COVID-19 hakkında kısa kısa

Alissa Eckert, MS; Dan Higgins, MAMS (CDC-Public Image Library - https://phil.cdc.gov/Details.aspx?pid=2871)

Bu yazı, American Biyofizik Derneği’nin şu bilgilendirmesinden esinlenerek hazırlanmıştır: https://www.biophysics.org/blog/coronavirus-structure-vaccine-and-therapy-development

Virüs Nedir? COVİD-19 ne virüsüdür? Nasıl yayılır?

Virüsler sadece işgal ettikleri organizmaların hücrelerinde çoğalabilen parazitlerdir. Kendi kendilerine var olamadıklarından canlı bile sayılmazlar.

COVID-19,  DNA’sı olmayan, sadece RNA’sı olan bir “RNA virüsü”dür. RNA’sını konak hücreye zerk eder, sonra o hücrenin kendini yineleme mekanizmalarını kullanarak binlerce yeni virüs ürettirir. Yani konak hücreyi bir fabrika gibi kullanır. Konak hücre çok dolunca patlar ve kopyalanan virüsler aynı işlemi diğer hücrelerde yinelemek üzere bulundukları ortama dağılırlar.  Koronavirüslerin yüzeyinde çıkıntılar halinde bulunan “diken” proteinleri konak hücrelere çıpa atmak için kullanırlar (resimdeki kırmızı bölgeler.)

Virüsler nasıl etkisiz hale getirilir?

Virüsler küçük boyutlu parçacıklardan derlenmiş olduklarından, vücut dışındayken bunları dağıtmak, aktivasyonlarını bitirmek için yeterlidir. Resimde gri ile gösterilen bölgelerde epey lipit molekülü barındırır; kendimizi COVID_19’dan korumak için su ve sabun kullanımının bu denli vurgulanmasının ana nedeni de budur. Ayrıca yüzey temizliğinde koronavirüslerin zarfında etkin olan %70lik alkol, çamaşır suyu, UV ışını ya da yemek pişirme sıcaklığı yeterlidir.

Tanı nasıl konur?

Virüsün kendini tekrarlamak için kullandığı RNA dizisi ile insanların RNA dizilerinde örtüşen bölgeler olmadığından, bu diziyi tanıyan kitler kişiden alınan dokuda bu yabancı maddenin bulunup bulunmadığını tayin eder. Benzer kitler standart başka tanılarda da kullanıldığından bununla ilgili ana ekipman ve malzeme, araştırma üniversitelerinde ve hastanelerde bulunmakla birlikte, salgın sırasında yeterli sayıda kullanıcının eğitilmesi zaman alabilir.

Aşı geliştirme süreci nasıl işler?

Bağışıklık sistemi yabancı maddeleri algılamak üzerine kuruludur; yüzeydeki diken proteini dış ortamla en fazla temasa sahip olduğundan, akyuvarlarla karşılaması en yüksek olasılıklı bölgedir.

Aşılarda ya tüm virüsün zararlı olmayan ama bağışıklık sistemince tanınabilen bir versiyonu kullanılır ya da sadece diken proteini sağlıklı bireye enjekte edilir. Her iki durumda da, vücudun yabancı maddeyi algılayıp saldırabilmesi süreçlerini içeren bağışıklığın birkaç hafta içinde kendiliğinden gelişmesi beklenir.

Aşı geliştirmede zaman problemi:

Aşıda kullanılacak doğru virüs türevi/protein belirlense dahi, bunların sağlıklı bireylerde denenmesi, etkin olduğu kanıtlanırsa çok büyük miktarlarda üretilmesi ve yaygın uygulanması hep zaman alan süreçlerdir. Aşı geliştirmede 18 ay standart kabul ediliyor; olağanüstü şartlarda bunun ne denli hızlandırılabileceği ise çok net değil

Antiviral tedaviler / ilaç geliştirme ve zaman

Hastalığı kapmış kişilerde en etkin tedavi virüsün etkisini bozan (ör. diken proteinin hücreye çıpalanmasını engelleyen) küçük molekül ilaçların geliştirilmesidir. İlaç geliştirme, etkinliğin kanıtlanması ve yan etkilerin belirlenmesi için gerekli denemeler nedeniyle çok uzun süreçlerdir. Bu yüzden insanlarda kullanımı başka hastalıklar için zaten onaylanmış her türlü ilacın COVID-19 üzerindeki etkinliğinin araştırılması şu an en pratik yaklaşım. Tedavi bulunduğunda, bu küçük molekülleri yüksek miktarlarda üretmek makul zamanda erişilebilecek bir amaç.

 

 

 

Önceki İçerikCep telefonları ve büyük veri COVID-19’a karşı
Sonraki İçerikCOVID-19 ve epidemik modelleri
Canan Atılgan
Bilim Akademisi üyesi Canan Atılgan, lisans ve doktora derecelerini sırasıyla 1991 ve 1996 yıllarında Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden aldı. 1996-1999 yılları arasında Florida Eyalet Üniversitesi bünyesindeki Süperbilgisayar Hesaplamaları Araştırma Merkezi’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. 1999’dan bu yana Sabancı Üniversitesi öğretim üyesidir.  Haziran 2021’den beri Bilim Akademisi’nin başkanıdır.
Polimer ve protein dinamiği ile karmaşık moleküler sistemlerin teorik ve hesaplamalı yöntemlerle incelenmesi konularında araştırmalar yapmaktan keyif alır. Yüksek öğrenimde kullanılan yeni eğitim tekniklerini lisans ve lisansüstü derslerinde uygulamaya, yereldeki öğrencilerin birikimlerini ve arkaplanlarını da gözeterek uyarlamaya kafa yorar. Zaman buldukça popüler bilim platformlarında araştırmalarını ve birikimlerini aktarır.