Sualtı Arkeolojisinin Bodrum’da Başlayan Hikayesi

Solda Peter Throckmorton- Sağda George Bass. 1960 Gelidonya Burnu Batığı kazısı. Foto: ©INA

Bodrum’da bir Sualtı Arkeoloji Enstitüsü ve Araştırma Merkezi

1958 yılında gazeteci ve araştırmacı Peter Throckmorton, sünger dalgıçları ile ilgili bir araştırma yapmak için Bodrum ve civarını ziyaret ederken, sünger dalgıçlarından çok eski bir batık geminin olduğunu öğrendi. Bu batık, süngercilerin aktardığı kadarıyla Gelidonya Burnu’ndaydı ve batıkta bakır külçeler bulunuyordu. Üniversite eğitimi sırasında arkeoloji dersleri alan Throckmorton, bu külçelerin Tunç Devri’ne ait bakır külçeler olabileceğini düşündü ve bu alana daldı. Bu dalış, sualtı arkeolojisi bilim dalının ortaya çıkmasına ve Sualtı Arkeoloji Enstitüsü’nün  (Institute of Nautical Archaeology-INA) kuruluşuna yol açan tarihi bir dalıştı.

Throckmorton, o yıllarda Türkiye’de Gordion antik kentinde arkeolojik kazı yapan Pensilvanya Üniversitesi ile irtibata geçip, Gordion kazı ekibinde yer alan George Bass ile görüştü. İkisi bu batığın kazısının yapılmasına dair girişimlere başladılar.  1960 yılında George Bass, Peter Throckmorton ve genç dalgıçlardan oluşan ekibi ile ilk defa Gelidonya’da, kara kazılarında kullanılan sistematik arkeolojik kazı tekniklerini uygulayarak dünyadaki ilk bilimsel sualtı kazısını gerçekleştirdi. Böylece tüm dünyada sualtı arkeolojisi bilim dalı; 1960 yılında Türkiye’de George Bass tarafından başlatılmış oldu.

Bu kazı sonrasında sualtı çalışmalarına devam eden George Bass, 1960’lı yılların başında o dönemki Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurarak, Bodrum Kalesi’nin arkeoloji müzesine dönüştürülmesini istedi.  Kültür Bakanlığı 1971 yılında kuruldu ve o zamana kadar arkeolojik faaliyetlerle Milli Eğitim Bakanlığı ilgileniyordu. Alınan izinlerden sonra şahsi parası ile ilk sergi salonlarının oluşturulmasını sağladı. Daha sonraki yıllarda da, INA kazılardan su yüzüne çıkardığı oldukça büyük miktarda buluntunun konservasyonunu gerçekleştirerek bunları sergilemek üzere müzeye kazandırdı. Bugün dünyanın sayılı sualtı arkeoloji müzelerinden biri olan ve ülkemize gelen birçok turistin büyük beğeni ile gezdiği Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi bu şekilde kuruldu.

Türkiye Kazıları ve Bodrum Araştırma Merkezi

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü’nün (INA) temel çalışma amacı; dünya denizcilik tarihinin, özellikle Doğu Akdeniz ve Ege bölgesindeki geçmişinin insanlığa kazandırılması ve 1960 yılından bugüne bu bağlamda dünyanın farklı ülkelerinde toplam 68 batık gemi kazısı ve araştırma projesi gerçekleştirildi.  Türkiye’de de Bakanlar Kurulu ve Kültür Bakanlığı’nın izinleriyle 20 adet batık kazısı yapıldı.

