Biontech kararsızlığı

Shutterstock

Günlerden 23 Nisan 2021. Aşı yaptırmak için İstanbul’un büyük hastanelerinden birine doğru yürüyorum. Sokaklar, İstanbul ölçülerine göre sakin ama tamamen boş değil. Oysa sokağa çıkma yasağı var.

İnsanlar genelde sessiz ama endişeli görünüyorlar. Endişe az bile, Türkiye, 23 Nisan 2021’de günlük 100 bin kişide hasta sayısı açısından dünyada birinci ülke. Türkiye’de Nisan ayında her gün her 100 bin kişide 60-75 yeni COVID-19 olgusu bildirildi. Günlük yeni olgu açısından, bu sayı dünyada en üst sırada yer aldı. Hindistan’ı da geride bıraktık. Bunu düşünmek bile çok ilginç. Tarihsel bir an olduğunun kaç kişi farkında acaba? Peki, ya çok zorlu bir sınavla karşı karşıya olduğumuzun?

Tam bir yıl önce, pandeminin ilk evresinde Türkiye’de salgın bu kadar kötü değildi. İtalya, İspanya, ABD ve Fransa’ya bakıp, Türkiye hiç de fena değil diyorduk. Çoğu kişi, pek çok meslektaşımız Türkiye’nin bu göreli başarısının nedenlerini sıralamaya çalışıyordu. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) başkanı, alınan önlemlerin gecikmesi nedeniyle “umarım İtalya’dan kötü olmayız” diye uyarmıştı ve nefret mesajlarına maruz kalmıştı. Biz hiç İtalya kadar kötü duruma düşer miydik? Ama tam bir yıl sonra, pek çok ülke pandeminin etkilerini kontrol altına alıyorken, birdenbire dünyanın en kötü durumda ülkesi haline nasıl geldik? Rakamlara yeniden ve yeniden baktığımızda, Türkiye’nin, 100 binde görülen günlük olgu sayısında bir numara olduğunu görmek gerçekten çarpıcıydı.

19 Nisan 2021 haftasında milyon kişide teyit edilen haftalık olgu sayıları. Türkiye yeni olgu açısından dünyada en yüksek sayıya ulaştı. Kaynak: Our World in Data

Hal böyleyken, insanların her şey bir yana, aşılanma konusunda telaşlı ve sabırsız olmaları beklenir ama öyle değildi. Aşılanma için uzun bir kuyruk bekliyordum ama Biontech aşı sırasında yalnız 3-5 kişi vardı. Aşı kuyruğunda beklerken kararsızlığın getirdiği ataleti göreceğim hiç aklıma gelmemişti. Kayıt olup, doktorun tek sorusu olan kronik hastalığınız ve alerjiniz var mı sorusundan sonra aşı olmayı beklemeye başladım. Birazdan Biontech aşısını yaptırmak üzere sırada bekleyen kişilerin hâlâ kararsız olmaları şaşırtıcıydı. Benden sonra aşı olacak kişi, cep telefonuyla tanıdığı tüm doktorları arıyordu. Danıştığı bazı doktorlar alerjisi varsa Biontech aşısı olmaması gerektiğini, bazılarının da Biontech’in yan etkilerinin daha çok olduğunu söylemesi nedeniyle kafası daha da karışmıştı ve başka doktorlardan fikirler alarak son kararını doğru vermeye çalışıyordu. Böyle bir tablo beklemiyordum. Demek ki, doktorlarımızın da kafası karışıktı. Üstelik, ABD’nin ve neredeyse tüm gelişmiş ülkelerin yapmakta birbirleriyle yarıştıkları Biontech aşısı konusunda aşı kararsızlığı olacağını düşünmemiştim.

Pfizer-BioNTech aşısında alerjik reaksiyonlar hakkında ne biliyoruz?

