Yaz Saati Nedir?  “Sürekli Yaz Saati”nin elektrik tüketimine etkileri…

Güneş’in doğal hareketine göre belirlenmiş gün tanımında saat 12:00 civarı Güneş gökyüzünde en yüksek konumunda bulunur.  Doğal saat veya standart saat diye bilinen saat uygulaması Güneş’in gökyüzündeki konumunu esas alır.

Yaz saati uygulamasında yazın saatler yapay olarak ileri alınır. Bu uygulama insanların aktif olduğu saatlerde güneşten en fazla yararlanmalarını sağlamak ve dolayısıyla enerji tüketimini azaltmak amacıyla kullanılır.

Yazın sabah insanlar yataktan kalktıklarında hava zaten aydınlık olur. Akşam ise güneşin battığı vakte yapay olarak ne kadar geç bir saat tayin edersek güneşten o kadar daha fazla yararlanabiliyoruz. Mesela güneş saat 20:30 da batıyorsa buna yapay olarak 21:30 dersek, 23:30 da yatan bir aile 3 yerine 2 saat ışık yakıyor.  Dolayısıyla yaz saati uygulamasında yazın akşam saatlerinde aydınlatma için harcanan enerji azalıyor.

Kışın ise Güneş geç doğar ve erken batar. Yaz saati uygulaması kışın da devam ettirilirse sabahları karanlıkta kalkılır ve bu yüzden aydınlatma ve ısıtma için fazladan enerji tüketilir.  Yaz saati uygulaması kışın devam ettirildiğinde Güneş doğal saate göre (genelde bir saat) daha geç batar.

Dünyada birçok ülke ilkbahar’da yaz saati uygulamasına geçerek saatlerini ileri alıyorlar ve sonbaharda da geri alarak doğal saate dönüyorlar. Bazı ülkeler yaz saatini kullanmıyor ve tüm sene doğal saatte kalmayı tercih ediyor.  Bunun sebeplerinden birisi de yazın soğutmaya harcanan enerji miktarındaki artış göz önüne alındığında yaz saatinin avantajları ilk uygulanmaya başladığı yıllardaki kadar net değil.

Türkiye 2016 Mart ayından beri sürekli yaz saati uygulamasına geçti, yani tüm yıl boyunca Güneş en yüksekteyken saat 13:00 civarı oluyor. Tüm yıl boyunca doğal saatten bir saat ileri olan yapay yaz saati kullanılıyor, Güneş doğal saatte olduğundan bir saat geç doğuyor ve bir saat geç batıyor.

Güneş’in gökyüzünde bulunduğu saatlere göre değişen enerji tüketimi, ekonomik ve politik sebepler hesaba katılarak ülkeler farklı tercihlerde bulunabiliyor.

Türkiye’nin sürekli yaz saat uygulamasını benimsediği 2016-2017 kış döneminde elektrik tüketiminde ne değişti?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji İşleri Müdürlüğü raporlarında 2013 yılından itibaren her ay toplam enerji tüketimi, doğal gaz tüketimi, elektrik tüketimi, motorin tüketimi verileri bulunuyor.

2013-2014 kışından itibaren elektrik tüketimi verileri aşağıdaki grafikte görülüyor.

Şekil 1: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji İşleri Müdürlüğü raporlarından alınmış verilere göre 2013-2014 Eylül ayından itibaren elektrik enerjisi tüketimi.  Enerji birimi ktoe* (kilo tonne of oil equivalent) bir ton petrolden elde edilen enerjiye eşdeğer. (2017 Ağustos verileri bulunmadığından Ağustos ayı hesaba katılmadı. )

2016-2017 kışında Kasım-Mart döneminde diğer yıllara göre bir artış olduğu görünüyor. Yıldan yıla elektrik tüketiminde artış oranları göz önüne alındığında her ay geçen yıla göre ortalama %3-5 civarı artış olurken, yapay yaz saatinin ilk kez uygulandığı Kasım 2016- Mart 2017 tarihleri arasında bir önceki aynı döneme göre %8 civarı artış olmuş. (Şekil 2).