Türkiye’de yapılan batık kazıları sırasıyla: 1960 – Gelidonya Burnu Batığı (MÖ. 12.yy); 1961 – 1964 Yassıada 7.yy Batığı (MS. 7.yy); 1967 – 1969 Yassıada 5.yy Batığı (MS. 5.yy); 1976 – Şeytan Deresi Batığı (MÖ. 16.yy); 1977 – 1979 Serçelimanı Batığı (MS. 11.yy); 1980 – 1981 Serçelimanı Hellenistik Batığı (MÖ. 3.yy 2.çeyreği); 1982 – 1983 Yassıada Osmanlı Batığı (MS. 16.yy); 1984 – 1994 Uluburun batığı (MÖ. 14.yy); 1995 – 1998 Bozburun Batığı (MS. 9.yy); 1999 – 2001 Tektaş Batığı (MÖ. 5.yy); 2002 – 2004 Pabuçburnu Batığı (MÖ. 6.yy); 2005 – 2008 Yenikapı Batıkları – 8 adet (MS. 7-10. yy’lar); 2005 – 2011 Kızılburun Batığı (MÖ. 1.yy)

Antik dönem batık gemilerinin kazısını gerçekleştiren INA, oldukça uzun süren ve zor olan sualtı eserlerinin konservasyon/restorasyon çalışmalarını da büyük bir titizlikle sürdürüyor. Türkiye’deki kazıların sonrasında yapılan tüm çalışmalar Bodrum Araştırma Merkezi’nde (INA, Bodrum Research Center-BRC) gerçekleştiriliyor.

Bodrum Araştırma Merkezi’nin (BRC) hikayesi; INA’nın 1990’lı yıllarda Bodrum’da bir arazi satın alarak, Akdeniz’deki araştırmalarını yapabileceği bir merkez inşa ettirmesi ile başladı. BRC’de ofisler, laboratuvarlar, kütüphane ve misafirhane bulunuyor.

BRC’ın ana binaları, Arkitekt dergisi tarafından iki kez Ağa Han ödülünü kazanmış olan mimar Turgut Cansever tarafından kendi imzası sayılabilecek bir stil ile tasarlandı. Foto: © INA

BRC bünyesinde 2000 yılında açılan INA kütüphanesi 15bin civarında kitap ve dergi barındırıyor ve Doğu Akdeniz’deki en büyük sualtı arkeolojisi yayın koleksiyonuna ev sahipliği  yapıyor.

INA – BRC’da gerçekleştirilen çalışmaların büyük bölümü sualtı kazılarından çıkartılan buluntuların konservasyon ve restorasyonu. Bu çalışmalar 2 ayrı laboratuvarda gerçekleştiriliyor. Griffis Konservasyon Laboratuvarı’nda INA projelerinde su yüzüne çıkartılan tüm organik ve inorganik eserlerin temizliği, sağlamlaştırılması, korunması, birleştirilmesi, tümlenmesi işlemleri yapılıyor. Kütüphane ve laboratuvarda yapılan çalışmalar çoğunlukla kazının kendisinden daha fazla zaman ve bütçe gerektiriyor. Birçok kez kazı, kazı alanında bitmeyip; laboratuvarda, amphoraların dibinde birikmiş olan çökeltilerin içindeki zeytin çekirdeğinden polenlere kadar tüm organik kalıntıların incelenmesiyle devam ediyor. Hatta son zamanlarda, bu çökeltilerin içindeki DNA’lar bile araştırılıyor.

Kızılburun Batığı’ndan çıkarılan seramiklerin tümlenmesi. Foto: © INA

Hethea Nye Ahşap Laboratuvarları’nda ise araştırmacılar, çoğunlukla suya doymuş, bu nedenle de oldukça yumuşamış olan yüzlerce yıllık ahşaplarla çalışıyorlar. Ahşap konservasyonu BRC’deki temel uygulamalardan birisi. Suya doymuş olan ahşaplara uygulanan bu işlemler; öncelikle ahşabın tuzdan arındırılması, sonrasında ise bünyesinde yer alan suyun gerekli kimyasallar ile yer değiştirmesi ile gerçekleşiyor. BRC laboratuvarları ayrıca inorganik malzemeler olan; metal, cam ve seramik konservasyonları için de uygun olarak donatılmış durumda. Bu malzemeler genellikle sualtından parçalar halinde çıkarılıyor. Laboratuvar ekibi, bu eserlerin kataloglama ve belgeleme işlemlerini tamamladıktan sonra, tuzundan arındırıp, temizleyip, sonrasında ise; eseri sağlamlaştırmak ve sergiye hazırlamak için tümleme çalışmalarını gerçekleştiriyorlar.