Amerika Birleşik Devletleri’nde 23 Aralık 2020 itibariyle 1,893,360 kişi Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısının ilk dozunu yaptırdı ve 4,393 (%0.2) kişide istenmeyen etki bildirildi. Bu kişiler arasında, 175 kişi ileri incelemeye değer bulunarak araştırıldı ve 21 kişide (milyonda 11,1 oranında) anafilaksi olabileceği düşünüldü. Bu 21 kişinin 17’sinde daha önce alerji veya alerjik reaksiyon öyküsü olduğu, yedi kişide ise anafilaksi öyküsü olduğu saptandı. Bu semptomlar aşıyı aldıktan ortalama 13 dakika (2 ile 150 dakika aralığında) sonra görüldü. Bilgisi olan 20 kişinin tümü sağ kaldı.[1]CDC COVID-19 Response Team; Food and Drug Administration. Allergic Reactions Including Anaphylaxis After Receipt of the First Dose of Pfizer-BioNTech COVID-19 Vaccine – United States, December 14-23, 2020. MMWR Morb Mortal Wkly Rep. 2021 Jan 15;70(2):46-51. doi: 10.15585/mmwr.mm7002e1

 

Bugün on milyonlarca kişiye yapılmış olan Pfizer-Biontech aşısının etkinliği de yan etkileri de yakından takip ediliyor. mRNA aşıları herhangi bir alerjisi olan bireylere de tavsiye ediliyor ve biz de tavsiye ediyoruz.

Aşı sıram geldi. Kayıt bir odada yapılmıştı, aşı bir başka odada yapılacaktı. Odada iki hemşire vardı. Allerji bilgisi bir kez daha soruldu. Aşıyı yapan hemşire, aşı yerine 24 saat su değmemesi gerektiğini söyledi. Neden diye sordum, apse olabilir dedi. Sonunda dayanamayıp enfeksiyon hastalıkları uzmanı olduğumu söyledim. Karşılıklı meslektaşça bir rahatlama ve gülümseme yaşandı, “e o zaman siz daha iyi bilirsiniz, neden soruyorsunuz” dediler. Babacan hoca tavrıyla bakalım nasıl yapıyorsunuz merak ettim dedim, 24 saat beklemenin gerekli olmadığını söyledim.

Odadan çıktığımda ikili üçlü gruplar halâ Biontech aşısını tartışıyor ve orada güvenlik görevlileri dahil gördüklerine soruyor ve karar vermeye çalışıyorlardı.

Sonuç olarak bu tablodan etkilendim, özellikle hekimlerin kafalarının bu kadar karışık olmasına üzüldüm. Alerji ve kronik hastalıkların sıkça sorulması ve BionTech aşısıyla birlikte anılması da bu kararsızlık ve kaygıyı artırmaya yarıyordu. İsrail nüfusunun neredeyse %60’ını, ABD %50’sini BionTech veya diğer mRNA aşısı olan Moderna ile aşılamışken ve aşının etkinliğiyle ilgili umut verici haberler alırken bizde kararsızlık yaşanıyordu.

Grafik Pfizer-Biontech aşısını kullanan İsrail’deki 1 Haziran 2020-1 Haziran 2021 arasındaki günlük vaka sayılarını gösteriyor (7 günlük ortalama). İsrail aşılamaya 20 Aralık 2020’de, ikinci doz aşılamaya ise 10 Ocak 2021’de başladı.  Kademeli açılma 7 Şubat 2021’de başladı, İsrail 7 Mart 2021’de tam açılmaya gitti[2]Haas, E. J. ve ark.(2021). Impact and effectiveness of mRNA BNT162b2 vaccine against SARS-CoV-2 infections and COVID-19 cases, hospitalisations, and deaths following a nationwide vaccination campaign in Israel: an observational study using national surveillance data. The Lancet, 397(10287), 1819–1829. https://doi.org/10.1016/s0140-6736(21)00947-8. İkinci doz aşılama başladıktan sonra önlemler kaldırılmasına karşın vakalar hızla düşmeye devam ediyor. Bu yazının yayınlandığı 5 Haziran itibariyle İsrail nüfusunun %56,7’sini aşılamış durumda, 1 Hazirandan beri günlük vaka sayısı 10’un altında. (Veri kaynağı: Our World in Data CC-BY)

Sosyal medyada, “bir de benden dinleyin” tadında uzun uzun BionTech mi Sinovac mı videoları kararsızlığı azaltmıyor, sanki daha da körüklüyordu.

