Adrenalin Nedir?

Bungee kordonuna kendini emanet edenlerin neye güvendiklerini daha önce yazmıştık. Peki ama bunu adrenalin yüklemesi adına yapanlar, tam olarak neyi arıyorlar? Tehlike anında salgılanan adrenalin hormonu insana fark edilebilir bir güçlenme ve beraberinde acı hissinin kaybını getiriyor. Tüm duyular keskinleşiyor. Vücudun kana direkt şeker pompalaması nedeniyle enerji artıyor. Nefes ile kalp atışları hızlanıyor. Kendini tehlikeye bile isteye atanlar işte tüm bu değişimleri aynı anda yaşıyorlar.

Böbreküstü bezlerinden dövüş veya kaç tepkisi ile salgılanan adrenalin hormonu hücre duvarında bulunan adrenerjik reseptörlere bağlanıyor. Bu reseptörlerin uyarılmasıyla başlayan ardışık olaylar özellikle düz kasların ve kalp kasının büzülmesine neden oluyor ve yukarıda saydığımız tüm fiziksel etkiler hissediliyor.

Astım krizi sırasında şişen bronşlardaki daralmayı da tersine çeviren bu büzüşme etkisi nedeniyle adrenalin kullanılan ilk astım ilaçlarından biriydi (1920’li yıllar). Ancak sıraladığımız diğer tüm etkileri de beraberinde getirdiğinden, özellikle kalple ilgili birçok yan etkisi görüldü.

Bugün hala en yaygın kullanılan astım ilaçlarından salbutamol (yaygın bilinen adıyla Ventolin) ise, rasyonel ilaç tasarımı dediğimiz yöntemle geliştirilen en eski ilaçlardan birisi (1960’lı yıllar). Bu yaklaşımda, çıkış noktasındaki molekül öyle değiştirilir ki, bir yandan hedeflenen işlev korunurken diğer yandan yan etkilere neden olan işlev ortadan kaldırılır. Resimde (doğal) adrenalin ve (tasarlanmış) salbutamol’ünyapısını karşılaştırdığımızda, araştırmacıların yeşil ve gri ile işaretlenmiş bölgeleri genişletmiş olduklarını görüyoruz.

İlacın hızla yaygın kullanıma sunulmasında kaşiflerinin birbirleri üzerinde deney yaparak bir ay gibi kısa sürede uygun dozu yakalamış olduğunu da ekleyelim! Acaba bu riskli işlem sırasında salgıladıkları doğal adrenalin bulgularını etkilemiş midir?

Adrenalin patlamasını ister ani tehlike karşısında, ister sözlü sınav başında, ister bungee atlayışı sırasında yaşayalım, vücut bu aşırı güç patlamasını uzun süre taşıyamayacağından, pompalanan kimyasalların temizlenmesi süreçleri harekete geçtiğinde kişiyi genelde aşırı bir yorgunluk hissi kaplıyor. Psikoloji bilimi neden bazı karakterlerin bu keskin hali sürekli kılmak için kendilerini tehlikeden tehlikeye attıklarını hala araştırıyor. Evrim bilimi ise, adrenalin hissini arama ile ilgili genleri taşımanın, insanlık tarihinde önemli ancak riskli keşiflere girişmede rolü olabileceğini ve bu nedenle doğal seçilimde elenmediğini öne sürüyor.

Canan Atılgan
Bilim Akademisi üyesi (Sabancı Üniversitesi)

 

Önceki İçerikSinemada Bilim İnsanları: The theory of everything / Herşeyin teorisi
Sonraki İçerikBir Söz – Bir Resim: Bakterilerin Oluşturduğu Sanat Eseri
Canan Atılgan
Bilim Akademisi üyesi Canan Atılgan, lisans ve doktora derecelerini sırasıyla 1991 ve 1996 yıllarında Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden aldı. 1996-1999 yılları arasında Florida Eyalet Üniversitesi bünyesindeki Süperbilgisayar Hesaplamaları Araştırma Merkezi’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. 1999’dan bu yana Sabancı Üniversitesi öğretim üyesidir.  Haziran 2021’den beri Bilim Akademisi’nin başkanıdır.
Polimer ve protein dinamiği ile karmaşık moleküler sistemlerin teorik ve hesaplamalı yöntemlerle incelenmesi konularında araştırmalar yapmaktan keyif alır. Yüksek öğrenimde kullanılan yeni eğitim tekniklerini lisans ve lisansüstü derslerinde uygulamaya, yereldeki öğrencilerin birikimlerini ve arkaplanlarını da gözeterek uyarlamaya kafa yorar. Zaman buldukça popüler bilim platformlarında araştırmalarını ve birikimlerini aktarır.