VIRAZON II

INA, sualtındaki çalışmalarını ARV Virazon II isimli araştırma gemisi ve Carolyn isimli dalabilen sualtı aracı ile gerçekleştiriyor. 1961 yılından beri pek çok batık araştırmasında ve sualtı kazında kullanılmış olan, INA’nın araştırma gemisi Virazon, 2015 yılında emekliye ayrıldı ve Tuzla’da Virazon II* inşa edildi. Virazon II, güvertesinde INA’nın 2 kişilik denizaltısı Carolyn’i taşıyabilmesinin yanı sıra, sualtı yüzey araştırmalarında ve batık kazılarında görev alacak ve üye sayısı 19’a kadar olan araştırma ekiplerini misafir edebiliyor.

Virazon II, Foto: ©Orkan Köyağasıoğlu-INA

Her ne kadar dünya denizlerinde pek çok araştırma gemisi arkeolojik projelerde çalışsa da Virazon II, dünyadaki ilk arkeolojik araştırma gemisi (ARV/Archaeological Research Vessel) olarak inşa edildi ve klaslandı**. Tüm Akdeniz ve daha uzun mesafedeki sualtı projelerinde yer alacak kapasiteye sahip Virazon II, 25 m. boyunda ve 8 m. genişliğinde ve 5 ton kapasiteli bir maçuna; 500 kg. kapasiteli bir vinç; çalışılan alanlarda meydana gelebilecek dalış hastalıklarının tedavisi için kullanılacak basınç odası; batıkların üzerindeki tortu tabakasını kaldırmak amacıyla kullanılan emiciler için düşük basınç kompresörleri; standart dalış tüplerini ve Nitrox karışım gazının kullanıldığı dalış tüplerini doldurabilecek yüksek basınç kompresörleri ve dahili çok fonksiyonlu sonar sistemleri ile donatılmış.

Bodrum Araştırma Merkezi’nde 20 daimi personel ve yaklaşık 15-20 kişilik değişen araştırma ekibi ile  çalışmalarını sürdüren INA, sualtı arkeolojisi ve sualtı buluntularının konservasyon ve restorasyonu ile ilgili birçok toplantı, workshop, seminer, vb. çalışma da gerçekleştiriyor. Türkiye’den ve dünyanın birçok farklı üniversitesinden öğrenciler en az bir yıl önceden başvurulması şartıyla enstitünün çalışma alanıyla ilgili olarak laboratuvarlarda staj, uygulama yapma imkanından faydalanabiliyor.

Tûba Ekmekçi Littlefield 
Sualtı Arkeoloji Enstitüsü – Bodrum Araştırma Merkezi Direktörü 

* Virazon II, NavTek Deniz Teknolojileri ve INA arkeoloğu Orkan Köyağasıoğlu tarafından tasarlanarak İstanbul Tuzla’daki MengiYay Tersanesi’nde 2015 – 2016 yıllarında inşa edilmiştir.

**Klaslama; Klaslama, klas kuruluşu tarafından tasarım ve inşa aşamasında oluşturulan bir dizi kural ve standartın işletme sırasında muhafaza edildiğini güvence altına alan, kapsamlı bir kontrol servisi. Virazon II’nin arkeolojik araştırma gemisi olarak klaslanmış olması, geminin sadece arkeolojik çalışmalarda kullanılacak olduğu anlamını taşıyor. INA’nın arkeoloji çalışmalarından elde ettiği 57 yıllık tecrübesi ile yeni geminin tasarımı tamamen arkeolojik çalışmalara (kazı ve araştırma) uygun olarak yapılmış, klas kuralları da buna göre uygulanarak Virazon II ARV olarak klaslanmıştır.