Bu tereddüdün nereden kaynaklandığı hakkında bir tahmin yürütülebilir. Türkiye’de herkesin Coronavac (Çin aşısı) olacağının düşünüldüğü zamanlarda, Bakanlık tarafından “sizler için yan etkisi daha az, bilindik, geleneksel yöntemle hazırlanan Çin aşısı getiriyoruz” söylemini ve bazı bilim kurulu üyelerinin de bu söylemi defalarca tekrarladıklarını biliyoruz.[3]Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, SÖZCÜ’nün aşı sorularını yanıtladı: Çin aşısı ucuz diye değil, güvenilir diye aldık, 8 Aralık 2020, https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/ismail-saymaz/saglik-bakani-fahrettin-koca-sozcunun-asi-sorularini-yanitladi-cin-asisini-ucuz-diye-degil-guvenilir-diye-aldik-6157581/ Zaman değişti, Çin aşısı, Rus aşısı derken, 2021’in Mayıs ayında bu kez Türkiye’de BionTech aşısının kapsamlı olarak uygulanması gündeme geldi. Şimdi, politik nedenlerle yaratılan gereksiz BioNtech kararsızlığının giderilmesi gerekli ki normalleşebilelim…

Önder Ergönül
Bilim Akademisi üyesi
Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi (KUISCID) Direktörü

Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 CDC COVID-19 Response Team; Food and Drug Administration. Allergic Reactions Including Anaphylaxis After Receipt of the First Dose of Pfizer-BioNTech COVID-19 Vaccine – United States, December 14-23, 2020. MMWR Morb Mortal Wkly Rep. 2021 Jan 15;70(2):46-51. doi: 10.15585/mmwr.mm7002e1
2 Haas, E. J. ve ark.(2021). Impact and effectiveness of mRNA BNT162b2 vaccine against SARS-CoV-2 infections and COVID-19 cases, hospitalisations, and deaths following a nationwide vaccination campaign in Israel: an observational study using national surveillance data. The Lancet, 397(10287), 1819–1829. https://doi.org/10.1016/s0140-6736(21)00947-8
3 Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, SÖZCÜ’nün aşı sorularını yanıtladı: Çin aşısı ucuz diye değil, güvenilir diye aldık, 8 Aralık 2020, https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/ismail-saymaz/saglik-bakani-fahrettin-koca-sozcunun-asi-sorularini-yanitladi-cin-asisini-ucuz-diye-degil-guvenilir-diye-aldik-6157581/
Önceki İçerikErdal İnönü: Bilim, düşünce ve politika
Sonraki İçerikAtık yönetimi, sürdürülebilir atık teknolojileri nedir?
Önder Ergönül

Bilim Akademisi üyesi Önder Ergönül,  1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlık eğitimini, 1996 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda tamamladı. 2000-2002 yılları arasında University of Utah, School of Medicine, Department of Internal Medicine Division of Infectious Diseases, Utah, A.B.D.’de araştırmalarda bulundu. Yüksek lisans eğitimini, 2003 yılında Harvard School of Public Health, Boston, A.B.D.’de “sayısal yöntemler” alanında tamamladı. 2004 yılında Bayındır Hastanesi Araştırma Ödülü’nü, 2007 yılında ise Türk Tabipleri Birliği Prof. Dr. Nusret Fişek Halk Sağlığı Bilim Ödülü’nü aldı. 2006-2010 yılları arasında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalıştı. 2010 yılında Profesör oldu.

Ergönül, 2011 yılından bu yana VKV Sağlık Kuruluşlarında Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nde görev yapmaktadır.  Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi’nin (KUISCID) kurucu direktörüdür.

Araştırma alanları yeni enfeksiyonlar (emerging infections), Enfeksiyon hastalıkları klinik çalışmalar ve epidemiyolojisidir.