir.[22]Lindsay, D. S. (1990). Misleading suggestions can impair eyewitnesses’ ability to remember event details. Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition, 16(6), 1077-1093. https://doi.org/10.1037/0278-7393.16.6.1077 Örneğin “Adamın sakalı var mıydı?” olarak tanığa yöneltilen soruya verilen olumlu yanıtta aslında tanık, failin sakalsız olmasına rağmen sonradan yanlış bir şekilde failin sakallı olduğuna inanabilir. Belleğin yeniden yapılanan, esnek doğası gereği, tanıklar zamanla bu yanlış bilgiyi gerçek bir olay ayrıntısı olarak hatırlayabilirler. Dolayısıyla, bu biçimde yanıltıcı bilgiyi içeren ve belirli bir cevabı ima eden sorular, tanıkların hafızalarını farkında olmadan değiştirebilir ve onların olayları gerçekte olduğundan farklı hatırlamalarına yol açabilir. Bu durum, özellikle hukuki süreçlerde tanık ifadelerinin güvenilirliğini azaltarak, yanlış yargı kararlarına sebebiyet verebilir. Bu nedenle, tanık sorgulamalarında tarafsız, açık uçlu sorular kullanılması, hafızanın yanıltılmasını önlemek açısından önem taşımaktadır.

Bir sonuç olarak Gisèle Pelicot davası 

Gisèle Pelicot davasına geri dönecek olursak, işlenen suça ait somut kanıtların bulunmasının mı yoksa bu yazı kapsamında yarattığımız başka bir olasılıkta, olaya şahitlik eden görgü tanıklarının olmasının mı gerçek suçluların adalete teslim edilmesinde daha kesin bir sonuca ulaştıracağı arasında bir karşılaştırma yapılabilir. Çıkarılabilecek sonuç, görgü tanıklarının yaptığı teşhislerin çeşitli faktörlerden etkilenebildiği ve dolayısıyla bunlara dikkat edilmediğinde yanlış teşhis ile masum insanların ceza almasına yol açabileceği yönündedir. Bu durumda, istismar ile ilgili fotoğraf ve videoların, gerçek suçluların ortaya çıkmasında daha güvenilir bir kanıt niteliğinde olduğu söylenebilir. Yine de somut kanıtların olmadığı veya hem tanığın hem de fotoğraf ve video kayıtların olduğu durumlarda, yönlendirme olmayan, objektif sorgulama koşullarında koşullarda alınan görgü tanığı ifadesinin oldukça önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekir.

Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 BBC News. (2024, Aralık 19). Gisèle Pelicot davası: Suçlu bulunan 50 adamdan 17’si karara itiraz edecek.
2 De Ruiter, E. (2024, Aralık 19). Dominique Pelicot Fransa’daki tarihi toplu tecavüz davasında suçlu bulundu. Euronews.
3 Paternoster, T. (2025, Ocak 2). Gisèle Pelicot dünya liderlerini geride bırakarak yılın kişisi seçildi.
4, 6 Laney, C., & Loftus, E. F. (2023). Eyewitness testimony and memory biases. Australasian Policing, 15(1), 39-44.
5 Wixted, J. T., Mickes, L., & Fisher, R. P. (2018). Rethinking the Reliability of Eyewitness Memory. Perspectives on Psychological Science, 13(3), 324-335. https://doi.org/10.1177/1745691617734878
7 Wells, G. L., & Bradfield, A. L. (1998). “Good, you identified the suspect”: Feedback to eyewitnesses distorts their reports of the witnessing experience. Journal of Applied Psychology, 83(3), 360–376. https://doi.org/10.1037/0021-9010.83.3.360
8 American Psychology-Law Society
9 Wells, G. L., Small, M., Penrod, S., Malpass, R. S., Fulero, S. M., & Brimacombe, C. E. (1998). Eyewitness identification procedures: Recommendations for lineups and photospreads. Law and Human Behavior, 22(6), 603-647. https://doi.org/10.1023/A:1025750605807
10, 11, 14 Wells, G. L., Kovera, M. B., Douglass, A. B., Brewer, N., Meissner, C. A., & Wixted, J. T. (2020). Policy and procedure recommendations for the collection and preservation of eyewitness identification evidence. Law and Human Behavior, 44(1), 3-36. https://doi.org/10.1037/lhb0000359
12 Innocence Project
13 Innocence Project, 2020a https://innocenceproject.org/about/
15 Innocence Project. (2020b). How eyewitness misidentification can send innocent people to prison. 
16 Andrews S. J., Lamb M. E., Lyon T. D. (2015). Question types, responsiveness and self-contradictions when prosecutors and defense attorneys question alleged victims of child sexual abuse. Applied Cognitive Psychology, 29(2), 253–261. https://doi.org/10.1002/acp.3103
17 Irvine, B., Jack, F., & Zajac, R. (2016). Preparing children for cross-examination: do the practice questions matter?. Psychology, Crime & Law, 22(9), 858-878. https://doi.org/10.1080/1068316X.2016.1197224
18 Kebbell M. R., Johnson S. D. (2000). Lawyers’ questioning: The effect of confusing questions on witness confidence and accuracy. Law and Human Behavior, 24, 629–641. https://doi.org/10.1023/A:1005548102819
19 Wagstaff, G. F., Cole, J., Wheatcroft, J., Anderton, A., & Madden, H. (2008). Reducing and reversing pseudomemories with hypnosis. Contemporary Hypnosis, 25(3‐4), 178-191. https://doi.org/10.1002/ch.366
20 Shaw, J., & Porter, S. (2015). Constructing rich false memories of committing crime. Psychological Science, 26(3), 291-301. https://doi.org/10.1177/0956797614562862
21 Zaragoza, M. S., Belli, R. F., & Payment, K. E. (2013). Misinformation effects and thensuggestibility of eyewitness memory. In Do justice and let the sky fall (pp. 35-63). Psychology Press.
22 Lindsay, D. S. (1990). Misleading suggestions can impair eyewitnesses’ ability to remember event details. Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition, 16(6), 1077-1093. https://doi.org/10.1037/0278-7393.16.6.1077
Önceki İçerikUmut veren bir inisiyatif: Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları Raporu
Sonraki İçerikGıda mühendisliği nedir?
Ceren Dönerkayalı

Ceren Dönerkayalı, lisans eğitimini 2019 yılında Yeditepe Üniversitesi Psikoloji bölümünde tamamladı. Ardından, Bahçeşehir Üniversitesi Bilişsel Nöropsikoloji tezli yüksek lisans programından 2022 yılında mezun oldu. Şu anda, Kadir Has Üniversitesi Psikolojik Bilimler doktora programında eğitimine devam etmektedir. Araştırma alanları çoğunlukla otobiyografik anıların karşı olgusal düşünme, geleceğe yönelik düşünme veya görsel perspektifler aracılığıyla yeniden yapılandırılması ve bunların otobiyografik anıların fenomenolojisi üzerindeki etkileri üzerine yoğunlaşmaktadır. Ayrıca, sahte anılar, belleğin güvenilirliğine ilişkin sorular ve belleğe ilişkin yaygın mitler ile de ilgilenmektedir.

Sezin Öner
Sezin Öner, lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümünde tamamlamıştır. Klinik psikoloji alanında aldığı yüksek lisans derecesinden sonra bilişsel psikoloji alanına yönelerek doktora derecesini Koç Üniversitesinden almıştır. Duke Üniversitesinde misafir araştırmacı olarak çalışmış ve ardından Koç Üniversitesinde doktora sonrası çalışmalarına devam etmiştir. 2017 yılında Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölümünde çalışmaya başlamış ve halen de aynı bölümde öğretim üyeliğine devam etmektedir. Son yıllarda yürütmekte olduğu çalışmalarda bireysel ve toplumsal bellek ve geleceği düşünme süreçlerini yönlendiren bireysel ve bağlamsal faktörleri incelemektedir.