Şekil 2. Elektrik tüketiminin kış ayları (Kasım-Mart) ve yaz aylarında (Nisan-Ekim) bir önceki seneye göre artış oranları. (2017 Ağustos verileri bulunmadığından Ağustos ayı hesaba katılmadı. )

Yani yapay yaz saatinin uygulandığı Kasım 2016-Mart 2017 döneminde fazladan (doğal saate dönülmüş olsaydı da %5 artış olacağı düşünülerek) tüketilen toplam elektrik 290 ktoe veya 3.4 milyar kilovatsaat olmuş. Bunun fazladan elektrik tüketimine bir alt sınır olduğu düşünülebilir.  Mesken kullanıcılarına uygulanan bir kilovat saatlik elektrik bedeli olan 41 kuruş üzerinden** hesaplandığında yaklaşık 1.4 milyar TL ‘lik fazladan elektrik tüketilmiş.

Burada hatırlatmak gerekir ki Aralık 2016 ve Ocak 2017’de Türkiye’nin elektrik ihtiyacının karşılanamadığı bir doğalgaz ve elektrik üretim krizi yaşandı. Bu aylardaki tüketim artışlarının, elektrik ve doğalgaz verilemediği için baskılanmış olduğu düşünülebilir**.

2016 Eylül ayında İstanbul Teknik Üniversitesi’nin önerdiği sürekli yaz saati uygulamasının gerekçelerine buradan ulaşılabiliyor. Bu gerekçeler uygulamadan önce yayınlanmış beklentiler. Gerekçelerde enerji tüketiminin azalacağı beklentisi dile getirilmiş. Oysa Enerji Bakanlığı verilerinde ilk uygulamadan sonra bu beklentinin en azından elektrik tüketiminde gerçekleşmediği görülüyor.

Yaz saati uygulamasıyla ilgili yeni bir açıklama Elektrik Mühendisler Odası websitesinden 16 Eylül 2017’de duyuruldu. Buradan konu ile yazılmış başka yazılara da ulaşılabiliyor.

Burada yalnız elektrik tüketimindeki değişim değerlendiriliyor.  Ülkeler yaz saati uygulaması tercihlerini belirlerken elektrik tüketimi dışında başka birçok kriter hesaba katıyorlar.  Türkiye, sürekli yaz saati uygulamasına devam etme kararı verirken, son bir senedir kazanmış olduğu deneyimle, enerji tüketiminde oluşan artış, sabah karanlığının toplum psikolojisi ve güvenlik açısından etkileri ve olası ekonomik kazanımları değerlendirmeli.  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın “sürekli yaz saati uygulaması”na ilişkin açıklamasında belirtmiş olduğu raporlar bu konuda aydınlatıcı olacaktır.

Defne Üçer Şaylan

____________________________________________________

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji İşleri Müdürlüğü raporlarına buradan ulaşılabilir.

*1 ktoe= 11630000 kilovat saat

**TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası’nın yaz saati uygulaması hakkında yayınlamış olduğu raporundan alınmıştır.

 

Önceki İçerikBahattin M. Baysal
Sonraki İçerikOrtaçağ Avrupa’sında bilim ve teknoloji
Defne Üçer Şaylan

Defne Üçer Şaylan, ODTÜ Fizik Bölümü’nden 1996’da lisans, 1998’de yükseklisans derecelerini aldı. San Diego’daki Kalifornia Üniversitesi’nde yaptığı fizik doktorasını 2004 yılında tamamladı. 2004-2014 yılları arasında Sabancı Üniversitesi’nde Temel Geliştirme Programının koordinasyonunda çalıştı. Çeşitli bilim eğitimi programlarının tasarlanması, oluşturulması, yürütülmesinde yer aldı. Şubat 2017’den beri Sarkaç’ta editör. Email