Gezegenimizin hayati göstergeleri: İklim Krizi

Avustralya, Sydney, 15 Mart 2019 - 20 bin Avustralyalı öğrenci iklim değişikliği için acil önlem talep ediyor. (Shutterstock)

Fazla söze gerek yok, NASA’nın küresel iklim değişikliğinin hayati göstergelerini paylaşan  websitesinden alıntıladığımız verileri paylaşıyoruz:

Isıyı atmosferde hapseden karbondioksit oranı çok hızlı artıyor!

Karbondioksit (CO2) ısıyı atmosferde tutan önemli bir sera gazı. Bir serada cam veya naylon duvarlar ısıyı nasıl içeride hapsediyorsa, sera gazları da ısının atmosferde hapsolmasına neden olan gazlar. Atmosferde bu gazlardan ne kadar çok olursa, Güneşten gelen ve yüzeyden yansıyan radyasyonun geri uzaya kaçması o kadar daha zorlaşıyor ve Dünya da bir o kadar daha ısınıyor.   CO2 , ormanların yok edilmesi, fosil yakıtların kullanımı gibi insan kaynaklı veya solunum, volkanik patlamalar gibi doğal süreçlerde salınıyor.

Aşağıdaki grafik Hawaii’deki Mauna Loa Gözlemevi tarafından ölçülmüş verileri gösteriyor. Mevsimsel değişimler çıkartılmış olarak atmosferdeki ortalama COseviyesini gösteren grafikte düzenli (ve hızlı) bir artış var. COAğustos 2019’da 412 ppm* ölçülmüş. Bu grafikte şuna dikkat çekelim artış hızı yılda yaklaşık 2 ppm.

Buzullardan alınan verilerden binlerce yıl öncesinde atmosferdeki CO2 seviyesini öğrenebiliyoruz. Bu değişimi gösteren grafik çok şey anlatıyor.  Tarihteki en yüksek değer 300 ppm olmuş, o da yaklaşık 320bin yıl önce.  CO2 seviyesinin yaklaşık 100bin yıllık bir periyotla salındığı görülüyor. Bu salınımlar sırasındaki değişim hızı son yıllardaki artış hızının yüzde biri mertebesinde.

Dünyanın ortalama yüzey sıcaklığı artıyor!

Dünyanın ortalama yüzey sıcaklığındaki değişimi gösteren grafik küresel ısınmayı gözler önüne seriyor.   1951-1980 arasındaki ortalama yüzey sıcaklıkları normal kabul edilerek elde edilen aşağıdaki grafik, 1880 yılından günümüze bu ortalamadan sapmaları gösteriyor (Kaynak: NASA/GISS). 

Son 138 yılın en sıcak 20 yılını 1997 sonrasında, en sıcak 10 yılını ise 2005 sonrasında yaşamışız. 2016 kayıtlara göre en sıcak yıl olmuş (sapma 0.98 oC), 2018 yılındaki sapma 0.8 oC olarak ölçülmüş. Bu veriler Climatic Research Unit ve National Oceanic and Atmospheric Administration verileriyle tutarlı.

Aşağıdaki video 1951-1980 yüzey sıcaklığı ortalamasını normal kabul ederek, 1880-2018 yılları arasındaki 5 yıllık yüzey sıcaklığı ortalamalarının normalden sapmasını gösteriyor. Sol üstte renklerin normale göre ne kadar sapmaya denk geldiği belirtilmiş. Maviler normalden soğuk, sarı ve kırmızılar normalden sıcak bölgeler.

Buzlar eriyor!

Her Eylül ayında kuzey denizindeki buz tabakasının alanı o senenin en düşük değerine ulaşıyor. Her yıl Eylül ayı verileri karşılaştırılarak deniz buzu tabakasındaki değişim takip ediliyor. Aşağıdaki grafik, uydu verisine göre 1979 yılından beri buz tabakasının alanında gerçekleşen azalmayı gösteriyor.

Eylül 1979 ve Eylül 2018’de alınmış aşağıdaki uydu görüntülerinde deniz buzu tabakasının neredeyse yarısına kadar küçülmüş olduğunu görebiliyoruz.

1979’dan 2018’e kuzey deniz buzu tabakasındaki küçülme https://climate.nasa.gov/vital-signs/arctic-sea-ice/

Kıtasal buzullar da eriyor. Antarktika her yıl 120 milyar ton, Grönland ise her yıl 280 milyar ton kütle kaybediyor (Gravity Recovery and Climate Experiment (GRACE) verisi).

Deniz seviyesi yükseliyor!

Deniz seviyesi küresel ısınmaya bağlı iki nedenle artıyor: buzulların erimesi ve ısınmayla deniz suyunun genleşmesi.

Aşağıdaki grafik, uydu verisine göre 1993’ten beri deniz seviyesinde kaydedilmiş değişimi gösteriyor. Mayıs 2019’daki son ölçüm 94 (± 4) mm. Yani yaklaşık 1 cm. Deniz seviyesinin her yıl yalaşık 3.3 mm arttığı da tespit edilmiş.

Defne Üçer Şaylan
Sarkac.org editör

*ppm=parts per million (belli bir gazın konsantrasyonunu gösteren birim. Örneğin 100 ppm, atmosferdeki 1 milyon gaz molekülünün 100 tanesinin CO2 olduğunu söylüyor. )

Kaynak:
Vital signs of the planet, NASA Global Climate Change, https://climate.nasa.gov/, Eylül 2019.